İstanbul dörde bölünürse...
Fransa Dış İlişkiler Bakanlığı Sürdürülebilir Şehircilik Başdanışmanı Michele Pappalardo’ya göre İstanbul dörde bölünürse daha yaşanılabilir bir şehir haline gelir
Fransa Dış İlişkiler Bakanlığı Sürdürülebilir Şehircilik Başdanışmanı Michele Pappalardo, “İstanbul’u dört parçada düşünmek gerekiyor. Şehri dörde böldüğünüzde her bir bölümü kendi hayat sürecini sağlamış olacak. Bu da İstanbul’u daha yaşanabilir bir şehir haline getirir” dedi. Türk Fransız Sürdürülebilir Şehircilik Sempozyumu kapsamında İstanbul’a gelen Pappalardo, Milliyet’e konuştu. Pappalardo, şunları söyledi: “İstanbul ve Paris nüfus konusunda benzer durumda değil. İstanbul gelişmekte olan bir ülkenin ekonomik başkenti ve insanlar kırsal alandan kalkıp şehre geliyorlar. Fransa’da bu zaten gerçekleşmiş bir durum. Fransa’da da büyükşehirlerin nüfuslarının artması problemi var ancak Türkiye’de yaşanandan çok daha yavaş şekilde yaşanıyor bu. Biz bunu 60’larda yaşadık. Bunu yaşarken insanların bir şehir merkezine değil de birçok merkeze yönelmesini sağladık. Bunun çözümü de çevredeki birçok kenti geliştirmek oldu. Paris’in çevresinde banliyöler kuruldu. İnsanlar geldikçe o banliyöler gelişip daha büyük şehirler halini aldı. Bunun yanında herkes merkeze gelmesin diye yeni şehirler yarattık. Buna patates tarlaları bile örnek. Öyle bir alana çekici şehirler kurulmasını sağladık.”
‘Yönetmek de kolay olur’
“İstanbul’u dört parçada düşünmek gerekiyor. Ben bunun vitrin olarak doğru olduğunu düşünüyorum. Şehri dörde böldüğünüzde her bir bölümü kendi hayat sürecini sağlamış olacak. Bu da daha yaşanabilir bir şehir haline getirir İstanbul’u. Bu bağlamda her bir bölümün de dinamikleri farklı oluyor. Şehri yönetmek bu şekilde daha kolay olacaktır. Her bir bölüm bitişik olursa düzensiz bir şehir çıkar karşımıza. Bu da yaşamı boğar. Şehrin birkaç parçaya bölünmesi doğru bir metod olacaktır.”
‘Ulaşım en temel sorun’
“Trafik problemi büyük şehirlerin hepsinde maalesef en büyük sorunlardan. Bir şehirde ulaşımı halletmeden diğer bütün sorunları çözseniz bile yaşanabilir bir şehir oluşturamazsınız. Dolayısıyla ulaşım bir büyük şehirin en temel sorunu. Bununla ilgili yapılması gereken en temel şey şehrin karar alıcılarının toplu taşımaya olan yatırımları.”
‘Su elektrikten önemli’
“Su konusu ve kaynak yönetimi sadece İstanbul’un değil tüm dünya şehirlerinin sorunu ama Paris’te su ihtiyacı biraz daha az. Şehirleri yönetenlerin bilmesi gereken şu ki; elektrik kesilse insanlar yaşayabilir ama suyun olmaması daha büyük bir problem. Biz su üzerinden insanları bilinç- lendirmeyi tercih ediyoruz. Enerjiyi yerine koymayı biliyoruz ama harcanan suyu yerine koymak çok daha zor oluyor. Bilinç önemli. Sürdürülebilir bir şehir ve kaynak yönetiminden bahsediyorsak, şehrin kaynaklarını
koruyacak adımlar atılmalı.”
‘Yönetmek de kolay olur’
“İstanbul’u dört parçada düşünmek gerekiyor. Ben bunun vitrin olarak doğru olduğunu düşünüyorum. Şehri dörde böldüğünüzde her bir bölümü kendi hayat sürecini sağlamış olacak. Bu da daha yaşanabilir bir şehir haline getirir İstanbul’u. Bu bağlamda her bir bölümün de dinamikleri farklı oluyor. Şehri yönetmek bu şekilde daha kolay olacaktır. Her bir bölüm bitişik olursa düzensiz bir şehir çıkar karşımıza. Bu da yaşamı boğar. Şehrin birkaç parçaya bölünmesi doğru bir metod olacaktır.”
‘Ulaşım en temel sorun’
“Trafik problemi büyük şehirlerin hepsinde maalesef en büyük sorunlardan. Bir şehirde ulaşımı halletmeden diğer bütün sorunları çözseniz bile yaşanabilir bir şehir oluşturamazsınız. Dolayısıyla ulaşım bir büyük şehirin en temel sorunu. Bununla ilgili yapılması gereken en temel şey şehrin karar alıcılarının toplu taşımaya olan yatırımları.”
‘Su elektrikten önemli’
“Su konusu ve kaynak yönetimi sadece İstanbul’un değil tüm dünya şehirlerinin sorunu ama Paris’te su ihtiyacı biraz daha az. Şehirleri yönetenlerin bilmesi gereken şu ki; elektrik kesilse insanlar yaşayabilir ama suyun olmaması daha büyük bir problem. Biz su üzerinden insanları bilinç- lendirmeyi tercih ediyoruz. Enerjiyi yerine koymayı biliyoruz ama harcanan suyu yerine koymak çok daha zor oluyor. Bilinç önemli. Sürdürülebilir bir şehir ve kaynak yönetiminden bahsediyorsak, şehrin kaynaklarını
koruyacak adımlar atılmalı.”