Tam 16 yıl oldu! Peki ne değişti?

17 Ağustos 1999’da Türkiye deprem bölgesi olduğu gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşti. Peki, geçen 16 yılda önlemler ve deprem bilinci konusunda ne kadar yol kat ettik?

Türkiye, tarihinin en büyük felaketlerinden birini bundan 16 yıl önce bugün yaşadı. 17 Ağustos 1999 tarihinde merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan büyük bir deprem meydana geldi. Sabah 03.02’de başlayan ve Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki deprem 45 saniye sürdü. Tüm Marmara Bölgesi’yle birlikte Ankara’dan İzmir’e geniş bir alanda hissedildi. Bilanço da ağır oldu. Resmi verilere göre 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi yaralandı. 285 bin konut ve 40 binden fazla iş yeri hasara uğradı.

Depremin bu kadar çok can kaybına yol açmasının sebebi olarak kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan binalar ve daha ucuza mal etmek için malzemeden çalan müteahhitler gösterildi. Yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2100 dava açıldı. Depremden sonra, zorunlu deprem sigortası gibi bir takım düzenlemeler getirildi ve halkın bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapıldı. Hayatımıza ‘kentsel dönüşüm’ kavramı girdi.

İSTANBUL Teknik Üniversitesi Deprem Mühendisliği ve Afet Yönetimi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdul Hayır: “1999 depreminden sonra herkes deprem çantasını sağına soluna koydu ama sonradan unutuldu. Bunun yerine içinde pil, fener ve ilkyardım malzemelerinin bulunduğu acil durum dolabı olmalı. Evin içinde ağır avizeler sağlam sabitlenmeli. Depremde pencerelerden uzak durmak gerekiyor. Binanın merkezine doğru gidin. Acil durum kutuları da bu bölgede bulunmalı.”

DENİZ Jeololojisi alanında uzman Prof. Dr. Naci Görür: “Evde yangın tüpünüz olmalı. Aile fertleriniz doğalgaz veya elektrik şalteri nerededir, nasıl kapatılır bilmeli. Öte yandan bir kenti depreme güvenli hale getirmek için altyapıyı, yönetimi, yapı stokunu ve halkı hazır hale getirmek lazım. Bana göre bunlar yapılmadı. Önceden her ilçede afet yönetim merkezleri vardı. Bugün etkisizler, binaları bile kapatıldı. Eskiden acil geçiş yolları vardı, şimdi hepsi otopark oldu.”