İşte gecekonduda yaşayan vergi rekortmeni
Büyük bir ilimizde, gelir vergisi beyannameleri gözden geçirip, ilin vergi rekortmenini tespit etmişler.
Defterdar, rekortmenler için bir “plaket töreni” yapmayı düşünmüş.
Ancak ilk sıradaki vergi rekortmenini isim olarak hatırlayamamış.
Çevresindekilerden de aynı yanıtı alınca;
- Arkadaşlar, vergi rekortmeni olan mükellefi bulup önceden buraya davet edelim. Hem tanışırız hem de o günkü teşekkür konuşması ve plaket töreni hakkında bilgi veririz.
Maliye’nin elemanları, önce mükellefin dosyasında belirtilen telefonları arıyor, ardından verilen adreslere gidiyorlar, ancak bir türlü bulamıyorlar.
GECEKONDUDA YAŞAYAN REKORTMEN
Yoğun aramalardan sonra, kenar bir semtte, gecekonduda yaşayan vergi rekortmenini bulup, Defterdara getiriyorlar.
Defterdar bakıyor, adam üstü başı perişan ve dut gibi sarhoş, alkoliğin birisi.
Dayanamayıp soruyor;
- Sen vergi rekortmeni gözüküyorsun nasıl oldu bu iş?
- Ben mi? Benim vergiyle, ticaretle falan ilgim yok. İki kişi geldi, iki şişe şarap verdi, sonra notere ve vergi dairesine götürüp imza attırıp beni vergi mükellefi yaptı. Ardından, sık sık fatura getirip imzalattırdılar. Her defasında da birkaç şişe şarap getirip, bir miktar da para verdiler. Ben de her defasında bastım imzayı…
Defterdar bakıyor ki; rekortmen piyon olarak kullanılmış naylon faturacı zavallı bir alkolik. Plaket törenini iptal ediyor!..
ŞİRKETLERE DE ODACI VE HAMAL
Yıllar önce yaşanan bu olayın benzeri farklı örnekler de vardı.
Örneğin; odacı, kapıcı, amele, şoför, sekreter, bulaşıkçı, alkolik vs. yönetici olabiliyordu.
Yeni TTK ile bu olay bir ölçüde önlendi. Ancak “bağımsız denetim” olayının, tam anlamda yerleştiği ölçüde, sorun çözümlenmiş olacak.
*Günün sözü
Bir hatayı iki defa tekrarlamayan, en mükemmel insandır.
Albert Einstein
*Hayret
* İngilizce 40 sayısının özelliği
Harfleri İngiliz alfabesindeki sıraya göre, alfabetik olarak dizilmiş olan tek sayıdır.
(40’ın İngilizcesi “forty”).
*Anahtar
Anahtar gibi sadece kaybolduğunda aranan biri olmak istemiyorsan
“nasıl olsa paspasın altındadır” rahatlığı vermeyeceksin kimseye...
*Tebessüm
*Sarhoş olacaksan böyle ol!..
Akşamdan kalma adam, sabah kötü bir baş ağrısı ile uyanmış. Zorlukla gözlerini açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış. Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor. Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş. Aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;
“Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum.”
Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş. Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor. Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
- Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
- Evet, dün gece saat 3’ü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde. Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam şaşırmış vaziyette;
- Anlayamadım. O zaman niye herşey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
- Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp pantolonunu çıkarmaya çalıştığında, “Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım” dedin.
*17’yi üçe bölmenin yolu
Yaşlı adam ölmeden önce üç çocuğunu toplamış vasiyet etmiş ve 17 tane devesini çocukları arasında paylaştırmış:
“Büyük oğluma develerimin yarısı, ortancaya develerimin üçte biri, küçüğe de ortancaya düşenin üçte biri...” demiş
Adam ölünce çocuklar toplanmış develeri paylaşmak için; ama 17 sayısı tam bölünemediği için devenin birini kesmek icap ediyor, çocuklar birbirlerine girmişler. Çözüm için köyün bilgesine gitmişler. Bilge, çocuklara bir deve armağan etmiş ve “Şimdi 18 deveniz oldu sıkıntı olmadan paylaşırsınız artık” demiş.
Babalarının vasiyetine göre büyük çocuk 18/2 = 9 deve almış, ortanca 18/3 = 6 deve almış, küçük de 6/3=2 deve almış, sorun çözülmüş ama paylaşım sonrası 18- (9+6+2= 17) =1 deve arttığı için de kalan deveyi bilge adama iade etmişler.
*Uzun ömürlü ilişki
Uzun ömürlü bir ilişkinin sırrı: Sadece aranan kişiyi bulmak değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır.
William Shakespeare
*Doğru değil mi?
Cep telefonu artık 6. duyu organımız olduğu için “telefonun şarjı bitti” yerine
“şarjım bitti” demeye başladık…
*Kadınlar...
Kadınlar ağaçlardaki elmalara benzer. En iyisi ağacın üstündekidir.
Birçok erkek bu iyi olanlara erişmeyi istemezler, düşmekten ve yaralanmaktan korkarlar.
Onun yerine yerdeki çürük elmaları alırlar ki onlar iyi değildir ama kolaydır.
Böylece tepedeki elmalar, kendilerinde yanlış bir şeyin olduğunu sanırlar. Onlar doğru adam gelene kadar yalnızca beklemelidir ki o ağacın tepesine tırmanacak kadar cesaretli olsun...
*Ülkeden büyük havalimanı
Londra’daki Heathrow, Monaco’nun “6 katı” büyüklüğündedir.
*Biliyor muydunuz?
Alışveriş yaparken yüzde 80 duygularımız, yüzde 20 aklımızla karar veriyoruz.
Ancak ilk sıradaki vergi rekortmenini isim olarak hatırlayamamış.
Çevresindekilerden de aynı yanıtı alınca;
- Arkadaşlar, vergi rekortmeni olan mükellefi bulup önceden buraya davet edelim. Hem tanışırız hem de o günkü teşekkür konuşması ve plaket töreni hakkında bilgi veririz.
Maliye’nin elemanları, önce mükellefin dosyasında belirtilen telefonları arıyor, ardından verilen adreslere gidiyorlar, ancak bir türlü bulamıyorlar.
GECEKONDUDA YAŞAYAN REKORTMEN
Yoğun aramalardan sonra, kenar bir semtte, gecekonduda yaşayan vergi rekortmenini bulup, Defterdara getiriyorlar.
Defterdar bakıyor, adam üstü başı perişan ve dut gibi sarhoş, alkoliğin birisi.
Dayanamayıp soruyor;
- Sen vergi rekortmeni gözüküyorsun nasıl oldu bu iş?
- Ben mi? Benim vergiyle, ticaretle falan ilgim yok. İki kişi geldi, iki şişe şarap verdi, sonra notere ve vergi dairesine götürüp imza attırıp beni vergi mükellefi yaptı. Ardından, sık sık fatura getirip imzalattırdılar. Her defasında da birkaç şişe şarap getirip, bir miktar da para verdiler. Ben de her defasında bastım imzayı…
Defterdar bakıyor ki; rekortmen piyon olarak kullanılmış naylon faturacı zavallı bir alkolik. Plaket törenini iptal ediyor!..
ŞİRKETLERE DE ODACI VE HAMAL
Yıllar önce yaşanan bu olayın benzeri farklı örnekler de vardı.
Örneğin; odacı, kapıcı, amele, şoför, sekreter, bulaşıkçı, alkolik vs. yönetici olabiliyordu.
Yeni TTK ile bu olay bir ölçüde önlendi. Ancak “bağımsız denetim” olayının, tam anlamda yerleştiği ölçüde, sorun çözümlenmiş olacak.
*Günün sözü
Bir hatayı iki defa tekrarlamayan, en mükemmel insandır.
Albert Einstein
*Hayret
* İngilizce 40 sayısının özelliği
Harfleri İngiliz alfabesindeki sıraya göre, alfabetik olarak dizilmiş olan tek sayıdır.
(40’ın İngilizcesi “forty”).
*Anahtar
Anahtar gibi sadece kaybolduğunda aranan biri olmak istemiyorsan
“nasıl olsa paspasın altındadır” rahatlığı vermeyeceksin kimseye...
*Tebessüm
*Sarhoş olacaksan böyle ol!..
Akşamdan kalma adam, sabah kötü bir baş ağrısı ile uyanmış. Zorlukla gözlerini açıp, yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış. Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor. Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş. Aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;
“Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum.”
Kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş. Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor. Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor. Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
- Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
- Evet, dün gece saat 3’ü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde. Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam şaşırmış vaziyette;
- Anlayamadım. O zaman niye herşey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
- Onu mu soruyorsun. Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp pantolonunu çıkarmaya çalıştığında, “Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım” dedin.
*17’yi üçe bölmenin yolu
Yaşlı adam ölmeden önce üç çocuğunu toplamış vasiyet etmiş ve 17 tane devesini çocukları arasında paylaştırmış:
“Büyük oğluma develerimin yarısı, ortancaya develerimin üçte biri, küçüğe de ortancaya düşenin üçte biri...” demiş
Adam ölünce çocuklar toplanmış develeri paylaşmak için; ama 17 sayısı tam bölünemediği için devenin birini kesmek icap ediyor, çocuklar birbirlerine girmişler. Çözüm için köyün bilgesine gitmişler. Bilge, çocuklara bir deve armağan etmiş ve “Şimdi 18 deveniz oldu sıkıntı olmadan paylaşırsınız artık” demiş.
Babalarının vasiyetine göre büyük çocuk 18/2 = 9 deve almış, ortanca 18/3 = 6 deve almış, küçük de 6/3=2 deve almış, sorun çözülmüş ama paylaşım sonrası 18- (9+6+2= 17) =1 deve arttığı için de kalan deveyi bilge adama iade etmişler.
*Uzun ömürlü ilişki
Uzun ömürlü bir ilişkinin sırrı: Sadece aranan kişiyi bulmak değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır.
William Shakespeare
*Doğru değil mi?
Cep telefonu artık 6. duyu organımız olduğu için “telefonun şarjı bitti” yerine
“şarjım bitti” demeye başladık…
*Kadınlar...
Kadınlar ağaçlardaki elmalara benzer. En iyisi ağacın üstündekidir.
Birçok erkek bu iyi olanlara erişmeyi istemezler, düşmekten ve yaralanmaktan korkarlar.
Onun yerine yerdeki çürük elmaları alırlar ki onlar iyi değildir ama kolaydır.
Böylece tepedeki elmalar, kendilerinde yanlış bir şeyin olduğunu sanırlar. Onlar doğru adam gelene kadar yalnızca beklemelidir ki o ağacın tepesine tırmanacak kadar cesaretli olsun...
*Ülkeden büyük havalimanı
Londra’daki Heathrow, Monaco’nun “6 katı” büyüklüğündedir.
*Biliyor muydunuz?
Alışveriş yaparken yüzde 80 duygularımız, yüzde 20 aklımızla karar veriyoruz.