Yeni deprem haritasında dikkat çeken detay! 46 ilde tehlike azaldı
22 yıl sonra değişen "Türkiye Deprem Tehlike Haritası", online sorgulama sisteminin açılmasıyla bir kez daha gündeme geldi. Haritaya göre 46 ilde tehlike azaldı, 6 ilde arttı.
22 yıl sonra yenilenen “Türkiye Deprem Tehlike Haritası”, AFAD’ın uygulamaya koyduğu online deprem sorgulama sistemini duyurmasıyla gündeme geldi. Yaşadığı semtin deprem tehlikesini öğrenmek isteyenler “https://tdth.afad. gov.tr/” adresine akın etti.
Gazete Habertürk'ten Esra Nehir'in aktardığına göre; yeni haritada 46 ilde deprem tehlikesi azalırken, 6 ilde yükseldi. Eski haritada Türkiye topraklarının yüzde 42’si “en tehlikeli” kategoride tanımlanıyordu. Yeni haritada bu oran yüzde 17’ye düştü. 1996 yılında hazırlanan haritada binaların yüzde 44’ü “tehlikeli alanlar”da yer alırken, bu oran yüzde 26 olarak güncellendi. AFAD Yönetimi Başkanı Mehmet Güllüoğlu, “Yerin altı değişmedi ama fay hatlarını daha yakından tanımaya başladık” dedi.
"İSTANBUL’UN GÜNEYİNE DİKKAT"
Eski haritanın herhangi bir kente ilişkin genel tahmini ortaya koyduğunu belirterek, artık semt semt, hatta noktasal olarak tespit yapılabildiğini vurgulayan Güllüoğlu, “Örneğin, Manisa’nın tamamı eskiden en tehlikeli olarak kabul edilen 1. bölgede yer alırken yeni haritada artık renk geçişleri var. Deprem haritasının değişmesi sadece haritanın değişmesi anlamına gelmiyor, aynı zamanda inşaatlarda kullanılan binlerce parametrenin de değişmesi demek. Her bir parametrenin bir karşılığı var, bir maliyeti var. İstanbul’da fay hattı Marmara Denizi’nden geçiyor. Özellikle güneyindeki bölge tehlikeli. İstanbul’un güneyindeki binaların daha dayanıklı yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Güllüoğlu, zemininde kayma ve sıvılaşma tespiti yapılan Topkapı Sarayı’yla ilgili olarak ise “O yarıklar deprem kaynaklı değil ama bugüne kadar ayakta kaldı diye bundan sonra da ayakta kalır diye kimse garanti veremez” ifadesini kullandı. Sitenin ilk 12 saatte 5 milyon tık aldığını, 800 bin kişinin sorgulama yaptığını kaydeden Güllüoğlu, birkaç hafta içinde siteye girişlerin e-Devlet’te olduğu gibi üyelik yoluyla yapılacağını dile getirdi.
Gülloğlu, “Farkındalığı artırmak istiyoruz. ‘Oturduğunuz evin deprem sigortası var mı, güvenli bir bina mı, belediyenin imar planına uygun mu, siz bireysel olarak hazır mısınız?’ Vatandaşa bu soruları sordurtmak istiyoruz” dedi. Güllüoğlu, haritadaki değişikliklerin, deprem riski yükselen illerdeki inşaat maliyetlerinde artışa neden olacağına dikkat çekerek, “Depremden kaynaklı inşaat maliyetlerini artıracak. Betonarme taşıyıcı sistem denilen yapının maliyetinde yüzde 2’den yüzde 5’e kadar artış bekliyoruz” diye konuştu.
"FAY HATTI DEĞİL TEKNOLOJİ DEĞİŞTİ"
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ise yeni haritada deprem riskindeki düşüşleri teknolojinin gelişmesine bağlayarak, “Fay hattında değişiklik yok, teknoloji değişti. Yer altındaki sismik riski daha iyi şekilde ayırabilecek durumdayız. Yeni harita hazırlanırken zemin yapısını da göz önünde bulundurduk. Deprem sorgulama sistemi vatandaşı bilinçlendirerek kentsel dönüşüm konusunda duyarlılık kazandıracaktır. Yeni harita inşaat maliyetlerini değiştirebilir. Deprem bölgesi çıkarsa o bölgenin rayiç bedelleri düşebilir tabi. Genel olarak konut fiyatlarını olumlu etkiler” ifadesini kullandı.
"SİLİVRİ'DE TEHLİKE ARTTI"
İSTANBUL Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan: Harita eksik ve yetersiz. Deprem tehlike haritası değil deprem davranış haritası çıkarılmalı. Emekli Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik: Benzerleri arasında en iyisi. En son teknoloji ve bilgilerle hazırlanmış çok kıymetli bir haritadır. Avrupa ile de beraber çalıştık, onların da haritalarını alıp, onun üzerine ilaveler yaptık ama onun da üzerinde. Yeni harita ile belirsizliklerin azaldı. İstanbul için 1999 depreminden sonra ana Marmara fayının konumu daha iyi belirlendi, tehlike değerlendirmeleri de ona göre yapıldı.
Haritanın 4-5 yılda bir revize edilmesi gerekebilir. İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz: MTA diri fay hatlarını 2011 yılında güncelledi. Deprem tehlike haritasının güncellenme gereği çıkmıştı. 22 yıl sonra güncellendi, geç kalındı ama mevcut bilgilere göre doğru ve iyi bir harita. Eskiden fayın Marmara denizinin içinden dümdüz gittiği düşünülüyordu, bu değişti. Fayın yeri net olarak belirlendi. Buna paralel olarak da Avrupa yakasında özellikle Silivri civarında tehlike arttı.Anadolu yakasında ise tehlike azaldı.
ÖNCESİ:
SONRASI:
Gazete Habertürk'ten Esra Nehir'in aktardığına göre; yeni haritada 46 ilde deprem tehlikesi azalırken, 6 ilde yükseldi. Eski haritada Türkiye topraklarının yüzde 42’si “en tehlikeli” kategoride tanımlanıyordu. Yeni haritada bu oran yüzde 17’ye düştü. 1996 yılında hazırlanan haritada binaların yüzde 44’ü “tehlikeli alanlar”da yer alırken, bu oran yüzde 26 olarak güncellendi. AFAD Yönetimi Başkanı Mehmet Güllüoğlu, “Yerin altı değişmedi ama fay hatlarını daha yakından tanımaya başladık” dedi.
"İSTANBUL’UN GÜNEYİNE DİKKAT"
Eski haritanın herhangi bir kente ilişkin genel tahmini ortaya koyduğunu belirterek, artık semt semt, hatta noktasal olarak tespit yapılabildiğini vurgulayan Güllüoğlu, “Örneğin, Manisa’nın tamamı eskiden en tehlikeli olarak kabul edilen 1. bölgede yer alırken yeni haritada artık renk geçişleri var. Deprem haritasının değişmesi sadece haritanın değişmesi anlamına gelmiyor, aynı zamanda inşaatlarda kullanılan binlerce parametrenin de değişmesi demek. Her bir parametrenin bir karşılığı var, bir maliyeti var. İstanbul’da fay hattı Marmara Denizi’nden geçiyor. Özellikle güneyindeki bölge tehlikeli. İstanbul’un güneyindeki binaların daha dayanıklı yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Güllüoğlu, zemininde kayma ve sıvılaşma tespiti yapılan Topkapı Sarayı’yla ilgili olarak ise “O yarıklar deprem kaynaklı değil ama bugüne kadar ayakta kaldı diye bundan sonra da ayakta kalır diye kimse garanti veremez” ifadesini kullandı. Sitenin ilk 12 saatte 5 milyon tık aldığını, 800 bin kişinin sorgulama yaptığını kaydeden Güllüoğlu, birkaç hafta içinde siteye girişlerin e-Devlet’te olduğu gibi üyelik yoluyla yapılacağını dile getirdi.
Gülloğlu, “Farkındalığı artırmak istiyoruz. ‘Oturduğunuz evin deprem sigortası var mı, güvenli bir bina mı, belediyenin imar planına uygun mu, siz bireysel olarak hazır mısınız?’ Vatandaşa bu soruları sordurtmak istiyoruz” dedi. Güllüoğlu, haritadaki değişikliklerin, deprem riski yükselen illerdeki inşaat maliyetlerinde artışa neden olacağına dikkat çekerek, “Depremden kaynaklı inşaat maliyetlerini artıracak. Betonarme taşıyıcı sistem denilen yapının maliyetinde yüzde 2’den yüzde 5’e kadar artış bekliyoruz” diye konuştu.
"FAY HATTI DEĞİL TEKNOLOJİ DEĞİŞTİ"
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ise yeni haritada deprem riskindeki düşüşleri teknolojinin gelişmesine bağlayarak, “Fay hattında değişiklik yok, teknoloji değişti. Yer altındaki sismik riski daha iyi şekilde ayırabilecek durumdayız. Yeni harita hazırlanırken zemin yapısını da göz önünde bulundurduk. Deprem sorgulama sistemi vatandaşı bilinçlendirerek kentsel dönüşüm konusunda duyarlılık kazandıracaktır. Yeni harita inşaat maliyetlerini değiştirebilir. Deprem bölgesi çıkarsa o bölgenin rayiç bedelleri düşebilir tabi. Genel olarak konut fiyatlarını olumlu etkiler” ifadesini kullandı.
"SİLİVRİ'DE TEHLİKE ARTTI"
İSTANBUL Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan: Harita eksik ve yetersiz. Deprem tehlike haritası değil deprem davranış haritası çıkarılmalı. Emekli Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik: Benzerleri arasında en iyisi. En son teknoloji ve bilgilerle hazırlanmış çok kıymetli bir haritadır. Avrupa ile de beraber çalıştık, onların da haritalarını alıp, onun üzerine ilaveler yaptık ama onun da üzerinde. Yeni harita ile belirsizliklerin azaldı. İstanbul için 1999 depreminden sonra ana Marmara fayının konumu daha iyi belirlendi, tehlike değerlendirmeleri de ona göre yapıldı.
Haritanın 4-5 yılda bir revize edilmesi gerekebilir. İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz: MTA diri fay hatlarını 2011 yılında güncelledi. Deprem tehlike haritasının güncellenme gereği çıkmıştı. 22 yıl sonra güncellendi, geç kalındı ama mevcut bilgilere göre doğru ve iyi bir harita. Eskiden fayın Marmara denizinin içinden dümdüz gittiği düşünülüyordu, bu değişti. Fayın yeri net olarak belirlendi. Buna paralel olarak da Avrupa yakasında özellikle Silivri civarında tehlike arttı.Anadolu yakasında ise tehlike azaldı.
ÖNCESİ:
SONRASI: