Dikkat! Güneş, göz hastalıklarını arttırıyor!

Tüm yıl hayalini kurduğunuz yaz ayları kabusa dönmesin! Uzmanlar, güneşin tadını doyasıya çıkardığımız yaz aylarında güneş gözlüğü takmadan güneşe çıkmanın körlüğe bile sebep olabileceğini söyleyerek uyarıyorlar

Güneşin yaydığı ultraviyole (UV) ışınların cilt kadar göze de ciddi zararlar verdiğini söyleyen Dünyagöz Ataköy'den Prof. Dr. Murat Yolar; güneşe yoğun şekilde maruz kalmanın katarakt, makula dejenerasyonu ve retina hastalıklarına neden olabildiğini söylüyor. Yolar "Bu ışınlar, gözdeki korneayı kurutabilir, kaşıntı, batma, yanma ve kanlanma gibi şikayet ve hasarlara yol açabilir" diyor. Son yıllarda ozon tabakasının incelmesi nedeniyle güneşten gelen zararlı ışınların miktarının da arttığını belirten Prof. Dr. Yolar, yaz aylarında güneş gözlüğü takmadan dışarı çıkılmaması konusunda uyarıyor. Prof. Dr. Yolar, güneş ışınlarının gözde yol açtığı zararları şöyle anlatıyor:
KAPAKLAR: UV ışınları kapaklarda güneş yanığına sebep olur, bunu gölge veya tente ile engellemek mümkün değildir. UV ışınları lokal cilt yaşlanması (keratos), yaşlılık benleri (spotlar), cilt kuruluğu, kırışıklıklara sebep olur. Daha da ilerisi cilt kanserlerine de yol açabilir. Bunu engellemenin tek yolu kaliteli güneş gözlüğüdür.
KORNEA: Bu tabakayı etkileyen ışınları, normalde yeryüzüne ulaşmadan ozon tabakası emer. Ancak ozondaki bozulma, bu ışınların bir kısmının yeryüzüne ulaşmasına sebep oluyor. Daha uzun dalga boylarına uzun süre maruz kalınırsa karda görülen kornea yanıklarına yazın da rastlanabilir.
LENS: Güneş ışınları katarakt oluşumuna sebep olur. Primer kortikal katarakt türü buna en güzel örnektir. Işınlar lens içindeki proteinleri bozup katarakta yol açar. Ayrıca yakın görme bozukluğu tropikal yerlerde ışınların lensi bozmasından dolayı normalden beş yıl önce başlar. İnsanlar beş yıl daha erken yakın gözlüğü kullanmaya başlar.
RETİNA: UV ışınları retinanın 3-4 derece ısınmasına sebep olur. Bu da retinada pigment epiteli dediğimiz, retinayı besleyen tabakalarda maddelerin açığa çıkmasına yol açar. Bu madde sarı nokta bozulmasının en büyük nedenidir.

GÜNEŞ GÖZLÜĞÜNÜN FAYDALARI NELER?

Kontrast duyarlılığını artırarak daha net görmeyi sağlar.
Güneş gözlüksüz güneşte kalmak, karanlıkta görmeyi ve adaptasyonu azaltır.
Güneş gözlüğü görüntünün dağılmasını ortadan kaldırır, daha keskin görmeyi sağlar.
Güneş gözlüğü renk kontrastının netleşmesini sağlar. Renklerde güneşin yarattığı dağınıklığı önler. Peki, güneş gözlüğü seçerken nelere dikkat etmek gerekiyor?
Güneş gözlüğü kesinlikle işportadan veya seyyar satıcıdan alınmamalı. Bu gözlüklerin özellikle çocuklara takılması büyük bir risktir.
Güneşe karşı uygun gözlük kullanmayan kişinin retinasına ulaşan zararlı ışınların miktarı artar.
Güneş gözlüğü seçerken görünümden ziyade gözlüğün fonksiyonu ön planda tutulmalı.
Çerçevenin yeterli genişlikte olmasına, göze mümkün olduğunca yakın durmasına dikkat edilmeli.
Bunun yanı sıra göz etrafını örten, yan ve üst siperliği olan çerçeveler tercih edilmeli.
Gözlük camlarının homojen renkte olmasına ve lokal renk değişikliği olmamasına özen gösterilmeli.

HAVUZDAKİ AŞIRI KLOR GÖZDE KIZARMAYA NEDEN OLABİLİR

Sıcak yaz günlerinde serinlemek için kendisini havuza atanların hijyen şartlarına dikkat etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Yolar, hijyenik olmayan havuzların başta konjonktivit olmak üzere birçok göz rahatsızlığına neden olabileceğini söylüyor. Yolar, pek çok kişinin aynı anda girdiği havuzlarda temizlik şartlarına çok dikkat edilmesi gerektiğini, eğer yeterli hijyen sağlanmaz ise çok sayıda insanın, havuzlardan bakteri kapabileceğini belirtiyor.

KLOR MİKTARI ÖNEMLİ

Havuzdaki klor miktarının da çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yolar şunları söylüyor: "Klor aşırı miktarda olursa gözde iritasyon meydana getirerek kızarma ve yanmaya neden olur. Bir havuza temiz diyebilmek için klor kullanmanın yeterli olmadığını unutmamak gerekir. Sadece klor kullanılarak temizliği sağlanan havuzlarda yüzenler dikkatli olmalı." Konjonktivitin gözlerde kızarıklık, kaşınma, batma, yanma, çapaklanma, sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve görme bozukluğu gibi belirtileri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Murat Yolar; bu şikayetleri olanların hemen göz doktoruna başvurması gerektiğini söylüyor. Prof. Dr. Yolar, bazı vakalarda göz kapaklarının da hafif şişebileceğini ancak kişinin görmesinin etkilenmeyeceğini açıklıyor.

HAVUZA GİRERKEN DİKKAT!

Havuz suyu içilebilir kalitede ve berrak olmalı. Ancak havuz suyunun yutulmamasına dikkat edilmeli.
Havuz suyuna zaman zaman bakteriyolojik analizler yapılmalı.
Su mutlaka klorlanmalı.
Su sıcaklığı 27 dereceyi geçmemeli. Hava ile su sıcaklığı doğru oranlı olmalı, arada fazla fark bulunmamalı.
Havuza girenlerin mutlaka duş alması sağlanmalı. Çıktıktan sonra mutlaka tekrar duş alınmalı.
Göz enfeksiyonlarına ve sudaki gözü tahriş eden maddelere karşı, deniz gözlüğü veya maske kullanılmalı.
Lensle havuza girmek doğru değildir. Kontak lensle suya girmek, gözün iltihaplanma ihtimalini artırır.
Ciltte sıyrığı, kesiği, mantarı ve diğer enfeksiyonları olan kişiler, göz-kulak-burun enfeksiyonu olanlar, ishal olan kişiler, bu durumları iyileşinceye kadar havuza girmemeli.
Havuza giren küçük çocukların, tuvalet ve havuz temizliğine dikkat etmediği göz önünde bulundurulmalıdır.

ALERJEN MADDE TESPİT EDİLMELİ

Konjonktivit rahatsızlığına yakalanan hastalar için öncelikle alerjen maddenin tespit edilmesi gerektiğini bildiren Prof. Dr. Yolar; bu hastaların şikayetleri geçinceye kadar havuz ve denizden uzak durması gerektiğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Yolar, konjonktivit tedavisinde; hücreleri dengeleyici, iltihap giderici ve kimi zaman da kortizonlu ilaçlara ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor ve soğuk uygulama ve suni göz yaşı ilaçlarının da gözdeki şikayetlerin rahatlatılması açısından faydalı olabileceğini söylüyor.