Cep telefonu kullananlar dikkat! Sakın bunu yapmayın
Cep telefonu ulaşım açısından ne kadar iyi olsa da kullanımı sağlık açısından bir o kadar zararlı. İşte uzman uyarıları...
Tüm dünyada hızla yayılan cep telefonu çılgınlığı sağlığı tehdit ediyor. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Elektromanyetik Alanlar ve Mikrodalga Tekniği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Osman Çerezci, "Cep telefonlarımızı mümkün olduğu kadar çantada ya da giysilerimizin dış bölgesinde taşımamız gerekiyor. Vücuda ne kadar yakın olursa o oranda zarar veriyor" dedi.
Prof. Dr. Osman Çerezci, cep telefonu gibi elektrikle çalışan cihazların yaydığı elektromanyetik dalganın birçok ciddi rahatsızlığa yol açabileceğine dikkati çekerek zararlı etkilerinden korunmak amacıyla telefonları taşırken dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Prof. Çerezci, elektrikle çalışan her cihazın, çalışır durumdayken çevresine yaydığı dalgalarla bir elektromanyetik alan oluşturduğunu ifade etti. Elektromanyetik kirliliğe maruz kalındığı takdirde sağlık sorunları yaşanabileceğine değinen Çerezci, "Bunların başında göz rahatsızlıkları, katarakt oluşumları, sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Elektromanyetik radyasyona maruz kalınması sonucu, depresyon, hafızada zayıflama gibi olumsuz sağlık etkileriyle de karşılaşabiliyoruz" dedi.
Maruz kalınan elektromanyetik radyasyondan bedensel faaliyetler ve bağışıklık sisteminin doğrudan etkilendiğini anlatan Çerezci, bunun DNA'da ve hücre içerisinde tahribata sebep olabildiğine işaret etti. Cep telefonları ve baz istasyonları konusunda dünya genelinde birçok araştırma yapıldığını vurgulayan Çerezci, uzun süreli maruz kalmalar sonucunda, özellikle cep telefonu, baz istasyonu gibi aynı frekansta elektromanyetik radyasyon yayan cihazlarla kanser arasında ilişkiyi ortaya koyan araştırmalar bulunduğunu aktardı.
Çerezci, bu nedenlerle Dünya Sağlık Örgütünün elektromanyetik radyasyonu 2B sınıfı kanserojen olarak internet sayfasında ilan ettiğini söyledi.
Elektromanyetik radyasyonun özellikle çocuklarda lösemiye neden olabildiğine yönelik araştırmalar da bulunduğunu ifade eden Çerezci, vatandaşların cep telefonlarını sürekli yanında bulundurduğunu dile getirdi. Çerezci, şöyle devam etti:
"Cep telefonlarımızı mümkün olduğu kadar çantada ya da giysilerimizin dış bölgesinde taşımamız gerekiyor. Vücuda ne kadar yakın olursa o oranda zarar veriyor. Genellikle pantolon ceplerinde taşınıyor. Bu durumda telefonun arka yüzeyinin dışa bakacak şekilde cebe konulması gerekiyor. Antenler, cihazların dış yüzünde olduğu için oluşan elektromanyetik dalga, vücuda yönelik değil dışa doğru olacak. Baz istasyonuyla etkileşim yaptığında dalgalar, vücudumuza doğru değil de dışarı yönlü dağılsın."
Kablolu kulaklıkla konuşmanın telefonu baştan uzakta tutacağını belirten Çerezci, cep telefonuyla görüşmelerde olumsuz etkiyi azaltan bu yöntemin kullanılmasını önerdi. Çerezci, cep telefonlarını yastık altına bırakarak uyuma ve yatağın yanı başında bulundurmanın da sağlık açısından riskli olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Osman Çerezci, cep telefonu gibi elektrikle çalışan cihazların yaydığı elektromanyetik dalganın birçok ciddi rahatsızlığa yol açabileceğine dikkati çekerek zararlı etkilerinden korunmak amacıyla telefonları taşırken dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
Prof. Çerezci, elektrikle çalışan her cihazın, çalışır durumdayken çevresine yaydığı dalgalarla bir elektromanyetik alan oluşturduğunu ifade etti. Elektromanyetik kirliliğe maruz kalındığı takdirde sağlık sorunları yaşanabileceğine değinen Çerezci, "Bunların başında göz rahatsızlıkları, katarakt oluşumları, sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğu biliniyor. Elektromanyetik radyasyona maruz kalınması sonucu, depresyon, hafızada zayıflama gibi olumsuz sağlık etkileriyle de karşılaşabiliyoruz" dedi.
Maruz kalınan elektromanyetik radyasyondan bedensel faaliyetler ve bağışıklık sisteminin doğrudan etkilendiğini anlatan Çerezci, bunun DNA'da ve hücre içerisinde tahribata sebep olabildiğine işaret etti. Cep telefonları ve baz istasyonları konusunda dünya genelinde birçok araştırma yapıldığını vurgulayan Çerezci, uzun süreli maruz kalmalar sonucunda, özellikle cep telefonu, baz istasyonu gibi aynı frekansta elektromanyetik radyasyon yayan cihazlarla kanser arasında ilişkiyi ortaya koyan araştırmalar bulunduğunu aktardı.
Çerezci, bu nedenlerle Dünya Sağlık Örgütünün elektromanyetik radyasyonu 2B sınıfı kanserojen olarak internet sayfasında ilan ettiğini söyledi.
Elektromanyetik radyasyonun özellikle çocuklarda lösemiye neden olabildiğine yönelik araştırmalar da bulunduğunu ifade eden Çerezci, vatandaşların cep telefonlarını sürekli yanında bulundurduğunu dile getirdi. Çerezci, şöyle devam etti:
"Cep telefonlarımızı mümkün olduğu kadar çantada ya da giysilerimizin dış bölgesinde taşımamız gerekiyor. Vücuda ne kadar yakın olursa o oranda zarar veriyor. Genellikle pantolon ceplerinde taşınıyor. Bu durumda telefonun arka yüzeyinin dışa bakacak şekilde cebe konulması gerekiyor. Antenler, cihazların dış yüzünde olduğu için oluşan elektromanyetik dalga, vücuda yönelik değil dışa doğru olacak. Baz istasyonuyla etkileşim yaptığında dalgalar, vücudumuza doğru değil de dışarı yönlü dağılsın."
Kablolu kulaklıkla konuşmanın telefonu baştan uzakta tutacağını belirten Çerezci, cep telefonuyla görüşmelerde olumsuz etkiyi azaltan bu yöntemin kullanılmasını önerdi. Çerezci, cep telefonlarını yastık altına bırakarak uyuma ve yatağın yanı başında bulundurmanın da sağlık açısından riskli olduğunu kaydetti.