Davul zurna yasağı bitti
Gürültü yönetmeliğinde değişikliğe gidildi Buna göre mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamalar 'gürültü yasağı' kapsamından çıkarıldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevresel Gürültünün Yönetimi ve Değerlendirilmesi Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikler, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, yönetmelik değişikliğine 'gürültü kirliliği artarak devam edecek' sözleriyle tepki gösterdi.
Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu, son açıklanan AB İlerleme Raporunda en olumlu görünen başlığın, 'gürültü kirliliği ile mücadele' olduğunu belirterek, yeni düzenlemenin bir geriye gidiş olduğunu vurguladı.
Bozoğlu, yeni düzenleme ile mahalle aralarında düğün, asker uğurlamaları yasağının kalktığını; kent içindeki havaalanlarına inen uçaklardan gürültü tazminatı alınmasına da son verildiğine dikkat çekti.
Bozoğlu, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamaların yasak kapsamı dışına çıkarılarak, bunların insan sağlığına, doğaya, canlılara zarar vermeyen uygulamalar olarak değerlendirildiğini anlattı.
Bozoğlu, "Açık havada müzik yayını yönetmelik kapsamında bırakılıyor. Burada önemli bir çelişki var. Mahalle aralarında düğün veya asker uğurlamaları kültürümüzün önemli bir parçası. Ancak bu konuları yönetmelik dışında bırakmak; bu faaliyetlerin gürültü kirliliği yaratmadığı anlamını taşır ki, bu durum bilim ve teknikle bağdaşmaz. Yapılması gereken; bu kirlilik kaynaklarının yönetmelikte tutulması ancak belirli kısıtlamalar getirilerek yönetilmesiydi" dedi.
Bir başka değişiklik ise özellikle seçim dönemlerinde kullanılan ses sistemleri, propaganda otobüsleri yasağının kaldırılması oldu. Oysa 7 Kasım seçimleri öncesinde Başbakan Davutoğlu, tüm partilere seslenerek, 'gürültü kirliliğine karşı ortak tavır sergileyelim' çağrısı yapmıştı. Baran Bozoğlu, Başbakanın çok olumlu o çağrısının aksine yapılan bu değişikliğin de 'geriye gidiş' anlamı taşıyan diğer değişikliklerin de düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
Bayram, tören gibi durumlarda yapılan 'havai fişek' gösterileri de yasak kapsamından çıkarılarak, serbest bırakıldı. Bozoğlu, "Buradan bir kez daha anlıyoruz ki, yazanı uygulatan değil, uygulananı yazılı hale getiren bir düzenleme ile karşı karşıyayız" dedi.
Bozoğlu, kent içindeki havaalanlarına inen gürültü sertifikasız uçaklardan, tazminat alındığını; ancak bugünkü değişiklikle bu uygulamaya son verildiğini belirtti. "Artık havaalanlarına inen ve gürültü kirliliğine neden olan uçaklar, herhangi bir tazminat ödemeyecek. Oysa bu tazminat ile uçaklar, gürültü kirliliğine karşı önlem almaya zorlanıyordu. Aynı zamanda havalimanlarının gürültü kirliliğini önlemek için yapacağı faaliyetler için bir fon olarak değerlendiriliyordu. AB üyesi ülkelerdeki bu uygulama, bizde son bulmuş oldu" diye konuştu.
Baran Bozoğlu, konut ve öğrenci yurtlarının 'hassas kullanım alanı' tanımından çıkarılarak 'çok hassas kullanım alanına'; dini tesislerin de 'hassas kullanım alanına' alınmasının olumlu bir değişiklik olduğunu söyledi. Bozoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uygulamada, özellikle eğlence alanları açısından herhangi bir fark göremiyoruz. Çünkü önceki yönetmeliğe göre ‘çok hassas' kullanım alanında, açık ve yarı açık alanlarda canlı müzik yapılamazken; yeni değişiklikle bu konu ‘hassas' kullanım alanlarıyla aynı değerlendiriliyor ve izin verilebiliyor.
Yönetmelik değişikliğiyle, AB’ye uyum yasaları kapsamında çıkarılan bir uygulamanın tarihi değişti. İlçe Belediyelerin 30 Haziran 2013 tarihine kadar hazırlamak zorunda oldukları ‘stratejik gürültü haritası’ yani gürültü kirliliği açısından mevcut durum tespiti ve bunları önleyici eylem planı hazırlama zorunluluğunun tarihleri değişti. Harita hazırlama zorunluluğu 31 Aralık 2016’ya; eylem planı hazırlama ise 31 Aralık 2017 tarihine ertelendi.
Bozoğlu, "Bu, iki yıl daha gürültü kirliliğine maruz kalacağımız anlamına geliyor.
Belediyeler, yönetmelikteki ertelemeye rağmen, insan, çevre, doğa, canlı sağlığı için bir an önce harekete geçmeli. Eylem Planını hazırlayacak birimler oluşturmalı ve bu birimlerde konunun hakimi çevre mühendisi istihdamı sağlamalıdır. Çünkü gürültü kirliliği yerel yönetimlerin etkinliği ile çözülebilir. Bu konuda İçişleri Bakanlığının daha etkin görev alması ve bu planların bir an önce hazırlanmasında belediyeleri zorlaması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu, son açıklanan AB İlerleme Raporunda en olumlu görünen başlığın, 'gürültü kirliliği ile mücadele' olduğunu belirterek, yeni düzenlemenin bir geriye gidiş olduğunu vurguladı.
Bozoğlu, yeni düzenleme ile mahalle aralarında düğün, asker uğurlamaları yasağının kalktığını; kent içindeki havaalanlarına inen uçaklardan gürültü tazminatı alınmasına da son verildiğine dikkat çekti.
Bozoğlu, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamaların yasak kapsamı dışına çıkarılarak, bunların insan sağlığına, doğaya, canlılara zarar vermeyen uygulamalar olarak değerlendirildiğini anlattı.
Bozoğlu, "Açık havada müzik yayını yönetmelik kapsamında bırakılıyor. Burada önemli bir çelişki var. Mahalle aralarında düğün veya asker uğurlamaları kültürümüzün önemli bir parçası. Ancak bu konuları yönetmelik dışında bırakmak; bu faaliyetlerin gürültü kirliliği yaratmadığı anlamını taşır ki, bu durum bilim ve teknikle bağdaşmaz. Yapılması gereken; bu kirlilik kaynaklarının yönetmelikte tutulması ancak belirli kısıtlamalar getirilerek yönetilmesiydi" dedi.
Bir başka değişiklik ise özellikle seçim dönemlerinde kullanılan ses sistemleri, propaganda otobüsleri yasağının kaldırılması oldu. Oysa 7 Kasım seçimleri öncesinde Başbakan Davutoğlu, tüm partilere seslenerek, 'gürültü kirliliğine karşı ortak tavır sergileyelim' çağrısı yapmıştı. Baran Bozoğlu, Başbakanın çok olumlu o çağrısının aksine yapılan bu değişikliğin de 'geriye gidiş' anlamı taşıyan diğer değişikliklerin de düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
Bayram, tören gibi durumlarda yapılan 'havai fişek' gösterileri de yasak kapsamından çıkarılarak, serbest bırakıldı. Bozoğlu, "Buradan bir kez daha anlıyoruz ki, yazanı uygulatan değil, uygulananı yazılı hale getiren bir düzenleme ile karşı karşıyayız" dedi.
Bozoğlu, kent içindeki havaalanlarına inen gürültü sertifikasız uçaklardan, tazminat alındığını; ancak bugünkü değişiklikle bu uygulamaya son verildiğini belirtti. "Artık havaalanlarına inen ve gürültü kirliliğine neden olan uçaklar, herhangi bir tazminat ödemeyecek. Oysa bu tazminat ile uçaklar, gürültü kirliliğine karşı önlem almaya zorlanıyordu. Aynı zamanda havalimanlarının gürültü kirliliğini önlemek için yapacağı faaliyetler için bir fon olarak değerlendiriliyordu. AB üyesi ülkelerdeki bu uygulama, bizde son bulmuş oldu" diye konuştu.
Baran Bozoğlu, konut ve öğrenci yurtlarının 'hassas kullanım alanı' tanımından çıkarılarak 'çok hassas kullanım alanına'; dini tesislerin de 'hassas kullanım alanına' alınmasının olumlu bir değişiklik olduğunu söyledi. Bozoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uygulamada, özellikle eğlence alanları açısından herhangi bir fark göremiyoruz. Çünkü önceki yönetmeliğe göre ‘çok hassas' kullanım alanında, açık ve yarı açık alanlarda canlı müzik yapılamazken; yeni değişiklikle bu konu ‘hassas' kullanım alanlarıyla aynı değerlendiriliyor ve izin verilebiliyor.
Yönetmelik değişikliğiyle, AB’ye uyum yasaları kapsamında çıkarılan bir uygulamanın tarihi değişti. İlçe Belediyelerin 30 Haziran 2013 tarihine kadar hazırlamak zorunda oldukları ‘stratejik gürültü haritası’ yani gürültü kirliliği açısından mevcut durum tespiti ve bunları önleyici eylem planı hazırlama zorunluluğunun tarihleri değişti. Harita hazırlama zorunluluğu 31 Aralık 2016’ya; eylem planı hazırlama ise 31 Aralık 2017 tarihine ertelendi.
Bozoğlu, "Bu, iki yıl daha gürültü kirliliğine maruz kalacağımız anlamına geliyor.
Belediyeler, yönetmelikteki ertelemeye rağmen, insan, çevre, doğa, canlı sağlığı için bir an önce harekete geçmeli. Eylem Planını hazırlayacak birimler oluşturmalı ve bu birimlerde konunun hakimi çevre mühendisi istihdamı sağlamalıdır. Çünkü gürültü kirliliği yerel yönetimlerin etkinliği ile çözülebilir. Bu konuda İçişleri Bakanlığının daha etkin görev alması ve bu planların bir an önce hazırlanmasında belediyeleri zorlaması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.