Erdoğan’ın 5 kat sınırı açıklamaları ne kadar etkili olacak?
Dünya Gazetesi yazarı Leyla İlhan Cumhurbaşkanı Erdoğan’in gündeme getirdiği 5 kat sınırını bugün köşesine taşıdı.
Dünya Gazetesi yazarı Leyla İlhan, İstanbul gibi büyük kentlerde Erdoğan’ın gündeme getirdiği 5 kat sınırı konusunun pek de gerçekçi olmadığını kaleme aldı. Konunun özellikle arazi stoku dar şehir merkezlerinde hayata geçmesinin oldukça zor olduğunu belirten İlhan’ın yazısı şu şekilde:
İstanbul gibi büyük kentlerde artan inşaat yoğunluğu ve gökdelenler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuya el atmasına neden olmuştu. Sonunda konuyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de geçtiğimiz hafta içinde bir açıklama yaparak Türkiye’de yapılara 5 kat sınırı getirileceğini açıklamıştı. Peki bu ne anlama geliyor? Bu açıklama ile birlikte özellikle ortalama kat yüksekliği 7 olan İstanbul gibi kentlerde artık yüksek yapıların sonu mu gelecek? Yoksa İstanbul’da yoğunlaşan arz yoğunluğunun önüne geçme anlamında bir çalışma mı?
Aslında açıklama çok net olsa da bir anda bütün Türkiye’de bu sistemin uygulanması pek kolay görünmüyor. Birincisi İstanbul’un hem kendi ilçeleri arasındaki ihtiyaçları farklı iken, Anadolu’daki bir kentin ihtiyacı daha başka. İkincisi her ne kadar bakanlık plan hazırlama yetkisine sahip olsa da, belediyeler de imar yetkilerine sahip. Dolayısıyla belediyeler aldıkları kararlarla bu planların değişmesini sağlayabiliyor.
5 kat sınırı nerede uygulanabilir?
Bir de uygulamanın şu tarafı var: İstanbul’da bu binalar nerede yapılacak? Çünkü İstanbul’da genellikle 7 katlı binalar ağırlıkta. Bunların yıkılıp yerine 5 katlı bina yapılması çok zor görünüyor. Dolayısıyla bu durumda 5 kat uygulamasının en rahat hayat bulacağı yerler hala geniş arazi stoklarının bulunduğu kent merkezinin dışındaki alanlar olarak görünüyor.
Bu konuda görüşlerine başvurduğum şehir plancısı İMPO İmar Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oflaz’a göre de bu açıklama biraz iyi niyet içeren bir temenni. Oflaz, “Çünkü yeni imar yönetmeliğinde 5 kat sınır ile ilgili bir şey yok. Kat sınırı ancak planlarla ya da yasayla getirilir. Ancak yasayla imar planlarını 5 kat yapacağız derse sıkıntı olmaz. Fakat bir de şöyle bir durum var. Türkiye’nin bütün planlarını bakanlık yapmıyor. Belediyeler de söz sahibi. Dolayısıyla 5 kat sınırının her yerde uygulanması zor olacak. Çünkü bütün bölgelerin kendine göre bir yoğunluğu ve bir dengesi var. Bunun içinde nüfus var, ekonomik yapı var, sosyal yapı gibi çok yönlü işlemler var” dedi.
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Celal Koloğlu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından ifade edilen dikey yapılaşma yerine yatay yapılaşmanın önünü açacak yasal düzenlemelerin getirilmesinin estetik şehirleşme için önemli bir fırsat olarak gördü.
“Yatay yapılaşma daha az yeşil alan anlamına da gelmemeli. Bu konuda kamu ve özel sektör olarak alanlarımızın yeşillendirilmesini de ihmal etmemeliyiz” diyen Koloğlu. “Zira şehirleşme binalardan ibaret değildir. Şehirler aynı zamanda alt yapı yatırımlarıyla bir bütündür. Kaldırım, sokak ve cadde düzenlemelerindeki karmaşa ve çok farklı uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan kimi çirkin görüntülerin önlenmesi gerekmekte. Dolayısıyla hükümetimizin bu konudaki çalışmalarını destekliyoruz” açıklamasını yaptı.
İstanbul gibi büyük kentlerde artan inşaat yoğunluğu ve gökdelenler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuya el atmasına neden olmuştu. Sonunda konuyla ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de geçtiğimiz hafta içinde bir açıklama yaparak Türkiye’de yapılara 5 kat sınırı getirileceğini açıklamıştı. Peki bu ne anlama geliyor? Bu açıklama ile birlikte özellikle ortalama kat yüksekliği 7 olan İstanbul gibi kentlerde artık yüksek yapıların sonu mu gelecek? Yoksa İstanbul’da yoğunlaşan arz yoğunluğunun önüne geçme anlamında bir çalışma mı?
Aslında açıklama çok net olsa da bir anda bütün Türkiye’de bu sistemin uygulanması pek kolay görünmüyor. Birincisi İstanbul’un hem kendi ilçeleri arasındaki ihtiyaçları farklı iken, Anadolu’daki bir kentin ihtiyacı daha başka. İkincisi her ne kadar bakanlık plan hazırlama yetkisine sahip olsa da, belediyeler de imar yetkilerine sahip. Dolayısıyla belediyeler aldıkları kararlarla bu planların değişmesini sağlayabiliyor.
5 kat sınırı nerede uygulanabilir?
Bir de uygulamanın şu tarafı var: İstanbul’da bu binalar nerede yapılacak? Çünkü İstanbul’da genellikle 7 katlı binalar ağırlıkta. Bunların yıkılıp yerine 5 katlı bina yapılması çok zor görünüyor. Dolayısıyla bu durumda 5 kat uygulamasının en rahat hayat bulacağı yerler hala geniş arazi stoklarının bulunduğu kent merkezinin dışındaki alanlar olarak görünüyor.
Bu konuda görüşlerine başvurduğum şehir plancısı İMPO İmar Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Oflaz’a göre de bu açıklama biraz iyi niyet içeren bir temenni. Oflaz, “Çünkü yeni imar yönetmeliğinde 5 kat sınır ile ilgili bir şey yok. Kat sınırı ancak planlarla ya da yasayla getirilir. Ancak yasayla imar planlarını 5 kat yapacağız derse sıkıntı olmaz. Fakat bir de şöyle bir durum var. Türkiye’nin bütün planlarını bakanlık yapmıyor. Belediyeler de söz sahibi. Dolayısıyla 5 kat sınırının her yerde uygulanması zor olacak. Çünkü bütün bölgelerin kendine göre bir yoğunluğu ve bir dengesi var. Bunun içinde nüfus var, ekonomik yapı var, sosyal yapı gibi çok yönlü işlemler var” dedi.
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Celal Koloğlu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından ifade edilen dikey yapılaşma yerine yatay yapılaşmanın önünü açacak yasal düzenlemelerin getirilmesinin estetik şehirleşme için önemli bir fırsat olarak gördü.
“Yatay yapılaşma daha az yeşil alan anlamına da gelmemeli. Bu konuda kamu ve özel sektör olarak alanlarımızın yeşillendirilmesini de ihmal etmemeliyiz” diyen Koloğlu. “Zira şehirleşme binalardan ibaret değildir. Şehirler aynı zamanda alt yapı yatırımlarıyla bir bütündür. Kaldırım, sokak ve cadde düzenlemelerindeki karmaşa ve çok farklı uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan kimi çirkin görüntülerin önlenmesi gerekmekte. Dolayısıyla hükümetimizin bu konudaki çalışmalarını destekliyoruz” açıklamasını yaptı.