CHP Sözcüsü Tezcan: Bu büyümeyi bölüştürelim
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan, ekonomideki büyümeye ilişkin, "Büyüdük mü? Büyüdük. O zaman gelin bu büyümeyi bölüştürelim. Şu anda bin 603 lira asgari ücret. Asgari ücret en az 2 bin lira olmalı." dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 7,4 büyümesine ilişkin, "Büyüdük mü? Büyüdük. O zaman gelin bu büyümeyi bölüştürelim. Şu anda bin 603 lira asgari ücret. Asgari ücret en az 2 bin lira olmalı. Bin 603 liraya çıkardığınızda asgari ücret 425 dolardı, şimdi 400 dolara düştü. 25 dolar birden düşmüş." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı devam ederken açıklama yapan Tezcan, sözlerinin başında, hayatını kaybeden şair Ülkü Tamer'e Allah'tan rahmet, millete ve ailesine başsağlığı diledi.
Tezcan, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 7,4 büyüdüğünün açıklandığını hatırlattı.
İstatistikler ve hesaplama yöntemleri değiştirilerek Türkiye'nin "hormonlu bir büyümeyle" tanıştırıldığını ileri süren Tezcan, "7,4 büyümüşüz, dolar 4 liraya geldi, avro 5 liraya dayandı, işsizlik yüzde 11, enflasyon yüzde 12. Bu büyüme tablosu içerisinde 6 milyon işsiz, 16 milyon yoksulun olduğu bir Türkiye yarattılar. Benzin 6 liraya, mazot 5,5 liraya dayandı." diye konuştu.
Tezcan, şoförün, çiftçinin, emeklinin, işsizin büyümeden pay alamadığını, yoksulluğun ortadan kalkmadığını bildirdi.
Türkiye'de artan işsizliğe dikkati çeken Tezcan, şöyle devam etti:
"Her 5 gençten birisi işsiz, üniversite mezunu her 4 gençten birisi işsiz. 400 bin atanamamış öğretmen var. 100 bine dayanmış atanmayan ziraat mühendisi, gıda mühendisi, veteriner hekim var. Çiftçinin alacağı almış başını gitmiş. 430 bin esnaf iflas etmiş. Bu tabloda '7,4 büyüdük' dedikleri yerde, dolar bazında baktığınızda milli gelir düşmüş. 862,7 milyar dolardan, 851 milyar dolara düşmüş. Dolar bazında yüzde 1,35 küçülmüşüz."
"Tosuncuklar nasıl büyüdüyse..."
"Bu nasıl büyüme? Bu büyümenin kime, ne faydası oldu?" diye soran Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Büyüdük mü? Büyüdük. O zaman gelin bu büyümeyi bölüştürelim. Şu anda bin 603 lira asgari ücret. Asgari ücret en az 2 bin lira olmalı. Bin 603 liraya çıkardığınızda asgari ücret 425 dolardı, şimdi 400 dolara düştü. 25 dolar birden düşmüş. Nasıl büyüme bu? Ortalama memur maaşı 2 bin 889 liraydı, 4 bin 986 liraya çıkması lazım büyümeden pay verdiğimiz zaman. Bağ-Kur ve SGK emeklilerinin ortalama aylığı bin 500 lira civarındaydı, 2 bin 400 lira olması lazım büyümeden bunlara pay verdiğimiz zaman. Buyurun, 7,4 büyüdük, o zaman SGK ve Bağ-Kur'lulara hak ettiği payı verelim, büyümeyi paylaştıralım. Kime vereceksiniz bu büyümeyi?"
Tezcan, çiftçilerin 11 yıllık alacağının 102 milyar lira olduğuna işaret ederek, "Bu büyüme, Çiftlik Bank modeli büyümedir. Çiftlik Bank'taki tosuncuklar nasıl hormonlu büyüdülerse, bunların büyüme modelleri böyle. Borçla, yalanla, kandırmayla, halüsinasyonla milleti büyüdüğümüze ikna etmeye çalışıyorlar." dedi.
Emeğin büyümeden aldığı pay düşerken, sermayenin payının yükseldiğine dikkati çeken Tezcan, büyümenin adaletli paylaştırılmadığını aktardı.
"Kamu bankalarının sorumlusu kim"
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Her kötülüğün anası faizdir. Faizin sorumlusu kamu bankalarıdır." dediğini anımsatan Tezcan, "Peki, kamu bankalarının sorumlusu kim? Sorumlusu sensin. O zaman her kötülüğün anası sensin." görüşünü savundu.
Tezcan, AK Parti iktidarında yurt dışına ödenen toplam faizin 150 milyar dolar olduğunu belirtti.
"Bu düzen 'tosuncuk' düzenidir. Kendi 'tosuncuklarına' da ulaşır diye bu düzeninin araştırılmasından korkuyorlar." diyen Tezcan, TBMM'de Çiftlik Bank'ın araştırılması önergesinin reddedildiğini bildirdi.
Türkiye'nin bir aydır şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıktığına değinen Tezcan, "Milli ve yerli olmak, Büyük Ortadoğu Projesi'nin peşine takılıp, Cargill'i zengin etmek için şeker pancarı üreticisini yok etmekten geçmiyor. Milli ve yerli olmak, şeker fabrikalarına, bu milletin varlığına sahip çıkmaktan geçiyor. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı mücadelede gerçek anlamda Türkiye'de bir vatan ittifakı oluşmuştur, bir milli ittifak oluşmuştur. Bu milli ittifak, bu gayri milli iktidarı devirecek." ifadesini kullandı.
"Arazinin satışını önleyeceğiz"
Bülent Tezcan, Trakya'da şeker fabrikalarının 21 bin 671 metrekare arazisinin satışa çıkarıldığına dikkati çekerek, bunları önleyeceklerini savundu.
TBMM'ye Atatürk tişörtüyle girilmesinin fiilen yasaklandığını, kadın tiyatro oyuncularına sansür uygulandığını ileri süren Tezcan, "Türkiye Cumhuriyeti, uygar dünyada kadına seçme ve seçilme hakkını ilk veren ülkelerin başında gelmesi sebebiyle, haklı bir övüncün sahibi. TBMM, bu haklı övüncün sahibi. Utanmıyor musunuz, bu övünce gölge düşürmeye?" ifadesini kullandı.
Bartın İl Milli Eğitim Müdürünün, Atatürk posterinin asılmasını genelgeden çıkardığını belirten Tezcan, "Atatürk ve İnönü gibi iki değere, 'iki ayyaş' demekten çekinmeyen bir anlayış, Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ettiği zaman, onun arkasından giden il müdürü ya da TBMM önündeki polis memuru böyle davranacak... Atatürk'ün adını ağzına almayan TBMM Başkanı orada oturduğu sürece, Türkiye bu projeyle karşı karşıya demektir. AK Parti, Türkiye'nin bu anlamdaki bütün çağdaş kazanımlarını yok etmeye dönük bir proje iktidarıdır. Bunu ortadan kaldırmak hepimizin görevidir." dedi.
"Hesabını verecekler"
Tezcan, 15 Temmuz darbe girişimin siyasi ayağının unutturulmaya çalışıldığını savunarak, OHAL'in darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını önlemek için kullanıldığını belirtti.
Tezcan, şu görüşlere yer verdi:
"Darbenin siyasi ayağını Genel Başkanımız açıkladığında, rahatsız olmuş AK Parti Genel Başkanı. Niye rahatsız oluyorsun? Yalan mı söylemiş Genel Başkanımız? Darbenin siyasi ayağının tepesinde siz yok musunuz? Bu ülkede devlete FETÖ'yü siz yerleştirmediniz mi? Kozmik odadan çaldıkları bilgileri, okyanus ötesi güçlerle paylaşanlara hem o koltukları hem o odaya girme imkanını siz vermediniz mi? TSK'yi tasfiye etmek üzere oluşturulan Balyoz ve Ergenekon kumpaslarının arkasındaki siyasi güç siz değil misiniz? HSYK'yi, Adalet Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, Emniyet Genel Müdürlüğünü bunlara teslim eden siz değil misiniz? Milli Güvenlik Kurulunda bunların soruşturulmasını engelleyen siz değil misiniz?"
Darbenin siyasi ayağının hesap vereceğini ifade eden Tezcan, şunları kaydetti:
"Ne yaparsanız yapın, bir tarafta darbeciler hesap verecek, bir tarafta çete hesap verecek, bir tarafta da siz hesap vereceksiniz. Bu suçun bütün ortakları hesabını verecekler."
"TSK üniforması hak edilince giyilir"
Tezcan, Türk Silahlı Kuvvetlerince gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekatı'na da değinerek, bu harekatı desteklediklerini bildirdi.
Tezcan, "Son dönemdeki açıklamalara bakıyoruz ve bakınca görüyoruz ki bu harekat bir sınır güvenliği harekatı mı, yoksa ticaret ve siyaset aracı haline mi getirilmiş, anlamakta zorlanıyoruz. Erdoğan çıkmış, 'partisindeki metal yorgunluğunun Afrin harekatıyla ortadan kalktığını' söylüyor. Utanmak gerekir bu sözü söyleyebilmek için. Şehitlerimiz, senin partindeki metal yorgunluğunu ortadan kaldırmak için mi can verdiler, yoksa bu vatan için mi can verdiler?" dedi.
Tezcan, Erdoğan'ın danışmanının "Afrin'in inşaat işlerini yapacağız." dediğini iddia ederek, bunun millete saygısızlık olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Hatay'da sınır birliklerini ziyareti sırasında askeri üniforma giymesini de eleştiren Tezcan, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniforması hak edilince giyilir. Bu ülkenin kurucuları Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele, Fevzi Çakmak onların hepsi hak ederek giydiler o üniformaları. Hak etmeden değil. Cumhurbaşkanlığı makamı, şımarıklık makamı değildir. " ifadesini kullandı.
"Şov yapılacak yer değil"
Buranın şehitlerin kanının aktığı, bütün milletin yürek birliği ettiği yer olduğunu belirten Tezcan, şunları aktardı:
"Orası temsili askeri üniformalarla şov yapılacak yer değildir. Onun için başta Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden AK Parti Genel Başkanı Erdoğan olmak üzere, herkese ve bu tiyatro sahnesinin parçası olan Genelkurmay Başkanına diyoruz ki bir an önce TSK'nin vakar ve ciddiyetine uygun davranmaya yönelin. Afrin harekatının başarısına gölge düşürmeyin."
Tezcan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Erken seçim ihtimaline" dair soruya, "Biz, yarın seçim olacakmış gibi hazırız. Türkiye'nin bu açmazdan kurtulmasının yolu seçimdir, ne zaman seçim sandığı gelecekse, biz yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklarımızı yürütüyoruz." yanıtını verdi.
"CHP'nin ittifak çalışmalarının" sorulduğu Tezcan, Türkiye'nin bütün demokrasi güçlerini bir araya getirecek siyasal çözüme ihtiyaç duyulduğunu, bu kapsamda görüş alışverişlerinin olduğunu bildirdi.
"Demirtaş'la ittifak görüşülmedi"
"CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ın, tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaretinin" sorulması üzerine Tezcan, "Önemli bir ziyarettir. Genel Başkan Yardımcımız, Genel Başkanımızın bilgisi dahilinde ziyaret etmiştir. Bir ittifak görüşmesi, ziyareti değildir. Ziyarette, ittifak görüşmesi gündeme gelmemiştir ama önemli ve ciddi bir ziyarettir. Hem insani hem siyasi anlamda önemli bir ziyarettir." değerlendirmesinde bulundu.
"Sanatçı ve sporcuların Afrin harekatı kapsamında askerleri ziyaretinin" sorulduğu Tezcan, "Sanatçıların bu noktadaki duyarlı davranışları takdire şayan bir durumdur." karşılığını verdi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı devam ederken açıklama yapan Tezcan, sözlerinin başında, hayatını kaybeden şair Ülkü Tamer'e Allah'tan rahmet, millete ve ailesine başsağlığı diledi.
Tezcan, Türkiye ekonomisinin 2017 yılında yüzde 7,4 büyüdüğünün açıklandığını hatırlattı.
İstatistikler ve hesaplama yöntemleri değiştirilerek Türkiye'nin "hormonlu bir büyümeyle" tanıştırıldığını ileri süren Tezcan, "7,4 büyümüşüz, dolar 4 liraya geldi, avro 5 liraya dayandı, işsizlik yüzde 11, enflasyon yüzde 12. Bu büyüme tablosu içerisinde 6 milyon işsiz, 16 milyon yoksulun olduğu bir Türkiye yarattılar. Benzin 6 liraya, mazot 5,5 liraya dayandı." diye konuştu.
Tezcan, şoförün, çiftçinin, emeklinin, işsizin büyümeden pay alamadığını, yoksulluğun ortadan kalkmadığını bildirdi.
Türkiye'de artan işsizliğe dikkati çeken Tezcan, şöyle devam etti:
"Her 5 gençten birisi işsiz, üniversite mezunu her 4 gençten birisi işsiz. 400 bin atanamamış öğretmen var. 100 bine dayanmış atanmayan ziraat mühendisi, gıda mühendisi, veteriner hekim var. Çiftçinin alacağı almış başını gitmiş. 430 bin esnaf iflas etmiş. Bu tabloda '7,4 büyüdük' dedikleri yerde, dolar bazında baktığınızda milli gelir düşmüş. 862,7 milyar dolardan, 851 milyar dolara düşmüş. Dolar bazında yüzde 1,35 küçülmüşüz."
"Tosuncuklar nasıl büyüdüyse..."
"Bu nasıl büyüme? Bu büyümenin kime, ne faydası oldu?" diye soran Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Büyüdük mü? Büyüdük. O zaman gelin bu büyümeyi bölüştürelim. Şu anda bin 603 lira asgari ücret. Asgari ücret en az 2 bin lira olmalı. Bin 603 liraya çıkardığınızda asgari ücret 425 dolardı, şimdi 400 dolara düştü. 25 dolar birden düşmüş. Nasıl büyüme bu? Ortalama memur maaşı 2 bin 889 liraydı, 4 bin 986 liraya çıkması lazım büyümeden pay verdiğimiz zaman. Bağ-Kur ve SGK emeklilerinin ortalama aylığı bin 500 lira civarındaydı, 2 bin 400 lira olması lazım büyümeden bunlara pay verdiğimiz zaman. Buyurun, 7,4 büyüdük, o zaman SGK ve Bağ-Kur'lulara hak ettiği payı verelim, büyümeyi paylaştıralım. Kime vereceksiniz bu büyümeyi?"
Tezcan, çiftçilerin 11 yıllık alacağının 102 milyar lira olduğuna işaret ederek, "Bu büyüme, Çiftlik Bank modeli büyümedir. Çiftlik Bank'taki tosuncuklar nasıl hormonlu büyüdülerse, bunların büyüme modelleri böyle. Borçla, yalanla, kandırmayla, halüsinasyonla milleti büyüdüğümüze ikna etmeye çalışıyorlar." dedi.
Emeğin büyümeden aldığı pay düşerken, sermayenin payının yükseldiğine dikkati çeken Tezcan, büyümenin adaletli paylaştırılmadığını aktardı.
"Kamu bankalarının sorumlusu kim"
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Her kötülüğün anası faizdir. Faizin sorumlusu kamu bankalarıdır." dediğini anımsatan Tezcan, "Peki, kamu bankalarının sorumlusu kim? Sorumlusu sensin. O zaman her kötülüğün anası sensin." görüşünü savundu.
Tezcan, AK Parti iktidarında yurt dışına ödenen toplam faizin 150 milyar dolar olduğunu belirtti.
"Bu düzen 'tosuncuk' düzenidir. Kendi 'tosuncuklarına' da ulaşır diye bu düzeninin araştırılmasından korkuyorlar." diyen Tezcan, TBMM'de Çiftlik Bank'ın araştırılması önergesinin reddedildiğini bildirdi.
Türkiye'nin bir aydır şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıktığına değinen Tezcan, "Milli ve yerli olmak, Büyük Ortadoğu Projesi'nin peşine takılıp, Cargill'i zengin etmek için şeker pancarı üreticisini yok etmekten geçmiyor. Milli ve yerli olmak, şeker fabrikalarına, bu milletin varlığına sahip çıkmaktan geçiyor. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı mücadelede gerçek anlamda Türkiye'de bir vatan ittifakı oluşmuştur, bir milli ittifak oluşmuştur. Bu milli ittifak, bu gayri milli iktidarı devirecek." ifadesini kullandı.
"Arazinin satışını önleyeceğiz"
Bülent Tezcan, Trakya'da şeker fabrikalarının 21 bin 671 metrekare arazisinin satışa çıkarıldığına dikkati çekerek, bunları önleyeceklerini savundu.
TBMM'ye Atatürk tişörtüyle girilmesinin fiilen yasaklandığını, kadın tiyatro oyuncularına sansür uygulandığını ileri süren Tezcan, "Türkiye Cumhuriyeti, uygar dünyada kadına seçme ve seçilme hakkını ilk veren ülkelerin başında gelmesi sebebiyle, haklı bir övüncün sahibi. TBMM, bu haklı övüncün sahibi. Utanmıyor musunuz, bu övünce gölge düşürmeye?" ifadesini kullandı.
Bartın İl Milli Eğitim Müdürünün, Atatürk posterinin asılmasını genelgeden çıkardığını belirten Tezcan, "Atatürk ve İnönü gibi iki değere, 'iki ayyaş' demekten çekinmeyen bir anlayış, Cumhurbaşkanlığı makamını işgal ettiği zaman, onun arkasından giden il müdürü ya da TBMM önündeki polis memuru böyle davranacak... Atatürk'ün adını ağzına almayan TBMM Başkanı orada oturduğu sürece, Türkiye bu projeyle karşı karşıya demektir. AK Parti, Türkiye'nin bu anlamdaki bütün çağdaş kazanımlarını yok etmeye dönük bir proje iktidarıdır. Bunu ortadan kaldırmak hepimizin görevidir." dedi.
"Hesabını verecekler"
Tezcan, 15 Temmuz darbe girişimin siyasi ayağının unutturulmaya çalışıldığını savunarak, OHAL'in darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılmasını önlemek için kullanıldığını belirtti.
Tezcan, şu görüşlere yer verdi:
"Darbenin siyasi ayağını Genel Başkanımız açıkladığında, rahatsız olmuş AK Parti Genel Başkanı. Niye rahatsız oluyorsun? Yalan mı söylemiş Genel Başkanımız? Darbenin siyasi ayağının tepesinde siz yok musunuz? Bu ülkede devlete FETÖ'yü siz yerleştirmediniz mi? Kozmik odadan çaldıkları bilgileri, okyanus ötesi güçlerle paylaşanlara hem o koltukları hem o odaya girme imkanını siz vermediniz mi? TSK'yi tasfiye etmek üzere oluşturulan Balyoz ve Ergenekon kumpaslarının arkasındaki siyasi güç siz değil misiniz? HSYK'yi, Adalet Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, Emniyet Genel Müdürlüğünü bunlara teslim eden siz değil misiniz? Milli Güvenlik Kurulunda bunların soruşturulmasını engelleyen siz değil misiniz?"
Darbenin siyasi ayağının hesap vereceğini ifade eden Tezcan, şunları kaydetti:
"Ne yaparsanız yapın, bir tarafta darbeciler hesap verecek, bir tarafta çete hesap verecek, bir tarafta da siz hesap vereceksiniz. Bu suçun bütün ortakları hesabını verecekler."
"TSK üniforması hak edilince giyilir"
Tezcan, Türk Silahlı Kuvvetlerince gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekatı'na da değinerek, bu harekatı desteklediklerini bildirdi.
Tezcan, "Son dönemdeki açıklamalara bakıyoruz ve bakınca görüyoruz ki bu harekat bir sınır güvenliği harekatı mı, yoksa ticaret ve siyaset aracı haline mi getirilmiş, anlamakta zorlanıyoruz. Erdoğan çıkmış, 'partisindeki metal yorgunluğunun Afrin harekatıyla ortadan kalktığını' söylüyor. Utanmak gerekir bu sözü söyleyebilmek için. Şehitlerimiz, senin partindeki metal yorgunluğunu ortadan kaldırmak için mi can verdiler, yoksa bu vatan için mi can verdiler?" dedi.
Tezcan, Erdoğan'ın danışmanının "Afrin'in inşaat işlerini yapacağız." dediğini iddia ederek, bunun millete saygısızlık olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Hatay'da sınır birliklerini ziyareti sırasında askeri üniforma giymesini de eleştiren Tezcan, "Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniforması hak edilince giyilir. Bu ülkenin kurucuları Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa, Rauf Orbay, Refet Bele, Fevzi Çakmak onların hepsi hak ederek giydiler o üniformaları. Hak etmeden değil. Cumhurbaşkanlığı makamı, şımarıklık makamı değildir. " ifadesini kullandı.
"Şov yapılacak yer değil"
Buranın şehitlerin kanının aktığı, bütün milletin yürek birliği ettiği yer olduğunu belirten Tezcan, şunları aktardı:
"Orası temsili askeri üniformalarla şov yapılacak yer değildir. Onun için başta Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden AK Parti Genel Başkanı Erdoğan olmak üzere, herkese ve bu tiyatro sahnesinin parçası olan Genelkurmay Başkanına diyoruz ki bir an önce TSK'nin vakar ve ciddiyetine uygun davranmaya yönelin. Afrin harekatının başarısına gölge düşürmeyin."
Tezcan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Erken seçim ihtimaline" dair soruya, "Biz, yarın seçim olacakmış gibi hazırız. Türkiye'nin bu açmazdan kurtulmasının yolu seçimdir, ne zaman seçim sandığı gelecekse, biz yarın seçim olacakmış gibi hazırlıklarımızı yürütüyoruz." yanıtını verdi.
"CHP'nin ittifak çalışmalarının" sorulduğu Tezcan, Türkiye'nin bütün demokrasi güçlerini bir araya getirecek siyasal çözüme ihtiyaç duyulduğunu, bu kapsamda görüş alışverişlerinin olduğunu bildirdi.
"Demirtaş'la ittifak görüşülmedi"
"CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ın, tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı ziyaretinin" sorulması üzerine Tezcan, "Önemli bir ziyarettir. Genel Başkan Yardımcımız, Genel Başkanımızın bilgisi dahilinde ziyaret etmiştir. Bir ittifak görüşmesi, ziyareti değildir. Ziyarette, ittifak görüşmesi gündeme gelmemiştir ama önemli ve ciddi bir ziyarettir. Hem insani hem siyasi anlamda önemli bir ziyarettir." değerlendirmesinde bulundu.
"Sanatçı ve sporcuların Afrin harekatı kapsamında askerleri ziyaretinin" sorulduğu Tezcan, "Sanatçıların bu noktadaki duyarlı davranışları takdire şayan bir durumdur." karşılığını verdi.