''Kentsel dönüşüm deprem korkusuyla yapılmamalı''
Yüksek Mimar Kayhan Çakanel, kentsel dönüşüm çalışmalarının deprem korkusuyla yapılmaması gerektiğini vurguladı. Çakanel dönüşümün altyapı, yeşil alan, sosyo kültürel doku ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Büyük can ve mal kayıplarına yol açan 1999 depremi sonrası kentsel dönüşüm çalışmaları da hız kazandı.
Büyük ölçüde ele alınmalı
Marmara depreminin 18. yıldönümünde açıklama yapan Yüksek Mimar Kayhan Çakanel, sürdürülen kentsel dönüşüm projelerinin sadece “depreme dayanıklı binalar yapmak” olarak algılandığına işaret etti. Kentsel dönüşüm projelerinin ulaşım ve teknik altyapıyla, sosyo-kültürel alanları, yeşil alanları ve bina dışı tüm yaşam alanlarını da kapsayacak bir şekilde büyük ölçekli olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Çakanel, “Kentsel dönüşüm hareketinin, tek başına deprem korkusuyla ele alınmaması gerekiyor” dedi.
Dünyada örnek teşkil ediyor
Türkiye’de ve yurtdışında gerçekleştirdiği farklı ölçekteki mimari tasarımları ile üst düzey nitelikli projelere imza atan Efekta Mimarlık’ın Türkiye’ye kazandırdığı kentsel dönüşüm projeleri, dünyada üst düzey teknoloji ve tasarımı birleştiren yapılara örnek olarak gösteriliyor. Kentsel dönüşüm projeleriyle, bugüne kadar farklı bölgelere imzasını atan Efekta Mimarlık, bu yönde sürdürdüğü tüm projeleri; sadece depreme dayanıklı binalar inşa etmek olarak değil; çok kapsamlı bir dönüşüm projesi olarak değerlendiriyor. Şirketin imzasını taşıyan her kentsel dönüşüm projesi bölgeye değer kazandırırken, sosyal ve kültürel donatılarıyla konut alıcılarına da yeni bir yaşamın kapılarını aralıyor. Sadece Fikirtepe’de yer alan dönüşüm projesiyle 1 milyon metrekarelik alanın dönüşümünü sağlayan şirket; Çengelköy, Mecidiyeköy, Tarabya, Sarıyer' de devam eden dönüşüm projelerinde görev alıyor. Anadolu' da pek çok kentsel ve kültürel dönüşüm projesinin altında Efekta Mimarlık'ın imzası bulunuyor.
Deprem korkusu dönüşüme aykırı
17 Ağustos büyük Marmara Depremi’nin ardından geçen 18 yıl boyunca her 17 Ağustos tarihinde kamuoyunda “Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de yaklaşık 6.5 milyon yapının dönüşüme ihtiyacı olduğunun” hatırlatıldığını ifade eden Kayhan Çakanel, bu ve benzeri söylemlerin tek başına bir anlam taşımadığını, kentsel dönüşümün sadece depreme karşı dayanıklı bina inşa etmek olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. Tek başına deprem korkusuyla gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmalarının dönüşümün kimyasına aykırı olduğuna dikkat çeken Çakanel, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Planlama ve proje süreci, sadece konut odaklı değil; altyapı, yeşil alan, sosyo kültürel doku ile birlikte değerlendirilmelidir. Kentsel dönüşüm; ülkemizin lokomotif sektörü inşaat sektörünün en çok konuşulan ve üzerinde en çok proje üretilen önemli bir alt başlığıdır. İnşaat sektörünün tüm oyuncularının da konuyu bu yönüyle değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.”
Büyük ölçüde ele alınmalı
Marmara depreminin 18. yıldönümünde açıklama yapan Yüksek Mimar Kayhan Çakanel, sürdürülen kentsel dönüşüm projelerinin sadece “depreme dayanıklı binalar yapmak” olarak algılandığına işaret etti. Kentsel dönüşüm projelerinin ulaşım ve teknik altyapıyla, sosyo-kültürel alanları, yeşil alanları ve bina dışı tüm yaşam alanlarını da kapsayacak bir şekilde büyük ölçekli olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Çakanel, “Kentsel dönüşüm hareketinin, tek başına deprem korkusuyla ele alınmaması gerekiyor” dedi.
Dünyada örnek teşkil ediyor
Türkiye’de ve yurtdışında gerçekleştirdiği farklı ölçekteki mimari tasarımları ile üst düzey nitelikli projelere imza atan Efekta Mimarlık’ın Türkiye’ye kazandırdığı kentsel dönüşüm projeleri, dünyada üst düzey teknoloji ve tasarımı birleştiren yapılara örnek olarak gösteriliyor. Kentsel dönüşüm projeleriyle, bugüne kadar farklı bölgelere imzasını atan Efekta Mimarlık, bu yönde sürdürdüğü tüm projeleri; sadece depreme dayanıklı binalar inşa etmek olarak değil; çok kapsamlı bir dönüşüm projesi olarak değerlendiriyor. Şirketin imzasını taşıyan her kentsel dönüşüm projesi bölgeye değer kazandırırken, sosyal ve kültürel donatılarıyla konut alıcılarına da yeni bir yaşamın kapılarını aralıyor. Sadece Fikirtepe’de yer alan dönüşüm projesiyle 1 milyon metrekarelik alanın dönüşümünü sağlayan şirket; Çengelköy, Mecidiyeköy, Tarabya, Sarıyer' de devam eden dönüşüm projelerinde görev alıyor. Anadolu' da pek çok kentsel ve kültürel dönüşüm projesinin altında Efekta Mimarlık'ın imzası bulunuyor.
Deprem korkusu dönüşüme aykırı
17 Ağustos büyük Marmara Depremi’nin ardından geçen 18 yıl boyunca her 17 Ağustos tarihinde kamuoyunda “Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de yaklaşık 6.5 milyon yapının dönüşüme ihtiyacı olduğunun” hatırlatıldığını ifade eden Kayhan Çakanel, bu ve benzeri söylemlerin tek başına bir anlam taşımadığını, kentsel dönüşümün sadece depreme karşı dayanıklı bina inşa etmek olarak algılanmaması gerektiğini belirtti. Tek başına deprem korkusuyla gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmalarının dönüşümün kimyasına aykırı olduğuna dikkat çeken Çakanel, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Planlama ve proje süreci, sadece konut odaklı değil; altyapı, yeşil alan, sosyo kültürel doku ile birlikte değerlendirilmelidir. Kentsel dönüşüm; ülkemizin lokomotif sektörü inşaat sektörünün en çok konuşulan ve üzerinde en çok proje üretilen önemli bir alt başlığıdır. İnşaat sektörünün tüm oyuncularının da konuyu bu yönüyle değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.”