Karpuzu bile dilimle alır olduk

Yükselen gıda fiyatları sebebiyle market alışverişlerinde alınan ürünlerin gramajı düştü. Vatandaşlar sepetlerini doldurabilmek için daha düşük gramajlı ürünler tercih etmeye başladı.

Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF), İzmir’de EGE PERDER ev sahipliğinde düzenlediği Perakende Konferansı ile ‘gıda fiyat artışları’ konusunu masaya yatırdı. Gıda fiyatlarındaki aylık artışların, aylık enflasyon oranının üzerinde seyrettiğinin altını çizen TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, tüketicilerin yükselen gıda fiyatları sebebiyle aldıkları ürünlerde daha düşük gramajlı ürünlere yöneldiğini söyledi. Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun davetlisi olarak gittiğimiz İzmir’de Hürriyet’e açıklamalarda bulunan Altunbilek, “Yerel marketlerde bir müşteri ortalama 17-20 liralık alışveriş yapıyor. Tüketici sepete giren ürünlerde gramajları düşürdü. Ancak bu şekilde daha fazla çeşit alabiliyor. Örnek vermek gerekirse geçmişte yarım karpuz satın almak diye bir şey yoktu. Şimdi marketlerimizde yarım karpuz bile satıyoruz. Dilim karpuz dahi satılıyor. Ancak bu şekilde evine götürecekleri çeşidi arttırabiliyor” dedi.

Fiyat artışlarında perakendeciler olarak günah keçisi ilan edildiklerinin altını çizen Altunbilek, “Türkiye’de gıda ürünlerinin, tarladan rafa ulaşana dek çok defa el değiştiriyor. Tarladaki üreticisinden nakliyecisine, özellik ve kalitesine göre kategori edilmesinden hallere ve rafa kadar, her el değişiminde, mesafe kat ettiği her durakta ek ücretlendirmelerle fiyatı artıyor. Bir de gıda ürünlerine uygulanan KDV eklenince fiyatlar iyice kabarıyor. Kilosu 5.05 TL’ye çıkan pirinci, perakendeci 0.05 TL KDV ile 5,10 TL’ye alıyor. Markette satılırken fiyatın üzerine yüzde 8 KDV ekleniyor. Perakendecinin maliyeti bu durumda 5.45 TL’ye yükseliyor. Bunların üzerine market giderleri de ekleniyor.İşletme kârı ile pirincin satış fiyatı 5.9 TL’ye yükseliyor” diye konuştu.

Marketçiler olarak 1 kilo pirinçte karlarının 45 kuruş olduğunun altını çizen Altunbilek, “Fiyatların düşmesi için yapılması gereken fiyatlar arasındaki uçurumun giderilmesi, üreticinin de marketçinin de tüketicinin de makul fiyatlarla ürün alabilmesinin yolunun açılmasıdır. Federasyon olarak önerimiz gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV oranlarında indirim yapılmasıdır. Ayrıca ürün arzında istikrar sağlayıcı politikalar oluşturulmalı, arz fazlası tespit edilmeli, olası üretim fazlasını önlemeye ya da değerlendirmeye yönelik önlemler geliştirilmeli” ifadelerini kullandı.

Tarımda yapısal değişim ve dönüşüm döneminin önünü açacak 17 kanun yayınlandığını belirten Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç da, tarım arazilerinde bölünmenin durdurulduğunu, arazi toplulaştırma çalışmalarının hız kazandığını söyledi. Tarımsal kuraklıkla mücadele stratejisi eylem planının oluşturulduğunu belirten Tunç, tarım arazilerinin uydudan izlenmesinden, üretim ve tüketime kadar tüm aşamaların kontrol edilebilecek teknolojiyle kontrol edilebilir hale gelindiğini belirtti. Tunç, Perakendecilik sektöründen makul kâr marjıyla çalışan, tüketici sağlığını ön planda tutan, sözleşmeli üretim modeliyle aracı sayısını azaltmaya yönelik çalışmalar yapıldığını kaydetti.

İzmir Ticaret Odası (İTO) Başkanı Ekrem Demirtaş ise, “Ekonomik ve siyasal belirsizlikler tüm sektörleri olduğu gibi perakende sektörünü de etkiliyor. Son aylarda hepimizin içinde yakan terör olayları, doğu ve güney doğudaki perakende sektörünü olumsuz etkiledi” dedi. Perakende sektörünün ekonomideki olumsuzluklara rağmen geçen yıl 9.8 büyüdüğünü belirten Demirtaş, “Yerel perakende sektörü yüzde 14 büyümeyi yakaladı. Yapılan araştırmalar sektör büyüklüğünün 300 milyar doları aştığına işaret ediyor” dedi.