Ekonomide 'gerçek büyüme' tartışması
Bakan Mehmet Şimşek ve Harvard Profesörü Dani Rodrik'in Twitter'daki atışması Türkiye'nin son 10 yılda gerçekte ne
Son günlerde Twitter üzerinden yapılan ve Maliye Bakanı Şimşek'in de dahil olduğu bir tartışma ekonomi gündemine damgasını vurdu. The Economist dergisi Türkiye hakkında bir makalede yazılan “Türkiye ekonomisi 10 yılda 3 kat büyüdü” ibaresine düzeltme geçti ve bu veriyi “Aslında Reel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla olarak yüzde 63 büyüdü” ibaresiyle düzeltti. İşte tartışma da bundan sonra koptu...
Harvard Üniversitesi’nin Türk Profesörü Dani Rodrik düzeltmenin yerinde olduğunu yazdı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Twitter’dan Rodrik’e rakamlarla cevap vererek Türkiye ekonomisinin 3 katı büyüdüğünü iddia etti.
Rodrik bu iddiaya yine bir tweet ile karşılık vererek, zaman içinde karşılaştırma yapmak için reel GSYİH hesabının kullanılması gerektiğini belirtti. Şimşek on yıllar boyu finans profesyoneli olarak çalıştığını ve geliri hep dolar üzerinden nominal değerlendirildiğini belirterek tartışmayı alevlendirdi.
Peki hangi ölçüt gerçekten büyüme oranını doğru belirliyor?
İKİ ÖLÇÜTÜN KULLANIM AMACI FARKLI
Ekonomistler bugün ülke karşılaştırması yapılmak istendiğinde ekonomik büyüklüğünün nominal GSYİH ile ölçüldüğünü belirtirken zamansal karşılaştırma için reel GSYİH rakamının kullanılması gerektiğini belirtiyor.
İstanbul Üniveristesi İktisat Fakültesi Profesörü Kaya Ardıç ekonomik artış, gelişme gibi kavramlarda hesabın reel milli gelir üzerinden sabit fiyatlarla yapılması gerektiğini söyledi. Ardıç, "Bu konuda Dani Rodrik haklı. Türkiye'nin 10 yıl içinde AKP hükümetinde 3,5 kat büyüdüğü doğru değil. Tabii Mehmet Şimşek'in söylediği şey söz konusu aynı dönem ise yanlış değil. İki ülkenin aynı dönemde karşılaştırma yapıldığında nominal dolar cinsinden yapılır. Ancak Bakan Şimşek bilinçli olarak eksik söylüyor. Söz konusu olan “milli gelir belirli bir dönem içinde ne kadar arttı” ise hesap sabit fiyatlardan reel gelir ayrımı yapılmalıdır" dedi.
İKİ ÖLÇÜTLE FARKLI RAKAMLAR ÇIKIYOR
Gerçekten tarihsel kıyaslamalar yapıldığında iki ölçütle ortaya büyük farklar çıkabiliyor. Örneğin ABD ekonomisinin 52 yıllık gelişimi incelendiğinde iki ölçüt arasında ne kadar devasa farklar oluşabileceği görülüyor. 1960’tan bu yana ABD’de kişi başına reel milli gelir 17 bin 747 dolardan 49 bin 800 dolara çıktı ve yüzde 180 artış gösterdi. Aynı dönem nominal milli gelir ise 520 milyar dolardan 15 trilyon 776 milyar dolara yükseldi ve yüzde 2882 arttı. İkinci veri 52 yıllık birikmiş enflasyonu ve nüfus artışını dikkate almadığı için ekonomi neredeyse 40 kat artmış gözüküyor. Ancak kişi başına gelir aynı dönem için sadece 3 kata yakın bir artış gösterdi.
“EĞER YERİMİZDE SAYSAYDIK YÜZDE 122 BÜYÜYECEKTİK!”
Türkiye’de de iki ölçüt ile hesaplamalar çok farklı çıkıyor. Nominal GSYİH’yi kabul eden Mehmet Şimşek Twitter’dan Türkiye ekonomisinin 10 yılda 3,5 kata yakın artarak 230 milyar dolardan 786 milyar dolara çıktığını yazdı. Rodrik 1998 fiyatlarını sabit kabul ederek bu fiyatlarla 2002’de 73 milyar TL olan ekonominin yüzde 63 artarak 2012’de 118 milyar TL’ye çıktığını belirtti. Rodrik’e göre kişi başına gelir de enflasyon etkisinden arıtıldığında yüzde 43 arttı.
Ekonomist Uğur Gürses zaman kıyaslaması yaparken nominal yöntemin kullanılmasının Türkiye gibi enflasyonu yüksek seyreden bir ülke için sakıncalı olduğunu belirtti: “10 yıl boyunca sıfır büyüme yaşasaydık nominal olarak ülke yüzde 122 büyüyecekti. 10 yılda hiç büyümeseydik bile ortalama enflasyonumuz yüzde 10,5 olduğu için cari fiyatlarla milli gelir büyür. Döviz kuru da enflasyondan yavaş arttığı için dolar üzerinden nominal gelir daha da büyür. Bu hesabı kullandığımızda ekonomi aslında 10 yılda yüzde 0 büyüme ortalamasıyla iki katından fazla büyümüş gözükür”.
“ŞİMŞEK SİYASETÇİ GÖZÜYLE BAKTI”
Uğur Gürses karşılaştırma yaparken enflasyon etkisinin arındırılması gerektiğini belirtiyor. Gürses “Ülkenin bir dönemki kişi başı milli geliri konuşulurken tabii ki nominal ölçüt kullanılır. Ancak zaman kıyaslaması yapmak isterseniz reel ölçüt kullanmanız gerekir. Eminim Bakan Mehmet Şimşek teknik niteliği olan bir uzman olarak böyle düşünmüyordur. Ancak bu konuda siyasetçi kimliği ile yorum yaparak nominal ölçütü kabul etti.” dedi.