Dolardaki artış devam edecek mi?
Dolardaki yükseliş, büyük bir devalüasyon. Ayşe Hanım Teyzem’in alım gücü 2 yılda yüzde 53 eridi. Bizde dolar çıkmaya başladı mı, ortalama yüzde 150 artar...
Devalüasyon başlangıcı olarak 1.50 TL esas alınırsa, dolar 3.75 TL’ye kadar gidebilir. Zarar kaçınılmaz ama, gereği yapılsın ki, kaldırılamaz boyuta ulaşmasın
Doların 1.40 TL’den 2.80 TL’ye fırlaması, şimdilerde de 3.00 TL’nin üzerine çıkmaya çalışması “devalüasyon”dur, hem de büyük bir “devalüasyon”dur.
Devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer bir ülke para karşısında değer kaybetmesidir.
Sabit kur rejiminde devalüasyon hükümet kararı ile olur. Serbest kur rejiminde ise; (1) Küresel piyasalarda, para hareketlerinde ağırlığı olan dövizlerin değer kazanması, (2) Ülkede döviz arz ve talep dengesinin bozulması, devalüasyona yol açar.
Küresel piyasalarda dolar değer kazandı. Kazanıyor... Dünya para sisteminde doların ağırlığı büyük. Bu nedenle her para biriminde değer kaybı var. Bizim para birimimiz de bu yüzden değer kaybediyor.
Doların küresel piyasalardaki değer kazanmasına ek olarak bizim kendimize özgü sorunlarımız (hükümet kurulamaması, terör, komşu ülkelerdeki karışıklıklar, ekonominin sahipsiz kalması) döviz arz ve talebini bozduğu için bizde dolar fiyatı olması gerekenden fazla artıyor.
Olan Ayşe Hanım’a oluyor
Dolar fiyatının artması alt ve orta gelir grubunu, Ayşe Hanım Teyzem ve Ali Rıza Bey Amcamları çok, hem de çok üzer. Fakirleştirir.
Ayşe Hanım Teyzem dolar 1.40 TL iken, 100 TL harcama yaparak karşılığında değeri dolar ile belirlenen 71 dolar kıymetinde mal alabiliyordu.
Dolar 2.80 TL’ye satılmaya başlayınca 100 TL harcama karşılığı, fiyatı dolar ile belirlenen 35 dolar kıymetinde mal alabilir hale geldi.
Dolar 3.00 TL olunca 100 TL karşılığı değeri dolarla belirlenen 33 dolarlık mal alabilecek.
Sadece ithal mallarının değeri dolarla belirlenmiyor. Sadece doğalgaz, elektrik, dolmuş, otobüs harcamaları dolara bağlı değil. Buğday, domates, patates gibi tarım ürünlerinin maliyetinde dolar girdisi var. Sanayi ürünlerinin maliyetinin yaklaşık yarısı dolara bağlı.
Ekonomik denge alt - üst olur
Her devalüasyon sonunda ekonominin dengeleri alt - üst olur. Dengeler bozulur.
Bizde geçmiş devalüasyonlarda, devalüasyon öncesi ve sonrası dolar fiyatının değişimi, bu devalüasyonda da doların nereye kadar gidebileceği hakkında fikir verebilir.
1946 devalüasyonunda dolar 1.32 TL’den 2.83’e yükseldi. Dolar fiyatındaki artış yüzde 116 oranında idi.
1958 Menderes hükümeti devalüasyonunda dolar 2.83 TL’den 9.02 TL’ye yükseltildi. Dolar fiyatı yüzde 218 oranında arttı.
1970 yılında dolar 9.00 TL’den 15.00 TL’ye yükseltildi. Artış yüzde 66 oranında. Ama sonunda dolar fiyatı küçük devalüasyonlarla 19.00 TL’ye getirildi. Artış yüzde 111 oranında.
1972’de Ecevit hükümeti IMF anlaşmasından önce devalüasyon yaptı. Dolar 19 TL’den 25 TL’ye yükseldi. Artış yüzde 32 oranında.
Ecevit hükümeti 1979 yılında doları 47 TL’ye çıkardı.
Süleyman Demirel hükümeti döneminde Turgut Özal 24 Ocak kararları ile doları 47.10 TL’den 71.70 TL’ye yükseltti. Artış yüzde 51.5 oranında.
Buraya kadarki devalüasyonlar hükümet karar ve emri ile yapılan değer ayarlamaları.
Revalüasyon devalüasyonu...
Sabit kur sisteminden serbest kura geçtik. “Serbest piyasa şartlarında” devalüasyonlar devam etti.
1980 yılında TL’nin değeri 14 defa değişti. 89.25 TL oldu. 1 Mayıs 1981’de günlük kur ayarlamaları başladı. 1981 mayıs ayı başında dolar 99.80 TL iken eylül başında 123.06 TL oldu.
1999 yılında (TL’den 6 sıfır atıldıktan sonraki TL değeri ile) 0.54 TL olan dolar 2000 yılında 0.67 TL oldu. 2001 yılında 1.43 TL’ye, 2002 yılında 1.63 TL’ye yükseldi. Yüzde 143 bir artış gösterdi.
2003 yılından 2010 yılına kadar 1.50 TL etrafında dolaştı. 2011 yılında 1.90 TL, 2013 yılında 2.13 TL, 2014 yılında 2.31 TL olduktan sonra, bu yıl birden tırmanışa geçti.
TL’yi uzun yıllar değerli tuttuk. Durup dururken TL değerlendi diyerek sevindik. Sonra büyük düzeltmeler gerekiyor. Dolar fiyatı yüzde 60 ile yüzde 150 artış gösteriyor.
2002 - 20014 yılları arası milli gelir cari TL fiyatlarıyla yüzde 400 arttı. Aynı dönemde cari dolar fiyatıyla milli gelir artışı yüzde 250’dir. İki oran arasındaki uçurum, TL’nin o dönemde ne kadar değerli tutulduğunu gösteriyor.
Dolar tekrar % 150 artarsa yandık-bittik(!)
2003 yılından 2010 yılına kadarki dönemde 1.50 TL etrafında dolaşan dolar fiyatı 2011 yılında 1.90 TL, 2013 yılında 2.13 TL, 2014 yılında 2.31 TL olduktan sonra, bu yıl birden tırmanışa geçti.
Şimdi önemli olan bu tırmanışın nerede duracağı. Geçmiş devalüasyonlara bakıyoruz. Dolar kıpırdadı mı yüzde 60 veya yüzde 150 dolayında artış gösteriyor.
Bu defa devalüasyon başlangıcı olarak eğer uzun yıllar devam eden 1.50 TL’lik ortalama dolar fiyatını esas alınırsa, dolar fiyatı 3.75 TL’ye kadar gidebilir. Hesap yapılırken başlangıç fiyatı 1.50 TL’nin üzerine çıkarılır ise, fiyat artış sınırı daha da yükselir.
Özetle, dolar fiyatının artışı ekonomi için önemli bir gelişmedir. Ayşe Hanım Teyzem’i perişan eden ve edecek olan, 2000 yılından bu yana yaşanmamış “büyük bir devalüasyon” hareketidir. Büyük devalüasyonlar ekonomiyi sarsar, dengeleri bozar.
Bunun bilincinde Ankara’nın ekonomi politikalarını ayarlaması, ekonomideki tüm oyuncuların (tüketicilerin, üreticilerin, aracıların, finans kesiminin) doğru pozisyon alması zorunludur. Zarar, ziyan kaçınılmaz ama, gereği yapılsın ki, zarar büyümesin. Kaldırılamaz boyuta ulaşmasın. (Yatırım Bankası Societe Generale uzmanlarının tahmini ise 3.20 TL)
Türk Lirası ne kadar eridi?
Devalüasyon (değer kayıbı) Türk Lirası’nın yabancı bir para birimi karşısında (örneğin ABD doları karşısında) değer kaybetmesidir. Dolar fiyatının artmasıdır.
100 TL’ye 71 dolar alınabilirken, 100 TL’ye 33 dolar alınır hale gelmesidir.
Doların 1.40 TL’ye satılırken 3.00 TL’ye satılır hale gelmesi doların değer kazanmasıdır. Dolar (3.00/1.40) yüzde 114 değer kazanmıştır. Dolar fiyatı artmıştır. Bu oran devalüasyon oranı değildir.
Devalüasyon oranı TL’nin ne kadar değer yitirdiğine bakılarak belirlenir. Doların önceki fiyatı ile sonraki fiyatı arasınsındaki farkın, yeni fiyata bölünmesi ile hesaplanır. (3.00 - 1.40 = 1.60 : 3.00 = 53.33)
TL, 1.40 TL’dan 3.00 TL’ya çıkınca yüzde 53 değer kaybetmiştir. Devalüasyon oranı yüzde 53’tür.
İşte Ayşe Hanım Teyzem’i ilgilendiren oran budur. Ayşe Hanım Teyzem’in TL’si (dolara karşı satın alma gücü) iki yılda yüzde 53 erimiş, yok olmuştur. Vatandaşın ve iş adamının kafasını karıştıran budur.
Güngör Uras/Milliyet
Doların 1.40 TL’den 2.80 TL’ye fırlaması, şimdilerde de 3.00 TL’nin üzerine çıkmaya çalışması “devalüasyon”dur, hem de büyük bir “devalüasyon”dur.
Devalüasyon, bir devletin resmi para biriminin diğer bir ülke para karşısında değer kaybetmesidir.
Sabit kur rejiminde devalüasyon hükümet kararı ile olur. Serbest kur rejiminde ise; (1) Küresel piyasalarda, para hareketlerinde ağırlığı olan dövizlerin değer kazanması, (2) Ülkede döviz arz ve talep dengesinin bozulması, devalüasyona yol açar.
Küresel piyasalarda dolar değer kazandı. Kazanıyor... Dünya para sisteminde doların ağırlığı büyük. Bu nedenle her para biriminde değer kaybı var. Bizim para birimimiz de bu yüzden değer kaybediyor.
Doların küresel piyasalardaki değer kazanmasına ek olarak bizim kendimize özgü sorunlarımız (hükümet kurulamaması, terör, komşu ülkelerdeki karışıklıklar, ekonominin sahipsiz kalması) döviz arz ve talebini bozduğu için bizde dolar fiyatı olması gerekenden fazla artıyor.
Olan Ayşe Hanım’a oluyor
Dolar fiyatının artması alt ve orta gelir grubunu, Ayşe Hanım Teyzem ve Ali Rıza Bey Amcamları çok, hem de çok üzer. Fakirleştirir.
Ayşe Hanım Teyzem dolar 1.40 TL iken, 100 TL harcama yaparak karşılığında değeri dolar ile belirlenen 71 dolar kıymetinde mal alabiliyordu.
Dolar 2.80 TL’ye satılmaya başlayınca 100 TL harcama karşılığı, fiyatı dolar ile belirlenen 35 dolar kıymetinde mal alabilir hale geldi.
Dolar 3.00 TL olunca 100 TL karşılığı değeri dolarla belirlenen 33 dolarlık mal alabilecek.
Sadece ithal mallarının değeri dolarla belirlenmiyor. Sadece doğalgaz, elektrik, dolmuş, otobüs harcamaları dolara bağlı değil. Buğday, domates, patates gibi tarım ürünlerinin maliyetinde dolar girdisi var. Sanayi ürünlerinin maliyetinin yaklaşık yarısı dolara bağlı.
Ekonomik denge alt - üst olur
Her devalüasyon sonunda ekonominin dengeleri alt - üst olur. Dengeler bozulur.
Bizde geçmiş devalüasyonlarda, devalüasyon öncesi ve sonrası dolar fiyatının değişimi, bu devalüasyonda da doların nereye kadar gidebileceği hakkında fikir verebilir.
1946 devalüasyonunda dolar 1.32 TL’den 2.83’e yükseldi. Dolar fiyatındaki artış yüzde 116 oranında idi.
1958 Menderes hükümeti devalüasyonunda dolar 2.83 TL’den 9.02 TL’ye yükseltildi. Dolar fiyatı yüzde 218 oranında arttı.
1970 yılında dolar 9.00 TL’den 15.00 TL’ye yükseltildi. Artış yüzde 66 oranında. Ama sonunda dolar fiyatı küçük devalüasyonlarla 19.00 TL’ye getirildi. Artış yüzde 111 oranında.
1972’de Ecevit hükümeti IMF anlaşmasından önce devalüasyon yaptı. Dolar 19 TL’den 25 TL’ye yükseldi. Artış yüzde 32 oranında.
Ecevit hükümeti 1979 yılında doları 47 TL’ye çıkardı.
Süleyman Demirel hükümeti döneminde Turgut Özal 24 Ocak kararları ile doları 47.10 TL’den 71.70 TL’ye yükseltti. Artış yüzde 51.5 oranında.
Buraya kadarki devalüasyonlar hükümet karar ve emri ile yapılan değer ayarlamaları.
Revalüasyon devalüasyonu...
Sabit kur sisteminden serbest kura geçtik. “Serbest piyasa şartlarında” devalüasyonlar devam etti.
1980 yılında TL’nin değeri 14 defa değişti. 89.25 TL oldu. 1 Mayıs 1981’de günlük kur ayarlamaları başladı. 1981 mayıs ayı başında dolar 99.80 TL iken eylül başında 123.06 TL oldu.
1999 yılında (TL’den 6 sıfır atıldıktan sonraki TL değeri ile) 0.54 TL olan dolar 2000 yılında 0.67 TL oldu. 2001 yılında 1.43 TL’ye, 2002 yılında 1.63 TL’ye yükseldi. Yüzde 143 bir artış gösterdi.
2003 yılından 2010 yılına kadar 1.50 TL etrafında dolaştı. 2011 yılında 1.90 TL, 2013 yılında 2.13 TL, 2014 yılında 2.31 TL olduktan sonra, bu yıl birden tırmanışa geçti.
TL’yi uzun yıllar değerli tuttuk. Durup dururken TL değerlendi diyerek sevindik. Sonra büyük düzeltmeler gerekiyor. Dolar fiyatı yüzde 60 ile yüzde 150 artış gösteriyor.
2002 - 20014 yılları arası milli gelir cari TL fiyatlarıyla yüzde 400 arttı. Aynı dönemde cari dolar fiyatıyla milli gelir artışı yüzde 250’dir. İki oran arasındaki uçurum, TL’nin o dönemde ne kadar değerli tutulduğunu gösteriyor.
Dolar tekrar % 150 artarsa yandık-bittik(!)
2003 yılından 2010 yılına kadarki dönemde 1.50 TL etrafında dolaşan dolar fiyatı 2011 yılında 1.90 TL, 2013 yılında 2.13 TL, 2014 yılında 2.31 TL olduktan sonra, bu yıl birden tırmanışa geçti.
Şimdi önemli olan bu tırmanışın nerede duracağı. Geçmiş devalüasyonlara bakıyoruz. Dolar kıpırdadı mı yüzde 60 veya yüzde 150 dolayında artış gösteriyor.
Bu defa devalüasyon başlangıcı olarak eğer uzun yıllar devam eden 1.50 TL’lik ortalama dolar fiyatını esas alınırsa, dolar fiyatı 3.75 TL’ye kadar gidebilir. Hesap yapılırken başlangıç fiyatı 1.50 TL’nin üzerine çıkarılır ise, fiyat artış sınırı daha da yükselir.
Özetle, dolar fiyatının artışı ekonomi için önemli bir gelişmedir. Ayşe Hanım Teyzem’i perişan eden ve edecek olan, 2000 yılından bu yana yaşanmamış “büyük bir devalüasyon” hareketidir. Büyük devalüasyonlar ekonomiyi sarsar, dengeleri bozar.
Bunun bilincinde Ankara’nın ekonomi politikalarını ayarlaması, ekonomideki tüm oyuncuların (tüketicilerin, üreticilerin, aracıların, finans kesiminin) doğru pozisyon alması zorunludur. Zarar, ziyan kaçınılmaz ama, gereği yapılsın ki, zarar büyümesin. Kaldırılamaz boyuta ulaşmasın. (Yatırım Bankası Societe Generale uzmanlarının tahmini ise 3.20 TL)
Türk Lirası ne kadar eridi?
Devalüasyon (değer kayıbı) Türk Lirası’nın yabancı bir para birimi karşısında (örneğin ABD doları karşısında) değer kaybetmesidir. Dolar fiyatının artmasıdır.
100 TL’ye 71 dolar alınabilirken, 100 TL’ye 33 dolar alınır hale gelmesidir.
Doların 1.40 TL’ye satılırken 3.00 TL’ye satılır hale gelmesi doların değer kazanmasıdır. Dolar (3.00/1.40) yüzde 114 değer kazanmıştır. Dolar fiyatı artmıştır. Bu oran devalüasyon oranı değildir.
Devalüasyon oranı TL’nin ne kadar değer yitirdiğine bakılarak belirlenir. Doların önceki fiyatı ile sonraki fiyatı arasınsındaki farkın, yeni fiyata bölünmesi ile hesaplanır. (3.00 - 1.40 = 1.60 : 3.00 = 53.33)
TL, 1.40 TL’dan 3.00 TL’ya çıkınca yüzde 53 değer kaybetmiştir. Devalüasyon oranı yüzde 53’tür.
İşte Ayşe Hanım Teyzem’i ilgilendiren oran budur. Ayşe Hanım Teyzem’in TL’si (dolara karşı satın alma gücü) iki yılda yüzde 53 erimiş, yok olmuştur. Vatandaşın ve iş adamının kafasını karıştıran budur.
Güngör Uras/Milliyet