Kentsel dönüşümün sosyal boyutu tartışıldı!
“Kentsel Dönüşümün Sosyal Boyutu” konulu sempozyum, Başkan Kadir Topbaş ve Bakan İdris Güllüce’nin katılımıyla gerçekleştirildi.
Kentsel dönüşümün medeniyet, sosyalleşme ve insan açısından ele alındığı sempozyuma İTO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın ile Mimar ve Mühendisler Grubu Başkanı Murat Özdemir ve bazı ilçe belediye başkanları da yer aldı.
Kadir Topbaş: “Mahalle kültürünü koruyan bir yapılaşmaya ihtiyaç var”
Sempozyumun açılışında konuşan Başkan Kadir Topbaş, kentliliğin sosyal bir evrim, şehirlerin de bir yenileşme merkezi olduğunu belirterek, İstanbul’da oluşturulan sitelerin sosyalleşmeyi azalttığını ve insanlar arasındaki uçurumu arttırdığını söyledi. Yaşam alanlarını birbiriyle ilişkili kılmak ve mahalle duygusunu daha çok yaygınlaştırmak zorunda oluğumuzu ifade eden Kadir Topbaş, “İnsanlar sokağa çıktığında aidiyet duygusu gelişiyor. Yönetimleri sorgulayarak ve yönetimlere katılarak semtinin gelişmesine katkıda bulunuyor” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş
İstanbul’un deprem riski taşıyan bir şehir olduğuna ve sanayileşme sürecindeki yanlışların izlerini taşıdığına dikkat çeken Başkan Topbaş, şöyle konuştu; “Şehrimizde geçmişte maalesef mühendislik hizmetleri almadan sadece barınma ihtiyacını dikkate alan yapılar yapılmış. Bu çarpık yapılaşmayı aşmak için deprem riskini bir şansa dönüştürerek İstanbul’un ranta dönüşmeden yenilenmesini arzu etmekteyiz. Sayın Başbakanımızın ‘TOKİ ve KİPTAŞ kanalıyla kar amacı gütmeyen modern yapılar yapınız’ talimatı var. Ancak maalesef dünyada bir rant ihtirası var. Paris’te Eyfel Kulesi’nin yakınındaki gökdelenleri görmenizi arzu ederim. İstanbul’daki bu yüksek yapılar konusunda mimar ve mühendisler odası ile sivil toplum kuruluşlarının daha çok fikir beyan etmelerini arzu etmekteyiz.”
İdris Güllüce: “Türkiye genelinde kentsel dönüşüm sürüyor”
Sempozyumda daha sonra söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de Marmara depreminde yaşanan acılara dikkat çekerek, İstanbul’daki riskli yapıların, insanların geleceğinden korkmadığı çağdaş yapılara dönüştürmek için kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bakan Güllüce, 81 ilde tespitleri yaparak binlerce binanın dönüşümüne başladıklarını hatırlatarak, dönüşümün halkla birlikte yapılmasına özen gösterdiklerini dile getirdi. “Olması gerekenle olabilecek olan bazen örtüşmüyor” diyen Güllüce, İstanbul’un imar sorunun Anadolu’daki göç veren şehirlerin imar ve istihdamından başladığını kaydetti.
Bu şehirlerdeki insanların orada doyarak durduramadığınız durumda o insanların karınlarını doyuracak şehirlere aktığını ifade eden Güllüce, “Bu göç o kadar hızlı olmuştur ki belediyelerimiz yetişememiştir. Depremde Yalova Tuzla arasındaki binaları yıkarken çok çarpık yapılaşmalar gördüm. Neden yapıldığını tartışmak yerine çözüm bulmak için çalışıyoruz. Bina yaparken de topraktan çok yukarı doğru çıkmamak lazımdır. Kentsel dönüşümü sadece mimar ve mühendislere bırakmamak lazımdır. Yoksa insanlar mutsuzluğa ve kendisi için yaşamaya doğru gidiyor. Öte yandan, istihdam ve konut önlemlerini almazsanız göç durdurulamaz. Hiçbir güç göçün hızına yetişemez. Eğer durdurulabilseydi Türk Milleti olarak biz Türkiye’de yaşamazdık. Önlemler alınmazsa yakın gelecekte bütün Afrika Avrupa’ya göç edecek. İnsanları yaşadıkları şehirlerde mutlu etmek zorundasınız” diye konuştu.
Kadir Topbaş: “Mahalle kültürünü koruyan bir yapılaşmaya ihtiyaç var”
Sempozyumun açılışında konuşan Başkan Kadir Topbaş, kentliliğin sosyal bir evrim, şehirlerin de bir yenileşme merkezi olduğunu belirterek, İstanbul’da oluşturulan sitelerin sosyalleşmeyi azalttığını ve insanlar arasındaki uçurumu arttırdığını söyledi. Yaşam alanlarını birbiriyle ilişkili kılmak ve mahalle duygusunu daha çok yaygınlaştırmak zorunda oluğumuzu ifade eden Kadir Topbaş, “İnsanlar sokağa çıktığında aidiyet duygusu gelişiyor. Yönetimleri sorgulayarak ve yönetimlere katılarak semtinin gelişmesine katkıda bulunuyor” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş
İstanbul’un deprem riski taşıyan bir şehir olduğuna ve sanayileşme sürecindeki yanlışların izlerini taşıdığına dikkat çeken Başkan Topbaş, şöyle konuştu; “Şehrimizde geçmişte maalesef mühendislik hizmetleri almadan sadece barınma ihtiyacını dikkate alan yapılar yapılmış. Bu çarpık yapılaşmayı aşmak için deprem riskini bir şansa dönüştürerek İstanbul’un ranta dönüşmeden yenilenmesini arzu etmekteyiz. Sayın Başbakanımızın ‘TOKİ ve KİPTAŞ kanalıyla kar amacı gütmeyen modern yapılar yapınız’ talimatı var. Ancak maalesef dünyada bir rant ihtirası var. Paris’te Eyfel Kulesi’nin yakınındaki gökdelenleri görmenizi arzu ederim. İstanbul’daki bu yüksek yapılar konusunda mimar ve mühendisler odası ile sivil toplum kuruluşlarının daha çok fikir beyan etmelerini arzu etmekteyiz.”
İdris Güllüce: “Türkiye genelinde kentsel dönüşüm sürüyor”
Sempozyumda daha sonra söz alan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de Marmara depreminde yaşanan acılara dikkat çekerek, İstanbul’daki riskli yapıların, insanların geleceğinden korkmadığı çağdaş yapılara dönüştürmek için kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Bakan Güllüce, 81 ilde tespitleri yaparak binlerce binanın dönüşümüne başladıklarını hatırlatarak, dönüşümün halkla birlikte yapılmasına özen gösterdiklerini dile getirdi. “Olması gerekenle olabilecek olan bazen örtüşmüyor” diyen Güllüce, İstanbul’un imar sorunun Anadolu’daki göç veren şehirlerin imar ve istihdamından başladığını kaydetti.
Bu şehirlerdeki insanların orada doyarak durduramadığınız durumda o insanların karınlarını doyuracak şehirlere aktığını ifade eden Güllüce, “Bu göç o kadar hızlı olmuştur ki belediyelerimiz yetişememiştir. Depremde Yalova Tuzla arasındaki binaları yıkarken çok çarpık yapılaşmalar gördüm. Neden yapıldığını tartışmak yerine çözüm bulmak için çalışıyoruz. Bina yaparken de topraktan çok yukarı doğru çıkmamak lazımdır. Kentsel dönüşümü sadece mimar ve mühendislere bırakmamak lazımdır. Yoksa insanlar mutsuzluğa ve kendisi için yaşamaya doğru gidiyor. Öte yandan, istihdam ve konut önlemlerini almazsanız göç durdurulamaz. Hiçbir güç göçün hızına yetişemez. Eğer durdurulabilseydi Türk Milleti olarak biz Türkiye’de yaşamazdık. Önlemler alınmazsa yakın gelecekte bütün Afrika Avrupa’ya göç edecek. İnsanları yaşadıkları şehirlerde mutlu etmek zorundasınız” diye konuştu.