Bu cumaya dikkat! 20 bin doktor...

Aile hekimleri iş bırakıyor Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), 12-13 Aralık tarihlerinde eylem yapacak. 12 Aralık Cuma günü Türkiye genelinde iş bırakacak olan Aile hekimleri, 13 Aralık'ta da Ankara'da Sağlık Bakanlığı'na yürüyecekler.

Cumartesi günleri ve akşam saatlerinde nöbet zorunluluğu getirilmeye çalışılan hekimler isyanda. Günde 12 saat çalışması beklenen aile hekimleri bu şekilde hastalarına düzgün hizmet veremeyeceklerini bunun da toplumun genel sağlığında bozulmaya neden olacağını söylüyor.

Hürriyet.com.tr'ye konuşan İstanbul Aile Hekimleri Derneği (İSTAHED) Başkanı Esin Şener, aile hekimlerinin gerekçelerini açıkladı.

GEBELİK TAKİBİNDEN, TANSİYON, ŞEKER HASTALARINA AİLE HEKİMLERİ İLGİLENİYOR

Federasyon olarak tüm Türkiye'de iş bırakacağız. 3 sağlık sendikası, Türk Sağlık Sen, Birlik Dayanışma ve Genel İş Sendikası'nın kararı üzerine iş bırakıyoruz. Dr. Esin Şener, taleplerini ve nedenlerini şöyle sıraladı;

- Öncelikle aile hekimleri olarak düzgün bir kanunumuz yok. Aile heklimliği kanunu pilottu ve kanunu da öyleydi. Sadece bu kelime çıkarılarak normal kanun oldu. sürekli mevzuat yönetmelikller yayınlanıyor. Biz bunlardan dolayı çok sayıda angarya ile karşı karşıya kaldık. Belediyenin hekimi yok, onların raporlama işlerini aile hekimleri yapıyor. Adli tıpta eksik var, onların otopsi raporlarını aile hekimleri yapıyor. Bu da nöbetçi arkadaş için akşam 17:00'den, ertesi sabah 08:00'e kadar mesai yapmasına neden oluyor. Şimdi de acildeki doktor sıkıntısı aile hekimleri kullanılarak kapatılmaya çalışılıyor. Ancak biz yaptığımız iş analiziyle gördük ki sadece kendi işimizi yaptığımızda bile bu bizim gün içinde büyük zamanımızı alıyor.

Birinci basamakta sağlık hizmetleri, koruyucu hekimlik, anne-bebek ve gebelik takipleri yapıyoruz. Bu iki riskli grubu tamamen biz takip ediyoruz. Bunların izlenmesi ne kadar kaliteli olursa, bu ülkenin tek sağlık göstergesi olan anne ve bebek ölümleri o kadar azalır.

- Bunun yanı sıra 3 kişiden birinde diyabet var ve bunun komplikasyonları hastaneleri çok oyalıyor. Birinci basamakta diyabet kontrolünü kaliteli yaparsak, hastanenin işini azaltmış oluruz ve hastaların ömrü uzamakla birlikte daha kaliteli bir yaşam sürebilirler.

- Aynı şey tansiyon, astım ve koah gibi kronik hastalıklarda da geçerli.

KANSERİ EN İYİ AİLE HEKİMİ ERKENDEN TEŞHİS EDEBİLİR

- Günümüzde kanser ölüm oranlarında en üst sırada. Biliyorsunuz ki kanserde erken teşhis hayat kurtarıyor. Bu erken teşhisi en iyi, sürekli aynı hastayı gören, aile geçmişini bilen, kronik hastalıklarını, kullandığı ilaçları bilen aile hekimleri yapabilir. Bunların periyodik muayeneleriyle kanseri erken tanıyıp erken müdahale edebiliyoruz. Çünkü hastayı en iyi biz tanıyoruz.

Bütün bu koruyucu hekimliği yapmalıyız ki ülkenin sağlık göstergeleri yukarı çıksın. Ancak bize  bunun dışındaki belediyenin adli tıbbın bütün işlerini veriyorlar. Son söylemde aile hekimleri haftada 6 gün, günde 12 saat çalışsın isteniyor. Biz bu iş temposuyla 4 binleri aşan kayıtlı hasta sayısıyla, her türlü hakkımızın elinden alarak işimizi sağlıklı yapamayacağımızı düşünüyoruz. Önce sağlık çalışanları sağlıklı olmalı ki, topluma da sağlık aşılayabilelim.

Biz de aile hekimleri olarak bu derdimizi her şekilde, her ortamda anlatmaya çalıştık. Bir de bu şekilde anlatmak istiyoruz ve 12 Aralık'da iş bırakıyoruz, 13 Aralık Cumartesi günü ise Ankara'da toplanıyoruz.

"TÜRKİYE NÜFUSU ARTIYOR AMA AİLE HEKİMLERİ ARTMIYOR"

Aile Hekimi Dr. Emrah Kırımlı da nöbet uygulamasıyla ilgili Hürriyet.com.tr'ye şunları söyledi;

2 yıldır nöbet ile mücadele ediyoruz. Bize söylenen akşam işinden gelen insanların da muayene olabileceği bir yer olması ama biz bunu (hastalarımızın ne olursa olsun işlerine devam etsinler diye mesai sonrası doktora yönlendirilmesini) sağlıklı bulmuyoruz. Birinci basamağa yatırım yapılması, aile hekimliğinin güçlendirilmesi gerekiyor. 2010'da 21 bine yakın aile hekimi çalışıyordu ve bu süreçte Türkiye nüfusu 3,5 milyon arttı ama hala aile hekimi sayısı 22 bine ulaşamadı. Bu nedenle hizmet vermek gittikçe zorlaşıyor. Bu çıkarılan yasalar nedeniyle de mezun olan doktorlar da aile hekimliğine yönelmek istemiyor.

Bir diğer sıkıntı da yine artık aile hekimlerinin kayıtlı hastalar dışındaki hastalara da bakılmasının istenmesi. Biz kayıtlı hastalarımızı tanıyoruz, hastalıklarını öğreniyoruz, aile öykülerini biliyoruz, uzman hekimler bunları genellikle bilmiyor. O yüzden biz bu hastaları daha iyi yönlendirebiliyoruz. Ancak kayıtlı hastalar dışındaki hastalara baktığımız zaman onları tanımıyor olacağız, ayrıca onlar da bize güvenmeyecek. Şimdi ki kadar sağlıklı bir tedavi de olmayacak.

"BİZ HALK SAĞLIĞI İÇİN DE MÜCADELE EDİYORUZ"

Aile hekimliği ve güçlü birinci basamak herkesin daha sağlıklı, güvenli ve daha uzun bir hayat sürmesini sağlar. Biz aile hekimliği için mücadele ederken bunun için de mücadele ediyoruz. Şu anda aile hekimliğinden istifa eden pek çok hekim ve hemşire arkadaşımız var. Hemen hepsi daha iyi gelir getiren işlerde çalışıyorlar. İyi bir hizmet için motive çalışanların olması gerekir, bakanlık sürekli aile hekimliği çalışanlarının motivasyonunu kırarken, bize sadece iğne yapan, tansiyon ölçen kişiler muamelesi yaparken, bu ülkenin obezite, diyabet, tansiyon, beslenme, depresyon, sigara bağımlılığı, kanser şiddet, madde bağımlılığı gibi sorunları nasıl çözülecek. Milyonlarca insana her gün temas eden, onlara sağlık sunabilecek olan binlerce hekim ve hemşire kesintisiz ve amacı belirsiz bakanlık talepleri ile karşı karşıyayız. Tek taraflı sözleşme, sözleşme fesihleri ve para cezaları ile tehdit ediliyoruz. Sonuçta artık yeter diyerek, ayrılıp giden sayısı artıyor. Biz, günlük geçici çözümler yerine aile hekimliğine ve ülkenin sağlığına yatırım yapılmasını istiyoruz.

Bu nedenle karara karşı çıkmamızın temel sebebi sadece çalışma saatlerimiz değil hastaların da alacağı sağlık hizmetinin kalitesizleşecek olması. Tüm bunların yanı sıra aile hekimlerinin maaşları da son 4 yıldır yüzde 1 gibi bir artış oranına sahip, dolayısıyla geçim gittikçe zorlaşıyor.

Buse Özel/Hürriyet.com.tr