Isı Yalıtım Zirvesi İstanbul'da Yapıldı!

İZODER ve İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü sektörün sorunlarını masaya yatırdı. Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) ve İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 27 Eylül’de düzenlediği “Isı Yalıtımı Zirvesi” yoğun bir katılım ile gerçekleşti.

Ülkemizde yalıtım bilincini geliştirmeye, yalıtımın ülke ekonomisine ve bireylere sağladığı faydaları anlatmaya yönelik çalışmalarıyla adından söz ettiren İZODER, Kale Mantolama ana sponsorluğunda Cevahir Kongre Merkezi’nde 27 Eylül tarihinde “Isı Yalıtımı Zirvesi”ni düzenledi. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün katkılarıyla yapılan zirveye, ana sponsor Kale Mantolama’nın yanı sıra BASF, Capatect Isı Yalıtım Sistemi, İzocam ve Trakya Cam sponsor olarak yer aldı. İletişim sponsoru  ise Yapı.com.tr oldu.

Sektörün en önemli başlıklarından olan doğru ve kaliteli yalıtım, yalıtım uygulamalarında kullanılan kalınlıklar, haksız rekabet, yalıtım sektöründe denetim gibi hayati konuların masaya yatırıldığı “Isı Yalıtımı Zirvesi”nde yalıtımın önemine dikkat çekildi.

İZODER’in misyonu doğrultusunda kamu ve kamuoyunu bilinçlendirmek, sektörü hareketlendirmek için yeni girişim ve gelişmelere zemin sağlayacak önemli bir platform oluşturması amaçlanan “Isı Yalıtımı Zirvesi”nde ana başlıkları, Isı Yalıtımında Doğru Malzeme Seçimi, Isı Yalıtımında Yanlış Malzeme Algısı ve Bunun Sonucunda Oluşan Haksız Rekabet ve Çözüm Yolları, Isı Yalıtımı Sektöründe Malzeme ve Uygulamada Gözetim ve Denetim, Enerji Verimliliği için Isı Yalıtımı ve Enerji Kimlik Belgesi gibi konular oluşturdu.

Zirvede konuşan İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan; “ülkemizde ve dünyada giderek önem kazanan kıt kaynakların verimli kullanımı sorunu enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun önemini arttırmıştır. Binalarda enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun en önemli yapı taşı ise ısı yalıtımıdır” sözleriyle konuşmasına başladı.

Başbakanın Türkiye’nin önüne koyduğu 2023 yılı hedefleriyle İZODER’in hedeflerinin de örtüştüğüne değinen Ferdi Erdoğan, “inşaat ve altyapı alanında, insanlarımızın artan nüfus ve gelişen sanayinin gereği olan çağdaş standartlara uygun alt yapı ve konutlara sahip; depreme karşı güvenli, sağlık ve çevreyle barışık yerleşkelerde yaşamasını sağlamak, yapım yöntemleri ve inşaat malzemesi üretimine çağdaş teknolojiler geliştirerek kazandığı yeteneklerle uluslararası platformlarda rekabet etmek. ENERJİ ALANINDA, gereksininim duyduğu enerjiyi güvenli, güvenilir, ekonomik, verimli ve çevreye duyarlı teknolojilerle üretmek ve tüketmek” olduğunu iletti.

Sektör olarak 2023 vizyonunu destekleyen hedeflerin; “Sanayi proseslerinde enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler geliştirmek. Yüksek performanslı, ultra hafif ve yüksek dayanımlı organik/inorganik ve kompozit malzemeler ve üretim yöntemleri geliştirerek nitelikli konut yapımında yetkin olmak; yapıların enerji gereksinimlerini azaltmak ve yenilenebilir kaynaklardan sağlamak. Bina ısı kayıplarını azaltacak etkin yalıtım malzemelerinin verimliliğini ve maliyetleri düşürmek” olduğunu belirtti.

Isı Yalıtımı  Türkiye’deki binaların toplamında %15 iken Avrupa Birliğinde bu oran %50-60 seviyesinde...

Avrupa Birliğinin 2020 yılındaki tasarruf, yenilenebilir enerji ve seragazı emisyonundaki hedefleri ile Türkiye’nin vizyonunun hemen hemen aynı hedefleri öngördüğünü belirten Ferdi Erdoğan, “bugünkü durumda ise AB ülkelerinde TS 825 standardı benzeri uygulamalarına göre binanın net ısıtma enerji ihtiyacı binalarda  30-50 kwh/m2-yıl iken; Türkiye’de bu rakam ortalama 80 -100 kwh/m2-yıldır. Türkiye’nin 2023 hedefleri açısından önemli olan enerji verimliliği ve sera gazı salımındaki tasarruf hedefleri için ısı yalıtımının önemi dikkate alınmalıdır” dedi.

Mantolama sistemlerine standart onay veren ETAG testi Avrupa’da bir çok ülkede zorunlu iken ülkemizde mevzuatta dahi yer almamaktadır. Uygulamanın öneminin herkes için malum olduğunu belirten Erdoğan, “ülkemizde sertifikalandırma zorunluluğu 01.01.2012 de yürürlüğe girmesine rağmen uygulama ertelenmişken AB de 2005 yılında Mesleki Yeterliliklerin adaptasyonunun Bologna Süreci ile başlatılmış” olduğunu belirtti.

Sektörün Önemli Bir Sorunu “Haksız Rekabet”...

Konuşmasında, sektörün en önemli sorunlarından olan haksız rekabetin önlenmesi, ısı yalıtımı malzeme ve uygulama standartlarının tamamıyla hayata geçmesi için İZODER olarak üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız diyen Erdoğan, BEP Tr yazılımı çalışmasında olduğu gibi devletle işbirliğine  ve bize tevdi edilen görevleri yapmaya her zaman hazır olduklarını bir kez daha dile getirdi. Erdoğan, Derneklerin de devletin bir parçası olduğunu ve her zaman göreve hazır olduklarını belirtti.

Denetim Önemli

Isı Yalıtımı sektörünün vatandaş ve ülke yararına büyürken kimi sorunları da beraberinde getirmekte olduğundan bahseden Erdoğan, “bu sorunların büyüme hızından ve ısı yalıtımından elde edilen verimi azalttığını” belirtti. “Bugün sektörün en önemli konularının başında DENETİM geldiğine değinen Erdoğan, hem ürün hem de yapılan uygulamaların denetlenmesi ve belgelendirilmesi gerektiğini, yalıtım uygulamalarının sertifikalı, kalifiye ustalar tarafından yapılmasını aynı zamanda da uygulayıcılar için sertifika programlarının devreye girmesi gerektiğini” iletti.

Isı Yalıtım Malzemelerinin Yanıcılık ile İlişkisine de değinen Ferdi Erdoğan, “günümüzde çeşitli kesimler tarafından pek çok iddia ortaya atılmaktadır. İZODER olarak bu iddialara bilimsel temellere dayanan cevaplar vermeye kamu ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye gayret ediyoruz. Isı Yalıtımı malzemeleri ile ilgili bugünlerde oldukça sık dillendirilen malzemelerin yanıcı olduğu iddiası için ise malzemenin yangına uygunluğu tek başına kriter değildir diyoruz. Isı yalıtımında detay ve uygulama çok önemlidir, örneğin mantolama olarak bilinen dış cephe ısı yalıtımında ısı yalıtımı malzemesi hiçbir zaman direkt alevle temas etmez üzerinde koruyucu sıva uygulaması yapılır ve kompozit bir ürün haline gelir. Bu sistemin tamamına AB de ETAG 004 onayı verilmektedir” dedi.

Ferdi Erdoğan konuşmasını; “Türkiye’deki binaların büyük bir bölümü –tamamen yeni olduklarında bile- AB ülkelerindeki yeni binalar ile mukayese edildiğinde enerji verimliliği seviyeleri ve sera gazı salımları bakımından insanların hakkettiği konfor ve yaşam kalitesi açısından yetersizdir” sözleriyle sonlandırdı.