Bina yapımında yeni dönem!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki: "Gerek akıllı kentler, gerek yeşil binalar gerekse de binaların ısı yalıtımı konusunda birçok yönetmelikle değişikliğe hazır hale geliyoruz. Yakında bunları da yayımlayacağız" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, şehirlerde "stratejik gürültü haritaları"nın hazırlanması, binalarda ses yalıtımı, çevreyle dost "yeşil bina" uygulaması ile Türkiye'deki bisiklet yollarının sayısını arttırmaya yönelik çalışmalar hakkında bilgi verdi.
İnsanların evinde huzur bulmak istediğini ve gürültü yalıtımının bu açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Gürültü kirliliği son dönemde bizim başımıza bela olan bir şey. Bir taraftan teknolojinin getirmiş olduğu, bir taraftan da görgüsüzlüğün getirmiş olduğu bir gürültü kirliliği var." değerlendirmesinde bulundu.
Özhaseki, İstanbul'da boğaz kenarında oturup çay içerken bir geminin son ses müzikle gürültü çıkarması veya bir müzikholün gece yarısına kadar aşırı sesli müzik yayını yapmasının insanları rahatsız ettiğine dikkati çekti.
İllerde stratejik gürültü haritalarının çıkarılmasına yönelik çalışmalara ilişkin bilgi veren Özhaseki, "23 ilde çalışma yaptık. Gürültü haritalarını çıkarmaya çalışıyoruz. Özellikle bazı illerimizde demiryolu, havayolu, karayolu nasıl etkiler diye birkaç alanda çalışıyoruz. Pilot illerimiz var." dedi.
Özhaseki, ses yalıtımına yönelik tedbirleri almak için de inşaat ruhsatları ve meskenler verilirken buna dikkat eden bir yapı oluşturulduğunu, bir taraftan da fiziki bazı önlemlerin alındığını ifade etti.
Avrupa Birliği ülkelerinde araçla seyahat ederken, sağda solda duvarların görülebileceğine dikkati çeken Özhaseki, "ses duvarları" olarak ifade edilen bu duvarların, yerleşim yerlerini gürültüden koruma amacı taşıdığını anlattı.
Yeşil binalar için yeni yönetmelik
Özhaseki, "yeşil binalar" konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi ile bir protokol imzalandığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Çalışmalar bitmek üzere. Çıktığında bundan evlerin ruhsatı ve meskeni aşamasında birtakım tedbirler getireceğiz. Eskiden yapılmış ama uygulaması ileriye ötelenmiş mesela tecrit malzemeleri var. Duvarların arasına koyduğunuz bir yalıtım malzemesi sizi enerjide yüzde 35-40'a kadar tasarruf ettirebiliyor. Pencerelerin büyüklüğü ve boyutu, çift cam olup olmaması ile ilgili bir tedbir, evlerinizdeki enerjiyi yüzde 40, yüzde 50'ye kadar hatta birçok yerde sizi karlı hale getirebilecek bir duruma dönüşüyor. O zaman bütün bunların yönetmeliklerinin yazılması gerekiyor."
Bazen müteahhitlerden "İmar değişiklikleri belediyelerde çok zor yürüyor. İnşaat işine başlarken bir sürü engeller çıkıyor." yönünde şikayetler aldıklarını belirterek, inşaat sektörünün önünün açılmasının, müteahhitlerin desteklenmesinin "esas" olduğunu vurguladı.
Özhaseki, gelişmiş ülkelerde plan tadilatlarının kolay olmadığını, akşamdan sabaha bir şeyin yapılamayacağını, vatandaşların evinin cephesini bile diğer komşuların onayı olmadan değiştiremeyeceğine dikkati çekti. Denetimlerden korkulmaması gerektiğini söyleyen Özhaseki, yaşam alanlarının doğru bir konsept üzerine oturtulması sonucunda tüm vatandaşların ve gelecek nesillerin de rahat edeceğini dile getirdi.
Özhaseki, "Bu manada gerek akıllı kentler, gerek yeşil binalar gerekse de binaların ısı yalıtımı konusunda birçok yönetmelikle değişikliğe hazır hale geliyoruz. Yakında bunları da yayımlayacağız." şeklinde konuştu.
Bakan Özhaseki, "yeşil binalar" uygulamasının kamu binalarından başlayarak veya TOKİ üzerinden bir standarda oturtularak yaygınlaştırılmasının mümkün olup olmayacağına yönelik soruya karşılık, kanundaki boşlukları doldurmaya, Mahalli İdareler Yasası ile yeni usul ve esaslar getirmeye çalıştıklarını ve tüm bunlarla yaşanabilir bir kentte huzurlu bir yaşam oluşturmanın amaçlandığını ifade etti.
Söz konusu süreçlerin zaman aldığını ve birtakım alışkanlıkları kırmanın da kolay olmadığını belirten Özhaseki, "Şehir kültürü, şehirlerin kendine has kadim bir anlayışla, bundan sonra kendi geleneklerimize göre huzurlu bir şekilde yaşayabileceğimiz bir ortam. Yeşil evler, enerji tasarrufu sağlayan evler, yavaş yavaş önümüzdeki günlerde yasada yerini bulacak ve hiç değilse bu saatten sonra yapılaşma böyle devam edecek inşallah." diye konuştu.
Bakan Özhaseki, Türkiye'de halihazırda kaç bisiklet yolu olduğu ve yenilerinin yapılıp yapılamayacağına ilişkin soru üzerine de bisiklet yollarının bir planlama meselesi olmasının yanında bisikletin insanların kültürü ile ilgili bir süreç olduğuna dikkati çekti.
Bisikletin 10 yıl öncesine kadar maddi durumu yetersiz insanların kullandığı bir araç olduğunu aktaran Özhaseki, özellikle Batı'da bir yaşam biçimine dönüştüğünü ve bunun da şehir planlarına yansıdığını dile getirdi.
Özhaseki, Türkiye'de ise büyük arabaların bile küçükleri ezdiğini, insanların hakkı olan yolu bile kullanamadığına dikkati çekerek, bakanlığa 18 tane bisiklet yolu projesinin sunulduğunu ve bunlardan Yozgat ve Sakarya'daki iki projenin teşvik edildiğini aktardı.
Bisiklet kültürünün değişmesinin kolay olmadığını belirten Özhaseki, "Eğer bisiklet yollarını standarda oturtmazsak, insanları bisiklete biraz daha yönlendirdiğimizde emin olun bir çok ölümlü kazalara sebebiyet veririz. Bunun standardının oturması lazım." dedi.
Batı'da çizgilerle bisiklet yollarının belirlendiğini ve insanların asla buradan yürümediğini anlatan Özhaseki, "Bu hakikaten bir kültür olduğu için oturacak ama başlangıcı yapıldı bu işin. İyi adımlar atılıyor. Şehirler, insanlar, belediyeler bunun farkında. Herkes zorluyor ve planlamalarda bisiklet yollarını özel olarak planlamaya başlıyorlar. Eğer özel olarak korumazsanız, rastgele yerlerde çizgiler çizip 'bisiklet yolu' derseniz bu kullanılmaz ve kazalara sebebiyet verirsiniz." ifadelerini kullandı.
Özhaseki, 2005'te Kayseri'de raylı sistemin devamı olarak ara sokaklarda bisikletlerle seyahat edilebilecek bir sistemin getirildiğini, vatandaşların da bu sisteme alıştığını belirterek, "Bütün zorlukları aşarak bunu zorlamamız gerekiyor. Medeniyet bu, sağlık bunu gerektiriyor, çevre kirliliği önlemi açısından bu gerekli ve doğru bir karar olduğu için de bisiklet yolu yapacakları teşvik ediyoruz. Standartlara uygun olarak gelenlere nakit yardımında bulunacağız." diye konuştu.
İnsanların evinde huzur bulmak istediğini ve gürültü yalıtımının bu açıdan çok önemli olduğunu vurgulayan Özhaseki, "Gürültü kirliliği son dönemde bizim başımıza bela olan bir şey. Bir taraftan teknolojinin getirmiş olduğu, bir taraftan da görgüsüzlüğün getirmiş olduğu bir gürültü kirliliği var." değerlendirmesinde bulundu.
Özhaseki, İstanbul'da boğaz kenarında oturup çay içerken bir geminin son ses müzikle gürültü çıkarması veya bir müzikholün gece yarısına kadar aşırı sesli müzik yayını yapmasının insanları rahatsız ettiğine dikkati çekti.
İllerde stratejik gürültü haritalarının çıkarılmasına yönelik çalışmalara ilişkin bilgi veren Özhaseki, "23 ilde çalışma yaptık. Gürültü haritalarını çıkarmaya çalışıyoruz. Özellikle bazı illerimizde demiryolu, havayolu, karayolu nasıl etkiler diye birkaç alanda çalışıyoruz. Pilot illerimiz var." dedi.
Özhaseki, ses yalıtımına yönelik tedbirleri almak için de inşaat ruhsatları ve meskenler verilirken buna dikkat eden bir yapı oluşturulduğunu, bir taraftan da fiziki bazı önlemlerin alındığını ifade etti.
Avrupa Birliği ülkelerinde araçla seyahat ederken, sağda solda duvarların görülebileceğine dikkati çeken Özhaseki, "ses duvarları" olarak ifade edilen bu duvarların, yerleşim yerlerini gürültüden koruma amacı taşıdığını anlattı.
Yeşil binalar için yeni yönetmelik
Özhaseki, "yeşil binalar" konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi ile bir protokol imzalandığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Çalışmalar bitmek üzere. Çıktığında bundan evlerin ruhsatı ve meskeni aşamasında birtakım tedbirler getireceğiz. Eskiden yapılmış ama uygulaması ileriye ötelenmiş mesela tecrit malzemeleri var. Duvarların arasına koyduğunuz bir yalıtım malzemesi sizi enerjide yüzde 35-40'a kadar tasarruf ettirebiliyor. Pencerelerin büyüklüğü ve boyutu, çift cam olup olmaması ile ilgili bir tedbir, evlerinizdeki enerjiyi yüzde 40, yüzde 50'ye kadar hatta birçok yerde sizi karlı hale getirebilecek bir duruma dönüşüyor. O zaman bütün bunların yönetmeliklerinin yazılması gerekiyor."
Bazen müteahhitlerden "İmar değişiklikleri belediyelerde çok zor yürüyor. İnşaat işine başlarken bir sürü engeller çıkıyor." yönünde şikayetler aldıklarını belirterek, inşaat sektörünün önünün açılmasının, müteahhitlerin desteklenmesinin "esas" olduğunu vurguladı.
Özhaseki, gelişmiş ülkelerde plan tadilatlarının kolay olmadığını, akşamdan sabaha bir şeyin yapılamayacağını, vatandaşların evinin cephesini bile diğer komşuların onayı olmadan değiştiremeyeceğine dikkati çekti. Denetimlerden korkulmaması gerektiğini söyleyen Özhaseki, yaşam alanlarının doğru bir konsept üzerine oturtulması sonucunda tüm vatandaşların ve gelecek nesillerin de rahat edeceğini dile getirdi.
Özhaseki, "Bu manada gerek akıllı kentler, gerek yeşil binalar gerekse de binaların ısı yalıtımı konusunda birçok yönetmelikle değişikliğe hazır hale geliyoruz. Yakında bunları da yayımlayacağız." şeklinde konuştu.
Bakan Özhaseki, "yeşil binalar" uygulamasının kamu binalarından başlayarak veya TOKİ üzerinden bir standarda oturtularak yaygınlaştırılmasının mümkün olup olmayacağına yönelik soruya karşılık, kanundaki boşlukları doldurmaya, Mahalli İdareler Yasası ile yeni usul ve esaslar getirmeye çalıştıklarını ve tüm bunlarla yaşanabilir bir kentte huzurlu bir yaşam oluşturmanın amaçlandığını ifade etti.
Söz konusu süreçlerin zaman aldığını ve birtakım alışkanlıkları kırmanın da kolay olmadığını belirten Özhaseki, "Şehir kültürü, şehirlerin kendine has kadim bir anlayışla, bundan sonra kendi geleneklerimize göre huzurlu bir şekilde yaşayabileceğimiz bir ortam. Yeşil evler, enerji tasarrufu sağlayan evler, yavaş yavaş önümüzdeki günlerde yasada yerini bulacak ve hiç değilse bu saatten sonra yapılaşma böyle devam edecek inşallah." diye konuştu.
Bakan Özhaseki, Türkiye'de halihazırda kaç bisiklet yolu olduğu ve yenilerinin yapılıp yapılamayacağına ilişkin soru üzerine de bisiklet yollarının bir planlama meselesi olmasının yanında bisikletin insanların kültürü ile ilgili bir süreç olduğuna dikkati çekti.
Bisikletin 10 yıl öncesine kadar maddi durumu yetersiz insanların kullandığı bir araç olduğunu aktaran Özhaseki, özellikle Batı'da bir yaşam biçimine dönüştüğünü ve bunun da şehir planlarına yansıdığını dile getirdi.
Özhaseki, Türkiye'de ise büyük arabaların bile küçükleri ezdiğini, insanların hakkı olan yolu bile kullanamadığına dikkati çekerek, bakanlığa 18 tane bisiklet yolu projesinin sunulduğunu ve bunlardan Yozgat ve Sakarya'daki iki projenin teşvik edildiğini aktardı.
Bisiklet kültürünün değişmesinin kolay olmadığını belirten Özhaseki, "Eğer bisiklet yollarını standarda oturtmazsak, insanları bisiklete biraz daha yönlendirdiğimizde emin olun bir çok ölümlü kazalara sebebiyet veririz. Bunun standardının oturması lazım." dedi.
Batı'da çizgilerle bisiklet yollarının belirlendiğini ve insanların asla buradan yürümediğini anlatan Özhaseki, "Bu hakikaten bir kültür olduğu için oturacak ama başlangıcı yapıldı bu işin. İyi adımlar atılıyor. Şehirler, insanlar, belediyeler bunun farkında. Herkes zorluyor ve planlamalarda bisiklet yollarını özel olarak planlamaya başlıyorlar. Eğer özel olarak korumazsanız, rastgele yerlerde çizgiler çizip 'bisiklet yolu' derseniz bu kullanılmaz ve kazalara sebebiyet verirsiniz." ifadelerini kullandı.
Özhaseki, 2005'te Kayseri'de raylı sistemin devamı olarak ara sokaklarda bisikletlerle seyahat edilebilecek bir sistemin getirildiğini, vatandaşların da bu sisteme alıştığını belirterek, "Bütün zorlukları aşarak bunu zorlamamız gerekiyor. Medeniyet bu, sağlık bunu gerektiriyor, çevre kirliliği önlemi açısından bu gerekli ve doğru bir karar olduğu için de bisiklet yolu yapacakları teşvik ediyoruz. Standartlara uygun olarak gelenlere nakit yardımında bulunacağız." diye konuştu.