İşte kaplıca tatili hakkında merak edilenler

Günümüzde bir sağlık turizmi olarak nitelendirilen kaplıca, mineralize termal suların ve bu suların içerisinde yer alan çamurların; banyo, içme ve solunum yolu ile kullanılan, akabinde çeşitli tedavilerle birleştirilen bir kür uygulaması. “Kaplı ılıca” terimi ile türetildiğinden ılıca olarak da isimlendiriliyor. Şimdilerde bu kür uygulamalarının gerçekleştirildiği sağlık tesisleri de kaplıca olarak adlandırılıyor.

 

 

Aslında kaplıcaya gitmek için belli bir zaman dilimi olmasına gerek yok. Ancak genelde ilkbahar ve sonbahar ayları, ülkemizde sağlık turizminin en yoğun dönemler. Bu biraz da kişinin şifa bulmak istediği rahatsızlığa göre değişiyor. Mesela romatizma, nevralji ve şeker hastalığı için en uygun kaplıca döneminin yaz ayları olduğu belirtiliyor. Mide, bağırsak, karaciğer ve sinir hastalıkları için ise ilkbahar ve sonbahar aylarının uygun olduğu dile getiriliyor. Eğer yılda iki kez kaplıca tatili yapmak istiyorsanız mayıs ve eylül aylarını tercih edebilirsiniz.

 

 

Kaplıca, herkes için sağlıklı, huzurlu ve eğlenceli bir tatil aslında. Herhangi bir termal tesiste tatil yapabilmek için belirli bir rahatsızlığınız olması gerekmiyor, sadece dinlenmek ve kafa dinlemek için de kaplıca tatili yapabilirsiniz. Ancak bazı rahatsızlıklara sahip olan kişiler için kaplıca uygulamaları sakıncalı olarak görülüyor. Hamileliğin ilk 3 ayında kaplıca önerilmiyor, 3 aydan sonra ise doktorun izin verdiği uygulamalar dışına çıkılmaması gerekiyor. Bununla birlikte; yüksek ateş, ağır kansızlık, kanser, ağır kalp hastalığı olanlar, yüksek tansiyon hastaları, açık yaraları bulunanlar, aşırı kilo problemi olanlar ve epilepsi rahatsızlığı olanlar için kaplıca uygulamaları önerilmiyor. Yine de doktorunuza danışmanızda her zaman yarar var.

 

 

Çok sayıda hastalığın tedavisinde doktorlar tarafından da önerilen kaplıcalar, adeta bir şifa kaynağı. Elbette hangi kaplıcanın hangi hastalığa iyi geldiği her bölgede farklılık gösterebiliyor. Ancak genel olarak kaplıcaların; romatizmal ağrılara, ortopedik rahatsızlıklara, nörolojik rahatsızlıklara, solunum sistemi rahatsızlıklarına, cilt hastalıklarına, kalp ve dolaşım sistemi rahatsızlıklarına, metabolizma, bağırsak ve mide rahatsızlıklarına, idrar yolları ve böbrek hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor.

 

 

Öncelikle kaplıca tatiline çıkmadan önce, gideceğiniz bölgedeki kaynak suların nasıl ve hangi özellikleri taşıdığını, hangi rahatsızlıklara şifa olduğunu araştırmalı ve seçiminizi buna göre yapmalısınız. İklim koşulları göz önünde bulundurulmalı ve tesis özellikleri mutlaka dikkate alınmalıdır. Kaplıcada sabun ya da benzeri bir hijyenik ürün kullanırsanız tedavinin etkisini azaltırsınız. Son olarak sıcak havuza girerken oldukça yavaş hareket etmeli ve suyun içerisinde olabildiğinizde hareketsiz kalmalısınız.

 

 

Öncelikle dikkat etmeniz gereken husus, tesiste kullanılan suyun Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış olması. Tesisin sahip olduğu kaplıca banyolarının fiziksel ve hijyenik özelliklerde olmasına da çok dikkat etmelisiniz. Sonrasında ise beklentilerinize uygun bir termal otel tercih edebilirsiniz. Çoğu termal otelde açık ve kapalı termal havuzlar, termal suya sahip hamamlar, özel jakuziler, masaj odaları, özel saunalar, fizik tedavi odaları ve özel termal banyo odaları bulunuyor. Kimi termal tesisin Emekli Sandığı ile anlaşmalı, uzman doktorlar ve fizyoterapistler tarafından uygulanan ücretsiz sağlık hizmeti de mevcut. Alternatif olarak çoğu termal tesiste sağlık ekibi yer alıyor.