Depreme Karşı Yalıtım Bilinci

BİTÜDER: “Riskli ve çürük yapılar yenilenirken geçmiş hatalardan ders çıkarılmalı”

Acısı dün gibi taze duran Marmara Depremi’nin üzerinden tam 15 yıl geçti. 17 Ağustos’ta binlerce bina yıkıldı, binlerce insanımız öldü ve yaralandı. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde benzer bir depremde aynı felaketi yeniden yaşayacağımız yadsınamaz bir gerçek. Deprem karşısında güçlü olabilmek için sorundan çok çözüme odaklanmak gerektiğini belirten BİTÜDER, herkesi depremle mücadelede ortak hareket etmeye çağırıyor. 17 Ağustos depreminde binaların yıkılmasının en önemli nedeni korozyondan (paslanmadan) korunmanın tek yolunun su yalıtımı olduğunu belirten BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, tüm karar vericileri su yalıtımı uygulamaları konusunda daha bilinçli olmaya davet ediyor.

Doğal afetler arasında en fazla yıkıma, can ve mal kaybına depremler yol açıyor. Türkiye yüzölçümünün yüzde 92’si deprem kuşağında ve nüfus yoğunluğunun yaklaşık yüzde 95’i deprem kuşağı olan bölgelerde yaşıyor. Yapılan araştırmalar, depremler sonucunda meydana gelen yıkımların büyük bölümünün su yalıtımı eksikliğinden kaynaklanan korozyon (paslanma)  yüzünden meydana geldiğini gösteriyor.

Kentsel Dönüşüm kapsamında riskli ve çürük yapıların yenilenmesi sürecinde geçmiş hatalardan ders almak önem taşıyor. Binaların, yeni yasal düzenlemeler dikkate alınarak inşa edilmesi ile çok daha dayanıklı yapılar elde edilmesi mümkün olacak. Su yalıtımı uygulamasının Türkiye’de tüm binalar için zorunlu olması adına çalışmalar yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) can ve mal güvenliği için mutlaka tüm binalara su yalıtımı yaptırılması gerektiği konusunda uyarıyor.

Aynı acıları yeniden yaşamamak için Marmara depreminde yaşanan felaketlerin büyüklüğüne dikkat çektiklerini belirten BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Burhan Karahan, “17 Ağustos Depremi’nin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından 55 bin 651 konut ve işyerinde yapılan araştırmaya göre binaların yüzde 79’unun hasarlı bulunduğu ortaya çıktı. İncelenen bu binaların yüzde 64’ünde su yalıtımı olmadığı için taşıyıcı sistemlerin korozyon nedeniyle paslandığı yani çürüdüğü gözlemlendi. Aslında bu rakamlar çok ciddi bir tehdide karşı bizleri uyarıyor. Türkiye’deki mevcut binaların yüzde 85’nin su yalıtımı olmadığı düşünüldüğünde, ülkemizdeki yaşanacak depremlerde binaların birçoğunun korozyon nedeniyle yıkılması kaçınılmaz” dedi.

Depremi önlemenin mümkün olmadığına ancak güvenli binalar inşa edilebileceğine dikkat çeken Burhan Karahan, “Bir binanın güvenliği ve dayanımı için su yalıtımının önemini her fırsatta vurguluyoruz. Son dönemlerde çeşitli bölgelerimizde yaşanan depremler bize yeniden ülkemizin deprem riskini hatırlattı. Artık zaman kaybetmeden depreme karşı gerekli önlemleri almak gerekiyor. Geçtiğimiz yıl tüm kamu binalarında su yalıtımı bir genelge ile zorunlu hale geldi. Su yalıtımı uygulaması sadece kamu binaları için değil, tüm binalar için zorunlu olmalı. Bu konuda da bu yılsonuna kadar güzel gelişmelerin yaşanmasını bekliyoruz” diye konuştu.