Kullanıcısıyla iletişim kuran yapı: D Cafe!
Y. Mimar Murat Aksu ve Y. Mimar Umut İyigün ortaklığındaki MuuM’un, Doğuş Otomotiv’in Şekerpınar Kampüsü'nde tasarladığı D Cafe, yalın mimari tasarımıyla etkili bir duruş sergiliyor.
İç ve dış mekan arasındaki ilişkiyi kullanıcı dostu bir tavırla ele alarak, yüksek standartlarda sosyal alan imkanı sunan D Cafe, kampüs içerisinde sadece gelip-geçilen bir durak olmaktan öte, zamana değer katan bir odak noktasına dönüşüyor.
Türkiye’nin birçok kentinde farklı ölçeklerde ve niteliklerde projelere imza atan MuuM’un, Doğuş Otomotiv’in Kocaeli Şekerpınar’da yer alan yerleşkesi içerisinde tasarladığı D Cafe, yalın ve mimari bir dilin rehberliğinde çağdaş ve etkili bir tavır sergilerken, dışa dönük kurgulanan şeffaf yapısıyla da kullanıcılarının motivasyonunu arttıran bir sosyal iletişim alanı meydana getiriyor. Yerleşke içerisindeki çalışanların ihtiyaçlarına optimum koşullarda cevap verecek şekilde tasarlanan D Cafe, kullanıcılarına sosyal bağı kuvvetli ve yüksek standartlarda bir ortam sunuyor.
MuuM tasarımı D Cafe’de, ana tasarım kararlarını oluşturan yalınlık, modernlik, kullanım kolaylığı, erişilebilirlik, şeffaflık gibi yaklaşımlar, kütlesel kararlarda ve iç mekanlarda ön planda tutularak kullanıcı dostu bir yapı ortaya konmuş. Bütüncül ve fonksiyonel yaklaşımlarla kurgulanan merkezi planlama anlayışının getirisiyle akışkan bir iç mekan elde edilmiş ve şeffaf yüzeylerle birlikte bu akışkan iç mekanın peyzajla iç içe olması sağlanmış. Ayrıca doğal ışıktan maksimum derecede faydalanılmış ve mekan kalitesi güçlendirilmiş. D Cafe’de kullanılan donatılar, malzemeler ve renk seçimleriyle de, hem yapı kabuğunda, hem de iç mekanda çağdaş bir çizgi yakalanmış ve birbirinden kopuk olmayan bir tasarım diliyle, yapının ve iç mekanının bağlamsal açıdan da birbiriyle iletişimi sağlanmış.
İç ve dış mekan arasındaki bağlantı, ışık-gölge etkileşimine olanak tanıyan ve yapı cephesi boyunca devam ettirilmiş yarı geçirgen, delikli siyah plakalarla daha da kuvvetlendirilmiş. Geri dönüşümden elde edilen bu çelik plakaların mat ve pürüzlü dokusuyla, oraya aitmiş izleniminin yansıtılmaya çalışıldığı yapı kabuğu, ışık-gölge etkisini de dengeleyen bir saçak işlevi görürken, bir yandan da kütleyi biçimsel olarak tanımlayacak şekilde ele alınmış. Yapı kabuğunun saçağa dönüşmesiyle oluşan kapalı, yarı açık ve açık şeklinde ilerleyen mekânsal kurguyla, hem yapının kendisine, hem de bulunduğu alana hareketlilik katan bir bütün elde edilmiş. Kampüsün yerleşim alanlarına olan uzaklığı ve şehir imkanlarından mahrum konumu düşünüldüğünde, yapının hemen önündeki yeşil alanla bütünleşerek dışa dönük bir tavır sergilemesiyle ve iç mekanı da çevresiyle fiziksel bağlamlar kurmaya yöneltmesiyle, D Cafe’nin sadece gelip-geçilen bir durak olmaktan öte, zamana değer katan bir ortam olması sağlanmış. Böylelikle kullanıcıların yeme-içme, dinlenme, soluklanma, sohbet etme, oturma, gölgelenme, uzanma, hobi alanı olarak kullanma gibi kamusal ve sosyal ihtiyaçları için kullanabileceği insan ve doğa odaklı bir yaşam alanı ortaya çıkarılmış.
Y. Mimar Murat Aksu ve Y. Mimar Umut İyigün, D Cafe’nin ana özelliklerini, insan ölçeğine temas eden boyutu, iç ve dış mekan arasında kurduğu bağlantı, kullanıcı dostu tasarımı, geri dönüşümle tanımlanmış yüzeyi, günümüz çalışan profiline hitap edebilmesi ve sosyal anlamda bağ kurmaya olanak tanıyabilmesi şeklinde tanımlıyor.
Türkiye’nin birçok kentinde farklı ölçeklerde ve niteliklerde projelere imza atan MuuM’un, Doğuş Otomotiv’in Kocaeli Şekerpınar’da yer alan yerleşkesi içerisinde tasarladığı D Cafe, yalın ve mimari bir dilin rehberliğinde çağdaş ve etkili bir tavır sergilerken, dışa dönük kurgulanan şeffaf yapısıyla da kullanıcılarının motivasyonunu arttıran bir sosyal iletişim alanı meydana getiriyor. Yerleşke içerisindeki çalışanların ihtiyaçlarına optimum koşullarda cevap verecek şekilde tasarlanan D Cafe, kullanıcılarına sosyal bağı kuvvetli ve yüksek standartlarda bir ortam sunuyor.
MuuM tasarımı D Cafe’de, ana tasarım kararlarını oluşturan yalınlık, modernlik, kullanım kolaylığı, erişilebilirlik, şeffaflık gibi yaklaşımlar, kütlesel kararlarda ve iç mekanlarda ön planda tutularak kullanıcı dostu bir yapı ortaya konmuş. Bütüncül ve fonksiyonel yaklaşımlarla kurgulanan merkezi planlama anlayışının getirisiyle akışkan bir iç mekan elde edilmiş ve şeffaf yüzeylerle birlikte bu akışkan iç mekanın peyzajla iç içe olması sağlanmış. Ayrıca doğal ışıktan maksimum derecede faydalanılmış ve mekan kalitesi güçlendirilmiş. D Cafe’de kullanılan donatılar, malzemeler ve renk seçimleriyle de, hem yapı kabuğunda, hem de iç mekanda çağdaş bir çizgi yakalanmış ve birbirinden kopuk olmayan bir tasarım diliyle, yapının ve iç mekanının bağlamsal açıdan da birbiriyle iletişimi sağlanmış.
İç ve dış mekan arasındaki bağlantı, ışık-gölge etkileşimine olanak tanıyan ve yapı cephesi boyunca devam ettirilmiş yarı geçirgen, delikli siyah plakalarla daha da kuvvetlendirilmiş. Geri dönüşümden elde edilen bu çelik plakaların mat ve pürüzlü dokusuyla, oraya aitmiş izleniminin yansıtılmaya çalışıldığı yapı kabuğu, ışık-gölge etkisini de dengeleyen bir saçak işlevi görürken, bir yandan da kütleyi biçimsel olarak tanımlayacak şekilde ele alınmış. Yapı kabuğunun saçağa dönüşmesiyle oluşan kapalı, yarı açık ve açık şeklinde ilerleyen mekânsal kurguyla, hem yapının kendisine, hem de bulunduğu alana hareketlilik katan bir bütün elde edilmiş. Kampüsün yerleşim alanlarına olan uzaklığı ve şehir imkanlarından mahrum konumu düşünüldüğünde, yapının hemen önündeki yeşil alanla bütünleşerek dışa dönük bir tavır sergilemesiyle ve iç mekanı da çevresiyle fiziksel bağlamlar kurmaya yöneltmesiyle, D Cafe’nin sadece gelip-geçilen bir durak olmaktan öte, zamana değer katan bir ortam olması sağlanmış. Böylelikle kullanıcıların yeme-içme, dinlenme, soluklanma, sohbet etme, oturma, gölgelenme, uzanma, hobi alanı olarak kullanma gibi kamusal ve sosyal ihtiyaçları için kullanabileceği insan ve doğa odaklı bir yaşam alanı ortaya çıkarılmış.
Y. Mimar Murat Aksu ve Y. Mimar Umut İyigün, D Cafe’nin ana özelliklerini, insan ölçeğine temas eden boyutu, iç ve dış mekan arasında kurduğu bağlantı, kullanıcı dostu tasarımı, geri dönüşümle tanımlanmış yüzeyi, günümüz çalışan profiline hitap edebilmesi ve sosyal anlamda bağ kurmaya olanak tanıyabilmesi şeklinde tanımlıyor.