Konut talebi bereket oldu mobilya sektörüne yağdı

Konut sektörünün hareketliliği, mobilya sektörüne de yansıdı. İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, dünya pazarında kolay taşınabilir, hafif ve fonksiyonel mobilyaların etkili olduğunu söyledi

Son yıllarda hareketlenen gayrimenkul sektörü, mobilyaya da talebi artırdı. İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, mobilya sektörünü emlakeki.com’a değerlendirdi…

- Konutta son dönemde çok yoğun bir hareketlilik var. Bu durum mobilya sektörünü nasıl etkileyecek?

Mobilya tüketimini etkileyen faktörler arasında üretilen konut ve konut talebinin artmasının önemi büyük. Kentleşme ve hızla artan konutlaşma mobilya ihtiyacına olan talebin de artmasına sebep oldu. Özellikle kolay taşınabilir, hafif ve fonksiyonel mobilyalar dünya pazarında gittikçe daha fazla etkili olacaktır.

-  Son dönemde yarı mobilyalı konutlar oldukça tercih ediliyor. Ne tür projelerde hangi ürünler revaçta?

Yarı mobilyalı konutlar genel itibariyle rezidans tipi konut projelerinde kullanılıyor. Bu tip projelerde daha çok yer kaplamayan, spor ve modern mobilyalar tercih ediliyor.

-  Mobilyada olmazsa olmaz nedir?

Mobilyanın yapımında kullanılan malzemenin seçimi, malzeme kalitesi elbette çok önemli. Bunun yanı sıra tüketicilere aradıkları konforu sağlayabilmek, dayanıklı ürün üretebilmek bizim için en önemli unsurlar.

-  Sektörün piyasa hacmi nedir?

Sektörün şu anki piyasa hacminin yaklaşık 10 milyar doların üzerinde olduğu biliniyor. Ancak sektör olarak sadece ihracat hedefimiz 2023 için 10 milyar doların üzerinde.

-  İhracat ne durumda?

Türkiye mobilya sektör ihracatı 2014 yıl sonu rakamlarına göre 2.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam doğru bir pazarlama ve üretim stratejisi uyguladığımız takdirde 2015 yıl sonu öngörülerimize göre 3 milyar dolara, 2023  hedeflerimize göre 10 milyar dolara yükselecektir.

-  2015 yılı mobilya sektörü için nasıl olacak?

Mobilya sektörü gerek üretim gerek ihracat rakamlarıyla son yıllarda ciddi bir ivme kazanmış; dış ticaret fazlası veren nadir sektörlerden biri olmuştur. 2014’te bölgedeki tüm olumsuz gelişmelere ragmen büyük bir başarı gösteren mobilya sektörünün aynı performansı 2015 yılında da devam ettireceğine dair inancımız tamdır. Bununla beraber, şu anda ihracat gerçekleşmelerine göre dünyada 13. sırada yer alan ülkemiz, gelecek 5 yıl içerisinde de ilk 10 ihracatçı ülke içinde olacağı şüphesizdir.

-  Mobilyada pazarlama ve reklam çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Mobilya sektörünün en büyük sorunlarından biri de tanıtım ve pazarlama eksikliği. Bu eksiklik sadece üretilen ürünlerde değil aynı zamanda yapılan pazarlama ve reklam çalışmalarında da kendini gösteriyor. Bunun da en temel sebebi mobilya sektöründe kurumsallaşma ve pazarlamaya gereken önemin verilememesi. Zira KOBİ düzeyindeki işletmelerimizin henüz doğru reklam ve pazarlama çalışmalarına ayırabilecek yeteri kadar finansman güçleri bulunmuyor. Bu yüzden öncelikli olarak firmaların bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor. Uzun vadeli planlar yaparak, reklam ve pazarlama çalışmalarına yaptıklarını yatırımlarını artırabilmeliler. Türkiye mobilyasının dünya pazarlarında tanıtımı ve bilinirliği için de önemli bir hamledir bu.

 Dış pazarlar için yeterli mi?

Dış pazarlarda neredeyse hiç bir pazarlama faaliyeti yürütülmüyor. Genel olarak küçük-orta büyüklükte firmaların oluşturduğu mobilya sektöründe, firmalar öncelikli olarak kendilerini yerelde tanıtma ihtiyacı hissediyor. Dolayısıyla dış pazarlara gereken önem verilmiyor.

‘Atölye İnegöl’ ile sektör tasarımcıyla buluşacak

“TÜRKİYE mobilya sektörüne baktığımızda tasarımın önemini herkes kavramış durumda” açıklamasında bulunan Güleç, “İyi bir tasarım için ya bir tasarımcı çalıştırmanız ya da tasarım danışmanlığı hizmeti almanız gerekiyor” dedi. “Henüz yeteri sayıda yetişmiş sektörel tasarımcılar bulunmuyor” ifadelerini kullanan Güleç, şunları söyledi: “İnegöl’de başlatılan “Atölye İnegöl” projesiyle, sektörü tasarımcılarla buluşturmak hedefleniyor. Sektör olarak bizlere umut veren en önemli husus Türkiye mobilya sektörünün tasarım kabiliyetini geliştirmek adına potansiyelinin ve kültürel birikiminin fazlasıyla mevcut olması. Bu alanda yetişmiş insan kıymetimiz sektör içinde çok zayıf. Ya tasarımcılarımız sektörü seçmiyor, ya da üreticiler uygun tasarımcılara erişemiyor. Bu kısır döngüyü kıracağına inandığımız çok önemli bir adım.”

‘Discover the potential’ (potansiyelini keşfet) mottosu şiarımız olmalı

TÜRKİYE’nin marka bir ülke olabilmesi için öncelikle kendi dinamikleri içerisinde neler yapılabileceğini keşfetmesi gerektiğine vurgu yapan Ahmet Güleç, gereksinimleri şöyle aktardı: “Bu toprakların dünya mobilya sektörüne sunacağı çok fazla birikimi bulunuyor. Dünyayı bu medeniyetin zenginliklerini tanımaya davet etmek için iyi tasarlanmış mobilyalarımızı araç olarak kullanmalı ve bu işe yerelden başlamalıyız. Ülke olarak sıklıkla kullandığımız “discover the potential” (potansiyelini keşfet) mottosunu kendimize şiar edinmeliyiz.”

Türkiye üretimde bir boyunduruk altında değildir

“SEKTÖRÜMÜZDE iç pazar en az dış pazar kadar efektif. Ürettiğimizin yaklaşık yüzde 60’ını iç pazarda tüketiyoruz” diyen Ahmet Güleç, bu rakamın çok ciddi olduğunu kaydetti, Güleç, “Tüketicimiz dışarıdan ithal etme gereksinimi duymadan talep ettiğine rahatlıkla ulaşabiliyor” ifadelerini kullandı. “Örneğin Polonya ürettiğinin yüzde 90’ıın ihraç ediyor” diyen Güleç, şu açıklamalarda bulundu: “Biz ise halen yüzde 40 oranında ihracat oranına yeni ulaşabildik. Mobilya sektöründe dünya ihracat sıralamasında malumunuz 1. sırayı Çin alıyor. Türkiye’nin kendi rakipleri arasındaki en önemli farkı taşeron üretim yapan bir ülke olmaması. Yani ürettiğimizin yarıdan fazlası iç pazarımızda tüketilmekle beraber, herhangi bir ülkenin üretim anlamında boyunduruğu altında değil. Bu da sektörde ciddi bir avantaj ve imaj oluşturmakta.”