İmamoğlu geri adım atmadı: Kanal İstanbul, İstanbullular için bir dayatma

Düzenlediği deniz çalıştayında Kanal İstanbul projesine ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Ben hayatımda hiç dilsiz şeytan olmadım. Konuşacağız kardeşim. Beni bir kişi ikna edemez kardeşim. Beni bilim ve akıl ikna edecek. Bilim ve aklın yatmadığı hiçbir şeyin peşinden gitmeyeceğim. Bu bir siyasi mesele değildir. Bu biri istedi diye ya da istemedi diye yapılıp yapılmayacak bir şey değil. Bu akıl işidir" ifadelerini kullandı.

Kanal İstanbul projesinin İstanbullulara bir dayatma olduğunu ve İstanbul'u tümden değiştirecek, başka bir yere taşıyacağını söyleyen İmamoğlu, öne sürülen gerekçelerin yüzde 90'ının geçersiz olduğunu belirterek, "1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın etrafında. Hani tankerler, gemiler? Yeni bir rant projesi mi?" diye sordu.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Deniz ulaşımı İstanbul'aa çok gerilere gitmiş durumda. 2000'li yıllarda yüzde 10 seviyesindeydi şimdilerde yüzde 4'ler seviyesinde. Günlük 8 bin civarında yolcu taşırken çok daha büyük hedefler ortaya koymalıyız. 25 yılda ulaşımla ilgili tabii değerli adımlar atılmıştır ama toplu ulaşımla ilgili deniz İstanbul'u rahatlatacakken geri bırakılmış. Böyle nüfusa sahip yerlerde metro çok önemli, metro sizin can damarınız. Bu konuda da gelinen nokta hâlâ arzu ettiğimiz gibi değil."

"Tüm amacımız deniz ulaşımından metroya güvenilir, ucuz bir ulaşımı var etmek. Elbette ulaşımın belli sübvansiyonları var, İstanbul Belediyesi görevini yerine getirecek. Biz bu verimliliği ortaya koyarken tüm paydaşlarla yapmayı önemsiyoruz."

"Martılar da bizi dinliyor. Herkesin bu günü verimli geçirmesini istiyorum. Suyumuzu korumak deniz ulaşımı kadar önemli. Bu konuda ortak hareket, deniz taşımacılığında olan insanların hassasiyeti, denetimleri en üst seviyede tutmak sürecin önemli noktaları. Kanal İstanbul konusunun da tartışılması lazım. Bir söz söyledim Meclis'te. 'Bir vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak, 3 çocuk babası bir vatandaş olarak ben bana hiçbir şekilde Kanal İstanbul'un dayatılmasını istemiyorum, reddediyorum' demiştim. Bu önemli. Bahsettiğimiz konu İstanbul'u tümden değiştirecek başka bir yere taşıyacak bir konu. Dolayısıyla verimliliğini, gerekliliğini İstanbulluların dolu dolu tartışılması lazım. 2011 yılında bir seçim vaadi olarak ortaya atılan projenin ne tartışıldığını ne de kamuya açık konuşulduğunu gördüm. Bakın bu dayatmadır. Ben bir iş insanıyım, tahminlerim kuvvetlidir. 75 milyar olduğunu düşünmüyorum, çok daha fazladır bu yatırımlar. Ocak ayının ilk haftası Kanal İstanbul çalıştayı da yapacağız. İstanbul'a attığınız her adım iyi anılmalı. Ben İstanbul'un coğrafyasının böyle bir değişimi kaldıramayacağını düşünüyorum. Bilimsel gerekçeleri var. Tek başına 135 milyon metrekare tarım alanının yok oluşu bile gerekçedir. Marmara'nın Karadeniz'e etkisi, 8 milyon kişinin bir adada yaşaması durumu. Neden olarak, gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler neticesinde gemi boyutlarının büyümesi, kimyasal taşıyan tankerler gösteriliyor. Gerekçeye bakar mısınız! Yüzde 90'ı geçersiz. İstanbul Boğaz'ından geçen gemi sayısı azalmakta. Bu sudan bahaneyle 10 bin yıllık coğrafyayı böyle bir şeyle paramparça etmenin, ÇED raporunu okumadan önümüze çıkıyorlar, 1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın etrafında. Hani tankerler, gemiler? Yeni bir rant projesi mi? 1,5 milyar küpe yakın hafriyat, odalara göre 2 milyarküp."

"Ben hayatımda hiç dilsiz şeytan olmadım. Konuşacağız kardeşim. Beni bir kişi ikna edemez kardeşim. Beni bilim ve akıl ikna edecek. Bilim ve aklın yatmadığı hiçbir şeyin peşinden gitmeyeceğim. Bu bir siyasi mesele değildir. Bu biri istedi diye ya da istemedi diye yapılıp yapılmayacak bir şey değildir. Bu akıl işidir. Bu sebeple sürece özellikle dahil olmanızı diliyorum."