''Felâket gelecek demenin anlamı yok''

Esenler Belediyesi Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, "Felâket gelecek diye bağırmanın bir anlamı yok. Felaket gelecekse, biz bu felakete karşı tedbirimizi almak zorundayız" dedi

Esenler Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ortaklaşa düzenlediği "Uluslararası Kentsel Dönüşüm Sempozyumu" alanlarında söz sahibi uzmanların katılımıyla başladı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampusu Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleşen sempozyuma; Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkan Vekili Ahmet Selamet, Esenler Belediye Başkanı Yüksel Ünal, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Vural, Esenler Şehir Düşünce Merkezi Danışmanı Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Belediye Başkan Yardımcıları, İlçe Milli Eğitim Müdürü Bayram Ercan ve çok sayıda akademisyen katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından sempozyumun açılış konuşmalarına geçildi. İlk konuşmayı, sempozyumu organize eden Esenler Şehir Düşünce Merkezi Danışmanı Prof. Dr. Mazhar Bağlı yaptı. Bağlı, Şehir Düşünce Merkezi'nin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Şehir Düşünce Merkezi'nin Türkiye'de örneğine rastlanmayan bir kuruluş olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bağlı, sempozyuma da dikkat çekerek, kentsel dönüşümle ilgili yeni bir bakışın ortaya konulacağını belirtti. Bağlı'nın ardından konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Vekili Yusuf Ayvaz da sempozyumun hayırlı olmasını dileyerek iki gün boyunca kentsel dönüşümün tüm boyutlarıyla masaya yatırılacağını vurguladı.
 
100 BİN KONUT DÖNÜŞMELİ

Daha sonra kürsüye Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu geldi. Göksu, ülkemizde kentsel dönüşümle ilgili toplumsal bilincin yeni oluşmaya başladığını belirterek sözlerine başladı.  Esenler'de riskli yapı stoğuna dikkat çeken Göksu artık kentsel dönüşüm çalışmalarının,  şehirleri yönetenlerin rutin hizmetle arasında yer alması gerektiğini ve yerel yöneticilerin kentsel dönüşümü kendilerine birincil derecede iş olarak görmek zorunda olduklarını söyledi.
Göksu, Esenler'de ekonomik ömrünü doldurmuş, mühendislik hizmeti almamış dönüşmesi gereken yaklaşık 100 bin konut bulunduğunu ve bunların ivedilikle dönüşmesi gerektiğini söyledi.
"Devlet olarak kentsel dönüşümde yeni bir perspektif ortaya koyarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız" diyen Göksu, özellikle 23 Kasım 2011 tarihinde Van'da meydana gelen depremden sonra İstanbul'un bir çok ilçesinde kentsel dönüşüm konusunda çok önemli mesafeler kat edildiğini ifade etti.

ŞİMDİ VATANDAŞ TALEP EDİYOR

Van depreminden sonra Esenler'de kentsel dönüşüm konusunda insanları daha kolay ikna etme
süreci başladığını hatırlatan Göksu, "Devletin de önemli katkılar sunmasıyla beraber kentsel dönüşüm, Esenler için söylüyorum bir toplumsal bilinç haline geldi. Daha önceden biz talep ederken şimdi vatandaş talep eder duruma geldi ve en önemlisi de buydu. Bunda özellikle hükümetimizin, bireylerin riskli yapılarla ilgili vermiş olduğu finans desteğinin yüzde 4'ünün Bakanlığımız tarafından karşılanıyor olması da çok etkili oldu. Ancak uzun dönemde devletimizin, hükümetimizin riskli yapıların dönüşmesi konusunda vatandaşa faizsiz para verme konusunda bir çalışma yapması gerektiğini düşünüyorum ve bu işlem yapıldığı takdirde dönüşümün de çok hızlanacağını ümit ediyorum" diye konuştu.
 
HAYAT KURTARMA OPERASYONU

Esenler'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve İBB ile birlikte çok büyük projeler yaptıklarını anlatan Göksu, özel sektörün artık dönüşüme girdiğini ve özel sektör aracılığıyla 859 konutluk dönüşüm çalışmalarına başlanıldığını belirtti.
Bir toplumsal seferberlik ilan ederek kentsel dönüşüm çalışmalarına devam edilmesi gerektiğini belirten M. Tevfik Göksu, Paris ve Barselona'daki kentsel dönüşüm çalışmalarından örnek vererek, oradaki dönüşüm gerekçeleriyle bizim ülkemizdeki dönüşümün gerekçelerinin örtüşmediğini belirtti ve, "O şehirlerin kentsel dönüşümünde öncelik ekonomik, sosyal, kültürel, estetik gibi kaygılarla yapılırken bizde adeta  bir hayat kurtarma operasyonudur, hayat kurtarma işidir. Bunun için bizim toplumsal seferberliği kullanmamız ve şehirlerin çok hızlı bir şekilde dönüşümünü sağlamamız lazım" dedi.
DÖNÜŞÜMDE 3 AKIL
Kentsel dönüşümün siyaset üstü bir mesele olduğunu vurgulayan Göksu, kentsel dönüşümün başarıya ulaşması için devlet aklı, siyasal akıl ve toplumsal aklın birlikte hareket etmesi gerektiğini ve üç unsurun çok önemli olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: " Toplumsal aklın oluşması için de 3 paydaş var. Bunlar; yerel yönetimler, halk ve medya. Van depreminde medyamız çok güzel bir görev icra etti. Başarılı bir imtihan verdi. Bunun için medyamızı tebrik ediyorum. Eğer biz bu 3 aklı devreye sokabilirsek şehirlerimizi dönüştürebiliriz. Dönüştüremezsek İstanbul gibi bir kentte deprem olursa gelecek kaygısı kalmaz. Yarın ağlamamak için bugün çok çalışmalıyız. Felâket gelecek diye bağırmanın bir anlamı yok. Felaket gelecekse, biz bu felakete karşı tedbirimizi almak zorundayız".
BİR MEDENİYET PROJESİ
Göksu'dan sonra konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Vural ise;  kentsel dönüşümün bir medeniyet projesi olduğunu söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak deprem odaklı kentsel dönüşüm projeleri hazırladıklarını anlattı.
İstanbul'un tarihten aldığı mirası tam koruyamadığını dile getiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Ahmet Selamet de plansız yapılaşma sebebiyle mevcut yapı stokunun yaklaşık yüzde 70'inin imara aykırı olduğunu ve bunun da risk oluşturduğunu belirtti. Kentsel dönüşümde konusunda İBB'nin yaptığı çalışmaları anlatan Selamet, Esenler'de yaptıkları çalışmalara da değinerek 9 yıl içinde Esenler'e 1 milyar TL yatırım yaptıklarını söyledi. Esenler'in bugün farklı bir çehresi olduğunu söyleyen Selamet, özellikle kentsel dönüşüm çalışmalarının Esenler'i İstanbul'un yeni cazibe merkezlerinden biri haline getirdiğini söyledi.
 
ÖNCE CAN GÜVENLİĞİ

Sempozyumun açılışında son konuşmayı Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta yaptı. Balta; Esenler Belediye Başkanı Göksu'yu tebrik ederek konuşmasına başladı ve "Böyle bilgili, becerikli, risk alan belediye başkanlarını gördükçe işimizin de kolaylaştığını düşünüyorum" dedi.
Kentsel dönüşüm dendiğinde akla ilk olarak afetlerin geldiğini ifade eden Balta, "Kentsel dönüşümler elbette önce can güvenliği için yapılmalı. Kentsel dönüşüm, esasında bir çevre projedir. Kentsel dönüşüm esasında enerji tasarrufunu en üst düzeye çıkarabilecek bir enerji projesidir. Daha yaşanabilir bir çevre ve insanların sağlıklı bir şekilde yaşayabileceği bir sağlık projesidir" dedi.
Kentsel dönüşümün Türkiye'de siyaset üstü bir mesele olduğunu söyleyen. Balta, "Buradaki insanların can güvenliği önemli olduğuna göre buradaki insanlar hepimizin kardeşidir. Biz güvenliği korumakla kollamakla mükellefiz. Bu işi toplumsal olarak, birlik olarak, taşın altına elimizi değil gövdemizi koyarak yapmalıyız.  Elbette şu anda biz, Türkiye'de riskli olarak gördüğümüz yaklaşık 6,5 milyon konutun 20 yılda yıkılıp yeniden yapılmasını hedefliyoruz. Yani 2023 Türkiye'sinde yaşadığı insanlarının mutlu ve güvenli bir şekilde yaşadığı Türkiye hayal ediyoruz" şeklinde konuştu.
Öğleden sonra sempozyumda oturumlara geçildi. Prof. Dr. Zekai Görgülü başkanlığındaki ilk oturumda, Prof. Dr. Ahmet İçduygu "Göç, Kentleşme ve Kentsel Dönüşüm", Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Yapı Stoğu, Deprem ve Kentsel Dönüşüm, Prof. Dr. İclal Dinçer "Sürdürülebilirlik ve Kentsel Dönüşüm", Prof. Dr. Adem Esen de "Kentsel Dönüşüm ve Üniversite" başlıklarında bildirilerini sundular.