Konya merkezli Bürotime, pazarlama üssünü İstanbul’a taşıdı!

Konya merkezli Bürotime, pazarlama üssünü İstanbul'a taşıdı

Türkiye'nin nerdeyse her şehrinde plazaların ardı ardına yükselmesi ofis mobilyalarına yönelik talebi artırırken bir yanda da bu talepte değişiklikler yaşanmasına neden oluyor. Yoğun çalışma temposu, uzayan mesai saatleri ve en kısa sürede tamamlanması gereken işler, ofisteki mobilyalarda işlevselliğin ve konforun bir arada olması ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bu talebin karşılık bulması da sektördeki firmaların dünya trendlerini daha yakından takip etmesi ile mümkün.
 
Türkiye'nin lider ofis mobilya markaları arasında yer alan Bürotime da “Geleceğin ofislerini bugünden tasarlamayı amaçlıyoruz” diyerek aslında bu sorunun çözümünü özetliyor. Bürotime Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Tosunoğlu, 2009 yılından itibaren dahil oldukları TURQUALITY marka geliştirme programı çerçevesindeki markalaşma çalışmalarına geçtiğimiz yıl da devam ettiklerini belirtiyor. Türkiye'nin en büyük ofis mobilya üreticilerinin başında geldiklerini vurgulayan Tosunoğlu, hedefleri arasında yer alan 100 milyon TL'lik ciroyu aştıktan sonra halka açılmayı planladıklarını ifade ediyor. Ofis mobilyaları sektöründeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve Ar-Ge'ye son derece önem verdiklerini belirten Hüseyin Tosunoğlu, hedeflerini ve çalışmalarını KOBİDEN'e anlattı.
 
Kuruluş hikayenizi ve şu an geldiğiniz noktayı okurlarımızla paylaşır mısınız?
 
1997'de kurulan Bürotime olarak, fonksiyonel tasarımlarımız ve üstün kalitemiz ile ofis mobilyalarının lider markasıyız. Geleceğin ofislerini bugünden tasarlamayı amaçlıyoruz. Konya Organize Sanayi Bölgesi'nde ki üretim tesisimiz 70 bin metrekare kapalı alan olmak üzere toplamda 140 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulu. 50'si beyaz yaka olmak üzere toplam 500 çalışanımız var. Tesisimiz, günde 750 adet koltuk, 1250 adet ünite mobilya olarak toplamda 2 bin adet ürün üretme kapasitesine sahip. Bürotime, 2 bini aşkın ürün çeşitliliği ile Türkiye'nin en büyük ofis mobilyası üreticisi olmakla birlikte en büyük şirketler sıralamasında da ikinci 500'de yer alıyor.
 
Geçtiğimiz yıl markanız sizin için nasıl geçti?
 
Son derece yoğun ve başarılarla dolu bir yıl geçirdik. 2009 yılından itibaren dahil olduğumuz TURQUALITY marka geliştirme programı çerçevesindeki markalaşma çalışmalarımıza yine devam ettik. Söz konusu programa ilk dahil olan ofis mobilyası markası olarak markamızın bilinirliğini artırmak için yaptığımız çalışmalar, bize yurtdışında yeni kapılar açtı. Bu kapsamda geçen yıl da ihracat alanımızı genişletmeye devam ettik. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen “Türkiye'nin En Temiz Sanayi Tesisi” yarışmasında da Konya il birincisi olduk. Bizim için 2012'nin heyecan verici gelişmelerinden biri de pazarlama üssümüzün İstanbul'a taşınmasıydı. 3 bin 600 metrekare sergi alanı ve 600 metrekare çalışma alanı olmak üzere toplam 4 bin 200 metrekare olan pazarlama üssümüzü, yurtiçi ve yurtdışı paydaşlarımıza hizmet verirken, geniş ürün yelpazemizi de sergileyeceğimiz bir merkez olarak konumlandırıyoruz. İstanbul'da yer alan pazarlama üssümüzün bizi dünya markası olması hedefimize ulaştırmada önemli rol oynayacağına inanıyoruz. Tüm bunların yanı sıra TURQUALITY Programı dahilinde, 2012'de üçüncüsü düzenlenen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri'nde dar ve sıkışık ofis ortamlarındaki olumsuzluklara son veren Stripe ürünümüz ile ödüle layık görüldük. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri tarafından da 2012'de “Yılın En Çok İhracat Yapan Mobilya Üreticisi” unvanı ile ödüllendirildik.
 
Bu yıl için hedefleriniz neler?
 
Geçtiğimiz yılki ciromuz 41 milyon 884 bin 523 dolar. 2013 yılı ciro hedefimiz ise 100 milyon TL'yi aşmak. 100 milyon TL barajını aştıktan sonra hakla açılmayı planlıyoruz. Bir hedefimiz de Türkiye'nin en büyük ikinci 500 sanayi kuruluşu sıralamasında yükselerek ilk 500 şirket sıralamasına girmek. Tüm bu hedeflerimizi gerçekleştirmek adına 2012'de bir pazarlama üssü kurma kararı aldık. Kısa süre önce İstanbul'a taşıdığımız yönetim ve pazarlama üssümüzün açılışını gerçekleştirdik. “Bürotime İstanbul Pazarlama Üssü” aynı zamanda bizim ofis dünyasına bakışımızı yansıtıyor. Ürünlerimizin sergilenmesinin yanı sıra çağdaş ofis alanları oluşturulması açısından güzel örnekler sunduğumuzu düşünüyoruz. Bu nedenle de tüm tasarımcıları bir çayımızı içmek üzere buraya bekliyoruz. Bu mekanı, ayrıca ofis dünyası ve yaşamını ilgilendiren sergi, seminer ve eğitimler için de kullanmayı planlıyoruz.
 
Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
 
Bir dünya markası olma yolunda ilerliyoruz. Bu hedef doğrultusunda da tasarım çalışmalarımızı özenle yürütüyoruz. Yaratıcı, yenilikçi bir tasarım ekibine sahibiz. Ar-Ge alanında üniversiteler ile gerek mezuniyet gerekse dönemsel projelerde çeşitli işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Yeni fikirler bizim için oldukça önemli. Diğer taraftan markamızın kendine özgü bir çizgisi var ve bu konuda çok hassasız. “Estetik, ergonomik ve iş hayatını kolaylaştıran ürünler” mottomuza uygun, bize fikir verebilecek yeni çözümleri değerlendirmeye çalışıyoruz. En son Yeditepe Üniversitesi ile bir projemiz oldu, bu tür projelerimizin her zaman devam edecek.
 
Sektörün en önemli sıkıntılarının neler olduğunu düşünüyorsunuz?
 
Türkiye'de ofis mobilyaları sektöründe, merdiven altı üretim yapan firmalardan dolayı kayıt dışı büyüme söz konusu. Bu nedenle sektörümüz ile ilgili net bilgiler vermek mümkün değil. Çoğu sanayi sektörlerinde olduğu gibi bizim sektörümüzde de envanter ve master planı çalışmaları olmadığından bu konuda elimizde kesin ve resmi veriler yok. Türkiye'de ve dünyada ofis mobilyası sektörünün daha iyi yerlere gelmesini istiyorsak, katma değerli ürünlere odaklanmalı ve markalaşma çalışmalarına ağırlık vermeliyiz.
 
Kobiden