Ev sahiplerine kötü haber!
Yargıtay’ın aldığı yeni kararla, deprem yönetmeliği çerçevesinde binasını güçlendirmeyenler, bitişikteki inşaat sırasında ortaya çıkan çatlamalar nedeniyle artık yandaki inşaatı sorumlu tutamayacak
Yargıtay, bir inşaat sırasında çevre binalarda yaşanan çatlak nedeniyle müteahhit ile sigorta şirketi arasındaki davada, içtihat niteliğinde bir karara imza attı. Yargıtay’ın kararına konu olay 2003’te İstanbul’da meydana geldi. Müteahhit Ş.D., yapımını üstlendiği otoparklı çarşı inşaatı öncesi bir sigorta firması ile anlaşma imzaladı. Ş.D., inşaat sırasında çevre binalarda küçük çaplı hasarların meydana gelmesinin ardından sigorta şirketine başvurarak, hasar bedelinin karşılanmasını talep etti. Sigorta şirketi, bu talebi, “Çevre binalarda meydana gelen hasarlar poliçe düzenlenmeden meydana geldi” diyerek reddetti.
SİGORTA ŞİRKETİNE DAVA
Bu gelişme üzerine Ş.D., sigorta şirketince 468 bin 847 TL’lik hasar tutarının ödenmesi için dava açtı. Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, Ş.D., “İnşaata 2002 yılında başladık. İnşaat sırasında var olan risklerin karşılanması için sigorta şirketi ile anlaşma düzenledik. İnşaat devam ederken çevrede bulunan 10 binada hasar meydana geldi. Sigorta şirketine daha önce hasar ihbarında bulundum. Ancak ödeme talebim reddedildi” dedi. Sigorta şirketi ise kararının doğru olduğunu belirterek, davanın reddini istedi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek sigorta şirketinin Ş.D.’ye 423 bin 376 TL ödemesine hükmetti. Bu karar sigorta şirketi tarafından temyiz edildi.
Temyiz istemini görüşen 11. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak, “Bilirkişi raporunda, civardaki binalardan bir kısmında hasarların poliçe düzenlemesinden önce olduğu görüldü. Hasarların önceden geçirilen depremlerden veya donatılarındaki korozyonlardan meydana geldiği tespitine yer verildi. Yeni deprem yönetmeliği gereğince bina sahiplerince yapılması gereken güçlendirmeler yapılmamış. Eğer deprem güçlendirmesi yapılsaydı, davacının üstlendiği inşaat nedeniyle bu binaların aynı hasarı görüp görmeyeceği ve oluşan zararlardan sigortacının sorumlu tutulup tutulmayacağı belirlenebilirdi” denildi. Yerel mahkeme bozma kararına direndi ancak Hukuk Genel Kurulu, bu kararı yerinde bulmadı. Karar sonrası sigorta şirketi, davacıya herhangi bir hasar ödemesi yapmayacak.
SİGORTA ŞİRKETİNE DAVA
Bu gelişme üzerine Ş.D., sigorta şirketince 468 bin 847 TL’lik hasar tutarının ödenmesi için dava açtı. Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, Ş.D., “İnşaata 2002 yılında başladık. İnşaat sırasında var olan risklerin karşılanması için sigorta şirketi ile anlaşma düzenledik. İnşaat devam ederken çevrede bulunan 10 binada hasar meydana geldi. Sigorta şirketine daha önce hasar ihbarında bulundum. Ancak ödeme talebim reddedildi” dedi. Sigorta şirketi ise kararının doğru olduğunu belirterek, davanın reddini istedi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vererek sigorta şirketinin Ş.D.’ye 423 bin 376 TL ödemesine hükmetti. Bu karar sigorta şirketi tarafından temyiz edildi.
Temyiz istemini görüşen 11. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak, “Bilirkişi raporunda, civardaki binalardan bir kısmında hasarların poliçe düzenlemesinden önce olduğu görüldü. Hasarların önceden geçirilen depremlerden veya donatılarındaki korozyonlardan meydana geldiği tespitine yer verildi. Yeni deprem yönetmeliği gereğince bina sahiplerince yapılması gereken güçlendirmeler yapılmamış. Eğer deprem güçlendirmesi yapılsaydı, davacının üstlendiği inşaat nedeniyle bu binaların aynı hasarı görüp görmeyeceği ve oluşan zararlardan sigortacının sorumlu tutulup tutulmayacağı belirlenebilirdi” denildi. Yerel mahkeme bozma kararına direndi ancak Hukuk Genel Kurulu, bu kararı yerinde bulmadı. Karar sonrası sigorta şirketi, davacıya herhangi bir hasar ödemesi yapmayacak.