GSS borcu olanlar 01.01.2017'den itibaren sağlık hizmetinden yararlanamayacak

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamaya göre, 2017'de sağlık sigorta borcu bulunanlar sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak..

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu,  "Maliye Bakanlığı ile ortak, vergi kalemleri de dahil olmak üzere yine Sosyal Güvenlik Kurumunun primleri için de yeniden bir yapılandırma ortaya koyduk. Bunun  yeni bir uzlaşma olduğunu ve bu fırsatın, özellikle 2014'de ortaya koyduğumuz yapılandırmadan çok daha iyi şartlarda olduğunu bir kez daha ifade etmek  istiyorum." dedi.

Bakan Soylu, bir otelde düzenlenen 6736 sayılı "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun" hakkındaki bilgilendirme toplantısında  yaptığı konuşmada, özellikle 19 Ağustos 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla yürürlüğe giren 6136 sayılı kanunla birlikte Türkiye'de çok önemli bir adım atıldığını vurguladı.

Türkiye'de özellikle dönem dönem yapılandırmalar meydana geldiğini  belirten Soylu, "Bazen ekonomik sebepler, yani gerek doğal afet, doğal afet  benzeri olaylar sonucunda ekonomik hayatın sıkıntıya, zora girmesi sebebiyle  oluşan sebeplerle bu yapılandırmalar dönem dönem Türkiye'de oluyor." ifadesini  kullandı.

Soylu, Türkiye'nin, 2008'den itibaren sosyal güvenlik alanında yepyeni bir kanunla yepyeni bir reform anlayışıyla buluştuğuna değinerek, şöyle devam  etti:

"Şunun altını çizerek söylemek isterim; bizim sosyal güvenlik  sistemimiz, şu anda bütün dünyanın, tüm gelişmiş ülkelerin parmakla gösterdiği  sistemin gelir ve gider dengesinin sürekli olarak iyileştiği, aktif ve pasif  dengesinin sürekli olarak iyileştiği ve sağlık paketi olarak yine bunun altını  çizerek söylüyorum, dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan bir sağlık paketiyle sosyal  güvenlik sistemi içinde bulunanlara hizmet eden bir anlayışa sahiptir. Avrupa'dan  ve dünyanın birçok ülkesinden, bugün kendi ülkelerinde sosyal güvenlik sistemi  içerisinde olmalarına rağmen bir hastalığın tedavisini yaptırmayıp Türkiye'de  bunu yaptırmaya gelenler ve bundan istifade edenler, biz bugün nadir hastalıklar  aynı zamanda kanser ve tüm bunlarla ilgili dünyanın en geniş sağlık hizmetinde  bulunan bir ülkeyiz."

Büyük bir tehlikeden dönüldüğüne işaret eden Soylu, şu görüşlere yer  verdi:

"Döndüğümüz tehlike özellikle 1990'ların başında erken emeklilikle  birlikte tüm sosyal güvenlik sisteminin alabora olmasıydı. Bunun Türkiye,  travmasını da mali sonuçlarını da çok uzun dönem yaşadı, hemen hemen yeni  düzeltmeye başladı. Yani 2008'deki reformla birlikte yeni düzeltmeye başladı. Bu  konuda özellikle ifade etmek isterim ki hem sosyal güvenlik sistemine tabi  olanlar, çalışanlar, iş verenler, kendi hesabına prim ödeyenler, bütün bunların  zamanında prim ödemeleri ve yine bunların bu ödemelerine sadık olma istemeleri,  ifade etmek isterim ki bu sistemin sürdürülebilirliğinin en önemli dayanağıdır.  Bu olmazsa bu sistemi sürdürebilmek mümkün değildir. Her 100 liralık tahakkukun  bugün 86 lirasını ortalama alabilme kabiliyetine sahibiz ama bizim buradaki  hedefimiz bunu 91-92 liraya çıkarmak. Biz ancak bunu 91-92 liraya çıkarırsak hem  gelir gider sistemimiz çok iyi olur çünkü ifade etmek isterim ki ülkemiz gelişim  içinde, kişi başına gelir seviyesi arttıkça gerek hastaneler gerek sağlık hizmet  sunucularından yararlanma oranı ve isteği artmaktadır."

Soylu, bu hizmetlerin sağlanması için bu primlerin ödenmesi  gerektiğini belirterek, "Sadece prim ödeyenler değil 7,5 milyon civarında da  bugün prim ödemeyen ve geliri prim ödemeye yetmeyen, sosyal hukuk devletinin  gereği bizim sağlık harcamalarını karşılamayı taahhüt ettiğimiz vatandaşımız söz  konusudur. Bunu da sosyal güvenlik sistemi olarak bizler sürdürmeye yürütmeye  çalışıyoruz." diye konuştu.

Bu sistemin sürdürülebilir olmasının önemli olduğuna dikkati çeken  Soylu, "Bundan her birimiz sorumluyuz ve bu sorumluluğu yerine getirmek  zorundayız. Çünkü sosyal güvenlik sistemine para gelecek ki yaklaşık 70  katrilyonluk sağlık ödemelerinin zamanında aksatmadan bunda eczane var, bunda  ilaç var, bunda üniversiteler var, bunda eğitim, araştırma hastaneleri var, bunda  Sağlık Bakanlığı hastaneleri var, aynı zamanda bunda yine emeklilik ödemelerinin,  maaşlarının zamanında ödeyebilme kabiliyetine sahip olabilme, onun için bu  toplumsal bir sorumluluktur, ödevdir, görevdir ve bunu yaptığımız andan itibaren  bu söylediğim gerek aktif, pasif hesap, onu da kayıt dışını engelleyerek, iyi bir  noktada tutmalıyız." dedi.

Yeniden bir düzenleme

Bunun bir yardımlaşma, dayanışma sandığı olarak değerlendirilmesi  gerektiğini belirten Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"Bu dayanışma sandığı içerisinde, çalıştığının primini ödeyenler,  hastanelerden istifade edenler ve emeklilik ikramiyesini ve maaşını bunun  karşılığında alanlar olarak görmek lazım. Her birimizin sorumluluğu var.  Vatandaşımızın sıradan kullandığı bir ilacını alınabilmesi için eczaneye  gittiğinde eczanelerin 'biz paramızı zamanında alamıyoruz' yakarışlarına bir  şekilde tekrar şahit olmamak, emekli maaşlarını zamanında alabilmek ve bütün  bunları yapabilmek için Sosyal Güvenlik Kurumunda pirim dediğimiz vatandaşımızın,  işverenimizin ödediği, prim dediği, esnafımızın ve çiftçimizin ödediği gelir  talebine ihtiyacımız vardır."

Soylu, 2014 yılında bir yapılandırma ortaya koyduklarına dikkati  çekerek, şöyle dedi:

"2 milyon 419 bin kişi buna başvurdu. Yapılandırma öncesi toplam 45,7  milyar borç vardı. Yapılandırma sonrası borç ise gecikme faizleri indirilmek  suretiyle 38,3 milyar liraya düştü. Şu ana kadar devam ediyor. Sosyal Güvenlik  Kurumumuz, buradan bugüne kadar 8,6 milyar civarında bir tahsilat yaptı. Bu  yapılandırma da 31 Temmuz 2018 tarihinde, yani neredeyse 2 yıllık bir süre sonra  sona erecek. Şimdi hem Maliye Bakanlığı ile birlikte ortak, vergi kalemleri de  dahil olmak üzere yine Sosyal Güvenlik Kurumunun primleri için de yeniden bir  yapılandırma ortaya koyduk. Bunun yeni bir uzlaşma olduğunu ve bu fırsatın  özellikle 2014'de ortaya koyduğumuz yapılandırmadan çok daha iyi şartlarda  olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Yaklaşık 67,7 milyarlık bir  yapılandırmayı 19 Ağustos 2016'da Sayın Cumhurbaşkanımızın imzaladığı bir kanunla  birlikte başlatmış bulunuyoruz. 1 Eylül de bunun başlangıcıdır."

Soylu, yapılandırmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için  vatandaşın ve esnafın bilgilendirileceğini anlattı. Soylu, "Yaklaşık 67,7  milyarlık bu yapılandırmada 1 milyon 361 bin 684 iş yeri, işveren ve işveren  kendi çalışanlarının sigorta primlerini ödemek suretiyle 1 milyon 790 bin 61 de  esnaf, çiftçi kendi hesabına çalışanları ifade etmek suretiyle 3 milyon 151 bin  750 toplam bir ilde bir yapılandırma meydana gelecek." ifadesini kullandı.

Bakan Soylu, yaklaşık 1,5 yıldır primini ödemeyen BağKur ve BAĞKUR  mükellefi olan esnafın da sağlık ödemelerinde herhangi bir kısıt ortaya  koymadıklarını bildirdi.

Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hastaneye gidebiliyorlar ama bunun süresi biliyorsunuz 31.12.2016  tarihinde sona ermektedir. Aynı zamanda Genel Sağlık Sigortası kapsamında bulunup  da pirimini ödemeyenler de yine 31.12.2016 tarihine kadar hastanelerden prim  ödemeksizin yararlanabiliyorlar ama 01.01.2017 tarihinde yeni bir süreç başlıyor.  Artık primini ödemeyenin, bu konuda bundan önce olduğu gibi gerekli takibatlarla  karşı karşıya kalacağı açık ve nettir. Yeniden bir imkan, düzenleme ortaya  koyuyoruz, yeniden bir fırsat ortaya koyuyoruz ve bu fırsatı ortaya koyarken  özellikle işverenlerle ilgili söylüyorum, yaklaşık 18 taksit 36 aylık bir süreç  içerisinde, yani her iki ayda bir bir taksitin ödenmesi suretiyle 36 ayda bu  ödenecek ve sağlanacak. Yine bu konuda belediyelerin prim borçlarıyla ilgili de  SGK'nın tarihindeki en uzun yapılandırma meydana geldi. 144 ay ve 144 eşit  taksitle, yani belediyelerimizde bu yükten kurtulsunlar ve ödemelerini zamanında  yerine getirsinler ve onların bu borç yükü ayrı bir ödeme ağırlığı ortaya koymasın, 144 ayda bunları eşit taksitle ödeyebilme kabiliyetine sahip  olabilsinler."

Fırsat kapısı

Soylu, önemli adımlardan birinin de Genel Sağlık Sigortası olduğunu  vurgulayarak, "Genel Sağlık Sigortasında yaklaşık bu yılın başlarında seçim  zamanında partimizin verdiği bir taahhüdü yerine getirdik. 18-25 yaş arasında  Genel Sağlık Sigortası borcu olanların borçlarını tamamen sildik ve onlar için  tertemiz bir sayfa açtık. Yaklaşık 3 milyon 296 bin gencimizin 3 milyar 736  milyon borcunu sildik." ifadesini kullandı.

Başka bir şey daha yaptıklarını belirten Soylu, "Genel Sağlık  Sigortasında gelir testi en önemli kalemdir. Gelir testi yaptırmayan kişiler  sosyal güvenlik sistemi tarafından bir statünün içerisine konuluyor ve orada  borçlandırılıyorlar ve ifade etmek isterim ki bunlar da eğer ücretlerini  ödüyorlarsa bu da dünyanın en ucuz paketidir. Her türlü sağlık hizmetinden  istifade ediyorlar. Şimdi burada da yaklaşık 10,3 milyar daha alacağımız söz  konusu. 10,3 milyar alacağımız söz konusu ve 5 milyon 900 bin kişi verdi." diye  konuştu.

Soylu, bir fırsat kapısını daha açtıklarına değinerek, "Bunların  sadece ana paralarını 12 ay eşit taksitle ödenmesinin imkanını açıyoruz, birinci  taksiti ödediğinden itibaren her türlü sağlık hizmetinden faydalanmasının önünü  açıyoruz. Bu konuda gelir testi için 1 Eylül'den itibaren bunlara tam 4 ay bir  fırsat veriyoruz ve bu 4 aylık fırsatın sonucunda gelir testi yaptırabilme imkanı  ve 5'inci ayda da tekrar bu gelir testi ile beraber müracaat edebilme imkanını  sağlıyoruz. Bu 4 ay içerisinde hem gelir testi yapıp hem müracaat edebilme imkanı  da var. Ödemesi 5'inci ayın sonundan itibaren başlıyor." dedi.

Genel Sağlık Sigortası borçlularına çağrı

Genel Sağlık Sigortası borçlularına da seslenen Bakan Soylu,  "01.01.2017 tarihinden itibaren eğer bir borcunuz bulunacaksa ve bu beyaz  sayfadan istifade etmeyecekseniz, sağlık hizmetlerinden de yararlanamayacağınız  bu borcunuzun karşılığında aşikardır. Onun için bir gelir testini yaptırmalarını  istiyoruz yaptırmayanların, eğer gelir testi yaptırdıktan sonra bir geliri çıkmaz, asgari ücretin 3'te 1'i oranında bir gelirin altında ailesinin toplamı  bir gelirle karşı karşıya kalırsa ne borcu olursa olsun, resmen silinecek. Bu da  önemli bir fırsattır." ifadesini kullandı.

Soylu, Genel Sağlık Sigortasının sürdürülebilir olmasının önemli  olduğuna da işaret ederek, şöyle devam etti:

"Genel Sağlık Sigortası Türkiye'nin son 15 yılda yapmış olduğu en  önemli reformdur. Bina yaparsınız, inşaat da yaparsınız, büyük yatırımlar da  ortaya koyarsınız ama bir sistemi sürdürebilir kılmak, hele dünyada bütün ülkeler  bu sistemi sürdürülebilir kılamıyorsa en zor işlerden bir tanesidir, Türkiye en  zoru başarmıştır. Şu anda bütün ülkeler, özellikle gelişmekte olan ülkeler yılda  defalarca Türkiye'ye geliyor, Sosyal Güvenlik Kurumunu ziyaret ediyorlar, 'siz  bunu nasıl yapıyorsunuz ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz' ama bunu yapabilmemiz  için, bunu devam ettirebilmemiz için özellikle Genel Sağlık Sigortası  borçlarımızın ve bunlardan istifade edenlerin sistemin içerisinde sağlıklı bir  tanımlanmaya ihtiyacı vardır. Onun için de gelir testlerini yaptırmaya  kendilerini davet ediyorum."

Sürecin başarıyla yürütülmesinin önemli olduğunu belirten Soylu,  sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu süreci başarıyla yürüttüğümüz andan itibaren hem verdiğimiz hizmet  kalitesinde çok önemli adımlar atacağımızı ve bunun sürdürülebilir olabileceğini  ifade etmek istiyorum. Burada bir ayrıntıyı daha dile getirmek istiyorum. Eğer  peşin ödeme olursa bu 3 milyon 150 bin birim için bahsediyorum, peşin ödeme  olursa TÜFE'nin enflasyonu yüzde 50 oranında ancak bir oranlamayla bu  gerçekleştirilecek. Ana para artı yüzde 50 enflasyon ama vadeli olursa  enflasyonun tamamı. Hem gecikme cezaları, hem de gecikme zamlarının tamamı bu  yapılandırma çerçevesinde silinmektedir.

Sadece ana para artı peşin ödeme olursa  yüzde 50 enflasyon, peşin ödeme olmazsa da taksitli bir ödeme yapılırsa da  yapılacak ana paranın yüzde 50'si enflasyonla beraber bu gerçekleştirilecektir.  Vatandaşlarımızı bu konuda yapılandırmaya davet ediyoruz. İnanıyoruz ki hem mali  hem de sosyal sorumluluk ve ödevlerimizi yerine getirerek vatandaşlık görevimizi  icra etmiş olacağız hem de bütün dünyanın hayranlıkla takip ettiği bu sosyal  güvenlik sistemimizdeki her geçen gün dahada iyi bir noktaya giden  iyileştirmelerimize devam edeceğiz."