Bakan müjdeyi verdi! Kamuya 60 bin kişi alınacak!
Pazar günü yapılan KPSS'nin ardından Maliye Bakanı'ndan 2017 için açıklama geldi...
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "2017'de kamuya farklı kanal ve sektörlerden 60 binin üzerinde personel alımı gerçekleştirilecek." dedi. Ağbal, Bakanlıkta, Ocak-Eylül 2016 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Sonuçları, 2016 Yıl sonu Bütçe Gerçekleşme Tahmini ve 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.
2017-2019 döneminde uygulanacak maliye politikasının büyüme oranını yukarıya çekeceğini belirten Ağbal, bu dönemde bir yandan özel sektör yatırımlarına kaldıraç oluşturacak kamu yatırımlarına, üretim ve ihracatı destekleyecek teşvik ve yardımlara, işletmelerin finansa erişimine katkı sağlayacak desteklere, diğer yandan da Ar-Ge, inovasyon ve nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine daha fazla kaynak ayırmak suretiyle büyüme dostu bir maliye politikası çerçevesini uygulayacaklarını anlattı.
Bu dönemde mali disiplini de kararlılıkla korumaya devam edeceklerini aktaran Ağbal, "2017 yılında yüzde 1,7 olacak genel devlet açığının milli gelire oranını program dönemi sonunda yüzde 1'e düşürmeyi hedefliyoruz. 2016 yıl sonunda yüzde 32,8 oranında gerçekleşmesini beklediğimiz AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranını 2017 yıl sonunda yüzde 31,9'a, 2019 sonunda ise yüzde 29,9'a düşürmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Bakan Ağbal, bugün TBMM'ye sevk edecekleri "2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı"nın Ak Parti hükümetlerince hazırlanan 15. bütçe olduğuna dikkati çekerek, "Bu, çok partili siyasi hayatımız döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış, rekor niteliğinde bir başarıdır. Bu başarı, bugüne kadar sürekli olarak bizleri destekleyen, güvenen aziz milletimizin sayesinde olmuştur. Bu vesileyle milletimize bize gösterdiği teveccüh ve itimattan dolayı şükranlarımı arz ediyorum." ifadelerini kullandı.
2017 yılı bütçe tasarısının Orta Vadeli Program'a (OVP) uyumlu olarak hazırlandığını belirten Ağbal, 2017 ve takip eden yıllarda mali disiplinden taviz vermeden, kamu maliyesi alanında elde edilen kazanımları korumayı hedeflediklerini vurguladı.
Ağbal, şunları kaydetti: "2017 yılı bütçemizde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördük. Bu hedefler çerçevesinde 2017 yılında bütçe açığımızın milli gelire oranını yüzde 1,9 olarak öngörüyoruz.
2017 yılı bütçemiz bundan önceki 14 yılda olduğu gibi vatandaşlarımızın refahını artıran, ihtiyaç duydukları hizmetleri karşılayan ve faize değil, kamu hizmetlerine kaynak ayıran bir bütçe olma özelliğini taşımaktadır. Bütçe giderleri içerisinde faiz giderlerinde meydana gelen azalmaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Son 14 yılda bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı sürekli düşürdük. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'ü faiz harcamalarına gidiyordu, 2017 yılında bu oranı yüzde 8,9'a düşürdük. Benzer şekilde 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faize giderken, 2017 yılında sadece toplanan 100 liralık verginin 11 lirası faiz harcamalarına gitmektedir. Geriye kalan kısmı ise eğitime, sağlığa, tarıma, yatırıma, sosyal yardımlara, kısaca halkımızın refahı için harcıyoruz."
Bu yılın ocak-eylül dönemi bütçe gerçekleşme sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, bütçenin eylül ayında 16,9 milyar lira açık verdiğini belirterek, "Ocak-eylül döneminde ise bütçemiz 12 milyar lira açık vermiştir. Geçen sene aynı dönemde bütçe açığının 13,4 milyar lira olduğu dikkate alındığında 9 aylık bütçe gerçekleşmemiz geçen seneye göre 1,4 milyar liralık bir iyileşmeyi ifade etmektedir. 9 aylık bütçe sonuçlarımız bir önceki yılla karşılaştırıldığında hala bütçe disiplinine devam ettiğimiz görülecektir." ifadelerini kullandı.
IMF'nin dünya ekonomisinin 2016 yılında yüzde 3,1 büyüyeceği tahmininde bulunduğunu dile getiren Ağbal, bu oranın, küresel ekonomik krizin başladığı 2009 yılından bu yana görülen en düşük büyüme oranı olacağını belirtti.
Küresel ekonominin gelecek yıl ise toparlanarak yüzde 3,4 büyüyeceğinin tahmin edildiğini kaydeden Ağbal, "Önümüzdeki yıl büyümede görülecek toparlanma, esas olarak gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olacaktır." diye konuştu.
Küresel finansal sistemdeki riskleri azaltan, küresel ticareti teşvik eden, potansiyel büyümeyi, istihdam ve yatırımları yukarı çeken yapısal reformlar ile büyüme dostu maliye politikalarına daha fazla önem verileceğinin altını çizen Ağbal, Türkiye ekonomisine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye ekonomisi 2016 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı büyüdü. Böylece ülkemiz olumsuz dış konjonktürel ve jeopolitik sorunlara rağmen gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya devam etti. Küresel krizden bu yana yaklaşık 7 milyon kişiye ilave istihdam sağladık. Böylece OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam artışı sağlayan ikinci ülke olduk."
Enflasyonun 2015 yılında yüzde 8,8 olarak gerçekleştiğini, bu yıl sonunda ise yüzde 7,5'e düşmüş olacağını belirten Ağbal, "Orta vadede ise hedefimiz, enflasyonu yüzde 5'e düşürmektir." dedi.
Cari açığın milli gelirine oranının geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 4,5 olarak gerçekleştiğini anımsatan Ağbal, bu oranın yıl sonunda 4,3'e gerilemesini beklediklerini söyledi. Ağbal, orta vadede ise söz konusu oranı yüzde 3,5'e indirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 3,2 düzeyinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü dile getiren Ağbal, gelecek yıl bu oranın yüzde 4,4'e ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydetti. Ağbal, 2018 ve 2019 yıllarına dair büyüme hedefinin ise yüzde 5 olduğunu dile getirdi.
Ağbal, "Irak sınırları içerisinde başlatılan bir operasyon (Musul) var. Bu operasyon konusunda Türkiye aktif dış politika çerçevesinde gerekli adımları atıyor. Bu adımlar çerçevesinde kamu maliyesi olarak alınması gereken kararlar neyse onların gereğini bugüne kadar yaptık, yapmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
2017-2019 döneminde uygulanacak maliye politikasının büyüme oranını yukarıya çekeceğini belirten Ağbal, bu dönemde bir yandan özel sektör yatırımlarına kaldıraç oluşturacak kamu yatırımlarına, üretim ve ihracatı destekleyecek teşvik ve yardımlara, işletmelerin finansa erişimine katkı sağlayacak desteklere, diğer yandan da Ar-Ge, inovasyon ve nitelikli insan gücünün yetiştirilmesine daha fazla kaynak ayırmak suretiyle büyüme dostu bir maliye politikası çerçevesini uygulayacaklarını anlattı.
Bu dönemde mali disiplini de kararlılıkla korumaya devam edeceklerini aktaran Ağbal, "2017 yılında yüzde 1,7 olacak genel devlet açığının milli gelire oranını program dönemi sonunda yüzde 1'e düşürmeyi hedefliyoruz. 2016 yıl sonunda yüzde 32,8 oranında gerçekleşmesini beklediğimiz AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranını 2017 yıl sonunda yüzde 31,9'a, 2019 sonunda ise yüzde 29,9'a düşürmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Bakan Ağbal, bugün TBMM'ye sevk edecekleri "2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı"nın Ak Parti hükümetlerince hazırlanan 15. bütçe olduğuna dikkati çekerek, "Bu, çok partili siyasi hayatımız döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış, rekor niteliğinde bir başarıdır. Bu başarı, bugüne kadar sürekli olarak bizleri destekleyen, güvenen aziz milletimizin sayesinde olmuştur. Bu vesileyle milletimize bize gösterdiği teveccüh ve itimattan dolayı şükranlarımı arz ediyorum." ifadelerini kullandı.
2017 yılı bütçe tasarısının Orta Vadeli Program'a (OVP) uyumlu olarak hazırlandığını belirten Ağbal, 2017 ve takip eden yıllarda mali disiplinden taviz vermeden, kamu maliyesi alanında elde edilen kazanımları korumayı hedeflediklerini vurguladı.
Ağbal, şunları kaydetti: "2017 yılı bütçemizde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerini 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördük. Bu hedefler çerçevesinde 2017 yılında bütçe açığımızın milli gelire oranını yüzde 1,9 olarak öngörüyoruz.
2017 yılı bütçemiz bundan önceki 14 yılda olduğu gibi vatandaşlarımızın refahını artıran, ihtiyaç duydukları hizmetleri karşılayan ve faize değil, kamu hizmetlerine kaynak ayıran bir bütçe olma özelliğini taşımaktadır. Bütçe giderleri içerisinde faiz giderlerinde meydana gelen azalmaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Son 14 yılda bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı sürekli düşürdük. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'ü faiz harcamalarına gidiyordu, 2017 yılında bu oranı yüzde 8,9'a düşürdük. Benzer şekilde 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faize giderken, 2017 yılında sadece toplanan 100 liralık verginin 11 lirası faiz harcamalarına gitmektedir. Geriye kalan kısmı ise eğitime, sağlığa, tarıma, yatırıma, sosyal yardımlara, kısaca halkımızın refahı için harcıyoruz."
Bu yılın ocak-eylül dönemi bütçe gerçekleşme sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, bütçenin eylül ayında 16,9 milyar lira açık verdiğini belirterek, "Ocak-eylül döneminde ise bütçemiz 12 milyar lira açık vermiştir. Geçen sene aynı dönemde bütçe açığının 13,4 milyar lira olduğu dikkate alındığında 9 aylık bütçe gerçekleşmemiz geçen seneye göre 1,4 milyar liralık bir iyileşmeyi ifade etmektedir. 9 aylık bütçe sonuçlarımız bir önceki yılla karşılaştırıldığında hala bütçe disiplinine devam ettiğimiz görülecektir." ifadelerini kullandı.
IMF'nin dünya ekonomisinin 2016 yılında yüzde 3,1 büyüyeceği tahmininde bulunduğunu dile getiren Ağbal, bu oranın, küresel ekonomik krizin başladığı 2009 yılından bu yana görülen en düşük büyüme oranı olacağını belirtti.
Küresel ekonominin gelecek yıl ise toparlanarak yüzde 3,4 büyüyeceğinin tahmin edildiğini kaydeden Ağbal, "Önümüzdeki yıl büyümede görülecek toparlanma, esas olarak gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olacaktır." diye konuştu.
Küresel finansal sistemdeki riskleri azaltan, küresel ticareti teşvik eden, potansiyel büyümeyi, istihdam ve yatırımları yukarı çeken yapısal reformlar ile büyüme dostu maliye politikalarına daha fazla önem verileceğinin altını çizen Ağbal, Türkiye ekonomisine ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye ekonomisi 2016 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı büyüdü. Böylece ülkemiz olumsuz dış konjonktürel ve jeopolitik sorunlara rağmen gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya devam etti. Küresel krizden bu yana yaklaşık 7 milyon kişiye ilave istihdam sağladık. Böylece OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam artışı sağlayan ikinci ülke olduk."
Enflasyonun 2015 yılında yüzde 8,8 olarak gerçekleştiğini, bu yıl sonunda ise yüzde 7,5'e düşmüş olacağını belirten Ağbal, "Orta vadede ise hedefimiz, enflasyonu yüzde 5'e düşürmektir." dedi.
Cari açığın milli gelirine oranının geçen yıl sonu itibarıyla yüzde 4,5 olarak gerçekleştiğini anımsatan Ağbal, bu oranın yıl sonunda 4,3'e gerilemesini beklediklerini söyledi. Ağbal, orta vadede ise söz konusu oranı yüzde 3,5'e indirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
Bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 3,2 düzeyinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü dile getiren Ağbal, gelecek yıl bu oranın yüzde 4,4'e ulaşacağını tahmin ettiklerini kaydetti. Ağbal, 2018 ve 2019 yıllarına dair büyüme hedefinin ise yüzde 5 olduğunu dile getirdi.
Ağbal, "Irak sınırları içerisinde başlatılan bir operasyon (Musul) var. Bu operasyon konusunda Türkiye aktif dış politika çerçevesinde gerekli adımları atıyor. Bu adımlar çerçevesinde kamu maliyesi olarak alınması gereken kararlar neyse onların gereğini bugüne kadar yaptık, yapmaya devam ediyoruz." diye konuştu.