Kendi İşini Kendin Bul okuyucu ile buluşuyor...
Uğur Ekşioğlu’nun, vefatından önce kaleme aldığı otobiyografisi “Kendi İşini Kendin Bul”, İnkilâp Kitabevi etiketiyle 6 Ekim’de okuyucu ile buluşacak.
Hazırlıkları iki yıldan fazla süren ‘Kendi İşini Kendin Bul’, Koç Holding ve Beşiktaş’ın sembol isimleri arasında yer alan merhum Uğur Ekşioğlu’nun yaşamına dair bilinmeyen çok sayıda ayrıntı içeriyor. Kitabın girişinde, otobiyografisine neden “Kendi İşini Kendin Bul” adını verdiğini anlatan Ekşioğlu, 17 yaşında Karaköy’de çalıştığı müesseseden hak ettiğini düşündüğü karşılığı alamayıp, bunu babasına anlatınca “Beğenmiyorsan sen daha iyisini bul” sözlerine muhatap olur. Kurduğu “Tamam, ben kendi işimi kendim bulurum” cümlesinin, kendisi için bir dönüm noktası olduğunu belirten Ekşioğlu, otobiyografisinde “Henüz 17 yaşında bir lise öğrencisi olarak babama, kendi işimi kendim bulurum derken, bu güveni nasıl ve nereden edindiğimi düşündüğümde, hikâyemi en başından anlatmam gerektiğine inanıyorum…” diyerek başlıyor, yaşamını kaleme almaya…
15 bölümden oluşan “Kendi İşini Kendin Bul”, merhum Uğur Ekşioğlu’nun çok zor şartlar altında geçen çocukluğunu ve bu zorluklar nedeniyle iş hayatına çok küçük yaşta atılmak zorunda kalışını bir roman edasında anlatıyor. Mesudiye’den İstanbul’a uzanan yeni bir hayat için verilen mücadelede, onun parıldayan ticari zekasını sergilediği iş deneyimlerine paralel olarak, büyük başarılarla taçlanan okul yıllarına yer veriliyor.
Sahici bir otobiyografi olan Kendi İşini Kendin Bul, elde edilen başarılar kadar, gerek holding bazında, gerekse de bireysel bazda yapılan hatalarla, yanlışlarla da yüzleşebilen bir ayna olarak karşımıza çıkıyor. Bir pazarlama elemanı olarak girdiği Koç Holding’de İdare Komitesi Başkan Yardımcılığı’na kadar yükselen Uğur Ekşioğlu’nun bu parlak iş hayatı, kitapta yer verdiği örnek olaylarla ve mektuplarla, daha da anlamlı bir hale bürünüyor.
Koç Holding’deki profesyonel yöneticilik hayatını, onar yıllık dilimlerle anlatan Uğur Ekşioğlu, Türkiye’nin yaşadığı zorlu ekonomik ve siyasi koşulları da okuyucunun önüne koyarak, yazdığı otobiyografiyi zenginleştiriyor. Koç Holding bünyesindeki Beko’nun ve daha birçok markanın büyümesi için var gücüyle çalışan Ekşioğlu’nun yöneticilik başarıları, Aygaz ve Bozkurt gibi daha birçok şirketin yeniden ayağa kalkması için ona duyulan ihtiyacı da beraberinde getiriyor. Başta Vehbi Koç olmak üzere Koç Ailesi’nin ve holdingin kendisine bu yönde duyduğu güveni de hiçbir zaman boşa çıkarmıyor.
“Başarı bir ekip işidir” diyerek Koç Holding’de çok sayıda gence iş imkânı sağlayan ve önlerini açan Uğur Ekşioğlu’nun sadece çalışanlarıyla değil, bayilerle de kurduğu organik bağ, başarının temelinde öncelikle insani ilişkilerin yattığını gösteriyor.
Görev yaptığı süre içinde Beşiktaş’ın kurumsallaşmasına büyük katkı sağlayan Uğur Ekşioğlu, naklen yayın gelirlerinin artmasına önayak olmasının yanı sıra İnönü Stadı’nın Beşiktaş’a verilmesi, Fulya Projesi, Çilekli Tesisleri, BJK Koleji ve BJK Plazaları gibi değerli birçok projenin de altına imzasını atıyor. Uğur Ekşioğlu’nun son anına kadar yakın dostu olan Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, kitabın arka kapağında kendisi için şu sözleri söylüyor: “Uğur Ekşioğlu çok akıllı, disiplinli, çalışkan, hesaba kitaba fevkalade aklı eren, bulunmaz bir satıcıydı. Yanında birçok adam yetişti. Bildiğini herkes ile paylaşır, arkadaşlarına daima kol kanat gerer, onlara önderlik, liderlik ederdi.”