Evini satana vergi şoku!
2014′te evini, dükkânını satanlar, tapu işlemleri sırasında, gayrimenkulün değerini 2014 yılı için belirlenen emlak vergisi asgari değerinin altında beyan edemiyor.
Bu durum çok yüksek vergi yükümlülüğüne yol açarak gayrimenkulünü satana zarar verebilir.Bu yıl içinde evini satanları çetrefil bir ‘vergi sorunu’ bekliyor. Gayrimenkul sahipleri, taşınmazlarını belirlenen fahiş bedelin altında sattıkları halde, hiç elde etmedikleri bir kazancı elde etmiş gibi gözükerek, ciddi tutarda vergi ve ceza ile karşılaşabilir.
Bu soruna dikkat çeken Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot, bugünkü yazısında, evini, bürosunu, dükkân ya da arsasını satmak isteyen vatandaşlara çok önemli uyarılarda bulunuyor ve çözüm yolu öneriyor.
Kızılot’un yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Olay, 2014 yılı bina ve arsa metrekare birim değerleri ile ilgili…
Türkiye ’nin dört bir yanından şikayetler yağıyor.
Biri diyor ki “Evimin değeri yüzde 100 artmış!”
Biri de diyor ki “Evimin değeri yüzde 250 artmış!”
Bir başkası da diyor ki “Evimin değeri yüzde 400 artmış!”
Hangi birisi.. o kadar çok ki!..
Yüzde 1.000 – 2.000 artan evler veya iş yerleri bile var!..
Vatandaş, 2014 yılı emlak vergisine esas değer takdirinden şikayetçi.
Olay tek başına emlak vergisini ilgilendirmiyor.
Evini satın alma tarihinden itibaren 5 yıl içinde satacak olanları da yüzde 35’i bulan gelir vergisi yönüyle ilgilendiriyor.
Evini, dükkânını, mağazasını ya da arsasını, 2014 yılında satacak olanlar, tapu işlemleri sırasında, gayrimenkulün değerini 2014 yılı için belirlenen emlak vergisi asgari değerinin altında beyan edemiyorlar. Örneğin, Nuri Bey’in 2012 yılında 280 bin liraya aldığı evin, 2014 yılı emlak vergisi asgari değeri 700 bin liradır. Nuri Bey evini Ağustos 2014’de 350 bin TL’ye satacaktır. Ancak satış yaparken gerçekte 350 bin liraya satacağı bu evi, asgari 700 bin lira göstermek zorunda kalacak.
Böyle olunca, 2012’de 280 bin TL’ye aldığı evi Ağustos 2014’de, 700 bin TL’ye satmış gözüktüğü için ciddi “değer artışı kazancı” elde etmiş sayılacak ve yüklü bir gelir vergisi ödeyecek. Özetle olay ciddi..
ÇÖZÜM NE?
Halk arasında sık sık kullanılan “Demokraside çözüm yolu tükenmez” sözünde olduğu gibi, bu konuda da çözüm var. Maliye Bakanlığı’nın yıllar önce Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği bir özelge (idari görüş) var. Buna göre; “..gerçek satış bedelinin, emlak vergisi değerinden düşük olması durumunda, ilgililerin (satıcıların) talebi üzerine, gerçek satış bedelinin tapu senedinde ayrıca gösterilmesi mümkün bulunmaktadır (Maliye Bakanlığı Özelgesi, 24 Şubat 1999 tarih ve 6604 sayılı).”
Yukarıdaki özelgeden de fark edileceği üzere, 2014 ya da izleyen yıllarda gayrimenkulünü satacak olanların, “değer artışı kazancı” yönünden sorun yaşamamaları için, emlak vergisi değeri satış bedelinin üzerinde ise, tapu senedine gerçek satış bedelini yazdırmalarında yarar var.
Aksi halde hiç elde etmedikleri bir kazancı elde etmiş gibi gözükürler ve ciddi tutarda vergi ve ceza ile karşılaşabilirler. Aman dikkat!..
Radikal
Bu soruna dikkat çeken Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot, bugünkü yazısında, evini, bürosunu, dükkân ya da arsasını satmak isteyen vatandaşlara çok önemli uyarılarda bulunuyor ve çözüm yolu öneriyor.
Kızılot’un yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Olay, 2014 yılı bina ve arsa metrekare birim değerleri ile ilgili…
Türkiye ’nin dört bir yanından şikayetler yağıyor.
Biri diyor ki “Evimin değeri yüzde 100 artmış!”
Biri de diyor ki “Evimin değeri yüzde 250 artmış!”
Bir başkası da diyor ki “Evimin değeri yüzde 400 artmış!”
Hangi birisi.. o kadar çok ki!..
Yüzde 1.000 – 2.000 artan evler veya iş yerleri bile var!..
Vatandaş, 2014 yılı emlak vergisine esas değer takdirinden şikayetçi.
Olay tek başına emlak vergisini ilgilendirmiyor.
Evini satın alma tarihinden itibaren 5 yıl içinde satacak olanları da yüzde 35’i bulan gelir vergisi yönüyle ilgilendiriyor.
Evini, dükkânını, mağazasını ya da arsasını, 2014 yılında satacak olanlar, tapu işlemleri sırasında, gayrimenkulün değerini 2014 yılı için belirlenen emlak vergisi asgari değerinin altında beyan edemiyorlar. Örneğin, Nuri Bey’in 2012 yılında 280 bin liraya aldığı evin, 2014 yılı emlak vergisi asgari değeri 700 bin liradır. Nuri Bey evini Ağustos 2014’de 350 bin TL’ye satacaktır. Ancak satış yaparken gerçekte 350 bin liraya satacağı bu evi, asgari 700 bin lira göstermek zorunda kalacak.
Böyle olunca, 2012’de 280 bin TL’ye aldığı evi Ağustos 2014’de, 700 bin TL’ye satmış gözüktüğü için ciddi “değer artışı kazancı” elde etmiş sayılacak ve yüklü bir gelir vergisi ödeyecek. Özetle olay ciddi..
ÇÖZÜM NE?
Halk arasında sık sık kullanılan “Demokraside çözüm yolu tükenmez” sözünde olduğu gibi, bu konuda da çözüm var. Maliye Bakanlığı’nın yıllar önce Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne gönderdiği bir özelge (idari görüş) var. Buna göre; “..gerçek satış bedelinin, emlak vergisi değerinden düşük olması durumunda, ilgililerin (satıcıların) talebi üzerine, gerçek satış bedelinin tapu senedinde ayrıca gösterilmesi mümkün bulunmaktadır (Maliye Bakanlığı Özelgesi, 24 Şubat 1999 tarih ve 6604 sayılı).”
Yukarıdaki özelgeden de fark edileceği üzere, 2014 ya da izleyen yıllarda gayrimenkulünü satacak olanların, “değer artışı kazancı” yönünden sorun yaşamamaları için, emlak vergisi değeri satış bedelinin üzerinde ise, tapu senedine gerçek satış bedelini yazdırmalarında yarar var.
Aksi halde hiç elde etmedikleri bir kazancı elde etmiş gibi gözükürler ve ciddi tutarda vergi ve ceza ile karşılaşabilirler. Aman dikkat!..
Radikal