Maraş'ın açılışı müteahhitleri heyecanlandırdı
Maraş'ın 46 yıl sonra açılması ile birlikte Türk müteahhitlerin gözü bölgeye çevrildi. 1974 öncesi Kıbrıs adasının en gözde turizm merkezi olan Maraş'ın yeniden canlanması yolunda atılacak adımlar için müteahhitler Resmi makamlardan haber bekliyor.
KKTC'nin 46 yıldır hayalet kent olarak kalan Maraş'ı bugün yurttaşların kullanımına açması ile müteahhitlerin gözü bölgeye çevrildi. 1974 öncesinde "Ortadoğu'nun Lasvegas'ı" olarak tanımlanan Maraş yeniden turizmin başkenti olabilecek mi? Türk müteahhitler "Devletimiz de isterse mesleğimiz gereği Maraş bölgesinin yeniden turizme açılmasında yer almak isteriz” diyor.
Maraş'ın yeniden açma çalışmaları Türk müteahhitlerini heyecanlandırdı. Dünya gazetesinin haberine göre Türkiye’nin önde gelen müteahhitlik firmaMaraş'taki binaların dönüşümünde yer almaya hazır olduklarını açıkladı. Müteahhitlerin Türkiye’nin kararını beklediklerini belirtiliyor.
Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım şirket olarak Maraş bölgesiyle ilgili yapılacak ihalelere katılmaya hazır olduklarını söyledi. Durbakayım “Bölgede yapılacak yatırımlarla uluslararası standartlarda projeler yapılacak. Maraş ve Kıbrıs’ın çehresi değişecek. Çalışmalarda mevcudu koruyarak eskiye dönük otellerde yenileme yapılabilir” dedi.
Ancak şu ana kadar henüz resmi olarak bir çalışmanın başlamadığını kaydeden Durbakayım, “Devletimiz de isterse mesleğimiz gereği Maraş bölgesinin yeniden turizme açılmasında yer almak isteriz” diye konuştu.
Sinpaş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik de, “Devletimiz burayı açarsa biz de ilgilenebiliriz. Çünkü burası Akdeniz’in en güzel bölgelerinden bir tanesi. Birçok yatırımcı gibi biz de yatırımı düşünüyoruz” dedi.
Envanter oluşturulması gerekir
DEİK Türkiye-KKTC İş Konseyi Başkanı Nazım Hikmet ise yatırımcının gelmesi için bölgedeki siyasi, hukuki ve ekonomik çalışmaların tamamlanması gerektiğini söyledi. “Henüz bölgenin hukuki durumu nedir, bölge ekonomik olarak nasıl ele alınacak konusunda bir gelişme yaşanmadı” diyen Hikmet, “Bu da konunun siyasi bir manevra olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Hükümetin bu konuda ciddi olarak yol alması için öncelikle bölgede bir envanter çalışması yapması gerektiğini aktaran Hikmet, “Ancak bölge askeri alan olduğu için bir envanter çalışması yapılamadı. Benim gördüğüm kadarıyla siyasilerin elinde de hangi sokakta hangi ev, restoran ve 1974’te hangi oteller vardı konusunda bir envanter yok. Bu otellerin çoğunun sahibi İngiltere’de bulunan şirketler. Dolayısıyla öncelikle bir envanterin oluşturulması gerekir” diye konuştu.
Osmanlı tapuları var
Ayrıca Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nin elinde Osmanlı’dan kalan bazı tapular olduğunu, bunların hukuki geçerliliğinin araştırılması gerektiğini belirten Hikmet, “Eğer Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye’den yatırımcı çekmek istiyorsa bunun hukuki boyutunu netleştirmesi lazım. Örneğin Kıbrıs’taki duruma benzer bir örnek Portekiz’de yaşandı. Orada çok eski dönemlerden kalan evler vardı. Portekiz hükümeti bu evleri 50 ile 100 yıllığına kiralama yoluna gitti. Böylece yatırımcıyı çekmeyi başardı” diye konuştu.
Hazırlık yapmadan açılması halinde sonucun fiyasko olacağını aktaran Hikmet, burada uygulanacak modelin de netleştirilmesi gerektiğini ifade etti. Hikmet, tüm altyapı çalışmaları bittikten sonra şirketlerin çağrılması gerektiğini kaydetti.