'Çok proje iptal ettim müteahhitler düşman oldu'

AK Parti tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Mehmet Özhaseki, dün Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.

Özhaseki'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Sayın Cumhurbaşkanımız anket yaptı. 'Ankara ve İstanbul'da kim belediye başkanı olmalı?' diye sordu. Ankara'da Özhaseki, İstanbul'da Binali Yıldırım çıktı. Ben sayın Cumhurbaşkanımıza 'belediyelere abilik yapayım, para yönetimi, algı yönetimi nedir anlatayım' dedim. Böyle bir görev çıkınca ne Binali Bey ne de ben itiraz etmedik. Ankara bizim için gurur kenti. Gazi Mustafa Kemal'in kenti. Oraya başkan olmak her kula nasip olmaz. Seve seve kabul ettik ve başladık.

'PARA KONUSUNDA SPEKÜLATİF HABERLER ÇIKTI'

Dünyanın birçok büyük kentinde Ankapark'a benzer projeler var. Tabii şehirlerde sadece siz hizmetleri suyun akması, asfaltın yapılması, otobüsün saatinde çalışması olarak görürseniz o zaman şehirlerde kocaman bir huzurevi gibi bir durum ortaya çıkar. Şehirde kültür, sanat, meşru biçimde eğlence olmalı. Yeri burası mıydı? Bu proje doğru mu, değil mi derseniz, böyle bir yer olmalıydı. Trafik meselesine baktım, arkadaşlarım tıkanıklık olmadığını söylediler. Para konusunda spekülatif haberler çıktı, belki o rahatsız etti arkadaşlarımızı. 250 milyon dolar harcanmış, o da makul bir rakam.

'BUNA ARABESK MEDENİYETİ DİYORUM'

Yıllarca belediye başkanlığı yaptım. Her safhasını birebir yaşadım. İlk günlerdeki sorunlar farklıydı. Sonraki dönemdeki sorunlar da farklıydı. Suyla, gecekonduların dönüşümüyle uğraştık. Altgeçit, üstgeçit, yollar, sosyal tesisler ve ulaşım akslarıyla uğraştık. Anadolu'da yaklaşık bin yıldır yaşıyoruz. Ecdadın Anadolu'da kurduğu medeniyete Selçuklu medeniyeti deniyor. Bir medeniyet inşası kurulmuş. Biraz daha güçlendiğimiz, devlet olduğumuz dönemlerde kurulan medeniyete Osmanlı medeniyeti diyoruz. Şimdi günümüze geldik. İlk yılar fakirlik yıllarımız, planlama çok geç. Bakanlığım döneminde Ankara'nın bir bölü yüz binlik planları ben inceleyerek imzaladım. İki şanssız olay yaşamışız, birincisi göçler. Bunun karşısında gerek yerel yönetimler gerekse merkezi idare hazırlıksız yakalanmışlar. Şimdi buna ben arabesk medeniyet diyorum.

'ÇOK PROJE İPTAL ETTİM, MÜTEAHHİTLER BENİ DÜŞMAN İLAN ETTİ'

Betonlaşmanın mimarı değilim. 21 yıllık belediye başkanlığımda bir emsali aşan planlama yapmamaya çalıştım. Şahıs planlaması benim imzamdan çıkmamıştır. TOKİ'de de bir evrim geçirildi. Bizim bildiğimiz klasik metod uygulandı. Bir emsal varsa iki emsale çıkarıldı. Herkesi ev sahibi yapmak gibi fikir. O zaman da kutucuklar çıktı. Son 5 yılda Ergun Bey'le başladık. Sayın Cumhurbaşkanımız titizlikle takip ediyor. O dönemde İstanbul'da o kadar çok proje iptal ettim ki. Müteahhitler herhalde beni düşman ilan ettiler. Niye? Haksız gördüm. Haksız kazanç elde ediyorlar, müthiş binalar dikeceklerdi. İptal ettim, vicdanen çok rahat ettim.

'MANSUR BEY ÇIKACAK, SORULARA CEVAP VERECEK'

3 kadar önceydi, gazetelerde bir haber vardı. Mansur Yavaş haberi. Orada bir iş takipçiliğinden bahsediliyor. Vekalet yok, sözleşme yok, üsten götürmeden bahsediliyor, gazete böyle bahsediyor. Ulusal gazetede başlık olmaya başladı. İki üç gün yazdı. Sonra Ömer Bey çıktı, 'sen adaysın, çık bunlara cevap ver, vekaletsiz iş takip ediyorsun, vergi kaçırıyorsun, şantaj yapmışsın, karşı taraf öyle söylüyor, çık bunları söyle' dedi. Bir gün vatandaş bana bu gazeteyi gösteriyor. Benim sözlerim aynen şu, 'Bırakın mahkemeler karar verecek, kapatın' dedim. Şimdi parti sözcümüzün basın toplantısından sonra Mansur Yavaş basın toplantısı düzenledi. Eline bülten almış, okudu, okudu geçti. Haseki, Haseki, Haseki diyordu. Şöyle söylemeye başladı, 'Ben mal varlığından bahsettim, onu vermemek için bana iftira atıyor' dedi. Karşılıklı 28 dava açılmış. İnanın ben bu kadar kirli ilişki görmedim. Mansur Bey çıkacak, cevap verecek. Olayın gerçek yüzü neyse anlatacak.

'10 SENE NEDEN OTURDUN KALKTIN'

Dosyayı inceledim,baktım korkunç. İsterseniz o konuyu da açarız. Müsaade ederseniz söyleyeyim o zaman: Bu senedi kim düzenledi? Yaptığı toplantıda 'bana bıraktı senedi? diyor. Arkasından 1. İcra Dairesine şöyle demiş avukatı: Bazzat müvekkilimin gözünün önünde atılmış bir imzadır. Senetler jandarmaya, emniyet kriminale, adli tıbba gidiyor. Burada kesinleşmiş bir tane karar var. Bu senedin sahte olduğu yönünde. Kötü niyet tazminatı, arkasından 500 bin lira ceza yazılıyor. Şimdi 28 tane dava açılmış. Bu adamla ilgili araştırdım. Geçmişteki davalara baktım. 10 senedir tanışıyorlar. Niye her gün bu kirli adamla berabersiniz. Adam diyor ki, 'onun bürosundan çıkmazdım'. Bu adam çok kirliyse 10 senedir ne yaptın sen bu adamla? 10 sene boyunca oturup kalkarken niye beraber oldun bu adam kirliyse? Bir de mağdur edebiyatı gidiyor. Kirli ilişkiye giren sensin, o adamlarla düşüp kalkan sensin. Şantaj mektuplarını okudunuz, 'düğününü basarız' falan deniyor. Tam 1,5 sene tehdit, şantaj mesajları sürüyor. Gerçekten mide bulandırıcı bir iş.

'ALTINDA KALIR'

Mansur Yavaş'ın 3 aydır taktiği şu, 'geçen seçimlerde hakkım yenildi'. Şimdiki sloganları 'hak yerini bulacak'. Geçtiğimiz seçimleri hatırlayın. Cumhurbaşkanlığı seçimi, referandumu hatırlayın. CHP'nin taktiği var. 'Farkı açtık, alıyoruz' deniyor. Sandıklar açılıyor, sonra aynı şeyi söylüyorlar 'sandığa sahip çıkamadık' diye. Şimdi sizin mağduriyetiniz haklı ise vatandaş bunu görür. Bu sorulara cevap alamadıysak vatandaş '1 dakika' der. Ama şunlara cevap vermediği sürece altında kalır ve bana göre ezilir.

'ANKARA'DA 72 MÜZE VAR, KİMSE FARKINDA DEĞİL'

Adaylığım bana tebliğ edildiğinde 30 kişilik ekip dizdim. Ankaralılar neden şikayetçi, ne bekliyor, ne istiyor, hangi projelerin öne çıkması lazım, tek tek çalıştık. Mimar, mühendis, çocuk psikologları var. Özellikle inşaata dayanan anlayıştan ziyade insanı esas alan, gençleri, kadınları önceleyen projelere ağırlık verdim. Birinci projem Kültür Yolu Projesi'dir mesela. Ankara turizmden istifade etmesi açısından dünya kentlerinde en geride kalan birisiydi. Kültür, inanç, termal, sağlık, doğa projesi yapabiliriz. Ankara tarihte tam 8 kez başkentlik yapmış bir şehir. Ankara Kalesi'nden Hacıbayram'a teleferik hattı. Roma Hamamı, Ulus, Kızılay, Ankara 8 kilometre. 72 tane müze var kimsenin haberi yok. Cumhuriyet döneminin en önemli kamu binaları Ankara'da. Kimse bunların farkında değil. İlk yapacağım işlerden birisi bu.

'MANSUR BEY'E 'NE OLUR PROJELERİNİ GÖREYİM' DEDİM'

Senet olayı çıkıncaya kadar bu konulara girmiyordum. 3 ay boyunca çalıştım, kitapçığı hazırladım ve altına imzamı attım. Burada 111 proje var. Karşınıza çıkan 3-4 aday var. Bana saldıran Haydar Bey de dahil. Mansur Bey'i sıkıştırınca proje söylemeye başladı. Diyorum ki, 'ne olur Ankara'ya üçüncü kez adaysın. Ticarette, sanayide, gençlikte, kültür sanatta ne düşünüyorsun?' Bunları yaz ben de göreyim. EYT'lerin sorununu çözeceğim dedi, alay konusunu oldu. Bunu çözecek olan Meclis. Fakir raporu dışında belediyenin kimseye para verme imkanı yok. Bir tek belediyenin direk para vereceği konu bu.

'MANSUR YAVAŞ EYT'LERLE İLGİLİ AÇIĞA DÜŞTÜ'

Durmadan 'ben size bunu vereceğim, EYT'cilere bunu dağıtacağım' diyor. Herkes onu tiye almaya başlayınca danışmanları onu uyardı. 'Bu konuda açık düştük' dedi. En sonunda 'sağlık yardımı yapacağım' dedi. EYT'lerle ilgili açık düştü, sonra telafi etmek için böyle bir formül buldular.

'KIRSAL KALKINMAYLA İLGİLİ DESTEKLERİN SÜRMESİ LAZIM'

Kırsal kalkınmayla ilgili belediyeler destek verirlerse, onların önünü açarsa bu doğru proje olur. Kırsal kalkınmayla ilgili desteklerimizin sürmesi lazım. Herkes doğduğu yerde doymalı diye düşünüyorum. O ilçelerle ilgili bütün belediye tesislerini yapacağız. Oradaki üretilen her bir ilçemizin kendine has ürünlerin pazarlanması noktasında bizim mutlaka önayak olmamız lazım.

'KAYSERİ'DE TARİHİ ESERLERİN ÇÖPÜNE DOKUNMADIM'

Ben nihayetinde bir tarihte geldim. Neyi bulduysam onu yaptım. Benden önce CHP belediyesi vardı, 100 bine yakın gecekondu vardı. Bankamatikle çalışan işçiyi gördük biz orada. Kalenin iki katlı surları belediye yıkmış. Mimar Sinan'ın hamamını belediye yıkmış. En son Tavukçu mahallesinde ne bulduysam korumaya aldım. Kümbet, cami, kilise dahil oradaki sivil mimari örneklerin hepsini korumuş insanım. Metin Sözen hocayla senelerce çalıştık. Tarihi eser nasıl korunur bunların derslerini anlattık biz. Bir tek çöpüne dahi tarihi eserin dokunmadım. Hepsini restore ettim.

'ANKARA, TÜRKİYE'NİN EN GÜZEL STADYUMUNA KAVUŞUYOR'

Ankara'da 25 sene milli maç yapılmamış. Neden? Tesis yapılmadığı için. En son proje hazırlandı. Sayın Cumhurbaşkanımızla araçla giderken projeyi gösterdim, çok beğendi. Kadir Has Stadyumu'nu yaptırırken dünyada 10 şehir gezip her birisinden birini alarak stat yaptık. Kışın soğuğunda yukarıdan sıcak vuruyor, seyirci seyrediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız zaten stadları biliyor futbolu seviyor. 'Bir an önce yapalım' dedim. Bir 10-15 içinde projesi yapılır. Eski stadın yerine yapılacak. Yürütmeyi durdurma çıkmış, herhalde bu mahkeme kararı kalkar. Orada 26 tane ferdi spor yapılabilecek salon olacak. orası bir kompleks olarak yapılıyor. Türkiye'nin bana göre en güzel stadına Ankara kavuşuyor.

'BİR TARAFTAN KOMŞULUK İLİŞKİLERİ, DİĞER YANDAN TEKNOLOJİ'

Daha yatay mimarinin hakim olduğu, komşuluk ilişkilerinin olduğu mahalle konseptinin içerisinde şehirlerin gelişmesini diyoruz ama gelişen şartlara ve teknolojiye ayak uydurmak gerekiyor. Şöyle bir yasa tasarısı hazırlamıştım. Mahalle konsepti içerisinde herkes ev yaptırmak isterse kooperatiflere Hazine arazisini bedava verelim. Komşuların birbirini tanıdığı,bakkalın olduğu. Bir taraftan da bu bizim özendiğimiz komşuluk ilişkileri var ama, bir taraftan yağmur yağdığında suların bir yerde toplandığı ve o suların kullanıldığı, elektrik tasarrufun riayet edildiği bir ortam.

'MOGAN'DAN MAMAK'A UZANAN BİR MİLLET BAHÇESİ'

Özellikle şehirlerin belası olan belediyelerin de sıkıntısı olan plan tadilatlarıyla değişirse şu görünen manzara olur. Planlar aslında mantık üzerinde yapılıyor. Daha sonra devreye girenlerle yapıldığında ortaya çıkan tablo oluyor. Bizim şehirlerimizin en büyük belası o. Bir bakıyorsunuz bina yükselmiş. Bu bina niye yükseldi, arkasında ne var? Şimdi kanun teklifi yazdım. Bana göre kanun önümüzdeki dönemde çıkacaktır. Kanalankara 13 tane millet bahçesinden birisi. Mamak'tan başlayıp, Mogan'a kadar devam eden bir hat. Eymür ve Mogan Ankara'nın iki değerli gölü. Oradan Cebeci'ye uzanacak millet bahçesini bir an önce gerçekleştirirsek, Ankara'nın nefes alacağı en önemli alanı çıkarmış oluruz.

ABD ZİYARETİ

Sene 2011'in sonuydu. Yazışmaya başladık. Kuzey Karolina bizimle kardeş olmak istediler. Biz kardeş şehirlere giderken şöyle bir yol izliyoruz. Mesela Kabartay Balkar Cumhuriyeti, Macaristan, Strazburg. Buralara giderken sanayi odasına, ticaret odasına yazarız. İmzalayacağımız protokoller var, gelmek ister misiniz diye yazarız. Macaristan'a 40 kişi gittik. ABD'ye kalabalık heyetle gittik. Meclis 9.4.2012'de karar almış. Eyaletin başşehrine gittik. Orada Meclis'te bizi Türk ve ABD bayraklarıyla karşıladılar. Bana konuşma hakkı verdiler. Ülkemizi tanıtan bir konuşma yaptım, ayakta alkışladılar. Oraya giderken o resimde Ticaret Odası Başkanvekili var. Sanayi Odası Başkanı var. Bir gezi esnasında bu ekiple karşılaştık. Ticaret Odası'nın Başkanvekili selam vermeyelim mi? O parkta bir adacık var. Orada resim verdik.

'BOYDAK AİLESİYLE 2014'TEN SONRA BİR KÜSKÜNLÜK YAŞADIK'

Vergi ödül törenleri yapılıyor ilk beş firma Boydaklara ait. Orada valiler, bakanlar, MİT başkanları onlara merhaba diyorlar, görüşüyorlar. 2014 yılı geldiğinde onlar karşı tarafta benim rakibimi desteklemeye başladı. Bir kırgınlık, küskünlük başladı.Bunlar siyasette tavır almazdı dedik, şaşırdık. Seçimlerle iş başına geldik.Bunlarla mesafe açıldı zaten, hiç konuşmadık. Çok kalabalık bir grup. İçerisinde 30-40 ortak var. İçinde birkaç tanesi FETÖ'cü.

'HACI BOYDAK'I ÇAĞIRDIK, AKLINIZI BAŞINIZA ALIN DEDİK'

17-25'e kadar kimse bunların gerçek yüzünü göremedi. Çok nezaketli davranıyorlardı. 2014'te Kayseri Emniyet Müdürü ile konuştuğumuzda şöyle bir karar aldık. 'Bu adamları uyaralım, yazıktır, buranın bir örgüt olduğunu söyleyelim'. Çağırdım belediyeye Hacı Boydak'ı, 'Bak burası bir örgüt oldu, siz gelip gidiyorsunuz' dedim. Hacı Bey 'öyle olur mu?' dedi. Hacı Boydak Bey'e şunu anlattık, emniyet müdürü de biliyor. 'Düşünsene hocaefendi birisinin evini gözetler mi, Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı ne konuşuyor diye merak eder mi?' dedim. Bir iki sefer emniyet müdürümüz, hatırı sayılır insanlar görüştü. TOBB'tan Rifat Bey dahil olmak üzere 'aklınızı başınıza' alın dendi, ama dikkate almadılar. Sonun da 'işiniz rast gelsin' dedik.

'ADAYLIĞI BIRAKIRIM'

'Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet' sözü bana aittir. Sayın Cumhurbaşkanımıza ben söyledim. Ben bunların sohbetine katılmış değilim. Kayseri'de herkes benim geçmişimi bilir. Bunların sistemli saldırıları insanı yoruyor bazen. Burada 220 tane FETÖ'den adam atılmış diyor rakibimiz. Allah adamı çarpar. Benim atadığım hiç kimse bir tanesi FETÖ'den atılmadı. 220 tane FETÖ'den adam atılmış dediler. Kayseri'de 110 tane 50 tane atıldığını ispatlasınlar adaylığı bırakırım.

'İNSANLIĞA YAKIŞMAZ'

İlk çıktığımda Kayseri'ye adam gönderdiler. Bana yıllarca muhalefet etmiş bir grup var. Bir tanesi Oda TV muhabiri. Diyor ki, 'Özhaseki Kayseri'de görev yaparken Oda TV'de hakkında en ağır yazıları kaleme alıp, icraatlarını en sert eleştiren gazetecilerden biriyim. Özhaseki'nin ABD'ye gidip Gülen'le görüştüğüne ilişkin hiçbir şeye rastlamadım. Özhaseki'nin FETÖ'yle ilişkilendirilmesi siyasetçiliği bir kenara bırakın insanlığa yakışmaz. FETÖ'cüler çekirdekten yetişen Özhaseki'nin ülkücü olduğunu bilirler'."