'Yıkıcı rekabet fayda sağlamaz'

Ekonomi dünyasının nabzının attığı Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu'nun katıldığı oturumda eğlenceli anlar yaşandı.

İki günlük ekonomi zirvesi sona erdi... Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin ikinci gününde de dijital çağın yarattığı yeni ekonomik trendler, yeni dünya düzeni bankacılık ve reel sektör ile sosyal sürdürülebilirlik gibi önemli konu başlıkları ele alınmaya devam edildi. 1100’ün üzerinde iş insanın katıldığı iki günlük zirvede konuşmacılar zaman zaman espri ve anılarıyla yoğun programı hafifletmeye çalıştılar.

Esprilerin bolca yapıldığı panellerden biri de İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ve Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek’in bankacılık ve reel sektör ilişkisini birlikte tartıştıkları oturum oldu. Adnan Bali bankalardan şikayet etmenin her zaman her platformda cazibeli olduğunu, iş yaptığını söylerken, Konukoğlu da, kredi sözleşmelerinin küçük puntolarla yazılmasına atıfta bulundu. Konukoğlu, “O karınca duası gibi sözleşmeleri okuyup, bir maddesini değiştiren var mı, bankalar ne diyorsa o oluyor” diyerek genel bir şikayeti dile getirdi.

Yıkıcı rekabetten fayda çıkmaz

Bankalar ile iş dünyası arasındaki kredi ilişkisinin evliliğe benzediğini belirten Adnan Bali, “Karşılıklı saygı ve dürüstlük içinde yürütülürse uzun yıllar devam eder. Türkiye’de geçmişte bankacılık ve reel sektör tarafında karşılıklı olarak hatalar yapıldı. Yıkıcı rekabetten hiçbir bankanın fayda sağlayamadığını gördük. Ama karşılıklı hatalar hepimizi geliştirdi. Bizim bankalar olarak en önemli göstergemiz sermaye yeterlilik oranı. Özkaynaklarımızı güçlü tutmalıyız. Bunu güçlü tutmayı başardığımız için 2008’de bir kriz yaşamadan özel sektörü desteklemeyi sürdürdük. Ancak bugünkü gelişmeler özkaynaklarımızı güçlü tutma çabalarımızı desteklemiyor. Bizim sermaye yeterliliğimizin aşağı inmesi iş adamından bireysel müşteriye kadar herkesi etkiler. Bankalar olarak fahiş kazançlar elde edelim demiyorum. Ama hepimiz aynı gemideyiz, aynı riskleri taşıyoruz. Ama sürdürülebilir makul kazançlarla reel sektörü desteklememiz önemli. Ekonominin büyüdüğü yerde herkes kazanır” dedi.

Yağmur yağarken şemsiyemizi almayın

2000’li yılların başında reel sektör olarak çok büyük bir kriz yaşadıklarını hatırlatan Abdulkadir Konukoğlu, “O dönemde eskiden kredi vermek için kapımızda yatan bankalarla oturup kredileri ödeme yollarını konuştuk. Bizi çok zorlayanlar oldu. Ama o günden bugüne bankalar da reel sektörde çok değişti. Eskiden bulutu gören bankalar hemen elimizdeki şemsiyeyi almaya kalkıyorlardı. Bizim istediğimiz yağmur yağarken şemsiyemizi almayın, biraz kolaylık gösterin. Çünkü büyümemiz için krediye ihtiyacımız var. Bankaların da büyümek için kredi vermeye yani reel sektöre ihtiyacı var” diye konuştu.

Banka genel müdürleri mutfağa girmeli

Sermayeden daha önemli bir şeyin de itibar olduğuna dikkat çeken Hüseyin Özdilek, şöyle konuştu: “İtibarınız varsa sahip olduğunuz sermayeden daha büyük bir iş yapma kapasiteniz olur. İşinizde zora da düşseniz birlikte iş yaptıklarınız sizin itibarınıza göre iş yapmaya devam eder, size bir nefes aldırır. Ama bankalar bilançoya bakıyor. Bazen de bilanço herşeyi anlatmayabiliyor. Bizim bugün çeşitli bankalarda 500 milyon dolarlık kredilerimiz var. Ancak geçtiğimiz günlerde bir banka ismini vermek istemiyorum, kredinin ortasında faizi artırdı. Bu bizim içimizi yaktı tabi. Çünkü bana göre akit akittir. Banka genel müdürleri işin mutfağına girmeli, müşterileri bizzat ziyaret etmeli.”