Binalara çamaşır makinesi kriteri!

Tüketicilerin çamaşır makinelerinden alışık olduğu ‘enerji sınıflaması’ binalar için zorunlu. Binanın enerji planı yoksa yapı izni yok. Türkiye’de 8 milyon binanın sadece 220 bini bu sınıfa girebiliyor

Binaların enerji tüketimleriyle ilgili belge düzenlemeleri için zorunlu. Proje halindeki binalar, verimli enerji kullanımı için plan hazırlanmaması halinde yapı izni de alamayacak. Kamu kurumları da 2 yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi (EKB) almak zorunda. Şu ana kadar EKB alanlar yüzde 2’de kaldı.
Türkiye’de 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu’na göre mevcut binaların 2017 yılına kadar Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alması zorunlu. EKB, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını, enerji israfının önlenmesini, binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, sera gazı salımı seviyesi, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren bir belge.

Son güne kalacak
Ancak resmi rakamlar Türkiye’nin enerji verimliliği konusunda çok yavaş yol aldığını ortaya koyuyor. BES Enerji ortaklarından Serkan Emin, Türkiye’de 8 milyondan fazla bina olduğu tahmin edilmesine rağmen, EKB alan bina sayısının 220 bin adedi geçmediğine, bunun da yüzde 2’lik bir orana denk geldiğine dikkat çekti.

Türkiye’nin bu alanda yavaş yol almasının birçok nedeni bulunduğunu anlatan Emin, bunların başında ise kamuoyunda yeterince farkındalık oluşmamasının ve bilgi eksikliğinin geldiğini belirterek, “C sınıfından daha düşük seviyede çıkan yeni yapılacak veya yapılmakta olan binalar kanunen iskan ruhsatı alamamaktadır. Mevcut binalar için enerji kimlik belgesi asgari sınıflandırma seviyesi koşulu yoktur. Ancak, bu binaların da 2017 yılına kadar mutlaka Enerji Kimlik Belgesine sahip olmaları gerekmektedir. Buna rağmen, hem yeni yapılmakta olan hem de mevcut binaların belge alma hızı oldukça yavaş. Oysa maliyetler korkulacak boyutta değil. 8-10 katlı bir bina için yerine ve daire sayısına göre değişmekle birlikte 500-1.000 TL arasında bir bedelle kimlik belgesine ulaşılabiliyor” dedi.

Devlette dönüşüm
Düzenleme tüm kamu binalarını da kapsayacak. Askeri binalar dışında tüm devlet yapıları da 2 yıl içinde EKM almak zorunda kalacak. Mevzuata göre EKB, yapı kullanma izin belgesi alınması aşamasında ilgili idarelere sunulacak. Kimlik Belgesi düzenlenmeyen binalara ilgili idarelerce yapı kullanma izin belgesi verileyecek.

‘Mantolama yetmez’
BES Enerji’nin bilgilendirme platformunda, son yıllarda binalarda kullanımı sıklaşan mantolama yönteminin enerji verimliliği için yeterli olmadığı da vurgulanarak, “Halk arasında mantolama tabir edilen uygulama yönetmeliklerde adı geçen bir uygulama olmadığı gibi kamuoyunda sanki enerji performansının bizatihi kendisiymiş gibi bir algılama vardır” denildi.

Elektriğin yarısını rüzgâra çevirdiler
Türkiye’de rüzgar enerjisi ile ilgili deneyimlerini paylaşan Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen, rüzgar enerjisine 1973 yılında oluşan petrol krizi ile başladıklarını, şimdi üretimin yüzde 50’sine kadarını rüzgardan elde ettiklerini söyledi.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi Çarşamba günü başladı. TÜREK 2014 organizasyon komitesi başkanı Murat Mercan, sektörün kendini geliştirdiğini ve paralel olarak kongrenin de büyüdüğünü ve daha da büyüyeceğini ifade etti. Toplam enerji tüketimimizin yüzde 75’ini ithal ettiğimizi belirten Mercan, rüzgarın enerji sektörüne ivme kazandıracağını ve dışa bağımlılığımızı azaltmada önemli rol oynayacağını söyledi.
Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği CEO’su Thomas Becker Türkiye’de ve dünyada rüzgar enerjisinin hızla yayıldığını ve rüzgarın aslında her şeye çözüm olduğunu belirterek, rüzgar teknolojisinin ucuz olduğunu, işsizlik için iyi bir çözüm olduğunu vurguladı.

Güneşe hücum var
Küresel Dünya Enerjisi Birliği Başkanı Dr. Klaus Rave ise Çin’in dünya lideri olduğu sektörde her yıl rüzgar enerjisine geçiş yapan ülke sayısının arttığını belirtti. Enerjinin önemine dikkat çeken Rave, elektrik yoksa iletişimin, ulaşımın, sanayinin olmayacağını belirtti.
Danimarka İklim, Enerji ve Yapı Bakanı Rasmus Helveg Petersen, rüzgar enerjisine 1973 yılında oluşan petrol krizi ile başladıklarını, 1970’li yıllarda enerjilerinin yüzde 90’ının ithal petrole dayalı olduğunu, 1973 yılında oluşan petrol krizi ile alternatif enerji arayışları içinde rüzgar enerjisi ile tanıştıklarını anlattı. 16 yıldır verimli bir şekilde yenilenebilir enerjiden faydalandıklarını belirten Petersen, elektrik üretimlerinin yüzde 40’ını rüzgardan karşıladıklarını, hatta aralık ayında üretimin yüzde 50’sini rüzgardan elde ettiklerini söyledi.