Sultanahmet Cami restorasyonu ne durumda?
Tarihi Sultanahmet Camii’nin M1 minaresinde 2014 yılında başlayan restorasyon çalışması planlandığı gibi geçen temmuzda tamamlanamadı.
Tarihi Sultanahmet Camii’nin M1 minaresinde 2014 yılında başlayan restorasyon çalışması planlandığı gibi geçen temmuzda tamamlanamadı. Caminin genel restorasyona alınacağı öğrenilirken medresenin dış duvarındaki metal kaplama yazılar tepkilere neden oldu...
İstanbul’un en önemli mimari eserlerinden Sultanahmet Camii’nin batı köşesindeki M1 minaresinin restorasyon çalışmaları devam ediyor. 14 Temmuz tarihinde bitirileceği açıklanan minaredeki restorasyonun uzaması merak ve eleştirilere neden olurken, tarihi caminin Aralık ayında kapsamlı restorasyona alınmasının planlandığı belirtildi. İstanbul Vakıflar 1.Bölge Müdürlüğü yetkilileri ise Alba İnşaat tarafından yürütülen restorasyon çalışmasında, 6 sıra daha taş sökümü yapılacağını, hazırlanan proje ve raporun 4 Nolu Anıtlar Kurulu’na gönderilerek onay beklendiği bilgisini verdiler. Tarihi caminin bünyesinde yeralan ve “İstanbul Sultanahmet Vakfı” tarafından kullanılan tarihi medrese binasının dış cephesinde bulunan metal kaplama yazılar ise uzmanların büyük tepkisine yol açtı.
İşlemler uzadı
Sedefkar Mehmet Ağa tarafından 1616’da yaptırılan Sultanahmet Cami’nin M1 minaresi kayma olduğu ve can güvenliği riski taşıdığı gerekçesiyle 2014 yılında restorasyona alındı. Mevcut onaylı projeye göre restore edilmesi planlanan minareden 25 sıra söküm yapıldı. Ancak ilerleyen zamanlarda bazı taşlarda kenet olmadığı, sıvaların korozyona uğradığı görülünce, 6 sıra daha taş sökümü yapılması gerektiği belirlendi. Hazırlanan proje ve rapor, 1 Haziran tarihinde 4 nolu Anıtlar Kurulu’na gönderildi. Uzayan bürokratik işlemler nedeniyle Temmuz ayında bitirilmesi planlanan restorasyon çalışmasın da sarkma yaşandı.
3 yıl sürecek
Kültür turizmi açısından da büyük öneme sahip tarihi eserle ilgili İstanbul 1.Vakıflar Birinci Bölge Müdürlüğü yetkilileri ise Aralık ayı içerisinde kapsamlı restorasyon başlayabileceği belirterek şu bilgileri veri:
“M1 minaresinde söküm yapılan 25 sıraya ilaveten 6 sıra daha söküm yapılması gerektiği tespit edildi. Ortaya çıkan yeni durumla ilgili hazılanan proje ve rapor 4 Nolu Anıtlar Kurulu’na gönderildi. Hem Yıldız Teknik Üniversitesi, hem de İstanbul Üniversitesi’nden uzmanlar restorasyon çalışmasının bilim heyetinde yer alıyorlar. Vakıflar olarak denetleyici poziyonundayız. Geçtiğimiz günlerde Sultanahmet Cami’nin genel bakım ve restorasyonu için proje ihalesi yapıldı. Projeyi İM Mimarlık şirketi kazandı. Aralık ayında cami restorasyonun başlaması planlanıyor. Sultanahmet Cami’nin kapsamlı restorasyon çalışması 3 yıl sürecek ve bu süre içerisinde ibadete kapanmayacak.”
Yapılan tarihe ayıp
Tarihi Cami’nin bünyesinde yeralan ve “İstanbul Sultanahmet Vakfı” tarafından kullanılan tarihi medrese binasının dış kısmında bulunan metal kaplama yazılar ise uzmanların tepkisine neden oldu. Daha önce Fatih Belediyesi ve İstanbul İl Özel İdaresi tarafından 3 milyon 966 bin 107 lira bedelle restore edilen 396 yıllık Sultan Ahmet Medresesi’nin tarihi duvarlarına çakılan metalik yazıların esere Zarar verdiğini dile getiren Mimarlık Tarihçisi Prof.Dr.Afife Batur şöyle devam etti:
“Bu tür uygulamalar için söylenecek birçok eleştiri olabilir. Ama kanımca ilk söylenecek söz, ‘Haddini bilmemek ve yapıtın tarihini anlamamak’ olacaktır. Tarihi Medrese’nin kimliğini ve aidiyetini bu denli rahatlıkla ve düşüncesizce yok sayarak adeta ‘el koymak’, haddini bilmemenin yanı sıra çirkin ve estetik yoksunu bir algının da işaretidir. Giriş kapısının yanına konacak küçük bir tabela, saygılı bir tahsis işareti olarak işlevini görebilirdi. Üstelik Medrese’ye hiç dokunup değiştirmeden bir saygı işareti olurdu.”
‘Suç işleniyor’
Mimar Sinan Genim ise şunları söyledi:
“Osmanlı Padişahı Sultan Ahmet bile kendi adına yaptırdığı bu eserin kitabesine adını minimum boyutlarda yazdırmıştır. 14 yıl koskoca imparatorluğa hükmetmiş biri bunu yaparken, 400 yıl sonra yapılan duvarlara metalik harfler çakmak ahlaksızlıktır, ayıptır. 2863 sayılı yasa gereğince yapılan suçtur. Tarihi eserlere böyle zara verilemez. Boğaz’da 2 katlı ahşap evlerle uğraşanlar neredeler neden sesleri çıkmaz anlamamak çok güç!”
Milliyet