Arap turistler akın akın geliyorlar!

Taksim, Adalar, Boğaziçi ve Sultanahmet... Şehrin turizm merkezleri son birkaç yıldır Arap turist akınına uğruyor.

İstanbul’un en önemli turizm noktaları, caddeler, AVM’ler ve Oyun parkları artık Arap turistlerin gözdesi. Tatil için Türkiye’yi, özellikle de İstanbul’u tercih eden Arapların sayısında son yıllarda da büyük bir artış yaşanıyor. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre, yılın ilk yedi ayında aralarında Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt ve Bahreyn’in bulunduğu 18 Arap ülkesinden toplam 1 milyon 357 bin 525 turist İstanbul’a geldi. Şehrin aynı dönemde toplamda 5 milyon 700 bin turisti ağırladığı düşünülürse, ortaya çıkan tablo Türkiye’ye olan ‘Körfez akını’nın da en net göstergesi. Zira, İstanbul’a gelen her dört turistten biri Arap. Üstelik çoğunluğu Türkiye’ye ilk kez gelmiyor. Pek çoğu iyi de İngilizce konuşuyor. Peki, Arap turistler İstanbul’u neden tercih ediyor? İstanbul’da en çok sevdikleri şey ne? En çok nerelere gidiyorlar, hangi müzeleri, hangi alışveriş merkezlerini tercih ediyorlar? Türkiye’de hoşlarına gitmeyen şeyler var mı? Taksim’den Büyükada’ya kadar İstanbul’un turistik bölgelerinde bu soruları yönelttiğimiz Arap turistlerin birleştikleri tek bir nokta var: “Türkiye doğasıyla, şehirleriyle çok güzel bir ülke. Burada evimizde gibiyiz. Kültürler çok benzer. Ancak insanların bizlere bakış açısı çok olumlu değil. Özellikle taksicilerin davranışları üzücü.”

‘Havası için geliyoruz’

Milliyet'inhaberine göre, İstanbul’da Arapların en çok rağbet ettikleri yerler İstiklal Caddesi, Topkapı Sarayı, Boğaz ve Büyükada. Bunların yanı sıra İstinye ve Mecidiyeköy’deki AVM’ler ile çocuklar için Vialand de onların vazgeçilmezi. İstiklal Caddesi, ‘Körfez akını’na uğrayan başlıca bölge. Dünyaca ünlü markaların bulunduğu cadde son aylarda eski görkeminden uzaklaşsa da Arapların uğrak yeri. Ellerinde alışveriş çantalarıyla Kuveytli yedi üyeli Al-Qattah ailesiyle başlıyoruz sohbete. İstanbul’u havası için tercih ettiklerini belirten baba Mansur Al-Qattah (42), “Türkiye’ye ilk gelişimiz değil. Daha önce de ailemle iki kez geldik. İstanbul’u tercih ediyoruz çünkü tarihi dokusu oldukça ilgi çekici. Elbette alışveriş buradaki en cazip şey. Bunun dışında yemekler de oldukça lezzetli” diyor. Al-Qattah, İstanbul’da en çok rahatsız oldukları şeyi ise şu sözlerle anlatıyor: “Bazı insanların davranışları rahatsız ediyor. Arap turistlere bakış olumsuz. Garsonlar güler yüzlü değil, bazı işletmelerde yeterince ilgilenilmiyor. Taksiciler ise fazla para istiyorlar.”

Iraklılar düğün yapmaya geliyor

Büyükada meydanında toplanan kalabalığın arasına gidiyoruz. Arapça atılan naralar ile gelinlik ve damatlıklarının içinde iki Iraklı çiftin eğlencesine denk geliyoruz. Iraklı çiftler için İstanbul’da düğün son yılların yükselen modasıymış. Çiftler konuşmak istemese de onlardan birinin amcası Mustafa Al-Badir başlıyor anlatmaya:

“Irak’ta İstanbul’da düğün ve eğlence yapmak son yılların tercihi. Biz de yeğenimizin düğünü için geldik. Burada düğün ve eğlence yapacağız. Boğaz ve adalar turunun ardından ülkemize döneceğiz. Türkiye, çok büyük ve gelişmiş bir ülke. Burada olmak bizi mutlu ediyor. Ancak daha fazla Arapça tabela olsa bizler için iyi olacak. araba kullanırken yol bulmak biraz zor oluyor.”

‘Turizmin milliyeti olmaz’

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı Başaran Ulusoy İstanbul’un Arap turistlerin aile yapılarına uygun bir şehir olduğunu belirterek şunları söylüyor: “İbadet yerlerini seviyorlar. Yemekleri seviyorlar ve akşamları teknede boğazda geziyorlar. Kuzey Afrika ve Ortadoğuülkelerinin favorisi Topkapı Sarayı ve Eyüp Sultan. Alışveriş vazgeçilmezleri. Gelen turistlerin kıyafeti, ten rengi, kültürüne göre bir sınıflandırma yapmak o ülke insanına hakaret sayılır. Turizmin milliyeti olmaz. İlgi o kadar yoğun ki, Boğaziçi’nde örneğin, neredeyse biz yabancı olacağız onlar yerli olacak durumda.”

İstiklal’e ve AVM’lere uğramadan gitmiyorlar

İkinci kez gelenler önceki ziyaretlerine göre daha az güvende hissettiklerini söylüyor.

Türkiye’yi Batılı buluyorlar ama kendi kültürleriyle benzerlikler de hoşlarına gidiyor.

İstanbul’da en uğrak mekanları Talimhane ve İstiklal Caddesi. Sultanahmet, Boğaz, adalar ve AVM’lere de uğramadan gitmiyorlar.

Tercihleri genellikle beş yıldızlı oteller.

Türk mutfağına bayılıyorlar. ‘Helal’ gıdaya önem veriyorlar.

İskender, döner, kebap favorileri. Simit de seviyorlar. Tatlılardan baklava başı çekiyor.

Birçoğu İstanbul’un yanı sıra Karadeniz şehirleri ve yaylaları ile Bursa, Bolu ve Yalova’yı da tercih ediyor.

Esnaf mutlu

Arap turistlerin uğrak noktalarındaki esnaf ise genellikle mutlu. Büyükada’daki restoran işletmecisi, değişen turist profiliyle adaya daha fazla Körfezli misafir geldiğini belirterek, “Memnun etmek zor olsa da Arap turistlerin bıraktığı ekonomik değerden memnunuz” diyor. Adada bir kahve dükkanı işletmecisi ise pek olumlu düşüncelere sahip değil: “Araplar Batı tarzı kahve kültürüne sahip değil. Diğer müşterilerim gelen Arap turistlerin bazı tavırlarından rahatsız oluyor.”

Taksim’de bir diğer işletmeci Şahin Eryılmaz da pek çok işletmeyi kapanmaktan Arap turistlerin kurtardığını söylüyor.

1 milyon 357 bin 525 Arap turist geldi

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre yılın ilk yedi ayında İstanbul’a gelen Arap turist sayısı bir önceki yıla göre yüzde 34 arttı. 2011 yılından bu yana İstanbul’a Arap ülkelerinden gelenlerin oranı da yüzde 11’den yüzde 24 seviyesine çıktı. Yılın ilk yedi ayında İstanbul’a Arap ülkelerinden 1 milyon 357 bin 525 turist geldi. 299 bin 798 ziyaretçiyle Suudi Arabistan başı çekerken, 262 bin 777 turistle Irak ikinci, 138 bin 371 turistle Kuveyt Arap ülkeleri arasında üçüncü sırada yer alıyor.