Her iki yapıdan birinde onun imzası var
Her yapıya özel teknik çözümler üreterek Türkiye’deki yapıların yüzde 55’inde tercih edilen bir marka haline gelen Kalekim; 41 yıllık deneyimi ile geliştirdiği ürünlerle ısı ve su yalıtımı sektöründe de fark yaratıyor.
Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Enerjisinin yüzde 75’ini ithal eden bir ülke olarak, konutların yüzde 85’inde ısı yalıtımı olmadığı için enerjimizi boşa harcıyoruz. Oysa yalıtımın maliyeti, bir binanın toplam inşaat maliyetinin yüzde 3 ila 5’i kadar. Yüzde 50 tasarruf elde eden yalıtım sistemimiz, birkaç yılda maliyetini karşılayıp binanın ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam ediyor” dedi.
Türkiye'nin ‘seramik yapıştırıcıları’ ve ‘derz dolgu’ pazarında en çok tercih edilen ve müşteri memnuniyetini sağlamış lider markası Kalekim; yapı kimyasalları sektörünün öncü firması olarak, ülkemizde önemi gittikçe artan ısı yalıtımı konusunda da yenilikçi çalışmalara imza atıyor.
Yapı kimyasalları sektöründe yüzde 50’nin üzerinde pazar payıyla açık ara lider olan Kalekim’in üretim ve satış kapasitesi olarak Türkiye ve bölgesinde birinci, Avrupa’da ise 5’inci sıraya yerleştiğini belirten Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Bugün 65’in üzerinde ülkeye ürünlerini sunan Kalekim olarak, büyüme hedefimizin merkezine ısı ve su yalıtımını koyduk.
Ürün gamımızı, sektördeki trendleri ve tüketici ihtiyaçlarını gözeterek yeni ürünler ile genişletiyoruz. Bu faaliyetlerimizle 2012’de yüzde 34, 2013’te yüzde 26 oranında büyüdük. Bu yıl da yüzde 30 büyümeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Doğalgaz ve elektrik faturalarında yüzde 50 tasarruf sağlıyoruz
Kalekim’in yalıtımda kalite standardının adresi olduğunu vurgulayan Altuğ Akbaş, “Başarılı bir ısı yalıtımı uygulamasında, ürünlerin tümünün standartlara uygunluğu ve doğru işçilik büyük önem taşıyor.
Dayanıklı ve nitelikli yalıtım ürünlerimizden oluşan ‘Kale Mantolama’ ile binaları uzun yıllar koruma altına alıyoruz. Ayrıca binaların soğutma maliyeti, ısıtma maliyetine göre daha yüksek olduğundan mantolamayı sadece ısınma amaçlı düşünmemek gerekir. Geliştirdiğimiz ısı yalıtım sistemi ile doğalgaz ve elektrik faturalarında yüzde 50’ye varan tasarruf sağlıyoruz. Enerjisinin yüzde 75’ni ithal eden bir ülke olarak, Avrupa’nın 10 katı kadar enerji tüketiyoruz.
Konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma amaçlı tüketiliyor. Ülkemizdeki yaklaşık 19 milyon konutun yüzde 85’inde ısı yalıtımının olmaması, enerjimizi nasıl boşa harcadığımızı ortaya koyuyor. Isı yalıtımı olmayan bu binalar yüzünden her yıl yaklaşık 9 milyar 265 milyon dolar kaybediyoruz” dedi.
Yalıtımda ilk kez 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi
Kalekim olarak, her zaman tüketicilere ve sektör profesyonellerine çözümler sunduklarını belirten Altuğ Akbaş, ısı yalıtımı ile ilgili şöyle konuştu: “Tüm gelişmiş ülkelerin önem verdiği gibi Türkiye’nin de en önemli sorunu, sürdürülebilir-yenilenebilir enerji elde etme ve bu enerjiyi verimli kullanmaktır. Gelecekte pasif enerjili veya sıfır karbonlu yeşil binalara kavuşmak istiyorsak zorlayıcı hedefler koymalı ve bu hedeflere ulaşacak uygulamaları hayata geçirmeliyiz.
Biz ‘Kale Mantolama Sistemleri ‘EPS’ ve ‘Taşyünü’ ile, Türkiye’de ilk kez 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunarak binaları koruma altına almaya başladık ‘Uygulama süresine ilave olarak 2 yıl kullanım’ sürecini kapsayan sigorta ile uygulama sonrası hatalı çizim, malzeme, montaj ve işçilik nedeniyle meydana gelebilecek hasarlara karşı da güvence sağlıyoruz. Uzun soluklu çalışmalarımızla yalıtım sektöründe de liderliği hedefliyoruz.
Düşük kaliteli ucuz yalıtım bütçeye daha çok zarar veriyor
Isı yalıtımında, sistemin bütün olarak performansına önem veriyoruz. Binalarımızı her türlü iklim ve olumsuz hava koşullarına karşı koruyarak enerji tasarrufu sağlayan ısı yalıtımı, ancak Avrupa standartlarına uygun malzemelerle gerçekleştirilebiliyor.
Bu koşulları sağlayamayan firmaların mantolama yaptığı binalar beklenen performansı gösteremezken uygulama için harcanan para da boşa gidiyor. Düşük kaliteli ucuz ürünler, tüketicinin yaşam konforunu azaltmakla kalmıyor, getirdiği ek maliyetlerle bütçeye daha çok zarar veriyor.
‘Enerji Kimlik Belgesi’ ile yalıtımda yeni dönem başladı
Avrupa ülkelerinde sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz koşullarından biri olan binalarda ısı yalıtımı uygulamasının önemi AB uyum süreci ile birlikte ülkemizde de daha iyi anlaşılmaya başlandı. Türkiye’nin AB'ye uyum sürecinde hayata geçirilen en önemli uygulamalardan biri de binalar için getirilen ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alma zorunluluğu oldu.
Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren Enerji Kimlik Belgesi aynı zamanda sınıfını da belirliyor. Enerji Kimlik Belgesi ile binalar da aynen beyaz eşyalar gibi A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor. En üst sınıfı simgeleyen A grubunda bir eve sahip olmanın ilk şartı ise binanın ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50'ye kadar düşüren ısı yalıtımına sahip olmasından geçiyor.
Ülkeye katkının yanında binanın değeri yükseliyor
Tüm yasal düzenlemelere rağmen ülkemizdeki konutların yüzde 85'inde maalesef hala ısı yalıtımı yok. Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu ve A enerji sınıfı binalara sahip olabilmek için ise önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var.
Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz. Isı yalıtımı ile ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlayacağımız katkının yanında binamızın değerini de yükseltmiş oluyoruz.
‘Pasif Ev’ uygulaması Türkiye’de ilk
Kalekim olarak Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz ilklerden biri de ‘Pasif Ev’ uygulaması oldu. Ülkemizdeki konutların dünyadaki değişime ayak uydurması gerekliliğinden yola çıkarak, ilk adımı Blue Safe Mavi Kale ile attık. Binanın ısıtma enerjisi tüketiminin yılda metrekare başına 15 kWh/metrekarenin altında kalmasını hedefleyen yalıtım sistemi ve ısıtma donanımını zorunlu kılan ‘Pasif Ev’ uygulaması, Türkiye’de ilk kez İzmir Urla’da Blue Safe Mavi Kale tarafından yapıldı.
Su yalıtımının hayati önemi ülkemizde yeterince anlaşılamadı
Deprem riski taşıyan Türkiye’de su yalıtımının hayati öneminin yeterince anlaşılamadığını savunan Altuğ Akbaş, “Su yalıtımı olmayan binalarda oluşan korozyon nedeniyle yapılarımız depreme karşı dayanıksız hale geliyor. Oysa su yalıtımı yapılmış bir bina, hem korozyona karşı senelerce direniyor hem de depremin yıkıcı etkilerine karşı korunmuş oluyor.
Normal şartlarda yapıların ömrü 50 yıl, ancak su yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı sisteminin korozyon nedeniyle 10 yıl sonra başlangıçtaki taşıma kapasitesini yaklaşık yüzde 66’sını kaybediyor. Bu da binanın erken yaşlanmasına, en önemlisi de depremin yıkıcı etkilerine davetiye çıkarıyor” dedi.
Müşteri şikayetlerine gösterdiğimiz hassasiyet ödül getirdi
Sürekli iş süreçlerimizde, ham maddede, teknolojide ve Ar-Ge’de sektöre öncülük etmek zorundayız. Sektördeki liderliğimizi, müşteri odaklı yaklaşımımız sonucu kazandığımız ödülle sürdürüyoruz.
Müşteri memnuniyeti konusundaki çalışmalarıyla sektörde çok iddialı olan Kalekim’in uyguladığı ‘Müşteri Şikayetleri Çözüm Süresinin Azaltılması, Müşteri Şikayetleri Memnuniyetinin Artırılması ve Ürün/Hizmetlerin Sürekli Geliştirilmesi’ projesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından ödüle layık görüldü.
Sektörde görülmemiş bir hız yakaladık
Müşterilere dönüş konusunda sektörün bugüne kadar görmediği bir hız yakaladık. Normalde şikayetlerin testlerinin tamamlanması çimento esaslı ürünlerde 28 günü buluyordu ancak çalışanlarımızın teknik bilgi ve birikimi ile Ar-Ge yapımız şikayetlere çok hızlı cevap vermemizi sağlıyor.
Şikayetlere yanıt verme süresini biz 5 güne düşürdük. Ayrıca sektörde ilk kez şikayetlere yetkili servislerimiz müdahale etmeye başladı. Tüm bunların yanı sıra şikayetçilerimizin tamamını arayıp bir müşteri memnuniyeti anketi yapıyoruz. Bugün memnuniyet oranı yüzde 85’e yükselmiş durumda. Hedefimiz elbette yüzde 100’e ulaşmak.
Sektörde örnek bir dayanışma ve kaliteli uygulama ağı oluşturuyoruz
Yapı sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan biri, alanında uzman eleman sayısının az olmasıdır. Kalekim olarak, sektörün kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak ve ustalara yatırım yapmak amacıyla 2001 yılında kurduğumuz Kalekim Usta Kulübü ile sektöre önemli katkılarda bulunuyoruz.
Bugün üye sayısı 55 bine yaklaşan Kalekim Usta Kulübü kapsamında Türkiye’nin çeşitli il ve ilçe merkezlerinde seminerler veriyoruz. Bu seminerlerde ustaları ürün ve uygulamalar, Kalekim Usta Kulübü hizmetleri ve yenilikler hakkında bilgilendirmenin yanı sıra sunduğumuz hediyelerle de iş yapma olanaklarını geliştirmelerine artı değer katıyoruz.
Ustalarımız Avrupa’da rahatça çalışabilecek düzeyde yetişiyor
Ulusal ve uluslararası geçerliliği olan bu sertifikayı alan kursiyerlerimiz, Avrupa Birliği kriterlerine uygun, kalifiye ve nitelikli işgücüne sahip oluyor.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında açtığımız kurslarımızı bitirip ustalık belgesi alan kursiyerlerimiz, yarın rahatlıkla Paris ya da Berlin’e giderek orada da zanaatlarını icra edecek ustalık düzeyinde yetişiyor.
Türkiye’nin her yerindeyiz
Altuğ Akbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Yapı kimyasalları sektöründe 41. yılını kutlayan Kalekim olarak bugün Türkiye’de İstanbul, Yozgat, Isparta, Mersin, Erzurum ve Mardin tesislerinin yanı sıra Moskova’daki tesisle birlikte toplam 8 fabrikada üretim yapıyoruz. Çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyoruz ve ülkemizin kalkınması için fabrikalarımızı Yozgat’ta, Erzurum’da kuruyoruz.
Kalekim olarak, Türkiye ve bölgedeki dev konut projelerinin yanı sıra, gökdelen, alışveriş merkezi, okul, hastane, havalimanı, metro ve akla gelebilecek her türlü yapı için teknik çözümler üretiyoruz. Kalekim’in sektördeki gücü, endüstriyel harçla Türkiye’yi ilk buluşturan firma olmasından geliyor. Kalekim’in kuruluşundan itibaren özellikle ustalara verdiği seminer ve eğitimler, bizi güçlü kılan en önemli değerlerimizdendir. “
Türkiye'nin ‘seramik yapıştırıcıları’ ve ‘derz dolgu’ pazarında en çok tercih edilen ve müşteri memnuniyetini sağlamış lider markası Kalekim; yapı kimyasalları sektörünün öncü firması olarak, ülkemizde önemi gittikçe artan ısı yalıtımı konusunda da yenilikçi çalışmalara imza atıyor.
Yapı kimyasalları sektöründe yüzde 50’nin üzerinde pazar payıyla açık ara lider olan Kalekim’in üretim ve satış kapasitesi olarak Türkiye ve bölgesinde birinci, Avrupa’da ise 5’inci sıraya yerleştiğini belirten Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Bugün 65’in üzerinde ülkeye ürünlerini sunan Kalekim olarak, büyüme hedefimizin merkezine ısı ve su yalıtımını koyduk.
Ürün gamımızı, sektördeki trendleri ve tüketici ihtiyaçlarını gözeterek yeni ürünler ile genişletiyoruz. Bu faaliyetlerimizle 2012’de yüzde 34, 2013’te yüzde 26 oranında büyüdük. Bu yıl da yüzde 30 büyümeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Doğalgaz ve elektrik faturalarında yüzde 50 tasarruf sağlıyoruz
Kalekim’in yalıtımda kalite standardının adresi olduğunu vurgulayan Altuğ Akbaş, “Başarılı bir ısı yalıtımı uygulamasında, ürünlerin tümünün standartlara uygunluğu ve doğru işçilik büyük önem taşıyor.
Dayanıklı ve nitelikli yalıtım ürünlerimizden oluşan ‘Kale Mantolama’ ile binaları uzun yıllar koruma altına alıyoruz. Ayrıca binaların soğutma maliyeti, ısıtma maliyetine göre daha yüksek olduğundan mantolamayı sadece ısınma amaçlı düşünmemek gerekir. Geliştirdiğimiz ısı yalıtım sistemi ile doğalgaz ve elektrik faturalarında yüzde 50’ye varan tasarruf sağlıyoruz. Enerjisinin yüzde 75’ni ithal eden bir ülke olarak, Avrupa’nın 10 katı kadar enerji tüketiyoruz.
Konutlarda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma amaçlı tüketiliyor. Ülkemizdeki yaklaşık 19 milyon konutun yüzde 85’inde ısı yalıtımının olmaması, enerjimizi nasıl boşa harcadığımızı ortaya koyuyor. Isı yalıtımı olmayan bu binalar yüzünden her yıl yaklaşık 9 milyar 265 milyon dolar kaybediyoruz” dedi.
Yalıtımda ilk kez 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi
Kalekim olarak, her zaman tüketicilere ve sektör profesyonellerine çözümler sunduklarını belirten Altuğ Akbaş, ısı yalıtımı ile ilgili şöyle konuştu: “Tüm gelişmiş ülkelerin önem verdiği gibi Türkiye’nin de en önemli sorunu, sürdürülebilir-yenilenebilir enerji elde etme ve bu enerjiyi verimli kullanmaktır. Gelecekte pasif enerjili veya sıfır karbonlu yeşil binalara kavuşmak istiyorsak zorlayıcı hedefler koymalı ve bu hedeflere ulaşacak uygulamaları hayata geçirmeliyiz.
Biz ‘Kale Mantolama Sistemleri ‘EPS’ ve ‘Taşyünü’ ile, Türkiye’de ilk kez 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunarak binaları koruma altına almaya başladık ‘Uygulama süresine ilave olarak 2 yıl kullanım’ sürecini kapsayan sigorta ile uygulama sonrası hatalı çizim, malzeme, montaj ve işçilik nedeniyle meydana gelebilecek hasarlara karşı da güvence sağlıyoruz. Uzun soluklu çalışmalarımızla yalıtım sektöründe de liderliği hedefliyoruz.
Düşük kaliteli ucuz yalıtım bütçeye daha çok zarar veriyor
Isı yalıtımında, sistemin bütün olarak performansına önem veriyoruz. Binalarımızı her türlü iklim ve olumsuz hava koşullarına karşı koruyarak enerji tasarrufu sağlayan ısı yalıtımı, ancak Avrupa standartlarına uygun malzemelerle gerçekleştirilebiliyor.
Bu koşulları sağlayamayan firmaların mantolama yaptığı binalar beklenen performansı gösteremezken uygulama için harcanan para da boşa gidiyor. Düşük kaliteli ucuz ürünler, tüketicinin yaşam konforunu azaltmakla kalmıyor, getirdiği ek maliyetlerle bütçeye daha çok zarar veriyor.
‘Enerji Kimlik Belgesi’ ile yalıtımda yeni dönem başladı
Avrupa ülkelerinde sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz koşullarından biri olan binalarda ısı yalıtımı uygulamasının önemi AB uyum süreci ile birlikte ülkemizde de daha iyi anlaşılmaya başlandı. Türkiye’nin AB'ye uyum sürecinde hayata geçirilen en önemli uygulamalardan biri de binalar için getirilen ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alma zorunluluğu oldu.
Artık ev alırken, satarken ya da kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren Enerji Kimlik Belgesi aynı zamanda sınıfını da belirliyor. Enerji Kimlik Belgesi ile binalar da aynen beyaz eşyalar gibi A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor. En üst sınıfı simgeleyen A grubunda bir eve sahip olmanın ilk şartı ise binanın ısıtma ve soğutma giderlerini yüzde 50'ye kadar düşüren ısı yalıtımına sahip olmasından geçiyor.
Ülkeye katkının yanında binanın değeri yükseliyor
Tüm yasal düzenlemelere rağmen ülkemizdeki konutların yüzde 85'inde maalesef hala ısı yalıtımı yok. Avrupa standartlarına uygun, enerji tasarruflu ve A enerji sınıfı binalara sahip olabilmek için ise önümüzde kentsel dönüşüm gibi çok önemli bir fırsat var.
Eğer elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirerek yeniden inşa edilecek tüm binalara CE ve ETAG belgelerine sahip, Avrupa standartlarına uygun ürünlerle ısı yalıtımı yaptırırsak ülke ekonomimize her yıl milyarlarca dolarlık katkıda bulunabiliriz. Isı yalıtımı ile ülke ekonomisi ve çevre kirliliğini önlemeye sağlayacağımız katkının yanında binamızın değerini de yükseltmiş oluyoruz.
‘Pasif Ev’ uygulaması Türkiye’de ilk
Kalekim olarak Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz ilklerden biri de ‘Pasif Ev’ uygulaması oldu. Ülkemizdeki konutların dünyadaki değişime ayak uydurması gerekliliğinden yola çıkarak, ilk adımı Blue Safe Mavi Kale ile attık. Binanın ısıtma enerjisi tüketiminin yılda metrekare başına 15 kWh/metrekarenin altında kalmasını hedefleyen yalıtım sistemi ve ısıtma donanımını zorunlu kılan ‘Pasif Ev’ uygulaması, Türkiye’de ilk kez İzmir Urla’da Blue Safe Mavi Kale tarafından yapıldı.
Su yalıtımının hayati önemi ülkemizde yeterince anlaşılamadı
Deprem riski taşıyan Türkiye’de su yalıtımının hayati öneminin yeterince anlaşılamadığını savunan Altuğ Akbaş, “Su yalıtımı olmayan binalarda oluşan korozyon nedeniyle yapılarımız depreme karşı dayanıksız hale geliyor. Oysa su yalıtımı yapılmış bir bina, hem korozyona karşı senelerce direniyor hem de depremin yıkıcı etkilerine karşı korunmuş oluyor.
Normal şartlarda yapıların ömrü 50 yıl, ancak su yalıtımı olmayan binaların taşıyıcı sisteminin korozyon nedeniyle 10 yıl sonra başlangıçtaki taşıma kapasitesini yaklaşık yüzde 66’sını kaybediyor. Bu da binanın erken yaşlanmasına, en önemlisi de depremin yıkıcı etkilerine davetiye çıkarıyor” dedi.
Müşteri şikayetlerine gösterdiğimiz hassasiyet ödül getirdi
Sürekli iş süreçlerimizde, ham maddede, teknolojide ve Ar-Ge’de sektöre öncülük etmek zorundayız. Sektördeki liderliğimizi, müşteri odaklı yaklaşımımız sonucu kazandığımız ödülle sürdürüyoruz.
Müşteri memnuniyeti konusundaki çalışmalarıyla sektörde çok iddialı olan Kalekim’in uyguladığı ‘Müşteri Şikayetleri Çözüm Süresinin Azaltılması, Müşteri Şikayetleri Memnuniyetinin Artırılması ve Ürün/Hizmetlerin Sürekli Geliştirilmesi’ projesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından ödüle layık görüldü.
Sektörde görülmemiş bir hız yakaladık
Müşterilere dönüş konusunda sektörün bugüne kadar görmediği bir hız yakaladık. Normalde şikayetlerin testlerinin tamamlanması çimento esaslı ürünlerde 28 günü buluyordu ancak çalışanlarımızın teknik bilgi ve birikimi ile Ar-Ge yapımız şikayetlere çok hızlı cevap vermemizi sağlıyor.
Şikayetlere yanıt verme süresini biz 5 güne düşürdük. Ayrıca sektörde ilk kez şikayetlere yetkili servislerimiz müdahale etmeye başladı. Tüm bunların yanı sıra şikayetçilerimizin tamamını arayıp bir müşteri memnuniyeti anketi yapıyoruz. Bugün memnuniyet oranı yüzde 85’e yükselmiş durumda. Hedefimiz elbette yüzde 100’e ulaşmak.
Sektörde örnek bir dayanışma ve kaliteli uygulama ağı oluşturuyoruz
Yapı sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan biri, alanında uzman eleman sayısının az olmasıdır. Kalekim olarak, sektörün kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak ve ustalara yatırım yapmak amacıyla 2001 yılında kurduğumuz Kalekim Usta Kulübü ile sektöre önemli katkılarda bulunuyoruz.
Bugün üye sayısı 55 bine yaklaşan Kalekim Usta Kulübü kapsamında Türkiye’nin çeşitli il ve ilçe merkezlerinde seminerler veriyoruz. Bu seminerlerde ustaları ürün ve uygulamalar, Kalekim Usta Kulübü hizmetleri ve yenilikler hakkında bilgilendirmenin yanı sıra sunduğumuz hediyelerle de iş yapma olanaklarını geliştirmelerine artı değer katıyoruz.
Ustalarımız Avrupa’da rahatça çalışabilecek düzeyde yetişiyor
Ulusal ve uluslararası geçerliliği olan bu sertifikayı alan kursiyerlerimiz, Avrupa Birliği kriterlerine uygun, kalifiye ve nitelikli işgücüne sahip oluyor.
Bugün Türkiye’nin dört bir yanında açtığımız kurslarımızı bitirip ustalık belgesi alan kursiyerlerimiz, yarın rahatlıkla Paris ya da Berlin’e giderek orada da zanaatlarını icra edecek ustalık düzeyinde yetişiyor.
Türkiye’nin her yerindeyiz
Altuğ Akbaş, sözlerini şöyle tamamladı: “Yapı kimyasalları sektöründe 41. yılını kutlayan Kalekim olarak bugün Türkiye’de İstanbul, Yozgat, Isparta, Mersin, Erzurum ve Mardin tesislerinin yanı sıra Moskova’daki tesisle birlikte toplam 8 fabrikada üretim yapıyoruz. Çok geniş bir coğrafyada faaliyet gösteriyoruz ve ülkemizin kalkınması için fabrikalarımızı Yozgat’ta, Erzurum’da kuruyoruz.
Kalekim olarak, Türkiye ve bölgedeki dev konut projelerinin yanı sıra, gökdelen, alışveriş merkezi, okul, hastane, havalimanı, metro ve akla gelebilecek her türlü yapı için teknik çözümler üretiyoruz. Kalekim’in sektördeki gücü, endüstriyel harçla Türkiye’yi ilk buluşturan firma olmasından geliyor. Kalekim’in kuruluşundan itibaren özellikle ustalara verdiği seminer ve eğitimler, bizi güçlü kılan en önemli değerlerimizdendir. “