İstanbul,deprem riski taşıyan metropoller arasında ilk 10'da

Dünya ekonomisinin yaklaşık yarısını kontrol altında tutan dünyanın en önemli şehirleri doğal afet bölgelerine kurulmuş durumda.

Dünya ekonomisinin yaklaşık yarısını kontrol altında tutan dünyanın en önemli şehirleri doğal afet bölgelerine kurulmuş durumda. Swiss Re'nin raporuna göre bu şehirlerde 379 milyon kişi sel, 283 milyon kişi deprem ve 157 milyon kişi güçlü rüzgarlardan kaynaklanabilecek riskler altında yaşamını sürdürüyor.

İstanbul araştırmada sıkça vurgulanan şehirlerden. İstanbul'da olası bir depremin 6.4 milyon kişiyi vuracağı tahmin ediliyor. Raporda, İstanbul Avrupa'nın afetler karşısında en büyük ekonomik kayba uğrayacak şehirleri arasında gösterilirken, dünyada da ilk 10 içinde.  En büyük risk altındaki şehirler ağırlıklı olarak Asya'da yer alıyor.

Haiyan Tayfunu Filipinler'i adeta yıkıp geçti. 10 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, milyonlarca kişinin evsiz kaldığı ve milyarlarca dolarlık ekonomik yıkımın meydana geldiği Filipinler, Haiyan nedeniyle kıyamet alanına döndü. Filipinler'deki felaket doğal afetlerin ekonomi için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu bir kez daha ispatladı. Sigortacılık devi Swiss Re tarafından hazırlanan bir rapor, afetlerin mega şehirlerde oluşturduğu risklere ışık tuttuyor.

İnsanlık tarihinde ilk kez kentlerde yaşayan kişi sayısı kırsal kesimlerde yaşayanların sayısını aşmış durumda. Birleşmiş Milletler, 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde 68'inin, bir başka deyişle 6.3 milyar kişinin kentlerde yaşayacağını tahmin ediyor. Artışın büyük bir kısmı ekonomisi hızlı büyüyen ekonomilerde meydana gelecek. Bu şehirlerin önemli bir bölümü kıyı bölgelerde bulunuyor ve ciddi şekilde sel, fırtına, deprem ve diğer doğal afetlerin tehdidi altında. Söz konusu bu şehirlerdeki hareketlilik ekonomik gelişmenin motoru fakat bu bölgelerde nüfusun, ekonomik aktivitenin artması ve altyapının iyileşmesi kentlerde doğal afetlerin yaratacağı potansiyel kayıp riskinin de giderek artması anlamına geliyor.  

Doğal afetler yılda genellikle 60-100 milyar dolar ekonomik kayba neden olurken, büyük bir metroplün kalbini vuracak bir afetin maliyeti bunun çok üzerine çıkabilir. Örneğin 2011'de Japonya'nın Tohokue kentinden meydana gelen depremin bilançosu 210-300 milyar dolarla bugüne kadar en yüklü ekonomik kayba yol açan afetlerden biri olarak kayıtlara geçti. Aynı yıl Tayland'ın başkenti Bangkok'ta yaşanan sel felaketi, neden olduğu 47 milyar dolarlık ekonomik kayıpla tarihteki en büyük su baskını oldu.

Swiss Re, dünyanın önde gelen kentsel bölgelerinin 616'sının ne tip tehlikelerle karşı karşıya bulunduğuna ve bu tehditlerin gerek yerel halk gerekse ekonominin bütünü üzerinde doğurduğu risklere ilişkin bir rapor hazırladı. Rapora göre, önemli şehirlerin büyük bir kısmı deniz ya da göl ile nehir gibi su kaynaklarının kıyısına kurulmuş durumda. Bu nedenle hemen hemen tüm metropoller sel tehdidi altında. Özellikle Çin ve Hindistan'daki şehirler, nehirlerden taşan sulardan kaynaklanan sel tehdidinin en yüksek olduğu yerlerden.

En riskli bölge Asya

Metropollerin risk analizinin yapıldığı raporda beş tehlike dikkate alındı; deprem, fırtına, fırtına dalgası, tsunami ve seller. Metropollerin seçiminde nüfus ve ekonomik faaliyetler göz önünde bulunduruldu.  Rapora dahil edilen 616 şehir 1.7 milyar kişiye, yani dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 25'ine ev sahipliği yapıyor. Bu şehirlerin küresel ekonomideki payı 34 trilyon dolarla yüzde 50 . Söz konusu metropollerin 334'ü Asya/Okyanusya, 90'ı Avrupa, 83'ü Kuzey Amerika, 60'ı Afrika, 49'u Güney Amerika'da bulunuyor. 

Swiss Re'nin CatNet'den alınan verilere göre, metropoller için risk senoryaları geliştirdi. Senaryolarda çok şiddetli afetlere göre hesaplama yapıldı. Mesela geçtiğimiz yıllarda ABD'yi vuran Sandy'den daha şiddetli fırtına ya da Tohokue depreminin yarattığı tsunami gibi. İstatistikler, bir şehrin böyle bir olayla birkaç yüzyılda bir karşılaşabileceğine işaret ediyor.  Böyle bir afet insanlar ve ekonomi üzerinde büyük bir yara açar. Raporda zarar iki endikatör ile ölçülmüş; doğal bir afetten etkilenecek nüfusun büyüklüğü (potansiyel olarak etkilenen nüfus endeksi) ve afetin yerel ile ulusal ekonomi üzerindeki etkisi (çalışma günü kaybı endeksi).

Bu konuda Swiss Re, Çin'deki İnci Nehri Deltası'nı örnek olarak gösterdi. Şehirde 42 milyon kişi yaşıyor. 20 bin 600 kilometre karelik alan Hong Kong, Shenzen, Dongguan, Macau  ve Guangzhou'yu kapsıyor. Bölge, Çin'in ekonomik merkezlerinden biri. Bölgenin yarattığı gayrisafi yurtiçi hasıla yılda 690 milyar dolar. kişi başına yıllık gelir, ülke ortalamasının çok üzerinde. İnci Nehri  Deltası, hem fırtına hem de deprem ve sel riski altında. Etkilenebilecek nüfus itibariyle bu bölge fırtınalar karşısında en büyük risk altındaki metropol olarak niteleniyor. Tsunami ve deprem riski açısından yapılan sıralamalarda ise üst basamaklarda değil. İkinci adım ise iş günü kaybı. Diğer 615 şehir ile kıyaslandığında İnci Nehri  Deltası insanların işe gidemediği günlerin GSYH bazında toplam değeri açısından bakıldığında, fırtınaların en büyük zararı verdiği bölge olarak değerlendiriliyor.

Çin, Tayvan, Filipinler ve Japonya'ya dikkat

Dünyanın afetler açısından en riskli şehirleri Çin, Tayvan, Filipinler ve Japonya'da. Tokyo-Yokohama, İnci Nehri  Deltası, Osaka-Kobe dünyanın en büyük risk altındaki metropol bölgeleri. Bu çalışmadaki 616 şehirde, nehirlerden taşan sular 379 milyondan fazla insanının hayatına tehdit oluşturuyor. Sadece İnci Nehri  bölgesinde 12 milyon, Şanghay'da 11.7 milyon ve Kalküta'da 10.5 milyon kişi sel riskiyle yaşamını sürdürüyor. Deprem riski altındaki kişi sayısı 283 milyonken, güçlü rüzgarların oluşturduğu risk 157 milyon. Kıyı şeritlerindeki güçlü rüzgarların kentlerde etkisi altına alabileceği kişi sayısı 33 milyon olarak hesaplanıyor. Tsunaminin vurabileceği insan sayısı ise tahminen 12 milyon civarında.   Avrupa'nın insan sağlığı açısından sel riskinin yüksek olmadığı görülüyor fakat sellerin ekonomik etkisine gelince bilanço bir anda değişiyor.

Afetler bir metropolün hatta tüm ülkenin ekonomisini kötü etkileyebilir. Swiss Re raporunda, ekonomik etkiler yol açtıkları iş günü kaybınını gösteren bir endeksle hesaplandı. Yüksek gelir grubundaki şehirlerin listenin üst sıralarında yer alıyor. Ancak bir şehrin üretimdeki kaybınını ülkenin toplam GSYH'sine oranına bakıldığında tablo değişiyor ve ekonomisi büyük oranda az sayıdaki büyük şehirde yoğunlaşan ülkelerin listenin üst basamaklarına çıktığı görülüyor. Örneğin Tokyo'da meydana gelen bir depremin verdiği gerçek hasar Erivan ile karşılaştırıldığında 300 kat fazla olmasına rağmen, ülke ekonomisine verdiği hasar aynı ölçekte olabilir.

İstanbul, dünya risk haritasında ilk 10, Avrupa'da ise ilk 3 içinde

Swiss Re'nin raporunda bölgesel bazda yapılan tespitler, deprem fay hattı üzerindeki İstanbul'un Avrupa'nın doğal afetler açısından en kırılgan şehirlerinden biri olduğunu ortaya koydu. İstanbul olası bir depremde zarar görecek insan sayısı hem de ekonomik hasar açısından bakıldığında ilk üç içinde. Dünyada depremin en büyük risk oluşturduğu metropoller arasında ise ilk 10 içinde.  İstanbul için bir diğer risk tsunami. Böyle bir afetin meydan gelmesi halinde oluşacak iş günü kaybı açısından dünyada 10'uncu sırada yer alıyor.

İzmir'de tsunami riski

Rapora Türkiye'den dahil edilen bir diğer şehir olan İzmir, tsunami riski altındaki şehirlerden biri olarak nitelendi. Buna göre İzmir, zarar görecek insan sayısı açısından dünyada 7'nci sırada yer alırken, iş günü kaybı açısından 5'inci ve iş günü kaybının ulusal ekonomiye oranı açısından 6'ncı basamakta yer aldı. Raporda bölgesel değerlendirmeler şöyle:  Avrupa: İstanbul dahil olmak üzere toplam 91 metropolün nüfusu 206.4 milyon ve toplam ekonomik büyüklük 8.2 trilyon dolar. İstanbul'da olası bir depremin 6.4 milyon kişiyi vuracağı tahmin edilirken, Paris'te 2.7 milyon kişinin sel, Londra'da 2.2 milyon kişinin kış fırtınası riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Afetler karşısında en fazla kişinin risk altında kalacağı şehirler İstanbul, Amsterdam-Rotterdam, Londra olarak sıralanırken, en fazla iş kaybı yaşanacak şehirler Amsterdam-Rotterdam, Paris, Londra. İş günü kaybından kaynaklanan üretim aksaklığının ülke ekonomisine oranı açısından ise Amsterdam-Rotterdam ilk sırada yer alırken, İstanbul ikinci, Hırvatistan'ın başkenti Zagreb üçüncü sırada.

Kuzey ve Orta Amerika:  Analiz edilen 83 metropolün nüfusu 222.7 milyon ve toplam ekonomik büyüklük 10.5 trilyon dolar. Los Angeles'ta olası bir depremin 14.7 milyon kişiyi vuracağı tahmin edilirken, Meksiko City'de 6.1 milyon kişinin sel, San Francisco'da 5 milyon kişinin deprem riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Söz konusu üç şehir, afetler karşısında en fazla kişinin risk altında kalacağı yerler. En fazla iş kaybı yaşanacak şehirler ise Los Angeles, New York ve San Francisco. İş günü kaybından kaynaklanan üretim aksaklıklığının ülke ekonomisine oranı açısından ise Kosta Rica'nın başkenti San Jose ilk sırada yer alırken, Dominik Cumhuriyeti'nin başkenti Santa Domingo ikinci, Haiti'nin başkenti Port-au-Prince üçüncü sırada.

Güney Amerika: 49 metropolün nüfusu 148.5 milyon ve toplam ekonomik büyüklük 2.1 trilyon dolar. Peru'da Lima'da olası bir depremin 8.9 milyon kişiyi vuracağı tahmin edilirken, Şili'de Santiago'da 5.3 milyon, Kolombiya'da Bogota'da da 3.9 milyon kişinin deprem riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Afetler karşısında en fazla kişinin risk altında kalacağı şehirler işte bunlar. En fazla iş kaybı yaşanacak şehirler Brezilya'nın ekonomi üssü Sao Paulo, Lima ve Santiago. Kaybın ülke ekonomisine oranı açısından ise Ekvador'un önemli şehirlerinden Guayaquil, Lima ve Santiaga başı çekiyor.

Afrika: Analiz edilen 60 metropolün nüfusu 155.7 milyon ve toplam ekonomik büyüklük 0.7 trilyon dolar. Mısır'ın başkenti Kahire'de sellerin 5.5 milyon kişiyi vuracağı tahmin edilirken, Sudan'ın Hartum şehrinde 2.5 milyon kişinin ve Kinşasa'da 1.8 milyon kişinin yine taşan nehirlerin yol açabiliceği sel riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Bu üç şehir, afetler karşısında en fazla kişinin risk altında kalacağı bölgeler. En fazla iş kaybı yaşanacak şehirler de bunlar. İş günü kaybından kaynaklanan üretim aksaklığının ülke ekonomisine oranı açısından ise Çad'ın başkenti Ndjamena, Hartum ve Kahire ilk üçte.

Asya ve Okyanusya: Analiz edilen 334 metropolün nüfusu 989 milyon ve toplam ekonomik büyüklük 12.6 2 trilyon dolar. Tokyo'da olası bir depremin 29.4 milyon kişiyi vuracağı tahmin edilirken, Cakarta'da 17.7 milyon kişinin deprem, İnci Nehri  Deltası'nda 17.2 milyon kişinin şiddetli rüzgar riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Afetler karşısında en fazla kişinin risk altında kalacağı bölgeler Tokyo, Manila ve İnci Nehri Deltası. En fazla iş kaybı yaşanacak şehirler ise Tokyo, Osaka-Kobe ve Nagoya. İş günü kaybından kaynaklanan üretim aksaklığının ülke ekonomisine oranı açısından ise Manila, Tokyo ve Tayvan'ın başkenti Taipei ilk üçte.

Hangi doğal afet neresi için risk oluşturuyor?

Deprem: En fazla kişiyi doğrudan etkileyen doğal afetlerin başında gelen depremin nerelerde en büyük risk olduğuna gelince; 30 milyon kişinin potansiyel olarak tehdit altında olduğu Tokyo-Yokohama listenin başında. İkinci sırada 17.7 milyon kişinin tehdit altında olduğu Cakarta, üçüncü sırada 16.8 milyon kişinin etkileneceği tahmin edilen Manila var. Bu şehirleri 14.7 milyon ile Los Angeles ve 14.6 milyon ile Osaka-Kobe takip ediyor.   Orta Asya ve Kuzey Anadolu'nun ciddi risk altında olduğu da vurgulanıyor. Örneğin İran'ın başkenti Tahran'da 13.6 milyon ve Özbekistan'ın başkenti Taşkent'de 2.9 milyon kişi deprem açısından en riskli bölgeler sıralamasının üst basamaklarında. Yeni Zelanda da deprem fay hatları üzerinde. Buna karşın Avustralya, Güney Amerika ile Afrika'nın birçok bölgesi deprem açısından emniyetli sayılabilir.

Fırtına: En büyük tehlikeyi oluşturduğu bölgelerin başında Doğu Asya geliyor. Bu bölgede, tayfun olarak bilinen tropikal siklonlar özellikle Batı Pasifik'te oldukça etkili. Daha önce saydığımız bazı şehirlerin yanında Mumbai tropik fırtınalara karşı kırılgan bir diğer şehir.  Avrupa'da ise kentler asıl olarak kar fırtınaları karşısında savunmasız. Tropik fırtınalara kıyasla rüzgar hızı burada daha düşük olmasına rağmen kar fırtınaları iç kesimlerde bile şiddetli etki gösteriyor. Avrupa'nın iç kesimlerini bile vuran kar fırtınalarına bakıldığında en büyük tehdit altındaki dört şehir Londra, Paris, Rhine-Rurhrareinar ve Amsterdam olarak sıralanıyor.

Fırtına dalgası: Tehdit ettiği metropoller arasında Avrupa'da Rotterdam üst basamakta. ABD'nin en büyük risk altındaki metropolü ise New York. Burayı vuracak bir fırtına dalgasının etkileyeceği kişi sayısı 1 milyon olarak tahmin ediliyor.

Tsunami: Tsunami denince en büyük riskin görüldüğü ilk beş kent Tokyo, Nagoya, Kobe, Şantau ve Kalküta.

Deprem riski altındaki şehirler

1. Tokyo- Yokohama    Tokyo- Yokohama    SanJose
2. Cakarta    Los Angeles    Lima   
3. Manila    SanFrancisco    Taipei
4. LosAngeles    Osaka-Kobe    Bişkek
5. Osaka-Kobe    Nagoya    Manila
6. Tahran    Taipei    Erivan   
7. Nagoya    Lima    Almatı   
8. Lima    Şizuoka    Santo Domingo
9. Taipei    Taichung    Santiago
10. Istanbul    Istanbul     Taichung

Fırtına riski altındaki şehirler

Etkilenecek    İş günü    İş günü kaybının 
kişi sayısı      kaybı    ulusal ekonomiye oranı 

1. İnci Nehri Deltası    Tokyo-Yokohama    Manila
2. Tokyo-Yokohama    Osaka-Kobe    Taipei   
3. Manila    İnci Nehri Deltası    Tainan-Kaohsiung
4. Osaka-Kobe    Nagoya    Port-au-Prince   
5. Taipei    Taipei    Havana
6. Şantou    Manila    SantoDomingo
7. Nagoya    Tainan-Kaohsiung    Taichung   
8. Mumbai    Fukuoka    Tokyo-Yokohama
9. Çennai    Taichung    Busan   
10. Tainan-Kaohsiung    Busan    Osaka-Kobe

Sel riski altındaki şehirler

1. İnci Nehri Deltası    Tokyo-Yokohama    Ndjamena   
2. Şanghay    Nagoya    Phnom-Penh   
3. Kalküta    Osaka-Kobe    Bangkok
4. Cakarta    Paris    Doha
5. Yeni Delhi    İnci Nehri Deltası    Manila
6. Tokyo-Yokohama    Şanghay    Hartum
7. Bangkok    Mexico City    Erivan
8. MexicoCity    Bangkok    Bağdat   
9. Kahire    Amsterdam- Rotterdam        Ulanbatur
10. Tiancin    Milano    Kahire   

Evrim Küçük/Dünya