'Dijital dönüşümü kaçırma lüksümüz yok'

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, "Dijital dönüşümün sürdürülebilir büyümemiz için bir fırsat olduğuna ve bu fırsatı kaçırma lüksümüz olmadığına inanıyoruz." dedi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, "Dijital dönüşümün sürdürülebilir büyümemiz için bir fırsat olduğuna ve bu fırsatı kaçırma lüksümüz olmadığına inanıyoruz." açıklamasında bulundu.

TÜSİAD ile Deloitte Digital iş birliğinde hazırlanan "E-Ticaretin Gelişimi, Sınırların Aşılması ve Yeni Normlar: 2019" başlıklı rapor, GittiGidiyor'un desteğiyle düzenlenen etkinlikte paylaşıldı.

Dünyada ve Türkiye'de e-ticaretin gelişimi ve yakın dönemdeki gelişmelerin incelendiği, omnichannel perakende, B2B e-ticaret, kişisel verilerin korunması ve e-ihracat gibi güncel başlıklar üzerine değerlendirmelerin sunulduğu raporun tanıtım toplantısında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, dijital dönüşümün önemine işaret etti.

Kaslowski, "Dijital dönüşümün sürdürülebilir büyümemiz için bir fırsat olduğuna ve bu fırsatı kaçırma lüksümüz olmadığına inanıyoruz. Türkiye; eğitim sistemini, vergi sistemini, üniversitelerini, KOBİ'lerini, kısaca tüm ekonomisini dijital çağa daha uyumlu hale getirerek geleceğin güçlü ekonomileri arasında yerini alabilir." diye konuştu.

Dijital dönüşümün Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki makası açmaması için kamu, iş dünyası ve ilgili tüm kesimleri aksiyona geçmek üzere odaklanmaya çağıran Kaslowski, dijital dönüşümü hedefleyen bütüncül ve yenilikçi politikaların etkili şekilde uygulanmasının ve buna yönelik gerekli yatırımların yapılmasının öncelikleri olması gerektiğini vurguladı.

"Çin ve ABD e-ticarette arayı açıyor"

Simone Kaslowski, dijital ekonominin önemli bir boyutunu e-ticaretin oluşturduğunu, e-ticaret sektörünün dünyada ve Türkiye'de internet ve mobilin de gelişimiyle birlikte dikkatleri üzerinde topladığını söyledi.

e-ticaretin yüksek potansiyeli ve diğer sektörlere etkisine değinen Kaslowski, 2019 yılında B2C (business to consumer/işletmeden tüketiciye) olarak yaklaşık 3,5 trilyon dolara erişmesi öngörülen küresel e-ticaret pazarında, Çin ve ABD'nin diğer ülkelerle arayı açarak başı çektiğini bildirdi.

Kaslowski, "TÜBİSAD-Deloitte tarafından geçen ay açıklanan verilere göre, ülkemizde e-ticaret pazar büyüklüğü 2018'de bir önceki seneye göre TL bazında yüzde 42, dolar bazında yüzde 7 arttı. Ülkemiz, küresel e-ticaret pastası içinde henüz hatırı sayılır bir paya sahip olmasa da önemli bir potansiyeli barındırıyor." ifadelerini kullandı.

e-ticaret ile ilgili atacakları adımlarda amaçlarının; Türk markası ve ürünlerinin dünya çapında bilinirliğini, pazar payını ve e-ihracatını artırmak olması gerektiğini belirten Kaslowski, KOBİ'lerin, küresel değer zincirlerine ve uluslararası pazarlara daha fazla katılabilmesini sağlamayı hedeflediklerini kaydetti.

Kaslowski, "Sınır ötesi e-ticaret sayesinde KOBİ'lerin, üretmiş oldukları mal ve hizmeti dünyanın her köşesine gerek B2C gerekse B2B ticaretle sunma imkanı var. Küresel B2B pazarının B2C’ye kıyasla 5 kat büyük olduğunu da dikkate alırsak dünya ticaretinden daha fazla pay almak için önemli bir fırsatımız olduğu görülüyor." dedi.

"Sosyal medyadan alışverişler artıyor"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, Türkiye'de genç tüketicilerin e-ticaretteki olumlu etkisine değinirken, sosyal medya üzerinden ürün inceleme ve satın alımlarında da artış gözlendiğini kaydetti.

Genç nesillerin potansiyelini yazılım ve uygulama geliştirmede de hayata geçirmesi gerektiğini vurgulayan Kaslowski, dijital okuryazarlığın artırılmasının önemine işaret etti.

Dijital dönüşümün sadece "birtakım operasyonları dijitale çevirmek" olarak görülmemesi, kapsamlı ve bütüncül bir dijital strateji oluşturulması gerektiğini belirten Kaslowski, şu değerlendirmelerde bulundu:

"e-ticaret, gerek ürettiği katma değer gerek kayıtlı ekonomiyi büyütmesi gerekse Türkiye’nin küresel ticaret hacmini artıran yönüyle ülkemizde stratejik önemi giderek artan bir sektör. e-ticareti bir ekosistem olarak düşünmek durumundayız. İnternet altyapısından lojistiğe, alternatif ödeme sistemlerinden ve sağlıklı bir mevzuat yapısına kadar her unsur bütünlük içinde ele alınmalı ve geliştirilmeli. Bu kapsamda atılması gereken adımların, kamunun ve sektörün iş birliği ve istişaresiyle hayata geçirilmesini çok önemli görüyoruz. Sektörün sahip olduğu potansiyeli göz önünde bulundurduğumuzda, halen önümüzde önemli bir gelişim alanı mevcut, gidecek daha çok yolumuz var diyebiliriz."

B2C e-ticaret pazar büyüklüğü 3,5 trilyon dolara ulaşacak

"E-Ticaretin Gelişimi, Sınırların Aşılması ve Yeni Normlar: 2019" başlıklı rapora göre, dünyanın B2C e-ticaret pazar lideri olarak Çin ve ABD başı çekiyor.

Geçen yıl B2C e-ticaret pazar büyüklüğünde ilk sırayı 634 milyar dolarla Çin alırken, Çin'i, 504 milyar dolarla ABD, 123 milyar dolarla Japonya, 86 milyar dolarla Birleşik Krallık ve 70 milyar dolarla Almanya takip etti. Bu alanda küresel pazarın 2019'da 3,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Sınır ötesi e-ticaret pazarı, 2016'da küresel çapta yaklaşık 401 milyar dolar değerinde hacim yarattı. Pazarın, yıllık yüzde 27,3 büyümeyle 2020'de 994 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. Çin'in sınır ötesi işlemleri incelendiğinde her geçen gün dünyaya daha fazla ürün pazarladığı görülüyor.

Türkiye için Avrupa'nın yanı sıra Orta Doğu da tüketici profili ve bu bölgenin konjonktürü nedeniyle sınır ötesi e-ticaret açısından önemli bir potansiyel taşıyor.

Perakendede e-ticaret 31,5 milyar liraya ulaştı

Dünyada B2B e-ticaret hacmi, toplamda yaklaşık 10 trilyon dolarla B2C e-ticaretin 5 katına ulaştı. Ölçümlemede yaşanan zorluklara karşın pazarda son birkaç yıldaki gelişmelere bakıldığında Türkiye'de de B2B e-ticaret alanında büyüme sinyalleri görülüyor.

Raporda, Bilişim Sanayicileri Derneği-Deloitte Türkiye iş birliğinde hazırlanan "Türkiye E-Ticaret Pazar Büyüklüğü" başlıklı araştırmada bulunan "2018'de Türkiye'de e-ticaret sektör büyüklükleri sırasıyla perakende işlemleri için 31,5 milyar lira, perakende dışı işlemler (tatil-seyahat ve online yasal bahis) için de 28,4 milyar TL olarak gerçekleşti." ifadesine yer verildi.

Rapora göre, gelişmiş ülkelerin toplam perakende karşısında online perakende oranı ortalaması yüzde 11,1'e, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5,9'a, Türkiye'de ise yüzde 5,3'e ulaştı.

Özel günlere yönelik pazarlama faaliyetlerinin düzenlenmesi, dünyadaki genel trende paralel olarak Türkiye'de de yıl içerisinde alışveriş dinamiklerini ve tüketicilerin harcama alışkanlıklarını değiştiriyor.

10 tüketiciden 7'si çeşitli indirimler yakalamaya çalışıyor 

Rapora göre, Y ve Z kuşağı tüketicilerin e-ticaretten en önemli beklentisi "deneyim" olurken, çok kanallı müşteri deneyimine odaklanan ve mağazalarını birer deneyim merkezine dönüştüren firmalar rekabette avantaj kazanıyor.

Firmaların; geleneksel ve sosyal medya dengesi gözetilerek kurgulanan pazarlama faaliyetleri, içerik pazarlaması, kişiselleştirilmiş müşteri hizmeti ve kişiye özel indirim ve promosyon konularına yatırım yapması gerekiyor. Dünya genelinde her 10 tüketiciden 7'si alışverişlerinde çeşitli indirimler yakalamaya çalışıyor ve bu oranın büyük bir kısmını Y ve Z kuşağı oluşturuyor.

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 16'sını oluşturan 15-24 yaş grubu arasındaki tüketiciler de yerel ve küresel şirketler için güçlü bir potansiyele işaret ediyor.

Tüketici ziyaretleri ve alışverişler, mobile kayıyor

Online alışverişte yeni norm olarak "mobil" öne çıkıyor. 18-34 yaş grubu, 35-50 yaş grubu ile kıyaslandığında özellikle alışveriş sitelerine göz atma ve online ürün satın alma işlemlerinde akıllı telefonlarını, dizüstü ve masaüstü bilgisayarlarından daha fazla kullanıyor.

Yakın gelecekte gelişmiş ekonomilerde her 5 kişiden 3'ünün, online alışveriş için her 10 kişiden 7'sinin de ödeme yapmak için mobil telefonlarını kullanacağı öngörülüyor.

Türkiye'de özellikle online perakende alanında pek çok lider marka için tüketici ziyaretlerinin yüzde 70'ten fazlası mobil kanallar üzerinden geliyor, cironun da yüzde 60'tan fazlası yine mobil kaynaklı gerçekleşiyor.

Bazı kategorilerde görülen sezonsallık düşüşlerin de mobil kullanımın artışıyla azalmaya başladığı görülüyor.

Yeni nesil ödeme trendleri yaygınlaşıyor

Dijital cüzdan başta olmak üzere yeni nesil ödeme trendlerinin yükselişte olduğu görülüyor. Kredi kartı, banka kartı gibi Türkiye'de daha yoğun kullanılan ödeme yöntemlerinin yanı sıra e-cüzdan, sosyal medya platformlarının ödeme altyapıları gibi alternatif yöntemlerin de dünya genelinde e-ticaret içinde kullanımı artıyor.

Dünya genelinde 15 yaş üstü toplam nüfusun yaklaşık yüzde 68,5'i banka hesabına sahip ve yüzde 52'si dijital olarak ödeme işlemi gerçekleştiriyor. Türkiye'de mobil ödemeler, özellikle genç nüfus tarafından tercih edilen bir ödeme yöntemi olarak pazardaki payını artırıyor. Türkiye'de online alışveriş yapan her 3 kişiden biri mobil alışverişi tercih ediyor.

Ürünün teslim edilmesi alışverişte önemli bir etken

Türkiye, e-ticaret hacmi yüksek ülkeler ile karşılaştırıldığında, Lojistik Performans Endeksi'nde lojistik gelişmişliği anlamında 3,15 puan ile 160 ülke içerisinde 47. sırada bulunuyor.

Depolama, lojistik ve ürün teslimi aşamasına yönelik olası çözüm yaklaşımları arasında; taşıma sistemlerinde e-ticaret gönderilerine uygun olarak iyileştirmeler yapılması ve tüketicilerin e-ticaret satın alma deneyiminde ürünün teslim edilmesi de önemli bir etken olarak öne çıktığın için e-ticaret firmaları ile kargo şirketleri arasında iş birliğinin geliştirilmesi gerekliliği yer alıyor.

Omni-channel perakende için henüz olgunluk eğrisinde istenilen noktaya ulaşılamadığı görülüyor.

Raporda, e-ihracata odaklanılması konusunda tavsiyelerde bulunulurken, bu alana odaklanılması gerektiği de vurgulandı.