Kredide masraflar yarı yarıya azalacak
DD Mortgage Genel Müdürü Murat Aysan, Yeni Tüketici Kanunu'nun kredi kullanacak vatandaşa getireceği yeni haklara ilişkin açıklamalarda bulundu..
Yeni Tüketici Kanunu'nun kredi kullanacak vatandaşa getireceği yeni haklara ilişkin merak edilenleri yanıtlayan DD Mortgage Genel Müdürü Murat Aysan, ücret ve komisyonlarla ilgili yeni düzenlemenin yanı sıra projeden satışlara ilişkin yapılacak değişikliklerin bir çok konuda yenilikler getireceğini söyledi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, tüm ücret ve komisyonların yeniden düzenlendiğini belirten Aysan, “BDDK bununla ilgili taslağı açıkladı. Bireysel tüketicilerden alınabilecek ücret ve komisyonların isimlerinin tümü eşit hale getirilecek. Örneğin DD Mortgage ne alıyorsa, diğer kurumlar da aynı isimler altında ücret ve komisyon alabilecek. Farklı isimlerle tüketicinin kafasının karışması yerine isimlerin tek hale gelmesi ve müşterinin rahatlıkla karşılaştırma yapabilmesi sonucunu doğuracak.” dedi.
Önceleri dosya masrafı, kredi açılış ücreti adı altında tüketicilden tahsil edilen komisyonun adı ‘tahsis ücreti’ olarak değiştirildini ve bu ücrete de bir sınırlama getirildiğinii ifade eden Aysan “Daha yayınlanmadı ama taslağa göre 100 bin lira konut kredisi kullanan bir vatandaş, 500 lira açılışta ödenen komisyonu ödeyecek. Öncesinde 100 bin liralık bir kredi için alınan ücretler dönemsel olarak ve kampanyalara göre değişmesiyle birlikte, ortalama 1.000 lira civarıydı. Açılış ücreti diye baktığımız, şu andaki adı kredi tahsis ücreti olan konut kredilerindeki bu ücret hemen hemen piyasadaki uygulamalarında yarı yarıya iniyor.” şeklinde konuştu.
Kredi faiz oranları yükselebilir
Yeni kanun ile tahsis sırasında yapılması gereken ekspertiz ve tapudaki ipotek işleminde finans kuruluşlarının aldığı ücrete de tarih oluyor. Finans kuruluşlaruı artık bu tür işlemleri işlemleri maliyeti kadar müşteriye fatura edebilecek ve finans kuruluşları artık bu işlemlerden kar elde edemeyecek.
Bu kararların rekabetin şeffaflaşması için ve tüketici açısından çok önemli bir adımlar olduğunu vurgulayan Murat Aysan şöyyle konuştu:
“Biz konut kredilerinden faiz, komisyon ve ücret geliri elde ediyorduk. Şimdi kredinin başında elde ettiğimiz ücret ve komisyonlarda önemli miktarda bir düşüş olacağı gözüküyor, bu farkın faizlere yansıması kaçınılmaz. Yani yeni dönemde eğer Rekabet farklı bir karar almazsa kredi fazilerinde 2 ila 3 baz puanlık yükselme olabilir. Bu da tüketiciyi olumuzsuz etkileyecek bir rakam değil. Türkiye piyasası faiz anlamında son derece dalgalı. Bundan 1,5 sene evvel faiz 0,70'ler civarındaydı, 1,20'lere kadar çıktı, şimdi 0,90'lar civarında. Dolayısıyla bu küçük artış tüketici üstünde hiç bir etki yaratmayacak. Rekabet izin vermezse kurumlar kârlarından vazgeçmiş olacak.”
Aysan, projeden satışlarda yaşanacak değişiklikleri ise şöyle anlattı:
“Projeden satışlarda da yeni bir düzenleme olacak. Burada tüketici açısından çok önemli adımlar ve bunun finans sektörüne yansımaları var. Belli bir miktarın üzerinde konut yapıp satan müteahhitlere önemli sorumluluklar yükleniyor.
O da şu ki; birincisi belli bir miktarın üzerinde konut yapan ve satan firmalarda mutlaka satışın noterden yapılması ve tapuya tescil gerekiyor. Bu en önemli konulardan bir tanesi. Tek başına bir çok insan açısından ilk anda çok anlam ifade etmeyebilir ama tabii hem bir maliyet içerir hem de örneğin projeden konut satın alınması sürecine bir kaç tane daha bürokrasi ekliyor. Tüketicinin korunması açısından son derece kritik ve önemli.
Örneğin müteahhit birden fazla kişiye konutu satamıyor, tapuda şerh olduğu için başka bir tasarrufta bulunamıyor... Çok önemli bir uygulama. İkinci olarak da tüketicinin cayma hakkıyla ilgili bir iki tane önemli konu var. Bunlardan bir tanesi tüketici 14 gün içinde istediği an bu konutu almaktan cayabiliyor ve parasını geri istiyor. Kredi kullanmış dahi olsa fark etmiyor. Kredinin faizini dahi ödemeden vazgeçebiliyor. Bu son derece kritik.
Diğer önemli konu konutun teslimiyle ilgili, konutun teslimi için önemli iki aşama var. Bunlardan bir tanesi mutlaka bir tapunun çıkmış olması gerekiyor, ikincisi konutun eksiksiz olarak teslim edilmiş olması gerekiyor. Bu iki kuraldan bir tanesi gerçekleşmezse konut teslim edilmiş sayılmıyor. Bu zamana kadar müşteri istediği zaman konutu almaktan cayabiliyordu. Bununla ilgili bir ceza ödemesi söz konusu ancak yönetmelikte belli olacak bunun tutarı. Bu durumda aslında tüketiciye konutu teslim almadan önce iki tane önemli cayma hakkı veriliyor.
Belli bir adedin üzerinde konut yapıp satan müteahhitler konutun bitmesiyle ilgili elle tutulur bir garanti vermek zorundalar. Ya teminat mektubu verecekler ya da bitirme sigortası yapacaklar. Bitirme sigortasıyla ilgili her hangi bir ürünü henüz piyasada görmüş değiliz. Bu teminat da bir maliyet ve bir bürokrasi. Çünkü teminat verilecek, bitince geri alınacak vesaire... Bunların tümü ekstra maliyet ve bürokratik işlem içeriyor. Hepsi son derece önemli ve mutlaka olması gereken adımlar.
Gelelim bunun kredi tarafına, eskiden biz projelerden kredi veriyorduk. Şimdi hayat değişecek. Bu saydığım adımların hepsini kredi sürecinin üzerine koymak zorundayız, krediyi kullandırdıktan sonra 14 gün bekleyip tüketiciye sormalıyız. Müşteri yine cayma tarafında evi teslim aldığını çok iyi takip ediyor olmamız lazım.
Evi teslim almadıysa her an vazgeçebilir. Biz aynı zamanda konutun aynı niteliklerdeki teslim edildiğine dair ikinci bir garantör oluyoruz. Garantörlük işleminin, yani konutun bitmesiyle ilgili verilen garantinin takipçisi olmak zorundayız. Eğer o verilmediyse yine kredi uygulamasında problem olacağını düşünüyoruz. Bu ve bunun gibi saydığım tüm süreçler bize bir diğer iş adımı olarak gelecek. Teorik olarak ücret ve komisyonlarda olduğu gibi birinci ellerde yani projelerden verilen kredilerde bunu maliyetlere yansıtmak zorundayız çünkü normal bir kredinin üzerinde baya bir yol izlememiz ve daha fazla risk almamız gerekiyor.
Tüm adımların eksiksiz uygulandığından müteahhitlik firması gibi biz de sorumluyuz. Dolayısıyla genel olarak finans sektörü açısından bu yönetmeliğin çıkması, detayların net bir şekilde anlaşılması, gri bir alanın oluşmaması bizim açımızdan kritik.
Bu proje kredilerini vermeye başladığımız anda uygulamayı da görmemiz lazım. Bürokratik adımların tamamı tüketici ve finansman sağlayan kurumlar tarafından son derece pozitif. Örneğin bitirme sigortasının olması hayatımızı çok kolaylaştırıyor ancak bunlar kolay şeyler değil.”
Hürriyet'te yer alan habere göre, tüm ücret ve komisyonların yeniden düzenlendiğini belirten Aysan, “BDDK bununla ilgili taslağı açıkladı. Bireysel tüketicilerden alınabilecek ücret ve komisyonların isimlerinin tümü eşit hale getirilecek. Örneğin DD Mortgage ne alıyorsa, diğer kurumlar da aynı isimler altında ücret ve komisyon alabilecek. Farklı isimlerle tüketicinin kafasının karışması yerine isimlerin tek hale gelmesi ve müşterinin rahatlıkla karşılaştırma yapabilmesi sonucunu doğuracak.” dedi.
Önceleri dosya masrafı, kredi açılış ücreti adı altında tüketicilden tahsil edilen komisyonun adı ‘tahsis ücreti’ olarak değiştirildini ve bu ücrete de bir sınırlama getirildiğinii ifade eden Aysan “Daha yayınlanmadı ama taslağa göre 100 bin lira konut kredisi kullanan bir vatandaş, 500 lira açılışta ödenen komisyonu ödeyecek. Öncesinde 100 bin liralık bir kredi için alınan ücretler dönemsel olarak ve kampanyalara göre değişmesiyle birlikte, ortalama 1.000 lira civarıydı. Açılış ücreti diye baktığımız, şu andaki adı kredi tahsis ücreti olan konut kredilerindeki bu ücret hemen hemen piyasadaki uygulamalarında yarı yarıya iniyor.” şeklinde konuştu.
Kredi faiz oranları yükselebilir
Yeni kanun ile tahsis sırasında yapılması gereken ekspertiz ve tapudaki ipotek işleminde finans kuruluşlarının aldığı ücrete de tarih oluyor. Finans kuruluşlaruı artık bu tür işlemleri işlemleri maliyeti kadar müşteriye fatura edebilecek ve finans kuruluşları artık bu işlemlerden kar elde edemeyecek.
Bu kararların rekabetin şeffaflaşması için ve tüketici açısından çok önemli bir adımlar olduğunu vurgulayan Murat Aysan şöyyle konuştu:
“Biz konut kredilerinden faiz, komisyon ve ücret geliri elde ediyorduk. Şimdi kredinin başında elde ettiğimiz ücret ve komisyonlarda önemli miktarda bir düşüş olacağı gözüküyor, bu farkın faizlere yansıması kaçınılmaz. Yani yeni dönemde eğer Rekabet farklı bir karar almazsa kredi fazilerinde 2 ila 3 baz puanlık yükselme olabilir. Bu da tüketiciyi olumuzsuz etkileyecek bir rakam değil. Türkiye piyasası faiz anlamında son derece dalgalı. Bundan 1,5 sene evvel faiz 0,70'ler civarındaydı, 1,20'lere kadar çıktı, şimdi 0,90'lar civarında. Dolayısıyla bu küçük artış tüketici üstünde hiç bir etki yaratmayacak. Rekabet izin vermezse kurumlar kârlarından vazgeçmiş olacak.”
Aysan, projeden satışlarda yaşanacak değişiklikleri ise şöyle anlattı:
“Projeden satışlarda da yeni bir düzenleme olacak. Burada tüketici açısından çok önemli adımlar ve bunun finans sektörüne yansımaları var. Belli bir miktarın üzerinde konut yapıp satan müteahhitlere önemli sorumluluklar yükleniyor.
O da şu ki; birincisi belli bir miktarın üzerinde konut yapan ve satan firmalarda mutlaka satışın noterden yapılması ve tapuya tescil gerekiyor. Bu en önemli konulardan bir tanesi. Tek başına bir çok insan açısından ilk anda çok anlam ifade etmeyebilir ama tabii hem bir maliyet içerir hem de örneğin projeden konut satın alınması sürecine bir kaç tane daha bürokrasi ekliyor. Tüketicinin korunması açısından son derece kritik ve önemli.
Örneğin müteahhit birden fazla kişiye konutu satamıyor, tapuda şerh olduğu için başka bir tasarrufta bulunamıyor... Çok önemli bir uygulama. İkinci olarak da tüketicinin cayma hakkıyla ilgili bir iki tane önemli konu var. Bunlardan bir tanesi tüketici 14 gün içinde istediği an bu konutu almaktan cayabiliyor ve parasını geri istiyor. Kredi kullanmış dahi olsa fark etmiyor. Kredinin faizini dahi ödemeden vazgeçebiliyor. Bu son derece kritik.
Diğer önemli konu konutun teslimiyle ilgili, konutun teslimi için önemli iki aşama var. Bunlardan bir tanesi mutlaka bir tapunun çıkmış olması gerekiyor, ikincisi konutun eksiksiz olarak teslim edilmiş olması gerekiyor. Bu iki kuraldan bir tanesi gerçekleşmezse konut teslim edilmiş sayılmıyor. Bu zamana kadar müşteri istediği zaman konutu almaktan cayabiliyordu. Bununla ilgili bir ceza ödemesi söz konusu ancak yönetmelikte belli olacak bunun tutarı. Bu durumda aslında tüketiciye konutu teslim almadan önce iki tane önemli cayma hakkı veriliyor.
Belli bir adedin üzerinde konut yapıp satan müteahhitler konutun bitmesiyle ilgili elle tutulur bir garanti vermek zorundalar. Ya teminat mektubu verecekler ya da bitirme sigortası yapacaklar. Bitirme sigortasıyla ilgili her hangi bir ürünü henüz piyasada görmüş değiliz. Bu teminat da bir maliyet ve bir bürokrasi. Çünkü teminat verilecek, bitince geri alınacak vesaire... Bunların tümü ekstra maliyet ve bürokratik işlem içeriyor. Hepsi son derece önemli ve mutlaka olması gereken adımlar.
Gelelim bunun kredi tarafına, eskiden biz projelerden kredi veriyorduk. Şimdi hayat değişecek. Bu saydığım adımların hepsini kredi sürecinin üzerine koymak zorundayız, krediyi kullandırdıktan sonra 14 gün bekleyip tüketiciye sormalıyız. Müşteri yine cayma tarafında evi teslim aldığını çok iyi takip ediyor olmamız lazım.
Evi teslim almadıysa her an vazgeçebilir. Biz aynı zamanda konutun aynı niteliklerdeki teslim edildiğine dair ikinci bir garantör oluyoruz. Garantörlük işleminin, yani konutun bitmesiyle ilgili verilen garantinin takipçisi olmak zorundayız. Eğer o verilmediyse yine kredi uygulamasında problem olacağını düşünüyoruz. Bu ve bunun gibi saydığım tüm süreçler bize bir diğer iş adımı olarak gelecek. Teorik olarak ücret ve komisyonlarda olduğu gibi birinci ellerde yani projelerden verilen kredilerde bunu maliyetlere yansıtmak zorundayız çünkü normal bir kredinin üzerinde baya bir yol izlememiz ve daha fazla risk almamız gerekiyor.
Tüm adımların eksiksiz uygulandığından müteahhitlik firması gibi biz de sorumluyuz. Dolayısıyla genel olarak finans sektörü açısından bu yönetmeliğin çıkması, detayların net bir şekilde anlaşılması, gri bir alanın oluşmaması bizim açımızdan kritik.
Bu proje kredilerini vermeye başladığımız anda uygulamayı da görmemiz lazım. Bürokratik adımların tamamı tüketici ve finansman sağlayan kurumlar tarafından son derece pozitif. Örneğin bitirme sigortasının olması hayatımızı çok kolaylaştırıyor ancak bunlar kolay şeyler değil.”