Deprem sonrası hasarlı bina için SMS uyarısı!

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, geliştirdikleri bir program ile binaların hasar görüp görmediği depremden birkaç dakika sonra cep telefonlarına mesajla iletilebilecek.

Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Teknokent'te hizmet veren bir firmanın iş birliğiyle geliştirilen proje sayesinde, binaların hasar görüp görmediği depremden birkaç dakika sonra cep telefonlarına mesajla iletilebilecek.

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Türer, "Binalar için
Gerçek Zamanlı Afet İzleme ve Değerlendirme Sistemi" projesi hakkında bilgi verdi.

Geliştirilen sistemle, kablosuz sensörlerin yerleştirildiği bir binada, deprem olduktan hemen sonra, olası hasarın, ölçüme dayalı olarak çok hızlı bir şekilde belirlenebileceğini kaydeden Türer, binada hasar yoksa 3-5 dakika içinde vatandaşların cep telefonlarına "Bina durumu: Yeşil seviye" mesajı geleceğini ve binanın kalıcı deformasyon durumunun bildirileceğini söyledi.

Kırmızı seviye

Binada hasar olması durumunda ise "Bina durumu: Kırmızı seviye" mesajı iletileceğini belirten Türer, mesajda kişilerin hangi çıkışları kullanması gerektiği ve binayı bir uzmana göstermeleri tavsiyesinin de yer alacağı bilgisini verdi.

Prof. Dr. Türer, "Böylece deprem olan bölgedeki vatandaşlarımız binalarını kullanmaya devam edip etmeyecekleri konusunda anında bilgiye sahip olacaklar. Binasının hasar gördüğünü ya da görmediğini dakikalar içerisinde öğrenecek, böylece geceyi dışarıda geçirmek, arabaların içinde yatmak gibi sorunlarla karşı karşıya olmayacaklar. Eğer hasar gördüyse de tekrar binalarının içine girmeyecekler." diye konuştu. 

Ampul takar gibi evlere yerleştirilebiliyor

Sistemin çalışma şekline ilişkin detayları da paylaşan Türer, şöyle devam etti:

"Deprem olduğunda bütün sensörler aynı anda haberleşerek ölçüm almaya başlıyorlar ve deprem süresince ölçüm alıyorlar. Deprem bittikten sonra da 15-30 saniye kadar ölçüme devam edip, daha sonra topladıkları verileri analiz ediyorlar ve katlar arasındaki ötelenme, ivme değerlerini kontrol ediyorlar. Burada yapılan otomatik bir analizle de hem bina sahiplerine hem de ODTÜ'ye bilgi veriyor. Henüz gerçek bir binaya uygulamadık. Hem maketler üzerinde hem de daha önceden binalarda yaptığımız benzer uygulamalarla bu tecrübeye sahibiz. Daha öncekiler kablolu uygulamalardı ve kabloların çekilmesi çok uzun zaman ve maliyet alıyordu. Bu daha pratik, bir ampul takar gibi evlere yerleştirilebiliyor."

Sensörlerin her binaya takılabildiğini, yığma ya da betonarme olmasının önemli olmadığını dile getiren Türer, sistemin dünyada benzerlerinin bulunduğunu ancak Türkiye'de ilk kez "kablosuz" olarak geliştirildiği için her binaya uygulanabildiğini söyledi.

Depremlerin insanları öldürmesine izin vermeyeceğiz

Sistemin hata ayıklama algoritması olduğunu vurgulayan Türer, sensörlerin sadece gerçek depremleri algıladığının, bina yakınından geçen ağır vasıtalar ve katlar arasındaki seslerden etkilenmediğinin de altını çizdi.

Prof. Dr. Türer, sistemin uygulandığı binanın çok sallanan bir konumda olması, yakınından ağır kamyonlar geçmesi gibi durumlarda ise sensörün algılama seviyesini biraz daha yükseltip, gerçekçi olmayan küçük sarsıntıların insanları rahatsız etmemesini sağlayabildiklerini anlattı.

Sistemle ilgili henüz bir maliyet çalışması yapmadıklarına da işaret eden Türer, şunları kaydetti:
"Herhangi bir deprem sonrasında binaların hasarlı olup olmadığını tespit etmek için uzmanların çok uzun süre binaları test etmeleri, gezmeleri gerekiyor. Bizim buradaki amacımız çok hızlı, dakikalar içerisinde binayı kullananlara güvenilir ve ölçüme dayalı bilgi ulaştırmaktı, bu hedefimize de ulaşmış durumdayız. İlerleyen zamanlarda ilgili kurumlardan destek alarak, şahıslara daha ekonomik olarak bunu sunabileceğimizi düşünüyoruz. Devlet binalarında doğrudan kullanılabilir. İnsanların yoğun olarak bulunduğu hastaneler, okular, sinema salonları, cezaevleri gibi binalarda güvenle kullanılabilir. Bu geliştirdiğimiz sistemle depremlerin, hasarlı evlerini kullanmaya devam eden insanları öldürmesine izin vermeyeceğiz."