Konut alacaklara kötü haber!
TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan; "Kur, 2,70-2,75 seviyelerinde dengelenirse bunun yüzde 2-3 mertebesinde konut fiyatlarına yansıması olacaktır"dedi
Turan, hükümetin konut sektörüne yönelik teşviklerine ilişkin değerlendirmede bulunan Turan, sektörde özellikle, alt ve orta gelir grubunda sosyal konut edinmek isteyen vatandaşlar için bunun çok iyi bir motivasyon kaynağı olacağını ve sektöre de çok ciddi bir canlılık getireceğini söyledi.
"Sermaye Piyasası Kanunu ile önü açılan gayrimenkul sertifikası bizde neden çalışmıyor. Bu sistem çalışırsa yabancıların Türkiye'ye yatırımları ne kadar artar?" sorusunu Turan, şu şekilde yanıtladı:
"Bu farklı uzmanlık gerektiren bir konu. Benim de bu konuda farklı kanaatlerim var. Bakanlığımızın bu konuda ciddi bir çalışması var. Bunlar yeni konular, kanunlaşması, anlatılması, disipline edilmesi kolay konular değil. Ama gayrimenkul sektörü Türkiye için artık bir ihraç kalemi olarak da düşünülebilir. Mütekabiliyet yasasının genişletilmesiyle beraber satışlara baktığımızda, en son açıklanan rakamlara bakıldığında mart ayında geçen yılın mart ayına göre satışlarda yüzde 35'e yakın bir artış var. Bütün bu verilerin değerlendirilmesi gerekir. Gayrimenkul sertifikası, Takasbank gibi konuların da biraz daha oturması gerekiyor. Hem kamunun buna alışması gerekiyor hem de özel sektörün konuya biraz daha profesyonelce yaklaşması gerekiyor."
Dolardaki yükselişin konut fiyatlarına yansımasına ilişkin görüşlerini aktaran Turan, şunları söyledi:
"Piyasadaki her bir hareketin, mutlaka üretimlerimize, maliyetlerimize yansıması olacaktır. Ama biz bu yıl 50 bin konutu aşmayı düşünüyoruz. Şu ana kadar 16- 17 bin konutun ihalesini yaptık. Bu şu demek; biz sektörde en büyük üretici konumundayız. Türkiye'de 13 yılda yapılan konutların yaklaşık yüzde 8'ini idare tek başına yaptı. Sektörden farklı bir pozisyonda durmuyoruz.
Biz şu anda yılda 50 bin, 60 bin konut üreten idarenin başı olarak bir 'S.O.S' görmüyoruz. Piyasa kendini regüle edecek düzeydedir. Kısa süreli kur hareketleri çok etkili değil, nerede kalıcı olacağına bakmak lazım bunun. Şu anda buna göre oturup da kura göre yeni bir strateji tayin edelim noktasında değiliz. Kur, 2,70-2,75 seviyelerinde dengelenirse bunun yüzde 2-3 mertebesinde konut fiyatlarına yansıması olacaktır."
TOKİ'yi gayrimenkul piyasası içinde farklı bir yere konumlandırmak gerektiğini dile getiren Turan, kendilerinin asla kar odaklı bir kurum olmadıklarını kaydetti. Ürettikleri konutların yüzde 85'inin direkt sosyal konut olduğunu ifade eden Turan, "Konut almakta zorlanan vatandaşlara yönelik konutlardır. Bizim kar bakış açımız olmadığı için, bedel yükseldikçe ona bağlı olarak kar da yükselir. Biz öyle bir yaklaşımda olmadığımız için kur bu seviyelerde kalırsa, yüzde 2-3 gibi bir fark olabilir" diye konuştu.
Sektör açısından kurdaki artışın fiyatlara yansımasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Turan, sözlerine şöyle devam etti:
"Sektörü şöyle görüyorum. Sektör arza ve talebe bağlı olarak gelişen bir sektör. Bir şehrin o bölgesinin cazip olması başka bir şeydir. Kayaşehir'de yapılan bir bina ile Levent'te yapılan bina arasında çok fark yok. Buna değer veren arz ve talep dengesidir. Ben sadece, dövizdeki hareketlilikle gayrimenkul sektöründeki fiyatların yukarı ya da aşağı oynamasının çok etken olduğunu düşünmüyorum.
Döviz sabitken, gayrimenkul fiyatları ciddi fiyatlara tırmandı. Bunu belirleyen şey, arz ve taleptir. Dövizin fiyatlara getireceği artı, eksi şey, yüzde 2-3 mertebesindedir. Gayrimenkul sektörü hareketli bir sektör olduğu için, bir yıldan yıla bakarsınız bir bölgede yüzde 20-30 daireler ya da arsalar fiyatlanmıştır. Ciddi bir etkisi olacağı kanaatinde değilim. Türkiye'de gayrimenkul sektörü ve onun aktörleri, bunu (kurlardaki artış) regüle ve sübvanse edebilecek büyüklüktedir."
Son dönemde çalışmaları başlayan 3. köprü, Kanal İstanbul ve 3. havalimanı gibi çalışmaların kendisini heyecanlandırdığını belirten Turan, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesinde de önemli aşamalar kaydedildiğini aktardı.
Turan, hafriyat ve iksa çalışmalarının tamamlandığı projede beton alt yapı inşa sürecine geçileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kazı çalışmaları tamamlandı. Bütün kamu kesiminin finansla ilgili paydaşları bu projede bulunacak. Biz de bu bağlamda 2,5 ay önce burada 2 tane ihaleyi yaptık. Çünkü bu işler protokolle bize verilmişti. Hem Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) binasını hem de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bina işlerini biz yapacağız. Biz de bunların ihalesini yaptık hasılat paylaşımı modeliyle… İki firma bu işi aldı, bunlar bu iki binayı yapacak. Aynı zamanda burası bir yaşam alanı olacak, dünyadaki örnekleri de bu şekilde. Bu işleri yapacak firmalar da buradan hasılat elde edecekler işte bir takım ofis ve shop-mix dediğimiz dükkanlar vesilesiyle…
İnşallah 1,5-2 ay içerisinde İstanbul Finans Merkezi'nde TOKİ tarafından yaptırılacak iki inşaatımız başlamış olacak. İnşallah 2-2,5 yıl içerisinde de Finans Merkezi hayata geçmiş olacak. Burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projenin önemli bir paydaşı. Biz bu işin önemli bir paydaşıyız, bizim iştirak şirketimiz olan Emlak Konut GYO da buranın paydaşlarından bir tanesi… Hep beraber, el birliğiyle bunu vaktinde hizmete sunacağız."
"Sermaye Piyasası Kanunu ile önü açılan gayrimenkul sertifikası bizde neden çalışmıyor. Bu sistem çalışırsa yabancıların Türkiye'ye yatırımları ne kadar artar?" sorusunu Turan, şu şekilde yanıtladı:
"Bu farklı uzmanlık gerektiren bir konu. Benim de bu konuda farklı kanaatlerim var. Bakanlığımızın bu konuda ciddi bir çalışması var. Bunlar yeni konular, kanunlaşması, anlatılması, disipline edilmesi kolay konular değil. Ama gayrimenkul sektörü Türkiye için artık bir ihraç kalemi olarak da düşünülebilir. Mütekabiliyet yasasının genişletilmesiyle beraber satışlara baktığımızda, en son açıklanan rakamlara bakıldığında mart ayında geçen yılın mart ayına göre satışlarda yüzde 35'e yakın bir artış var. Bütün bu verilerin değerlendirilmesi gerekir. Gayrimenkul sertifikası, Takasbank gibi konuların da biraz daha oturması gerekiyor. Hem kamunun buna alışması gerekiyor hem de özel sektörün konuya biraz daha profesyonelce yaklaşması gerekiyor."
Dolardaki yükselişin konut fiyatlarına yansımasına ilişkin görüşlerini aktaran Turan, şunları söyledi:
"Piyasadaki her bir hareketin, mutlaka üretimlerimize, maliyetlerimize yansıması olacaktır. Ama biz bu yıl 50 bin konutu aşmayı düşünüyoruz. Şu ana kadar 16- 17 bin konutun ihalesini yaptık. Bu şu demek; biz sektörde en büyük üretici konumundayız. Türkiye'de 13 yılda yapılan konutların yaklaşık yüzde 8'ini idare tek başına yaptı. Sektörden farklı bir pozisyonda durmuyoruz.
Biz şu anda yılda 50 bin, 60 bin konut üreten idarenin başı olarak bir 'S.O.S' görmüyoruz. Piyasa kendini regüle edecek düzeydedir. Kısa süreli kur hareketleri çok etkili değil, nerede kalıcı olacağına bakmak lazım bunun. Şu anda buna göre oturup da kura göre yeni bir strateji tayin edelim noktasında değiliz. Kur, 2,70-2,75 seviyelerinde dengelenirse bunun yüzde 2-3 mertebesinde konut fiyatlarına yansıması olacaktır."
TOKİ'yi gayrimenkul piyasası içinde farklı bir yere konumlandırmak gerektiğini dile getiren Turan, kendilerinin asla kar odaklı bir kurum olmadıklarını kaydetti. Ürettikleri konutların yüzde 85'inin direkt sosyal konut olduğunu ifade eden Turan, "Konut almakta zorlanan vatandaşlara yönelik konutlardır. Bizim kar bakış açımız olmadığı için, bedel yükseldikçe ona bağlı olarak kar da yükselir. Biz öyle bir yaklaşımda olmadığımız için kur bu seviyelerde kalırsa, yüzde 2-3 gibi bir fark olabilir" diye konuştu.
Sektör açısından kurdaki artışın fiyatlara yansımasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Turan, sözlerine şöyle devam etti:
"Sektörü şöyle görüyorum. Sektör arza ve talebe bağlı olarak gelişen bir sektör. Bir şehrin o bölgesinin cazip olması başka bir şeydir. Kayaşehir'de yapılan bir bina ile Levent'te yapılan bina arasında çok fark yok. Buna değer veren arz ve talep dengesidir. Ben sadece, dövizdeki hareketlilikle gayrimenkul sektöründeki fiyatların yukarı ya da aşağı oynamasının çok etken olduğunu düşünmüyorum.
Döviz sabitken, gayrimenkul fiyatları ciddi fiyatlara tırmandı. Bunu belirleyen şey, arz ve taleptir. Dövizin fiyatlara getireceği artı, eksi şey, yüzde 2-3 mertebesindedir. Gayrimenkul sektörü hareketli bir sektör olduğu için, bir yıldan yıla bakarsınız bir bölgede yüzde 20-30 daireler ya da arsalar fiyatlanmıştır. Ciddi bir etkisi olacağı kanaatinde değilim. Türkiye'de gayrimenkul sektörü ve onun aktörleri, bunu (kurlardaki artış) regüle ve sübvanse edebilecek büyüklüktedir."
Son dönemde çalışmaları başlayan 3. köprü, Kanal İstanbul ve 3. havalimanı gibi çalışmaların kendisini heyecanlandırdığını belirten Turan, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesinde de önemli aşamalar kaydedildiğini aktardı.
Turan, hafriyat ve iksa çalışmalarının tamamlandığı projede beton alt yapı inşa sürecine geçileceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kazı çalışmaları tamamlandı. Bütün kamu kesiminin finansla ilgili paydaşları bu projede bulunacak. Biz de bu bağlamda 2,5 ay önce burada 2 tane ihaleyi yaptık. Çünkü bu işler protokolle bize verilmişti. Hem Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) binasını hem de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) bina işlerini biz yapacağız. Biz de bunların ihalesini yaptık hasılat paylaşımı modeliyle… İki firma bu işi aldı, bunlar bu iki binayı yapacak. Aynı zamanda burası bir yaşam alanı olacak, dünyadaki örnekleri de bu şekilde. Bu işleri yapacak firmalar da buradan hasılat elde edecekler işte bir takım ofis ve shop-mix dediğimiz dükkanlar vesilesiyle…
İnşallah 1,5-2 ay içerisinde İstanbul Finans Merkezi'nde TOKİ tarafından yaptırılacak iki inşaatımız başlamış olacak. İnşallah 2-2,5 yıl içerisinde de Finans Merkezi hayata geçmiş olacak. Burada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı projenin önemli bir paydaşı. Biz bu işin önemli bir paydaşıyız, bizim iştirak şirketimiz olan Emlak Konut GYO da buranın paydaşlarından bir tanesi… Hep beraber, el birliğiyle bunu vaktinde hizmete sunacağız."