Şükrü Saracoğlu Stadı için şok iddia!
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadının bulunduğu alanın altında antik Khalkedon şehri olduğu gerekçesiyle sit alanı yapılmak isteniyor.
Beşiktaş ’ın İnönü Stadı’nın yıkılıp yeniden yapılması kararı tartışılırken stadın altındaki tarihi eserler gündeme gelmişti. Şimdi aynı durum Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı için de geçerli. Stadın bulunduğu alanın altında antik Khalkedon şehri olduğu gerekçesiyle sit alanı yapılmak isteniyor.
Tarihi kaynaklarda Khalkedon antik şehri olduğu tespit edilen alanda tiyatro, hipodrom, Constanius Sarayı, Ayai Eufemiave ve Ayaios Yeoryios kiliseleri ile çeşitli yapıların varlığı biliniyor. Ancak varlıkları bilinen bu eserlerin yerleri bugüne kadar tespit edilebilmiş değil.
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi’nce hazırlanan rapora göre bu alanda çıkmış çok sayıda antik dönem mimari ve kültür varlığı var. İstanbul Arkeoloji Müzesi yetkilileri de sadece ihbar geldiğinde bu bölgedeki inşaat çalışmalarından haberdar olduklarını, aksi durumda sit alanı olmadığı için müdahale edemediklerini söylüyor.
Khalkedon’un 4 limanı
Antik kaynaklara göre Khalkedon şehrinin dört limanı vardı. Biri bugünkü Kadıköy Meydanı’nda, ikincisi Fenerbahçe Burnu’ndaki Hiera Limanı, üçüncüsü Fenerbahçe burnunun kuzey tarafındaki Eutropo, dördüncüsü Kurbağalıdere çevresinden Kalamış Koyu’na doğru olan kısımda yer alır. Ayrıca şehre ait tiyatro, hipodrom, Constanius Sarayı, Ayai Eufemiave, Ayaios Yeoryios kiliseleri ile çeşitli yapıların varlığı bilinse de bugüne yerüstünde herhangi bir kalıntı ulaşmamıştı. Ancak Altıyol civarı ile 1970li yıllarda Osmanağa Camii yakınlarında yapılan çeşitli inşaat kazılarında pişmiş toprak ve mermerden su künkleri ile sur duvarlarına rastlanmıştı. Bazı altyapı ve inşaat çalışmaları sırasında rastlanan arkeolojik kalıntılar nedeni ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri az sayıda kurtarma kazısı yaptı. Bu kazılardan M.Ö. 6. yüzyıl (Arkaik Dönem) ile Roma Dönemi’ne (M.Ö 1-M.S.4. yüzyıl) tarihlenen birçok eser ortaya çıkartılmıştı ve bunlardan bir bölümü halen müzenin ‘Çağlar Boyu İstanbul’ sergi salonunda teşhir ediliyor.
1987 yılında Altıyol’da Arkeoloji Müzeleri’nin yapmış olduğu kurtarma kazısı sırasında 6 adet lahit ile birlikte bir podyum ile çok sayıda depo ve mutfak kapları bulundu.
Arkeologlar ne istiyor?
Antik kaynaklardan, yapılan yayınlardan ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin yapmış olduğu kurtarma kazılarından çıkan veriler birleştirildiğinde Khalkedon kentinin varlığı, yeri ve konumu anlaşılıyor. Arkeologlar Derneği şimdi bu alanın sit alanı ilan edilmesini istiyor.
İşte derneğin hazırladığı raporda şöyle deniliyor:
“Tarih sahnesinde önemli bir yeri olan Khalkedon antik kentinde sistemli hiçbir araştırma maalesef yapılmamıştır. Antik kent içerisinde yapılan hiçbir inşai faaliyet denetim altında yapılmamıştır. Çok az sayıda ihbarın sonucunda yapılan kazılar dışında herhangi bir kazı çalışması gerçekleştirilmemiştir. Çok büyük bir kısmı tahrip olan kentte en azından bugünden itibaren denetimli inşaat faaliyetleri yürütülmesi sağlanıp kent ile ilgili bilgiler toplanmalıdır. Antik Khalkedon’un sınırları tam olarak belirlenip III. derece arkeolojik sit ilan edilerek inşaai faaliyetlerin denetim altında yapılması sağlanmalıdır.’’
Stat, eski haritalara göre antik Khalkedon kentinin tam kalbinde yer alıyordu. Antik kente ait saray, tapınak ve hipodrom kalıntıları da bu bölgedeydi.
Kadıköy’deki yerleşmenin başlangıcını oluşturan tarihsel çekirdek Haydarpaşa Koyu ile Moda Burnu’nun oluşturduğu alanda yer alır. Bugün bu alan Kadıköy çarşısı, Yeldeğirmeni ve Moda gibi tarihi yerleşme alanlarını da içeren Rasim Paşa, Osman Ağa ve Cafer Ağa mahallelerinden oluşuyor.
MÖ 1000 yılları civarında Fenikeliler tarafından Fikirtepe’ de çeşitli kaynaklardan ‘Harhadon’ adı ile anılan bir ticaret kolonisi oluşturulduğu biliniyor. Arkeologlar Derneği raporunda bölge şöyle tarif ediliyor:
“Bu dönemde Kuşdili Deresi bir haliç şeklindedir ve kıyı çizgisi de bugüne göre hâlâ çok içeride Fikirtepe Hasanpaşa arasına kadar uzanır. Daha sonra bu yerleşmenin karşısında Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında ‘Khalkedon’ (Bakır Ülkesi) adıyla ikinci bir yerleşme daha oluşur. Bilicilik merkezi Apollon Tapınağı ile ün salan Khalkedon’un merkezini oluşturan yer, bugün Kalamış ve Haydarpaşa koylarının arasındaki tepelik burun üzerinde yer alır, yerleşmenin surları bugün Altıyol, Sakızağacı, Mühürdar, Söğütlüçeşme arasında, kabaca dikdörtgen oluşturacak şekilde uzandığı düşünülmektedir. Muhtemelen Altıyol civarında bir kapı vardı ve şehrin Kalamış Koyu’na bakan kesiminde de mezarlıklar bulunuyordu.’’