Bakanlıktan taşeron isçilere müjde!
İzmir'de belediyelerde taşeron şirketlere bağlı çalışan işçilerin yaklaşık 8 bini, üç ay içinde sendika üyesi oldu. Sayıları her gün artan sendikalı işçiler adına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yetki vermesi sonrası sendikalar, taşeron şirketlerle ikramiye, sosyal yardım gibi ücretleri iy
Türkiye'de kamu kurumlarının hizmet alımı ihalelerini kazanan taşeron şirketlerde çalışan işçiler, kadrolu işçilere göre aldıkları düşük ücretin yanı sıra ikramiye ve sosyal yardımlardan yararlanlamıyordu. İhale bedeli kapsamı dışında kamu kurumları şirketlere kaynak aktarımı yapamadığı için sendikal örgütlenme de gerçekleşmedi. Ancak, geçen ocak ayında Maliye Bakanlığı'nın çıkardığı 'Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında toplu iş sözlemesinden kaynaklanan fiyat farkının ödenmesine dair yönetmelik' taşeron sisteminin göreceli olarak iyileştirilmesinde bir adım oldu.
Böylece, kamu kurumları, belediyeler bu yönetmelikle taşeron şirketlerin toplu iş sözlemesinden kaynaklanan farklarını karşılayacak. İşçiler ikramiye ve sosyal haklara sahip olacak. Ocak ayındaki bu düzenlemeden sonra, belediye başkanlarının da önlerini açmasıyla, sendikalar taşeron şirketlerde örgütlenmeye başladı. İzmir'de özellike DİSK'e bağlı Genel İş 6 bin, Türk-İş'e bağlı Belediye-İş ise 2 bin işçiyi 3 ay içinde üye yaptı.
DİSK Ege Bölge Temscisi Memiş Sarı, sendikaya üye yapma çalışmalarının devam ettiğini, 14 ilçe ve Büyükşehir Belediylesi'nin çevre sağlığı biriminde çalışan taşeron işçiler dahil bugüne kadar 6 bine yakın işçinin üye olduğunu söyledi. Sarı, Buca, Bayraklı, Bornova, Konak, Karşıyaka, Çeşme, Güzelbahçe, Urla, Mordoğan, Bayındır, Foça, Dikili, Aliağa, Bergama ve Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı'ndaki taşeron işçileri üye yaptıklarını belirtti. Bu sayının daha da artacağını dile getiren Sarı, "Aslında istediğimiz gibi yasa çıkmadı. Biz asıl işi yapan işçilerin kadrolu olarak çalışmasını istiyoruz. Sömürü düzeni olan taşeron sistemi devam ediyor. Sendika olarak taşeron işçilerin örgütlenmesi gerektiğini eylemlerimizde ilan ettik. Genel-İş Sendikası olarak İzmir'deki 14 ilçe belediye ve Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki taşeron şirketlerde çalışan 6 bine yakın işçimizi sendikalı yaptık. Çalışma Bakanlığı'ndan yetki tespiti istedik. Yetki geldikten sonra yapılacak çalışmaların ardından toplu iş sözleşmesi masasına oturulacak. Hem işçi hem işveren kazanacak. Çünkü işveren daha disiplinli, verimli işçiyi karşısında görecek. İşçiyi günde 12 saat çalıştırmak yerine haftada 45 saat sınırına uyacak. Bu firmalar ihale bedelini ödediği için fazla mesai ödemiyor, izin vermiyorlardı. Hastaneye giden işçiden ücreti kesiliyordu. Toplu sözleşmede sosyal hakları düzelecek. Daha uygun bir ücret almaları konusunda ikramiye, giyecek yardımı, gıda yardımı gibi çeşitli ek paketleri sözleşmeyle elde etmeye çalışacağız. Bugün 1200 TL ile 1300 TL arasında değişin maaş alan işçiler yıllık ikramiye, yardım paketleri, giysi yardımıyla daha iyi koşullar elde edebilecek. Ayrıca, sinema, tiyatro bileti gibi sosyal destekleri de sözleşme içine sokacağız. Ama en önemlisi çalışma koşullarında düzelme olacak" dedi.
Memiş Sarı, son çıkan kanunda ihaleyi kazanan müteahhitin çalıştırdığı işçileri sendikaların örgütleyebileceği, toplu sözleşmeden doğan farkın kurum tarafından ödeneceğinin hükme bağlandığını söyledi. Aradaki farkın Sayıştay denetimine tabi olmayacağını belirten Sarı, "Yani belediye şirketin ihale bedeline göre işçilere ödediği maaşın dışında toplu sözleşmeden doğan farkları ödeyecek. Tüm kamu kurumları için bu geçerli. Bu farkın kamu kurumlarına belediyelere merkezi idare tarafından ödenmesi için de bir çalışma var. Maliye Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı bu çalışmayı yürütüyor" dedi. Tüm işçilerin kadrolu olmasını istediklerini, böylece şirketlerin elde ettiği karın işçilerin maaşlarına yansıtılabileceğini belirten Sarı, "Bakanlık da belediye de devlet kurumu. Bu kaynak aktarmalarına gerek yok. İşçilerin kadrolu olması gerekir" diye konuştu.
Belediye iş 2 No'lu Şube Başkanı Ahmet Mutoğlu ise Karşıyaka, Bayraklı, Balçova, Narlıdere, Seferihisar, Konak, Gaziemir, İzmir Metrosu ve İZSU temizlik işlerindeki 2 bine yakın işçiyi üye yaptıklarını, yetki talebiyle Çalışma Bakanlığı'na başvurduklarını söyledi. Mutoğlu "Taşeron işçiler toplu iş sözleşmesiyle mevcuttan daha iyi haklara sahip olacaklar. Ancak asıl hedef norm kadronun önünü açmak, işçilerin kadrolu olması. Mücadelimiz bu yönde" dedi.
Böylece, kamu kurumları, belediyeler bu yönetmelikle taşeron şirketlerin toplu iş sözlemesinden kaynaklanan farklarını karşılayacak. İşçiler ikramiye ve sosyal haklara sahip olacak. Ocak ayındaki bu düzenlemeden sonra, belediye başkanlarının da önlerini açmasıyla, sendikalar taşeron şirketlerde örgütlenmeye başladı. İzmir'de özellike DİSK'e bağlı Genel İş 6 bin, Türk-İş'e bağlı Belediye-İş ise 2 bin işçiyi 3 ay içinde üye yaptı.
DİSK Ege Bölge Temscisi Memiş Sarı, sendikaya üye yapma çalışmalarının devam ettiğini, 14 ilçe ve Büyükşehir Belediylesi'nin çevre sağlığı biriminde çalışan taşeron işçiler dahil bugüne kadar 6 bine yakın işçinin üye olduğunu söyledi. Sarı, Buca, Bayraklı, Bornova, Konak, Karşıyaka, Çeşme, Güzelbahçe, Urla, Mordoğan, Bayındır, Foça, Dikili, Aliağa, Bergama ve Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı'ndaki taşeron işçileri üye yaptıklarını belirtti. Bu sayının daha da artacağını dile getiren Sarı, "Aslında istediğimiz gibi yasa çıkmadı. Biz asıl işi yapan işçilerin kadrolu olarak çalışmasını istiyoruz. Sömürü düzeni olan taşeron sistemi devam ediyor. Sendika olarak taşeron işçilerin örgütlenmesi gerektiğini eylemlerimizde ilan ettik. Genel-İş Sendikası olarak İzmir'deki 14 ilçe belediye ve Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki taşeron şirketlerde çalışan 6 bine yakın işçimizi sendikalı yaptık. Çalışma Bakanlığı'ndan yetki tespiti istedik. Yetki geldikten sonra yapılacak çalışmaların ardından toplu iş sözleşmesi masasına oturulacak. Hem işçi hem işveren kazanacak. Çünkü işveren daha disiplinli, verimli işçiyi karşısında görecek. İşçiyi günde 12 saat çalıştırmak yerine haftada 45 saat sınırına uyacak. Bu firmalar ihale bedelini ödediği için fazla mesai ödemiyor, izin vermiyorlardı. Hastaneye giden işçiden ücreti kesiliyordu. Toplu sözleşmede sosyal hakları düzelecek. Daha uygun bir ücret almaları konusunda ikramiye, giyecek yardımı, gıda yardımı gibi çeşitli ek paketleri sözleşmeyle elde etmeye çalışacağız. Bugün 1200 TL ile 1300 TL arasında değişin maaş alan işçiler yıllık ikramiye, yardım paketleri, giysi yardımıyla daha iyi koşullar elde edebilecek. Ayrıca, sinema, tiyatro bileti gibi sosyal destekleri de sözleşme içine sokacağız. Ama en önemlisi çalışma koşullarında düzelme olacak" dedi.
Memiş Sarı, son çıkan kanunda ihaleyi kazanan müteahhitin çalıştırdığı işçileri sendikaların örgütleyebileceği, toplu sözleşmeden doğan farkın kurum tarafından ödeneceğinin hükme bağlandığını söyledi. Aradaki farkın Sayıştay denetimine tabi olmayacağını belirten Sarı, "Yani belediye şirketin ihale bedeline göre işçilere ödediği maaşın dışında toplu sözleşmeden doğan farkları ödeyecek. Tüm kamu kurumları için bu geçerli. Bu farkın kamu kurumlarına belediyelere merkezi idare tarafından ödenmesi için de bir çalışma var. Maliye Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı bu çalışmayı yürütüyor" dedi. Tüm işçilerin kadrolu olmasını istediklerini, böylece şirketlerin elde ettiği karın işçilerin maaşlarına yansıtılabileceğini belirten Sarı, "Bakanlık da belediye de devlet kurumu. Bu kaynak aktarmalarına gerek yok. İşçilerin kadrolu olması gerekir" diye konuştu.
Belediye iş 2 No'lu Şube Başkanı Ahmet Mutoğlu ise Karşıyaka, Bayraklı, Balçova, Narlıdere, Seferihisar, Konak, Gaziemir, İzmir Metrosu ve İZSU temizlik işlerindeki 2 bine yakın işçiyi üye yaptıklarını, yetki talebiyle Çalışma Bakanlığı'na başvurduklarını söyledi. Mutoğlu "Taşeron işçiler toplu iş sözleşmesiyle mevcuttan daha iyi haklara sahip olacaklar. Ancak asıl hedef norm kadronun önünü açmak, işçilerin kadrolu olması. Mücadelimiz bu yönde" dedi.