Off-shore davasında çarpıcı belge! Meğer...
Kimya sektöründe faaliyetleri bulunan işadamı Kazım Zülfikari ve iki oğlu, off-shore hesabına yatırdıkları paralarını alamadıkları gerekçesi ile TMSF’ye karşı dava açtı.
18 milyon lirayı bulan dava dosyasında Zülfikari'ler, batık Egebank’a yatırdıkları paralarının bilgileri dışında havale edildiğini, off-shore hesabının ise ne olduğunu bilmediklerini söyledi. Dosya Yargıtay aşamasındayken TMSF dikkat çekici bir belgeye ulaştı. Fon, off-shore hesabının ne olduğunu bilmediklerini söyleyen Zülfikari’lerin Kıbrıs’ta bir off-shore bankası kurduklarını ortaya çıkardı. Ortaya çıkan yeni belgeler Yargıtay’daki dava dosyasına sunuldu. Zülfikari’lerin avukatı ise “Mesele off-shore hesabını bilip bilmemeleri değil. Eses mesele paranın yurtdışına çıkıp çıkmadığı konusudur” dedi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) bugüne kadar 150 milyon liralık ödeme yaptığı; toplam faturanın 500 milyon TL’yi bulması beklenen off-shore ödemeleri ile ilgili ilginç bir davanın görüldüğü anlaşıldı.
İKİ DAVA AÇTI BİRİ SONUÇLANDI
Anılan davayı İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde açan isimler, kimya sektöründe yatırımları bulunan Kazım Zülfikari ile oğulları Kerem-Keyan Zülfikari... ‘Off-shore mağduru’ olduğunu iddia eden Zülfikari'lerin ING Bank ve TMSF'ye karşı iki ayrı dava açtıkları anlaşıldı. İlki sonuçlanan davada Zülfikari'ler, TMSF'den 1,5 milyon TL’lik bir ödeme aldı. İkinci davanın Yargıtay süreci devam ederken TMSF tarafı kritik bir belgeye ulaştı.
‘SORUMLULUK BİZDE DEĞİL’
İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada yer alan bilgilere göre, Zülfikari’ler, 3 ayrı hesapta Egebank’a Aralık 1999’da 1.975.074 TL para yatırdı. Ancak paraların yatırılmasından birkaç ay sonra TMSF, Egebank’a el koydu. Zülfikari’ler paralarını almak istedilerse de bunu başaramadı. Söz konusu paraların, daha fazla getiri sağladığı belirtilen off-shore (kıyı bankacılığı) hesabına aktarıldığı belirtildi. TMSF’nin iddiası ve savunmalarına göre, off-shore hesapları kendi sorumluluklarında değil. Dolayısı ile buradan oluşan zararı karşılama yükümlülükleri de bulunmuyor. Yapılan savunmalarda “Nimete sahip olup külfeti kabul etmemek adalete uygun değil” denildi.
‘BİLGİMİZ DIŞINDA HESABA HAVALE EDİLDİ’
Zülfikari’ler ise yaptıkları savunmalarda, paralarının bilgileri dışında off-shore hesabına aktarıldığını iddia etti. Yapılan savunmalarda, müvekkillerin bilgisi dışında havale işlemlerinin yapıldığı kaydedildi. Yapılan savunmalarda “Bankada neye imza atıklarını bilmiyorlar. Yanlış yönlendirdiler. Off-Shore hesabının ne olduğunu bilmiyorlar” denildi. Mahkemenin talep ettiği bilirkişi raporu sonrası Zülfikari’lere 2.904.019 TL üzerinden ödeme yapılması kararlaştırıldı.
İCRA TAKİBİ YAPILDI
Zülfikari’ler mahkemeden çıkan olumlu karar sonrası, anılan parayı işleyen faizi ile birlikte tahsile girişti. Toplam 17.679.837 TL için, ING Bank ve TMSF’ye karşı Kocaeli İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi başlattı.
BANKA SAHİBİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Yerel mahkemenin kararı ise Yargıtay’a taşındı. Dosyanın Yargıtay süreci devam ederken TMSF uzmanları, dikkat çekici bir belgeye ulaştı. Zülfikari Ailesinin off-shore bankası sahibi olduğunu gösteren belgeler, TMSF'ye devredilen bir başka batık bankaya ait evrakların içinde bulundu. Söz konusu belgelere göre, off-shore bankacılığının ne olduğunu bilmediğini iddia eden Zülfikariler'in Kıbrıs’da off-shore bankası kurdukları anlaşıldı.
Belgelere göre Kıbrıs’daki Cleveland Off-Shore Bank Limited isimli banka mayıs 1994’te kurulmuş. TMSF’ye karşı dava açan isimlerden Kazım Zülfikari’nin, bankanın büyük hissedarı olarak, bu bankanın Direktörler Kurulu üyeliği de yaptığı anlaşıldı. Söz konusu belgeden yola çıkarak yapılan araştırmada ise, Zülfikari’nin bu bankanın Direktörler Kurulu’ndan 26 Haziran 2008’de ayrıldığı anlaşıldı. Bankaya ait 8 Kasım 2013 tarihli 'Direktörler Kurulu Onay Belgesi'ne göre ise Fenerbahçe As Başkanı İsfendiyar Zülfikari'nin ismi 'Direktörler Kurulu'nda yer alıyor.
YENİ BELGELER DOSYAYA GİRDİ
TMSF tarafı, söz konusu off-shore bankasına ait belgelere ulaştıktan sonra, Yargıtay’daki dava için ek dilekçe vererek bu belgeleri de sundu. Yargıtay dosyası ile ilgili son duruşma geçtiğimiz hafta içinde yapıldı. Yüksek mahkemenin kısa süre içinde kararını verebileceği ifade ediliyor.
Bankanın 'Onay Belgesi' 4 Mayıs 1994'te imzalandı.
‘PARALAR YURTİÇİNDE KALDI’
Hurriyet.com.tr'nin telefonla ulaştığı Zülfikari’lerin avukatı Gülser Özbey Güneş ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Kamuoyunun genelinde bu off-shore davaları ile ilgili yanlış bir bilgi ve algı var. Uzun süreden beridir off-shore davaları ile ilgileniyorum; ve kazandığım çok sayıda dava da var. Burada esas mesele şu; bu paralar yurtdışına çıkarılmamış. Söz konusu paralar başka şirketlere aktarılmış. Bu konuda kesinleşmiş bir ceza davası da bulunuyor. Ayrıca Kıbrıs Merkez Bankası ile yaptığımız yazışmalar da elimizde. Onlardan aldığımız resmi yanıta göre, off-shore hesabına aktarıldığı açıklanan paralar Kıbrıs’a gitmemiş. Durum böyle olunca davalar kazanılmaya başlandı. Sözünü ettiğiniz konu ile ilgili ise, mesele müvekkilerin off-shore hesaplarını bilip bilmemeleri değil. Esas mesele, bu paraların, denildiği gibi, off-shore yapılıp yapılmadığıdır” şeklinde konuştu.
Av. Güneş, dosyada yer alan, müvekkillerinin off-shore yöntemini bilmedikleri yönündeki bilginini ise, dilekçelerinde yer alan rutin bir durum olduğuna işaret etti.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) bugüne kadar 150 milyon liralık ödeme yaptığı; toplam faturanın 500 milyon TL’yi bulması beklenen off-shore ödemeleri ile ilgili ilginç bir davanın görüldüğü anlaşıldı.
İKİ DAVA AÇTI BİRİ SONUÇLANDI
Anılan davayı İstanbul Ticaret Mahkemesi’nde açan isimler, kimya sektöründe yatırımları bulunan Kazım Zülfikari ile oğulları Kerem-Keyan Zülfikari... ‘Off-shore mağduru’ olduğunu iddia eden Zülfikari'lerin ING Bank ve TMSF'ye karşı iki ayrı dava açtıkları anlaşıldı. İlki sonuçlanan davada Zülfikari'ler, TMSF'den 1,5 milyon TL’lik bir ödeme aldı. İkinci davanın Yargıtay süreci devam ederken TMSF tarafı kritik bir belgeye ulaştı.
‘SORUMLULUK BİZDE DEĞİL’
İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada yer alan bilgilere göre, Zülfikari’ler, 3 ayrı hesapta Egebank’a Aralık 1999’da 1.975.074 TL para yatırdı. Ancak paraların yatırılmasından birkaç ay sonra TMSF, Egebank’a el koydu. Zülfikari’ler paralarını almak istedilerse de bunu başaramadı. Söz konusu paraların, daha fazla getiri sağladığı belirtilen off-shore (kıyı bankacılığı) hesabına aktarıldığı belirtildi. TMSF’nin iddiası ve savunmalarına göre, off-shore hesapları kendi sorumluluklarında değil. Dolayısı ile buradan oluşan zararı karşılama yükümlülükleri de bulunmuyor. Yapılan savunmalarda “Nimete sahip olup külfeti kabul etmemek adalete uygun değil” denildi.
‘BİLGİMİZ DIŞINDA HESABA HAVALE EDİLDİ’
Zülfikari’ler ise yaptıkları savunmalarda, paralarının bilgileri dışında off-shore hesabına aktarıldığını iddia etti. Yapılan savunmalarda, müvekkillerin bilgisi dışında havale işlemlerinin yapıldığı kaydedildi. Yapılan savunmalarda “Bankada neye imza atıklarını bilmiyorlar. Yanlış yönlendirdiler. Off-Shore hesabının ne olduğunu bilmiyorlar” denildi. Mahkemenin talep ettiği bilirkişi raporu sonrası Zülfikari’lere 2.904.019 TL üzerinden ödeme yapılması kararlaştırıldı.
İCRA TAKİBİ YAPILDI
Zülfikari’ler mahkemeden çıkan olumlu karar sonrası, anılan parayı işleyen faizi ile birlikte tahsile girişti. Toplam 17.679.837 TL için, ING Bank ve TMSF’ye karşı Kocaeli İcra Müdürlüğü nezdinde icra takibi başlattı.
BANKA SAHİBİ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Yerel mahkemenin kararı ise Yargıtay’a taşındı. Dosyanın Yargıtay süreci devam ederken TMSF uzmanları, dikkat çekici bir belgeye ulaştı. Zülfikari Ailesinin off-shore bankası sahibi olduğunu gösteren belgeler, TMSF'ye devredilen bir başka batık bankaya ait evrakların içinde bulundu. Söz konusu belgelere göre, off-shore bankacılığının ne olduğunu bilmediğini iddia eden Zülfikariler'in Kıbrıs’da off-shore bankası kurdukları anlaşıldı.
Belgelere göre Kıbrıs’daki Cleveland Off-Shore Bank Limited isimli banka mayıs 1994’te kurulmuş. TMSF’ye karşı dava açan isimlerden Kazım Zülfikari’nin, bankanın büyük hissedarı olarak, bu bankanın Direktörler Kurulu üyeliği de yaptığı anlaşıldı. Söz konusu belgeden yola çıkarak yapılan araştırmada ise, Zülfikari’nin bu bankanın Direktörler Kurulu’ndan 26 Haziran 2008’de ayrıldığı anlaşıldı. Bankaya ait 8 Kasım 2013 tarihli 'Direktörler Kurulu Onay Belgesi'ne göre ise Fenerbahçe As Başkanı İsfendiyar Zülfikari'nin ismi 'Direktörler Kurulu'nda yer alıyor.
YENİ BELGELER DOSYAYA GİRDİ
TMSF tarafı, söz konusu off-shore bankasına ait belgelere ulaştıktan sonra, Yargıtay’daki dava için ek dilekçe vererek bu belgeleri de sundu. Yargıtay dosyası ile ilgili son duruşma geçtiğimiz hafta içinde yapıldı. Yüksek mahkemenin kısa süre içinde kararını verebileceği ifade ediliyor.
Bankanın 'Onay Belgesi' 4 Mayıs 1994'te imzalandı.
‘PARALAR YURTİÇİNDE KALDI’
Hurriyet.com.tr'nin telefonla ulaştığı Zülfikari’lerin avukatı Gülser Özbey Güneş ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Kamuoyunun genelinde bu off-shore davaları ile ilgili yanlış bir bilgi ve algı var. Uzun süreden beridir off-shore davaları ile ilgileniyorum; ve kazandığım çok sayıda dava da var. Burada esas mesele şu; bu paralar yurtdışına çıkarılmamış. Söz konusu paralar başka şirketlere aktarılmış. Bu konuda kesinleşmiş bir ceza davası da bulunuyor. Ayrıca Kıbrıs Merkez Bankası ile yaptığımız yazışmalar da elimizde. Onlardan aldığımız resmi yanıta göre, off-shore hesabına aktarıldığı açıklanan paralar Kıbrıs’a gitmemiş. Durum böyle olunca davalar kazanılmaya başlandı. Sözünü ettiğiniz konu ile ilgili ise, mesele müvekkilerin off-shore hesaplarını bilip bilmemeleri değil. Esas mesele, bu paraların, denildiği gibi, off-shore yapılıp yapılmadığıdır” şeklinde konuştu.
Av. Güneş, dosyada yer alan, müvekkillerinin off-shore yöntemini bilmedikleri yönündeki bilginini ise, dilekçelerinde yer alan rutin bir durum olduğuna işaret etti.