İnşaat Sektörüne Dünyaya Açılma Fırsatı


Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü'nde, 130 ülkeden 1.490 işadamı Türk müteşebbislerle buluşuyor. Mobilya, tekstil ve inşaat sektörü, işbirliği imkânlarını görüşecek.


Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON) düzenlediği Türkiye-Dünya Ticaret Köprüsü, 3-10 Haziran 2012 tarihlerinde İstanbul Dünya Ticaret Merkezi'nde yapılacak.
130 ülkeden 1.490 işadamının katılacağı programın 5 Haziran'daki gala yemeğinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da konuşma yapacak. 6-7 Haziran'da ise ikili iş görüşmeleri ve stant ziyaretleri gerçekleştirilecek.

İNŞAAT, MOBİLYA VE TEKSTİL BULUŞMASI


Ekonomi Bakanlığı'nın koordinasyonunda Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin desteğiyle düzenlenen köprünün bu yılki ağırlıklı sektörleri; inşaat malzemeleri, mobilya ve ev tekstili olarak belirlendi.

2010'a kadar zirvelerde bütün sektörlerden işadamlarını bir araya getiren TUSKON, 2011'den itibaren köprüleri sektörel bazda düzenlemeye başladı. Gelecek haftaki zirvede 125'i Latin Amerika'dan, 240'ı Asya Pasifik'ten, 520'si Afrika'dan, 55'i Ortadoğu'dan, 180'i Balkanlar'dan, 240'ı Avrasya'dan, 35'i K.Amerika'dan ve 95'i Avrupa'dan olmak üzere toplam 1.490 işadamı, Türk müteşebbislerle bir araya gelecek. Görüşmelerin ardından konuk işadamları 40'a yakın şehre ziyaretlerde bulunacak.

AVRUPALILAR TÜRKİYE'DEN ALDIKLARINI AFRİKA'YA SATIYOR


TUSKON Başkanı Rızanur Meral, zirve hakkında bilgi verdi. Ticaret köprülerinin ekonomiye katkısına dikkat çeken Meral, bunu değerlendirmek için Afrika'nın mihenk taşı alınabileceğini kaydetti. TUSKON üyesi işadamlarının dünyanın her yerinde faaliyette bulunduğuna işaret eden Meral, şu bilgileri verdi: "Afrika, hâlâ yoğunlukla üyelerimizin faaliyet gösterdikleri coğrafya. Sadece Afrika ile anılmayı arzu etmiyoruz. Ancak Afrika ile anılmaktan memnunuz. Onlar da Türkiye'yi tanıdı ve sevdi. Afrika ile ticaret yüzde 58 arttı. 2005'te Türkiye'nin Afrika ile ticareti açık veriyordu. 2006'da ilk toplantıyı yaptık. 2007 ve 2008'de toplantılara devam ettik. 2008 sonunda ihracatı 3,5 milyar dolardan 9 milyar dolara çıkardık. İthalat 6,5 milyar dolardan 7,8 milyar dolara çıktı. Aldığımızdan çok satabilir hale geldik. Afrikalıların şu kazancı oldu: İthalatının yüzde 50'sini Avrupa'dan, yüzde 22'sini Çin'den yapıyordu. Türkiye'ye gelince, Avrupalıların bizden aldığı malların kendilerine sattığını gördüler. Doğrudan bizden almaya başladılar. Afrikalılar, Türk malını sevdi. Türk malları Avrupa mallarına göre ucuz, Çin mallarına göre pahalı."

AFRİKA'DA TÜRKİYE MARKASI YÜKSELİYOR


Rızanur Meral'in dikkat çektiği bir diğer nokta da Türkiye ve Türk mallarına güvenin sağlanması. Rusya ve Türk cumhuriyetlerinde yapılan hataları Afrika'da tekrarlamak istemediklerini vurgulayan Meral, buraya köprü olurken, köprünün üzerinden etik değerlere bağlı, Türkiye'yi düzgün temsil edebilecek güvenilebilir işadamlarının gitmesine vesile olmaya çalıştıklarını ifade etti.

Meral, "Düşünceleri, ideolojileri, yaptıkları iş, işin ölçeği, Türkiye'nin neresinden olduğu hiç önemli değil ama güvenilir çalışmaları önemli. Şu ana kadar Allah'a çok şükür yüzümüzü kara çıkarmadılar. Afrika'da çok sorumlu bir Türk insanı, Türk işadamı, Türk malı ve Türkiye imajı oturdu. Biz bu imajı şimdi G. Amerika'da oluşturuyoruz. Olumlu gelişmeler var." ifadelerini kullandı. TUSKON hakkında da bilgi veren Meral, üye sayılarının 43 bini geçtiğini söyledi. Meral, "Milyar dolarlar üzerinde ciroları olan, işleri gereği özel jetleri, uçakları olan üyelerimiz var. TUSKON'un küçük ölçekli kurumların teşkilatı olduğu imajı oluşturulmaya çalışılıyor. Onlarla da iftihar ediyoruz, ama büyük ölçekli üyelerimiz de var. 172 dernek bulunuyor. İşadamları bu derneklere üye oluyor ve dolaylı olarak TUSKON üyesi olarak kabul ediliyor. Bizim üyelerimizden MÜSİAD'a, TÜSİAD'a üye olanlar var." dedi.

TUSKON geçen yıl, yurtdışına 458 heyet gönderdi, 7 bin 500 işadamı yurtdışına giderken konfederasyona bağlı dernekler tarafından 135 ülkeden 554 heyet, 11 bin işadamı ağırlandı.

AB, MİLLİYETÇİLİKTEN KAYGILI


Sıkıntı çok fazla derinleşmeden inşallah Avrupa toparlanır. Yoksa Avrupa bütün dünyayı etkileyecek özelliklere sahip. Önceki gün Brüksel'de Avrupa Parlamentosu yetkilileriyle görüştüğümüzde onların bizim kadar umutlu olmadıklarını gördük. İşin içinden nasıl çıkılacağını bilen de yok gibi. Biz diyoruz ki Avrupa çok güçlü; 150 trilyon dolarlık bir servet birikimi, ileri teknolojileri, yüksek bir marka oluşumu ve değeri var. Bunlar Avrupa'yı krizden çıkarabilecek değerler. Bu, Avrupa'nın AB olduktan sonra yaşadığı ilk kriz. Bu anlamda ABD'den daha dezavantajlı. Avrupalılar özellikle milliyetçilik virüsünden çok endişeliler. Aynen Osmanlı'nın yıkılışına vesile olduğu gibi şu anda Avrupa'yı sarsıyor gibi görünüyor. Bir kanser gibi hızla yayılıyor. Kriz sebebiyle özellikle gençlerde, işsizlerde ve işçilerin bozulan kazançlarında bu çok ciddi bir taraftar topluyor. Avrupa, bunun önüne geçemezse kriz kadar Avrupa'yı sarsabilir.

İTO YÖNETİMİNE TALİP DEĞİLİZ


Geçen sene ilk defa İstanbul Ticaret Odası (İTO) seçimlerine aktif üyelerimiz girdi. Orada şunu gördük; iş dünyasını kesin çizgilerle ayırmanın imkânı yok. Herkes birbiriyle çeşitli bağlar içinde. Seçim atmosferine girdi mi insanların kişiliğinde değişiklik oluyor ve seçim canavarı oluyorlar. Aman arkadaşlar dedik bu kadar insan kırıp dökmeye değmez bu iş, bu işi ilgilenenler bu işi yapsın. TUSKON üyelerimizin 1 numara olmak gibi hedefleri yok. İstisnaları olabilir. Üyelerimiz oda yönetimlerinde temsil edilirler, çünkü önemli bir STK birikimleri var. Bunların önüne geçmeyiz. Ama arkadaşlar siz başkanlığa hiçbir şekilde oynamayın, diyoruz. Herkese aktif bir şekilde bu seçimlerde yer almalarını tavsiye ediyoruz, oy kullansınlar diyoruz. Ama yönetimlere talip değiliz.

MÜTEKABİLİYET DEĞİŞTİRİLMELİ


Bizim değişik bölgelerden, değişik sektörlerden, değişik ölçeklerden üyelerimiz var. Yaptığımız toplantılarda Türkiye'nin nabzını tutabiliyoruz. Dün bir işadamıyla görüştük, Avrupa'dan yoğun sipariş geldiğini söyledi. Belirsizliğin arttığı kriz dönemlerinde tüccarlar küçük siparişle çalışıyor. Bunda da ibre Türkiye'yi gösteriyor. Şu anda tekstilciler 3 vardiya çalışıyorlar. Karşılaştıkları sıkıntı ise kriz sebebiyle Avrupa'da ticarî ahlakın bozulması. Gayrimenkulde arz çok fazla olduğu için talepte daralma söz konusu. İnşaat sektöründe mütekabiliyet konusunda şikâyetler var. Gayrimenkul alanlara üç aylık oturma izni vereceğiz, diyorlar. Bu süre çok kısıtlı. Gayrimenkul alanlara en az 1 yıl oturum verilebilir, 1 yıl sonra bu kişi gözlemlenerek üç yıla çıkarılabilir. Sonunda da 5 veya 10 yıla uzatılabilir. Mücevher sektörü ise ÖTV dolayısıyla büyük sıkıntıyla karşı karşıya. ÖTV kaldırılmazsa, işsiz kalan sektör çalışanlarını bütünüyle kaybedebiliriz.