Müteahhitler Birliği Ekim ayı raporunu açıkladı
Türkiye Müteahhitler Birliği'nin (TMB) “Siyaset/Ekonomi Risk Sarkacı Altında Dünya-Türkiye-İnşaat Sektörü” başlıklı analiz yayınladı
Türkiye Müteahhitler Birliği'nin (TMB) “Siyaset/Ekonomi Risk Sarkacı Altında Dünya-Türkiye-İnşaat Sektörü” başlıklı analizine göre yılın üçüncü çeyreğinde siyaset, ekonomi ve finans alanlarında kimi şaşırtıcı, kimi sevindirici, kimi ise kaygı verici bir dizi gelişme art arda yaşanmıştır. Piyasaları dalgalandıran ve ekonomilerin kırılganlığını artıran etkenlerin başında ABD Merkez Bankası'nın (FED) tahvil alımlarını azaltma kararı ile ABD'nin bütçe krizi ve Suriye'deki iç savaş gelmiştir.
TMB Başkanı Emin SAZAK'a göre: “Küresel sistemdeki belirsizlikler devam etmekte, risk sarkacı siyaset ile ekonomi arasında gidip gelmektedir. IMF'nin 08 Ekim tarihli ‘Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda küresel ekonominin büyüme beklentilerinin 2013 için %3.6'dan %2.9'a, 2014 için %4.1'den %3.6'ya indirilmiş olması bu ‘git-gel'lerin bedelsiz olmadığına işaret etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ise rüzgar ters yönde eser ve büyümenin hızını keser olmuştur. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bu ülkelerin dış tehditlere karşı koymaktaki başarıları dünyada olup bitenleri doğru okumalarına ve ekonomilerinin zaafiyetlerini yönetebilmelerine bağlı olacaktır.”
TMB Başkanı Emin SAZAK: “Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde %4.4 ile beklentilerin üzerinde büyümüş, inşaat sektörünün ikinci çeyrekteki büyümesinin ise %7.6'ya ulaşmış olması olumludur. Ancak ekonominin büyümesinde stok artışları ile iç tüketimdeki göreli canlanmanın etkili olması, işsizlik oranının büyümeye rağmen artması, özel sektör yatırımlarındaki azalmanın devam etmesi üzerinde durulması gereken konulardır. Zira sağlıklı büyüme finansal, sosyal ve çevresel boyutlarıyla sürdürülebilir olmalı, tüketim yerine yatırım artışından kaynaklanmalı, istihdam yaratabilmeli, dış kaynaklar yerine iç tasarruflarla finanse edilmeli ve dışa bağımlı olmamalıdır. Sanayi üretiminin artması, inşaat sektöründeki üretim artışının özel sektör kaynaklı olması, dış ticaretin büyümeye net katkısının negatiften pozitife dönmesi aynı derecede önemlidir. Önümüzdeki dönemde Hükümetimizin bu konulara önem vereceğine inanıyoruz.”