O asansörü 32. kata kim çıkardı? 2 ay sonra ilk kez konuştu
TORUNLAR’ın Mecidiyeköy’deki şantiyesinde düşen ve 10 kişinin ölümüne yol açan asansörün sahibi Orhan Demirel asansörün çıkmaması gereken bir kata çıkarıldığını iddia etti.
Demirel, “Asansör 31’nci kata kadar kurulmuştu. Ancak 32’nci kattan düştü. Bu da ayarlarıyla oynandığını gösterir. Keşke bu işi almasaydım” dedi.
6 Eylül 2014’te akşam saatlerinde tüm Türkiye’yi yasa boğan bir olay gerçekleşti. 10 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bir asansör kazası yaşandı. İstanbul Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen stadının bulunduğu arazide inşaatı devam eden Torunlar’a ait 36 katlı binanın asansörü 32’inci kattan zemine çakıldı. O günden bu yana kaza ile ilgili birçok iddia ortaya atıldı. Kazanın üzerinden 2 ay gibi bir süre geçtikten sonra asansör firması Geda Major’ün Türk ortağı ve Genel Müdürü Orhan Demirel ilk açıklamasını Hürriyet’e yaptı.
Demirel’in açıklamalarındaki en dikkat çeken konu asansörün durması için kilit rolde olan siviçlerin yerinde olmadığı iddiası. Demirel siviçlerin yerinde olması halinde asansörün 32. kata çıkmasının imkansız olduğunu söylüyor. Eğer bu iddia doğruysa kazanın sorumluluğu açısından siviçleri söken, söktüren ya da yerine takmayanlar öne çıkıyor. Ancak hatırlatmakta yarar var. Bu iddianın sahibi asansör firması yani olayın taraflarından biri. Ve bu konuda devam etmekte olan bir dava buluyor.
NEDEN ŞİMDİ KONUŞUYOR
Peki 10 işçinin öldüğü kaza ile ilgili açıklama yapmak için neden bu kadar bekledi Orhan Demirel? Cevabı şöyle:
“Ben de açıklama yapmak istedim. Ancak daha kaza yerine bile giremedim. Benim asansörüm düşüyor ama düştüğü yeri ne ben ne de üretici olan Almanlar görebiliyor. Olay yerinde çekilmiş fotoğraflar 11 Kasım’da elime geçti. Ancak bunları gördükten sonra bir şeyler konuşabilecek, anlatabilecek duruma geldim. Kaza yerinde çekilmiş videoları da istedik ama onları da alamadık daha.”
SİVİÇLER SÖKÜLDÜ
‘Bu kaza nasıl oldu? Kimin suçu var? Sorularına net cevap verebilecek konumda olmadığını dile getiren Demirel, “Savcılık makamının hazırladığı iddianamede 3 nokta üzerinde duruluyor. Asansörde ‘hiç siviç yoktu’, ‘Siviçler işlevini kaybetmişti’ ve ‘asansörde bulunan siviçler sökülmüştü’ Bilirkişi raporundan çıkan iddialar bu yönde. Bize göre asansörün siviçlerinin sökülmesi dışında hiçbir şey bu kazanın olmasını sağlayamaz.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise asansörün 32’nci kattan düşmesi. Torunlar ile yaptığımız kiralama sözleşmesinde de yer alıyor. Bizden kiralanan asansör 31’inci kata kadar hizmet veriyor. Bu asansörün 32’nci katta ne işi var. Bu asansör oraya nasıl çıktı? Bunun tek bir yolu var o da asansörde yer alan ve katlarda durmasını sağlayan siviçlerin sökülmüş olması. Bunu parçalarında sökülmesi orada ölen işçilerin yapabileceği bir şey değil. Siviçlerin nerede olduğunu dahi bilmezler. Siviçlerin sökülmesini sağlayanın bulunması gerek” ifadelerini kullanıyor.
ASANSÖR RAYDAN ÇIKTI
Peki kimse denetlemiyor mu bu asansörleri? Demirel, “Asansörlerin günlük ve haftalık bakımları Torunlar firmasına, aylık bakımları bize ait. İş güvenliği firması, Makine Mühendisleri Odası ve TOKİ’de denetçiler arasında. Bizim ne yaptığımız sözleşmede ne de hukuken ‘denetçi’ statümüz bulunmuyor. Tek sorumluluğumuz var. Asansörlerin arızalanması durumunda 12 saat içinde müdahale etmek. Siviçlerin sökülmesiyle asansör ara katlarda bile durmakta zorlanır. Asansörde 3 siviç yer alıyor. Ayrı ayrı işlevleri var. Bu asansörün düşmesinin tek yolu da asansörün hareketini sağlayan raydan çıkması. Asansörün raydan çıkabileceği tek yer de 32’nci kat. Raydan çıkan bir asansör serbest düşüşe geçer. Paraşüt sistemi ya da bir başka güvenlik önlemi bu asansörü durduramaz.”
Arıza başka error başka
KAZA sonrası o şantiyede daha önce ‘asansörlerin’ birçok kez bozulduğu yönünde ifade veren işçilerin iddiası hakkında da Orhan Demirel, şöyle konuştu: “Bizim asansörlerimizde bir arıza durumu bir de ‘error’ (hata) durumu var. Arıza bir parçanın bozulması ya da buna benzer bir şeyle olur. ‘Error’ durumu ise bundan farklı. Asansörlerin güvenliği ile alakalı bir durum. Örneğin bu asansörler fazla saat çalıştırılırsa kendini kilitler. Ya da fazla ağır yüklenirse asansör yine kendini kilitler. Asansörün durmasını sağlayan ya da kapıların kapandığını belli eden sensörler kirlenir veya tozlanırsa asansör hareket etmez. Bunu da işçiler arıza olarak adlandırır. Bir işçi 15’inci katta böyle bir durumla karşılaşırsa tabi ki sinirlenir ve haklı olarak bozuldu der. Ancak arıza ve ‘error’ durumunu bu işin uzmanları ve müteahhitler çok iyi bilir.”
Onlar istemeden şantiyeye giremem
ORHAN Demirel, “Bu makinelerin binanın dışına konması daha uygundur. Ancak son 2 yıldır binanın içine koyma modası başladı. Çünkü dışarıda olunca cephe işlemleri gecikiyor. Bu yüzden istemiyorlar. Söz konusu şantiyeye 6 adet yük asansörü kurulumu yaptık. Kurulum Almanlar tarafından yapıldı. Düşen asansörü daha önce 5’inci ayda yenilemek zorunda kaldık. Çünkü üzerine transpalet düştü. Diğer asansörlerin üzerine de moloz, beton, çelik konstrüksiyon düştü. Eğer, dışarıda kurulmuş olsaydı bu maddeler üzerine düşmezdi. Sözleşme şartlarında yer alan aylık bakımı yaptığımız halde şirket yetkililerinden imza alamadık. Bunun üzerine noterden tasdikli ihtarname dahi çektik. 6 asansörün olduğu yere 3 kişi için eğitim verebildik. Bu sayının en az 12 olması gerekirdi. Bana ‘neden adamları eğitmiyorsunuz’ diye mail geldi. Ben de ‘adam gönderin de eğitim verelim’ dedim. Geri dönüş olmadı. Savcılık, ‘neden eğitim konusunda ısrarcı olmadın’ diyor. Sözleşmemde ‘eğitim için ısrarcı olacaksın’ diye bir şey yok. Ama sözleşmede ‘eğitimsiz eleman asansörü kullanamaz’ yazıyor. Denetçilik yapmak gibi bir şansım da yok. Onlar istemeden şantiye alanına bile giremem.”
Alman ortaklı firma
FİRMANIN yüzde 50’sinin Alman, yüzde 50’sinin de Türk olduğuna değinen Orhan Demirel, “Üretim Almanya’da yapılıyor. Ben ortağı ve genel müdürüyüm. Üretimi de, kurulumu da Almanlar gelip yapıyor. Bu konuda bütün izinler de alındı. Asansörde e n ufak bir sorun yoktu. 80 yıllık bir Alman firması. Ürünleri de ABD’de 1 numara. Bu makinenin izinleri de dünyaca Lift İnstitute tarafından verildi. Dünyada bu alanda faaliyet gösteren birçok asansör bu firmanın verdiği belge ile satışa çıkabiliyor. Bu bağımsız bir kuruluş” dedi. Demirel, asansör kiralama bedelinin de 7500 lira olduğunu, asansörün fiyatının ise 220 bin Euro olduğunu söyledi. Şirketleri tarafından en son bakımın da 29 ağustosta yapıldığını ve Torunlar tarafından onaylandığını iddia eden Demirel, makine mühendislerinin yaptığı denetimde de asansörün durmasına yarayan siviçlerin orada olduğuna dair rapor verildiğini ileri sürdü.
6 Eylül 2014’te akşam saatlerinde tüm Türkiye’yi yasa boğan bir olay gerçekleşti. 10 işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bir asansör kazası yaşandı. İstanbul Mecidiyeköy’de Ali Sami Yen stadının bulunduğu arazide inşaatı devam eden Torunlar’a ait 36 katlı binanın asansörü 32’inci kattan zemine çakıldı. O günden bu yana kaza ile ilgili birçok iddia ortaya atıldı. Kazanın üzerinden 2 ay gibi bir süre geçtikten sonra asansör firması Geda Major’ün Türk ortağı ve Genel Müdürü Orhan Demirel ilk açıklamasını Hürriyet’e yaptı.
Demirel’in açıklamalarındaki en dikkat çeken konu asansörün durması için kilit rolde olan siviçlerin yerinde olmadığı iddiası. Demirel siviçlerin yerinde olması halinde asansörün 32. kata çıkmasının imkansız olduğunu söylüyor. Eğer bu iddia doğruysa kazanın sorumluluğu açısından siviçleri söken, söktüren ya da yerine takmayanlar öne çıkıyor. Ancak hatırlatmakta yarar var. Bu iddianın sahibi asansör firması yani olayın taraflarından biri. Ve bu konuda devam etmekte olan bir dava buluyor.
NEDEN ŞİMDİ KONUŞUYOR
Peki 10 işçinin öldüğü kaza ile ilgili açıklama yapmak için neden bu kadar bekledi Orhan Demirel? Cevabı şöyle:
“Ben de açıklama yapmak istedim. Ancak daha kaza yerine bile giremedim. Benim asansörüm düşüyor ama düştüğü yeri ne ben ne de üretici olan Almanlar görebiliyor. Olay yerinde çekilmiş fotoğraflar 11 Kasım’da elime geçti. Ancak bunları gördükten sonra bir şeyler konuşabilecek, anlatabilecek duruma geldim. Kaza yerinde çekilmiş videoları da istedik ama onları da alamadık daha.”
SİVİÇLER SÖKÜLDÜ
‘Bu kaza nasıl oldu? Kimin suçu var? Sorularına net cevap verebilecek konumda olmadığını dile getiren Demirel, “Savcılık makamının hazırladığı iddianamede 3 nokta üzerinde duruluyor. Asansörde ‘hiç siviç yoktu’, ‘Siviçler işlevini kaybetmişti’ ve ‘asansörde bulunan siviçler sökülmüştü’ Bilirkişi raporundan çıkan iddialar bu yönde. Bize göre asansörün siviçlerinin sökülmesi dışında hiçbir şey bu kazanın olmasını sağlayamaz.
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise asansörün 32’nci kattan düşmesi. Torunlar ile yaptığımız kiralama sözleşmesinde de yer alıyor. Bizden kiralanan asansör 31’inci kata kadar hizmet veriyor. Bu asansörün 32’nci katta ne işi var. Bu asansör oraya nasıl çıktı? Bunun tek bir yolu var o da asansörde yer alan ve katlarda durmasını sağlayan siviçlerin sökülmüş olması. Bunu parçalarında sökülmesi orada ölen işçilerin yapabileceği bir şey değil. Siviçlerin nerede olduğunu dahi bilmezler. Siviçlerin sökülmesini sağlayanın bulunması gerek” ifadelerini kullanıyor.
ASANSÖR RAYDAN ÇIKTI
Peki kimse denetlemiyor mu bu asansörleri? Demirel, “Asansörlerin günlük ve haftalık bakımları Torunlar firmasına, aylık bakımları bize ait. İş güvenliği firması, Makine Mühendisleri Odası ve TOKİ’de denetçiler arasında. Bizim ne yaptığımız sözleşmede ne de hukuken ‘denetçi’ statümüz bulunmuyor. Tek sorumluluğumuz var. Asansörlerin arızalanması durumunda 12 saat içinde müdahale etmek. Siviçlerin sökülmesiyle asansör ara katlarda bile durmakta zorlanır. Asansörde 3 siviç yer alıyor. Ayrı ayrı işlevleri var. Bu asansörün düşmesinin tek yolu da asansörün hareketini sağlayan raydan çıkması. Asansörün raydan çıkabileceği tek yer de 32’nci kat. Raydan çıkan bir asansör serbest düşüşe geçer. Paraşüt sistemi ya da bir başka güvenlik önlemi bu asansörü durduramaz.”
Arıza başka error başka
KAZA sonrası o şantiyede daha önce ‘asansörlerin’ birçok kez bozulduğu yönünde ifade veren işçilerin iddiası hakkında da Orhan Demirel, şöyle konuştu: “Bizim asansörlerimizde bir arıza durumu bir de ‘error’ (hata) durumu var. Arıza bir parçanın bozulması ya da buna benzer bir şeyle olur. ‘Error’ durumu ise bundan farklı. Asansörlerin güvenliği ile alakalı bir durum. Örneğin bu asansörler fazla saat çalıştırılırsa kendini kilitler. Ya da fazla ağır yüklenirse asansör yine kendini kilitler. Asansörün durmasını sağlayan ya da kapıların kapandığını belli eden sensörler kirlenir veya tozlanırsa asansör hareket etmez. Bunu da işçiler arıza olarak adlandırır. Bir işçi 15’inci katta böyle bir durumla karşılaşırsa tabi ki sinirlenir ve haklı olarak bozuldu der. Ancak arıza ve ‘error’ durumunu bu işin uzmanları ve müteahhitler çok iyi bilir.”
Onlar istemeden şantiyeye giremem
ORHAN Demirel, “Bu makinelerin binanın dışına konması daha uygundur. Ancak son 2 yıldır binanın içine koyma modası başladı. Çünkü dışarıda olunca cephe işlemleri gecikiyor. Bu yüzden istemiyorlar. Söz konusu şantiyeye 6 adet yük asansörü kurulumu yaptık. Kurulum Almanlar tarafından yapıldı. Düşen asansörü daha önce 5’inci ayda yenilemek zorunda kaldık. Çünkü üzerine transpalet düştü. Diğer asansörlerin üzerine de moloz, beton, çelik konstrüksiyon düştü. Eğer, dışarıda kurulmuş olsaydı bu maddeler üzerine düşmezdi. Sözleşme şartlarında yer alan aylık bakımı yaptığımız halde şirket yetkililerinden imza alamadık. Bunun üzerine noterden tasdikli ihtarname dahi çektik. 6 asansörün olduğu yere 3 kişi için eğitim verebildik. Bu sayının en az 12 olması gerekirdi. Bana ‘neden adamları eğitmiyorsunuz’ diye mail geldi. Ben de ‘adam gönderin de eğitim verelim’ dedim. Geri dönüş olmadı. Savcılık, ‘neden eğitim konusunda ısrarcı olmadın’ diyor. Sözleşmemde ‘eğitim için ısrarcı olacaksın’ diye bir şey yok. Ama sözleşmede ‘eğitimsiz eleman asansörü kullanamaz’ yazıyor. Denetçilik yapmak gibi bir şansım da yok. Onlar istemeden şantiye alanına bile giremem.”
Alman ortaklı firma
FİRMANIN yüzde 50’sinin Alman, yüzde 50’sinin de Türk olduğuna değinen Orhan Demirel, “Üretim Almanya’da yapılıyor. Ben ortağı ve genel müdürüyüm. Üretimi de, kurulumu da Almanlar gelip yapıyor. Bu konuda bütün izinler de alındı. Asansörde e n ufak bir sorun yoktu. 80 yıllık bir Alman firması. Ürünleri de ABD’de 1 numara. Bu makinenin izinleri de dünyaca Lift İnstitute tarafından verildi. Dünyada bu alanda faaliyet gösteren birçok asansör bu firmanın verdiği belge ile satışa çıkabiliyor. Bu bağımsız bir kuruluş” dedi. Demirel, asansör kiralama bedelinin de 7500 lira olduğunu, asansörün fiyatının ise 220 bin Euro olduğunu söyledi. Şirketleri tarafından en son bakımın da 29 ağustosta yapıldığını ve Torunlar tarafından onaylandığını iddia eden Demirel, makine mühendislerinin yaptığı denetimde de asansörün durmasına yarayan siviçlerin orada olduğuna dair rapor verildiğini ileri sürdü.