Kırmızı ette yine kriz var!
Kırmızı et fiyatının son bir ayda yüzde 15-20 oranında artması besicilerle et sanayicilerini karşı karşıya getirdi.
Kırmızı et fiyatındaki artış yine krize neden oldu. Verilen milyarlarca lira kredi ve desteğe rağmen, ette sorun çözülemedi ve 5 yıl önceki noktaya geri dönüldü. Artan et fiyatı nedeniyle sektörde herkes birbirini suçluyor. Besicilerin iddiasına göre, büyük et firmaları fiyatı bilinçli olarak artırıyor. Amaçları, karkas et ithalatına izin verilmesini sağlamak. Et firmalarının yöneticilerine göre ise, besi işletmelerinde yeterli sayıda hayvan olmadığı için, besiciler fiyat artırıyor.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise, 5 yıldan bu yana yaşananlardan hiç ders almadan günü birlik politikalarla durumu idare etmeye çalışıyor. Besilik dana ithalatına kapıları açtı. Aylar önce, işletmesinde 100 baş yerli besi hayvanı olana 40 baş ithalat izni verildi. Baktılar ki yeterli hayvan gelmiyor, bu kez sözleşme yapmak şartıyla bire bir ithalata izin verildi. Buna göre, sözleşmeli üretim modeli kapsamında, yetiştiricilerin tarımsal ve hayvansal girdilerini temin etmek ve ürün almayı garanti etmek suretiyle besilik üretim yaptıran kırmızı et üreten, parçalayan veya işleyen gerçek veya tüzel kişilerle sözleşme yapan yetiştiriciler, mevcut yerli orijinli erkek besilik hayvan varlığı kadar besilik hayvan ithal edebilecek.
Bakanlık bu ithalatla hem besicileri hem de etçileri memnun etmeye çalışıyor. Fakat bunu da başaramıyor. Kırmızı ette ve dolayısıyla hayvancılıkta yaratılan kriz ortamı ve uygulanan yanlış politikanın faturasını her zamanki gibi tüketici ödüyor.
Yaşanan krizin nedenleri ve çözüm yollarını sektör temsilcileriyle konuştuk. Üç ayrı görüşme yaptık. İlk olarak Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Mustafa Bılıkçı ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Yücesan’la, sonra Türkiye, Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Zeki Ilgaz, Yönetim Kurulu Üyeleri Tahir Yavuz ve Hüseyin Özşenoğulları ile yüz yüze uzun sayılabilecek sohbetler yaptık. Besilik hayvan üretiminin en önemli merkezi olan Kars’ta hem besicilik yapan hem de ülkenin her yerine besilik hayvan temin eden, sektörü en iyi bilenlerden Ali Çelik ile telefonla konuştuk. Tüm bu konuşmalardan edindiğimiz bilgi ve izlenimler gösteriyor ki, Türkiye, 5 yıl önceki gibi kırmızı ette büyük bir krizle karşı karşıya. Et üreticileri ve sanayicileri yeterli hayvan olmadığını bu nedenle ithalat olmazsa önümüzdeki ayların çok zor geçeceğini, Ramazan ve Kurban Bayramı öncesinde büyük bir kriz yaşanacağını düşünüyor.
Besiciler ise, yeterli hayvan olduğunu, buna rağmen koşullu besilik ithalatına karşı çıkmadıklarını, kırmızı ette fiyatın et ithalatı isteyen büyük firmalar tarafından artırıldığını söylüyor.
En az 1 milyon besi hayvanı ithal edilmeli
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Mustafa Bılıkçı ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Yücesan’ın görüşleri özetle şöyle: “Besiciler geçen sene yüzde 50, bu yıl yüzde 25 kapasite ile çalışıyor. Türkiye’nin 6 milyon baş besilik hayvan kapasitesi var. Şu anda 2.3 milyon hayvan var. Ahırlar boş. Sanayici 100 kilo et satarken şimdi 20 kilo satıyor ve para kazanamıyor. Kırmızı ette en az yüzde 30 pazar kaybı var. Otellerde şarküteri ürünlerinin hepsi kıpkırmızı ama hiç biri dana değil, beyaz et. Bizim sucuk, sosis maliyetimiz 22 lira ve 21 liraya satıyoruz. Karşımızda 6 liralık beyaz et sosisi var. Besilik hayvan ithalatı açıldı ama Avrupa’da hayvan yok. Bugüne kadar 25-30 bin baş hayvan geldi. Ülkeye en az 1 milyon hayvan girerse sorun çözülebilir. Brezilya’da hayvan var. Oradan ithal edilebilir. Şu anda koşullu ithalat var. Ama koşul olmasa bile besilik hayvanı getirmek kolay değil. Dünyada besilik hayvan taşıyan ve okyanus geçen sadece 20 gemi var. Her biri 10 bin baş taşıyabiliyor. Bugün ithalat için başvursanız geminin Türkiye’ye gelişi, hayvanların işletmeye alınışı 2 ayı buluyor. Gemi 21 günde geliyor. 21 gün hayvan alınan ülkede karantinada kalıyor, 21 günde Türkiye’de karantinada kalıyor. Dünyadaki 20 geminin tamamı Türkiye’ye çalışsa 1 yılda 1 milyon hayvan getiremezsiniz. Her şeye rağmen biz et ithalatı istemiyoruz. Besilik dana ithalatı yapılsın. Bu kısa vadede soruna çözüm olabilir. Uzun vadede etçi ırklardan et üretimine yönelmemiz lazım. Brezilya bunu başardı. Biz de başarabiliriz. Bunun için günübirlik politikaları bir yana bırakıp orta ve uzun vadeli politikalar üretmemiz gerekiyor.
Hastalıklarla mücadele edilmeli
SETBİR Yöneticileri de, kırmızı ette sıkıntılı bir dönem yaşandığını belirterek, etçi ırklardan et üretimi için çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca, hayvan hastalıkları ile mücadele edilerek verimliliğin artırılmasını, hayvan ölümlerinin azaltılmasını istiyorlar. Hayvancılık istatistiklerinde de sorun olduğunu tespit eden SETBİR Yöneticileri, Ramazan ayı ve kurban bayramı sürecinde daha büyük sıkıntıların yaşanmaması için besilik hayvan ithalatına koşulsuz izin verilmesi gerektiğini, aksi taktirde sorun daha çok büyüdüğünde kasaplık hayvan ve karkas ette ithalatın kaçınılmaz olacağını düşünüyor.
Et ithalatı hayvancılığı bitirir
Kars’ta besicilik yapan Ali Çelik ise konuya farklı bir açıdan bakıyor. Türkiye’de yeterli hayvan olduğunu ve yeni doğumlarla Nisan ayından itibaren dengenin kurulacağını belirten Ali Çelik’in görüşleri de özetle şöyle: “Et fiyatındaki artışın nedeni besiciler değil. Büyük et firmaları karkas et fiyatını 20 liradan önce 21 liraya sonra 22 liraya çıkardı. Hatta 23 lirayı denediler. Bu artışa rağmen bir süre canlı hayvan fiyatı değişmedi. Bizde eski fiyattan aldık. Fakat fiyat artınca haber yayıldı. Kars, Ardahan, Erzurum, Ege, Trakya ve diğer tüm bölgelerde besiciler fiyat yükseliyor diye beklentiye girdi. Bundan bir ay önce 1 yaşındaki dananın firesiz canlı kilo fiyatı 12.5 liraydı. Bugün 13.5 lira. Bu artışın nedeni büyük et firmalarının fiyatı artırması. Besiciler 4 yıldır karkas eti 17-18 liradan satıyor. Kimse artan maliyete rağmen fiyatın aynı kalmasından şikayet etmedi. Fiyat 20 liranın üstüne çıktı. Besici şimdi biraz para kazanmaya başladı hemen ithalat gündeme getiriliyor.
Şubat ayı itibariyle Kars’ta 660 bin baş, Ardahan’da da 300 bin baş olmak üzere yaklaşık 1 milyon baş hayvan var. Hayvan ithalatının başladığı 2009-2010’da 500 bin hayvan vardı. 2010’da yapılan ithalat sektöre çok büyük darbe vurdu.Türkiye ithal et pazarı oldu. Özellikle karkas et ithalatı hayvancılığa çok zarar verdi. Büyük firmalar da ithalatın rantını yedi. Şimdi aynı yolu tekrar denemek istiyorlar. Şu anda besilik ithalatı zaten yapılıyor. Yerli hayvan sayısı kadar ithalata izin veriliyor. Bizim de buna itirazımız yok. Ama karkas et ithalatı yapmak bir yana bunu dile getirmek bile hayvancılığı bitirir. İlk ithalatın başladığı 2010 yılında 300 bin besici sektörden çekildi.Tekrar et ithalatı açılırsa 1 milyon besici yok olur.” Özetle kırmızı ette yine kriz var. Bu krizi atlatmak için orta ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç var. Günü kurtarmakla sorun çözülmüyor, daha da büyüyor.
Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise, 5 yıldan bu yana yaşananlardan hiç ders almadan günü birlik politikalarla durumu idare etmeye çalışıyor. Besilik dana ithalatına kapıları açtı. Aylar önce, işletmesinde 100 baş yerli besi hayvanı olana 40 baş ithalat izni verildi. Baktılar ki yeterli hayvan gelmiyor, bu kez sözleşme yapmak şartıyla bire bir ithalata izin verildi. Buna göre, sözleşmeli üretim modeli kapsamında, yetiştiricilerin tarımsal ve hayvansal girdilerini temin etmek ve ürün almayı garanti etmek suretiyle besilik üretim yaptıran kırmızı et üreten, parçalayan veya işleyen gerçek veya tüzel kişilerle sözleşme yapan yetiştiriciler, mevcut yerli orijinli erkek besilik hayvan varlığı kadar besilik hayvan ithal edebilecek.
Bakanlık bu ithalatla hem besicileri hem de etçileri memnun etmeye çalışıyor. Fakat bunu da başaramıyor. Kırmızı ette ve dolayısıyla hayvancılıkta yaratılan kriz ortamı ve uygulanan yanlış politikanın faturasını her zamanki gibi tüketici ödüyor.
Yaşanan krizin nedenleri ve çözüm yollarını sektör temsilcileriyle konuştuk. Üç ayrı görüşme yaptık. İlk olarak Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Mustafa Bılıkçı ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Yücesan’la, sonra Türkiye, Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Zeki Ilgaz, Yönetim Kurulu Üyeleri Tahir Yavuz ve Hüseyin Özşenoğulları ile yüz yüze uzun sayılabilecek sohbetler yaptık. Besilik hayvan üretiminin en önemli merkezi olan Kars’ta hem besicilik yapan hem de ülkenin her yerine besilik hayvan temin eden, sektörü en iyi bilenlerden Ali Çelik ile telefonla konuştuk. Tüm bu konuşmalardan edindiğimiz bilgi ve izlenimler gösteriyor ki, Türkiye, 5 yıl önceki gibi kırmızı ette büyük bir krizle karşı karşıya. Et üreticileri ve sanayicileri yeterli hayvan olmadığını bu nedenle ithalat olmazsa önümüzdeki ayların çok zor geçeceğini, Ramazan ve Kurban Bayramı öncesinde büyük bir kriz yaşanacağını düşünüyor.
Besiciler ise, yeterli hayvan olduğunu, buna rağmen koşullu besilik ithalatına karşı çıkmadıklarını, kırmızı ette fiyatın et ithalatı isteyen büyük firmalar tarafından artırıldığını söylüyor.
En az 1 milyon besi hayvanı ithal edilmeli
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Mustafa Bılıkçı ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Yücesan’ın görüşleri özetle şöyle: “Besiciler geçen sene yüzde 50, bu yıl yüzde 25 kapasite ile çalışıyor. Türkiye’nin 6 milyon baş besilik hayvan kapasitesi var. Şu anda 2.3 milyon hayvan var. Ahırlar boş. Sanayici 100 kilo et satarken şimdi 20 kilo satıyor ve para kazanamıyor. Kırmızı ette en az yüzde 30 pazar kaybı var. Otellerde şarküteri ürünlerinin hepsi kıpkırmızı ama hiç biri dana değil, beyaz et. Bizim sucuk, sosis maliyetimiz 22 lira ve 21 liraya satıyoruz. Karşımızda 6 liralık beyaz et sosisi var. Besilik hayvan ithalatı açıldı ama Avrupa’da hayvan yok. Bugüne kadar 25-30 bin baş hayvan geldi. Ülkeye en az 1 milyon hayvan girerse sorun çözülebilir. Brezilya’da hayvan var. Oradan ithal edilebilir. Şu anda koşullu ithalat var. Ama koşul olmasa bile besilik hayvanı getirmek kolay değil. Dünyada besilik hayvan taşıyan ve okyanus geçen sadece 20 gemi var. Her biri 10 bin baş taşıyabiliyor. Bugün ithalat için başvursanız geminin Türkiye’ye gelişi, hayvanların işletmeye alınışı 2 ayı buluyor. Gemi 21 günde geliyor. 21 gün hayvan alınan ülkede karantinada kalıyor, 21 günde Türkiye’de karantinada kalıyor. Dünyadaki 20 geminin tamamı Türkiye’ye çalışsa 1 yılda 1 milyon hayvan getiremezsiniz. Her şeye rağmen biz et ithalatı istemiyoruz. Besilik dana ithalatı yapılsın. Bu kısa vadede soruna çözüm olabilir. Uzun vadede etçi ırklardan et üretimine yönelmemiz lazım. Brezilya bunu başardı. Biz de başarabiliriz. Bunun için günübirlik politikaları bir yana bırakıp orta ve uzun vadeli politikalar üretmemiz gerekiyor.
Hastalıklarla mücadele edilmeli
SETBİR Yöneticileri de, kırmızı ette sıkıntılı bir dönem yaşandığını belirterek, etçi ırklardan et üretimi için çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca, hayvan hastalıkları ile mücadele edilerek verimliliğin artırılmasını, hayvan ölümlerinin azaltılmasını istiyorlar. Hayvancılık istatistiklerinde de sorun olduğunu tespit eden SETBİR Yöneticileri, Ramazan ayı ve kurban bayramı sürecinde daha büyük sıkıntıların yaşanmaması için besilik hayvan ithalatına koşulsuz izin verilmesi gerektiğini, aksi taktirde sorun daha çok büyüdüğünde kasaplık hayvan ve karkas ette ithalatın kaçınılmaz olacağını düşünüyor.
Et ithalatı hayvancılığı bitirir
Kars’ta besicilik yapan Ali Çelik ise konuya farklı bir açıdan bakıyor. Türkiye’de yeterli hayvan olduğunu ve yeni doğumlarla Nisan ayından itibaren dengenin kurulacağını belirten Ali Çelik’in görüşleri de özetle şöyle: “Et fiyatındaki artışın nedeni besiciler değil. Büyük et firmaları karkas et fiyatını 20 liradan önce 21 liraya sonra 22 liraya çıkardı. Hatta 23 lirayı denediler. Bu artışa rağmen bir süre canlı hayvan fiyatı değişmedi. Bizde eski fiyattan aldık. Fakat fiyat artınca haber yayıldı. Kars, Ardahan, Erzurum, Ege, Trakya ve diğer tüm bölgelerde besiciler fiyat yükseliyor diye beklentiye girdi. Bundan bir ay önce 1 yaşındaki dananın firesiz canlı kilo fiyatı 12.5 liraydı. Bugün 13.5 lira. Bu artışın nedeni büyük et firmalarının fiyatı artırması. Besiciler 4 yıldır karkas eti 17-18 liradan satıyor. Kimse artan maliyete rağmen fiyatın aynı kalmasından şikayet etmedi. Fiyat 20 liranın üstüne çıktı. Besici şimdi biraz para kazanmaya başladı hemen ithalat gündeme getiriliyor.
Şubat ayı itibariyle Kars’ta 660 bin baş, Ardahan’da da 300 bin baş olmak üzere yaklaşık 1 milyon baş hayvan var. Hayvan ithalatının başladığı 2009-2010’da 500 bin hayvan vardı. 2010’da yapılan ithalat sektöre çok büyük darbe vurdu.Türkiye ithal et pazarı oldu. Özellikle karkas et ithalatı hayvancılığa çok zarar verdi. Büyük firmalar da ithalatın rantını yedi. Şimdi aynı yolu tekrar denemek istiyorlar. Şu anda besilik ithalatı zaten yapılıyor. Yerli hayvan sayısı kadar ithalata izin veriliyor. Bizim de buna itirazımız yok. Ama karkas et ithalatı yapmak bir yana bunu dile getirmek bile hayvancılığı bitirir. İlk ithalatın başladığı 2010 yılında 300 bin besici sektörden çekildi.Tekrar et ithalatı açılırsa 1 milyon besici yok olur.” Özetle kırmızı ette yine kriz var. Bu krizi atlatmak için orta ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç var. Günü kurtarmakla sorun çözülmüyor, daha da büyüyor.