O eski halinden eser yok şimdi!

İzmir’e her sene 57 milyon metreküp su vermesi planlanan Gördes Barajı’nın gövdesinde bulunan çatlak nedeniyle tadilata alınması barajı resmen olmasa da görüntüde kuruttu.

Manisa’da bulunan ve İzmir’e her sene 57 milyon su verme taahhüdü bulunan  Gördes Barajı’nın doluluk oranı  yüzde 0,04. Baraj gövdesinde bulunan kaçak nedeniyle tadilata alındığı için boş. Ancak barajın bu durumu da tartışma konusu. MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız TBMM’ye verdiği soru önergesinde Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yanıtlaması talebiyle 7 soru sordu.

hurriyet.com.tr’ye konuşan Balkız, “Bu barajla her sene 58 milyon metreküp İzmir’e içme suyu verme 71 milyon metreküp de Gölmarmara ovasını sulama suyu taahhüdü var. Hatalı yapımdan dolayı bu su taahhüdleri yerine getiremediği gibi şu anda tamamen boşaltıldığı için proje tam üç yıl geri atmış oldu. Tahminlerimize göre buradaki kamu zararı 100 milyon liranın üzerindedir. Bunun sorumlusu kim” dedi. Soru önergesinin halen yanıtlanmadığını da ifade eden Balkız, Gördes Barajı’nın başına gelenleri ise şöyle anlattı:

Veysel Eroğlu tarafından...
“Başbakan ‘9 Eylül 2010’da Gördes Barajı’nın suyunu İzmir’e akıtacağız’ dedi. Dönemin DSİ Müdürü Veysel Eroğlu da bu hedefi tutturabilmek için sık sık Gördes’e geldi. Çok hızlı bir çalışma yaptıklarını söyledi. Ancak baraj su tutmaya başlamamıştı. Önünde de 30 metre yüksekliğinde bir set yapmışlardı. Bu set derenin suyunu gövdeye getirmeden tünelden akıtıyor ve bu arada gövde inşaatı devam ediyordu. Gövde inşaatının bitmesi için gövdenin baraj gölü tarafında bütün o topraklarının çakıllarının alınması gerekiyor ve bunun baraj projesine uygun olarak killenmesi gerekiyordu. 

Sızıntı olmasın diye killeme de yapılması lazım. 2010 yılı kış ayında yağışların bolluğu ve derenin suyunun fazlalığı nedeniyle çay suyunu tünele göndermeyi  sağlayan o set yıkıldı. 30 metre yüksekliğindeki set yıkılınca su olduğu gibi gövde inşaatına dayandı. Killenmeyi henüz yapamadan gövdemiz suyla doldu. Yapılması gereken bu suyun boşaltılıp killemenin yapılmasıydı. Ben kamulaştırma davalarım dolayısıyla bu baraja gidip gelen insanım. Barikat yıkılınca killeme yapılmadı. Sonra boşaltılıp da tekrar yapılamadı.

Çünkü o sene ‘9 Eylül’de biz suyu verdik’ demeleri gerekiyordu. Bunlar zaman harcamayı göze alamadılar ve barajın yapımını killeme tamamlanmadan eksik imalatıyla yaptılar. Baraj eksik yapıldı. Eylül ayında suyu verdiler. Sözlerini tuttular ama eksik imalat pahasına ne oldu hemen suyu verir vermez barajın gövdesi killeme yapılmadığı için su kaçırmaya başladı. Suyun kaçağını önlemek için ilgili firma tonlarca barajın yanlarından dibine tonlarca beton zerk etti. Kaçağı yine önleyemediler. Kaçak önlenemediği için barajın suyu dolmuyor. 448 milyon metreküp su kapasitesi var. 99 metre yüksekliği var. Baraj üçte bir seviyesinde kaldı. Bu barajın üç yılda normal şartlarda dolma süresi var. Ama baraja gelen su kadar kaçaktan çıkan su olduğu için ki bunu görüyoruz. Gövdenin tam ortasında… Bunu kapatamadılar. Çünkü o suyun boşaltılması gerekiyordu. 2010 yılından beri tam 4 yılda dolmadı. Nihayet 2015 yılı şubat ayında işin başına dönüldü. Barajın tümüne boşaltılmasına dönüldü. Şimdi ise soruyorum bu zararın hesabı kime sorulacak?”

Balkız soru önergesinde şu soruları yöneltti:
Kamu bütçesini bu kadar büyük zarara yol açan hatalı baraj imalatında bir kusur raporu hazırlanmış mıdır?

Kaçağı önlemek için toprağa zerk edilen  betonlama maliyeti ne kadardır? Kusurlu ve hatalı kimdir?

Zarara, kusuru dahilinde sebebiyet veren yüklenici firma veya idarenin işlemlerini tesis eden kamu görevlilerinden talep edilecek midir?

Hatalı ve kusurlu imalatta, su bendinin patlamasına rağmen 9 Eylül’de İzmir’e su basılmasında ısrarcı olan şahsınızın talimatı etkili olmuş mudur?

Barajdan en erken ne zaman tekrar içme suyu ve sulama suyu verilmesi hedeflenmektedir?

Bu zamana kadar verilemeyen su kaybının maliyeti ne kadardır? Bu zararı kim karşılayacaktır? şahsınız ve Bakanlık ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri bu zararın siyasi, idari, hukuki ve cezai yaptırımlarını ve gereğini yerine getirmeyi düşünmekte midir?

Suyun tamamen boşaltılmasından sonra barajdaki kaçağın önlenmesi ve kusurun giderilmesi için imalat projesi yapılmış mıdır? Varsa bedeli nedir?”

Ama önlenemedi
DSİ, 2014 yılı sonunda İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Gördes’de yapacakları projeyi ve bir süre su verilemeyeceği konusunda bilgi verdi. İZSU önce karşı çıkmasına karşın sonra uzlaşma sağlandı. DSİ 2. Bölge Müdürü Hayati Çelenk geçen aylarda yaptığı açıklamada, "Gördes barajında su tutma işleminin başlanmasını müteakip baraj gövdesi ile ilişkisi olmayan, baraj göl alanının sağ sahilinde jeolojik formasyonun karstik kireç taşı ve mermer ardalanmasından oluşan doğal zeminin zafiyetinden kaynaklı bir kısım su sızıntıları meydana gelmeye başlamıştır. Bu nedenle göl alanının sağ yamacında 2013 yılında beton enjeksiyon çalışmaları ile zemin iyileştirme çalışmaları yapılmış ancak sonuç alınamamıştır. Soruna kalıcı çözüm temin etmek maksadıyla su sızıntılarının bulunduğu göl alanını sağ sahilinde yer alan bölgenin beton kaplanması yapılarak sorunun giderilmesi planlanmış olup bu çalışmaların 2015 yılında başlatılarak kısa sürede tamamlanması hedeflenmektedir" demişti. Beton kaplamanın yanısıra su geçirmeyen membran kaplama da yapacak olan DSİ, İzmir’de barajlarındaki doluluk oranları ile su sorunu olmadığını, barajın onarımı süresince gerekli olan su ihtiyacının mevcut diğer kaynaklardan karşılanabileceğini, su sıkıntısı yaşanmayacağını açıklamıştı.

İçme suyunun yüzde 15'i
Gördes Barajı’ndan İzmir’e 2011 yılında 11 milyon 630 bin metreküp, 2012 yılında 14 milyon 763 bin metreküp, 2013 yılında 27 milyon 156 bin metreküp, 2014 yılında 28 milyon 406 bin metreküp su verildi. 2015 yılında ise İzmir’e verilen su miktarı 14 Nisan’a kadar 7 milyon 977 bin metreküpe ulaştı. Dört yılda ise toplam 89 milyon 934 bin metreküp su İzmir’e verildi. İZSU verilerine göre Gördes’den İzmir’e verilen su tüm kentin su ihtiyacının yüzde 15’ini karşılıyor. İzmir’e içme suyunun yüzde 35’i Tahtalı Barajı’ndan, Yüzde 46.9’u yeraltı su kaynaklarından ve yüzde 2.6’sı ise Balçova Barajı’ndan veriliyor.