İşte kamu binalarında yeni trend: Neo-Osmanlı esintili mimari
Belediyeler, Emniyet Teşkilatı, TOKİ ya da bakanlık binalarında yeni trend neo-Osmanlı-Selçuklu esintili mimari
Önce adalet saraylarında başladı Osmanlı-Selçuklu esintili mimari trendi. Türkiye ’nin pek çok yerindeki adalet sarayları bir bir yenilenirken kubbeli pencereleri, geniş saçakları ve süslemeleriyle birbirinin kopyası binalar çıktı ortaya. Aynı eğilim Milli Eğitim Bakanlığı ’nın yeni yaptırdığı okullarda, yenilenen vapur iskelelerinde devam etti.
Ataşehir’e Mimar Sinan camilerinin bir kopyası yapıldı. Şimdilerde ise Osmanlı-Selçuklu esintili mimari trendi her yanı sardı. Belediyeler, Emniyet Teşkilatı, TOKİ ya da bakanlıklar pek çok büyük projede geleneksel mimari öğelerine yer vereceklerini açıklıyor. Radikal'in haberine göre, bu yeni eğilim tepki topluyor...
Riskli alanın ilacı Osmanlı-Selçuklu
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kentsel dönüşüm kapsamında riskli alan ilan edilen Beyoğlu Hacıhüsrev Mahallesi’ni Osmanlı ve Selçuklu mimarisiyle inşa edecek. Yapıların üst kısımları ‘Topkapı Sarayı’nda olduğu gibi üçgen kuleler şeklinde’ tasarlanacak, ayrıca ‘geniş saçak’ kullanılacak.
TOKİ de modaya uydu
TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, ‘Tasarım Birimi’ sayesinde artık Osmanlı-Selçuklu mimarisine uygun projeler üreteceklerini belirterek “Konutlarda, özellikle ön cephelerde” farklılık görmeye başlayacağımız müjdesini verdi. Örneğin Konya’da TOKİ’nin inşa edeceği konutların balkon korkuluklarında ‘Anadolu Selçuklu Devleti kültür ve sanatının temel figürlerinden Selçuklu Yıldızı’ kullanılacak. Sivas TOKİ konutlarının girişleri de şehrin simgesi haline gelen Gök Medrese’nin taç kapısı dikkate alınarak tasarlanacak.
Zihni de geliştirir
Bağcılar’da okulların dış cepheleri de ‘Selçuklu ve Osmanlı mimari özellikleri ile’ kaplanıyor. Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, ilk etapta 28 okulda uygulanacak proje için “En önemlisi de çocuklarımızın zihinsel gelişimi açısından projeyi çok önemsiyoruz. Hedefimiz, Bağcılar’daki tüm okulları aynı şekilde dönüştürmek” dedi.
Mantolama olarak Osmanlı-Selçuklu
Esenler Belediyesi, ‘Güzel Esenler’ projesiyle ‘ilçenin çehresini değiştirmek ve sosyal dokuyu güçlendirmek’ amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Türk Hava Yolları ile Türk Telekom’un desteğiyle yüzlerce binanın mantolama ve cephe giydirmelerini yaptı. Önleri ‘mantolu’, arkaları ‘açık’ binalar, ‘Potemkin Köyü’ benzetmesiyle eleştirilse de Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu “Proje tamamlandığında, Esenler’e giren kendisini bir Osmanlı veya Selçuk şehrine girmiş gibi hissedecek” diyor.
Güvenlik için de şart
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde kurulan özel bir ekip, üniversitelerin mimarlık ve mühendislik fakültelerindeki arşivleri taradı, Osmanlı ve Selçuklu dönemindeki karakolları anlatan 15 doktora tezini inceledi. Yakında 81 ilde, binin üzerinde polis merkezinde ‘Osmanlı-Selçuklu’ trendi hâkim olacak.
Rezidans
Kurtköy’de inşa edilen ‘Elit Grand Palas’ın web sitesinden anladığımız üzere, 9 katlı rezidans ‘Selçuklu döneminden günümüze kadar gelen klasik Türk mimarisinin görkemli eserlerinden ilham alınarak’ tasarlanmış. İç avlulu yapı ‘Büyük Selçuklu dönemi kervansaray plan tipolojisinin öğelerini’ taşıyormuş, kubbesinin çevresi “Selçuklu dönemine ait desen kompozisyonları” ile bezenmiş, nişan motifi de ‘şanlı Osmanlı tarihine bir saygı duruşu!’
Finans merkezi
Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı, nam-ı diğer ‘Yaşam Mimarı’ Ali Ağaoğlu, geçen günlerde Ataşehir’de de benzer bir üslup göreceğimizi müjdeledi: “İnşa ettiğimiz İstanbul Finans Merkezi projesi Selçuklu ve Osmanlı mimarisiyle yapılıyor.”
Kongre Merkezi
Ankara Pursaklar Belediyesi’nin “Osmanlı, Selçuklu ve Türk mimarisi” ile tasarlattığı kongre merkezi iki katlı olacak...
Okyanusları aşan Osmanlı
TOKİ, New York’ta da 30 katlı bir ‘Türkevi’ inşa etmeye hazırlanıyor. TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, “Sayın Başbakanımızın yurtdışındaki binalarımızın hem dış cephesi hem de iç mekânlarında Türk mimari özelliklerinin simgelerinin kullanılması yönünde talimatı var. Bu kapsamda biz de Türkevi’nde, Osmanlı-Selçuklu mimarisini kullanacağız” diyor...
Strafordan düğün pastası gibi
Cem Sorguç (CM Mimarlık)
Biçimler ve üsluplar icracıları ve teorisyenleri dışında belirlenemez. Osmanlı-Selçuklu -ki daha çok Anadolu Selçuklu Dönemi’ne işaret ediliyor- dönemleri içerisinde tabii ki çok kıymetli bir miras var. Tarihsel, sosyal, antropolojik olarak da yüklü verilerin yanı sıra mekânsal kurgu ve özgünlüğü malum. Bu mimari kıymeti bezemeye, yapısal eklentilere indirgemek sorunun ana noktası. Bir mimari değeri strüktürel okumasını yapmadan değerlendiremezsiniz. Strüktürel tanımlama ise dönemi ve buna paralel teknolojisi ile yazılır. Bu dönemin bezeme olarak bugüne taşınması strafordan düğün pastası ile eşdeğer. Ne yiyebilirsiniz, ne kesebilirsiniz.
Yeni fikirlerle tasarlanmalı
Prof. Osman Eravşar (Selçuklu Üniversitesi)
Mimari yaşayan bir olgu. Geçmişten bir şeyler alması gayet doğal. Ancak geçmişin tekrarlanması doğru değil. Elbette ki geleneksel değerlerin yaşatılması önemli. Fakat tamamen taklide dayalı değil, yeni fikirlerin, tasarımların kentlere yansıması gerekiyor. Modern bir çağda yapıların modernist akımlarla tasarlanması daha akılcı. Selçuklu ve Osmanlı mimarisini birebir devam ettirme moderniteyle çelişen bir durum ortaya koyar ve mimari gelişmez. Bu yapılar bir anlamda kimliksiz yapılar halinde ortaya çıkar.
Sadece cephe eskiye benziyor
Prof. Haşim Karpuz (Sanat Tarihçisi)
Bugünkü yeni malzemelerle yapılan yapıların sadece cephe çizgileri, pencere formları eskiye benziyor. Yoksa Selçuklu-Osmanlı üslubu söz konusu olamaz. Sadece cephede yüzeysel olarak saçaklarla, büyük taç kapılarla cepheyi ikiye bölen kapılar inşa ediliyor. Bunlar sadece dış cephedeki yüzeysel uygulamalar. İç mekânlarda ise malzemeler farklı, modern mimari kullanılıyor. Güzel uygulamalar var ama bir yapı sadece cepheden ibaret değil.